EKONOMİ - 13 Eylül 2023 Çarşamba 14:15

Arabuluculuk sistemine yoğun talep; 10 günde 7 bin 651 başvuru alındı

A
A
A

Kiracı ve ev sahibi anlaşmazlıkları için 1 Eylül’de devreye alınan arabuluculuk mecburiyeti yoğun talep gördü. Son 10 günde 7 bin 651 başvurunun yapıldığı dikkat çekti. Başvurular ücretsiz alınırken, anlaşma durumunda ücret ödemesi yapılıyor.

Kira anlaşmazlıklarında arabuluculuk dönemi 1 Eylül’de başladı. Devreye giren arabuluculuk sistemine yoğun talep geldi. Son 10 günde 7 bin 651 başvurunun yapıldığı açıklandı. Kiracı veya mülk sahibi bu süreci başlatabilirken, başvurularda herhangi bir ücret alınmıyor. Anlaşma sağlanması halinde bir ücret ödemesi yapılıyor.

Başvurular, adliyelerdeki arabuluculuk bürolarından yapılırken, başvuran kişi neden başvuru yaptığını ve iletişim bilgilerini vererek form doldurarak süreci başlatıyor.

Başvurular ücretsiz alınırken, anlaşma sağlanması halinde 100 bin TL’ye kadar yüzde 6 şeklinde bir ücretlendirme bulunuyor. Anlaşma yapılan bedel üzerinden yüzde 6, yüzde 5 veya yüzde 4 gibi bir ödeme yapılıyor. Miktar yükseldikçe aşağı doğru inen oranlarla ücret ödemesi gerçekleşiyor.

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Avukat Arabulucu Umut Metin, "1 Eylül tarihinden şu ana kadar arabuluculuk ile ilgili 8 bin 600 civarında bir başvuru olurken, bunun 7 bin 651’i kira uyuşmazlığı olarak dikkat çekti. Toplumda kira sorunlarını çözmek için arabuluculuk anahtar kurum olarak görülüyor. Kira sorunlarının sayısı yüksek, kira sorunlarına çözüm bekleyenlerin odak noktası ise arabuluculuk. Bu haliyle arabuluculuk daha da önemli bir noktaya oturmuş durumda" dedi.

Metin, sorunu yaşayan herhangi bir tarafın arabuluculuk sürecini başlatabileceğini belirterek, "Örneğin kiracı bu süreci başlatabilir. Kiracı bir uyuşmazlık yaşadığını düşünüyorsa, arabuluculuk bürosuna başvurabilir. Tam tersi olarak mülk sahipleri de kira konusunda yaşadığı sorunlardan dolayı talepte bulunabilirler" ifadelerini kullandı.

"Adliyelerdeki arabuluculuk bürolarından başvurular alınıyor"

Başvurunun yapılacağı yerlerde alternatifler söz konusu olduğunun altını çizen Metin, "Ancak ilk akla gelen yer ve bilinmesi gereken yer adliyelerdeki arabuluculuk bürolarıdır. Buradaki başvurular oldukça basittir. Başvuran kişi neden başvuru yaptığını ve iletişim bilgilerini vererek formu doldurur ve bu süreci başlatmış olur. Daha sonra Adalet Bakanlığı tarafından bir arabulucu yönlendirmesi yapılır. Başka yöntemler de var. Tanıdığımız bir arabulucu varsa, kendisinin görevlendirilmesini talep edebiliriz" açıklamalarında bulundu.

Arabuluculuğun uygulama alanının geniş olduğunu hatırlatan Metin, "Örneğin ticari uyuşmazlıklarda, tüketici uyuşmazlıkları veya çalışan ile işveren arasındaki uyuşmazlıklarda uygulanabiliyor. Tarafların sözleşmeyle düzenleyebileceği her alanda uygulanabilir" dedi.

"Başvuru tamamen ücretsiz"

Metin, sözlerine şöyle devam etti: "Arabuluculuk zaman açısından sorunu çok hızlı bir şekilde çözmeyi sağlar. Yasal düzenleme gereği en geç 4 haftada kira sorunlarını çözme gibi bir hızdan bahsedebiliriz. Arabuluculuğa başvuru tamamen ücretsizdir. Ancak anlaşma sağlanması halinde 100 bin TL’ye kadar yüzde 6 şeklinde bir ücretlendirme bulunuyor. Anlaşma yapılan bedel üzerinden yüzde 6, yüzde 5 veya yüzde 4 gibi bir ödeme yapılır. Miktar yükseldikçe aşağı doğru inen oranlarla ücret ödemesi yapılır" diye konuştu.

Vatandaşların kira konusundaki sorunlarında arabuluculuğa yoğun başvurusunun toplumsal barış açısından arabulucuların üzerine ciddi bir yük olduğunu gösterdiğini aktaran Metin, vatandaşların arabuluculuk başvurularını yapmaktan çekinmemeleri gerektiğini söyleyerek sözlerini tamamladı.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Siverek’te yürek burkan protesto: Eşimin acısı son olsun, bu yolu kaldırın! Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, sık sık ölümle sonuçlanan trafik kazalarıyla gündeme gelen şehir içi çevre yolunun, ilçe dışına taşınması talebiyle protesto eylemi düzenlendi. Geçtiğimiz gün aynı yolda eşini kaybeden ve taziyesini yarıda bırakıp eyleme katılan Ömer Gül’ün feryadı yürekleri dağladı: "Bu yol buradan kalksın, başka çocuklar yetim kalmasın!" İlçenin Şirinkuyu ışıklarında Siverek Kent Konseyi öncülüğünde toplanan siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş, artan trafik kazalarına ve can kayıplarına tepki gösterdi. Kalabalık adına basın açıklamasını okuyan Siverek Kent Konseyi Başkanı Adnan Uğur Tamses, "Siverek’in içinden geçen Şanlıurfa-Diyarbakır karayolunun şehir dışına çıkarılması gerektiğini" vurguladı. "Geçici Önlemler Yetersiz Kalıyor, Artık Ertelenemez" Tamses, açıklamasında, "Geçmişte şehir dışında planlanan bu yol, Siverek’in hızlı ve plansız büyümesi nedeniyle bugün yerleşim alanlarının tam ortasında kalmıştır. Bu durum, ağır tonajlı araçların şehir içi trafikle iç içe seyretmesine, özellikle yayalar, öğrenciler ve bölge sakinleri için ciddi bir can güvenliği tehdidi oluşturmasına neden olmaktadır. Alınan geçici önlemler ve uyarı levhaları, sorunun köklü çözümü için yeterli olmamaktadır. Bu sorun artık ertelenemez bir noktaya gelmiştir" dedi. Basın açıklamasında yetkililere 4 maddelik acil çağrı yapıldı. Bu maddeler," Mevcut çevre yolunun ivedilikle şehir dışına alınması. Yeni çevre yolunun uzun vadeli şehir planlamasına uygun şekilde projelendirilmesi. Mevcut yol üzerinde, çözüm sağlanana kadar acil ve etkili trafik güvenliği önlemlerinin artırılması ve yetkili kurumların, yerel dinamikleri ve halkın taleplerini dikkate alarak süreci şeffaf bir şekilde yürütmesi. Tamses, bu çağrının tamamen insani ve vicdani bir talep olduğunu belirterek, yetkilileri sorumluluk almaya davet etti ve sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı. Eşini Kaybeden Ömer Gül: "Benim Acım Son Olsun, Bu İhmalkârlıktır" Basın açıklamasına, geçtiğimiz gün aynı yol üzerinde meydana gelen trafik kazasında 15 günlük bebeğinin annesi olan eşi Canan Erçek Gül’ü kaybeden Ömer Gül de katıldı. Taziyesini yarıda bırakarak eyleme destek veren acılı eş, şunları söyledi: "Dün bu yolda, karşıya geçerken eşimi kaybettim. Yeni ölümlerin yaşanmaması için taziyemi yarıda bırakıp bu eyleme katıldım. İnşallah benim acım son olur, bu yolda ki ölümler benim acımla son bulsun. Şehir içinden 170 kilometre ile arabalar gidiyor, benim eşime de çarpan sürücü 170 kilometreyle hızla gidiyordu. Bu ihmalkârlıktır. Eşim 3 çocuğu yetim bıraktı, biri henüz 15 günlük. Bunun vebali kime? Ben bunun peşinde değilim, yalnızca bundan sonra gerekli önlemlerin alınmasını istiyorum. Cumhurbaşkanıma buradan sesleniyorum, rica ediyorum bu benim acım son olsun, hiç kimsenin bir daha böyle bir acı yaşamasını istemiyorum. Rica ediyorum yetkililer kimse bu yolu buradan kaldırsınlar, başka çocuklar yetim kalmasın." Ömer Gül’ün feryadı, eyleme katılan vatandaşları derinden etkiledi. Basın açıklamasının ardından vatandaşlar 5 dakikalık oturma eylemi yaptıktan sonra, olaysız dağıldı.
Ankara Başkent’te çağırdıkları ’Martı Tag’ sürücüsü Özcan’ı darp eden 4 taksici hakkında karar açıklandı Ankara’da ’Martı Tag’ uygulaması üzerinden çağırdıkları araç sürücüsü Alper Özcan’ı darbettikleri gerekçesiyle yargılanan 4 sanık taksi şoförü hakkında karar açıklandı. Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Abdurrahman Akbaş, Umut Can Kurtoğlu, Ömer Berkan Altunbaş ile taraf avukatları katıldı. Diğer tutuksuz sanık Murat Akbaş ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme başkanı bu celse karar vereceklerini bildirerek, Abdurrahman Akbaş’a söz verdi. Akbaş savunmasında, "Arabanın anahtarını almaya çalışmadım. Bize vurmasın diye elinden tutmaya çalıştım. Biz de taksiciyiz yağma söz konusu olamaz. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Söz alan diğer sanıklar Umut Can Kurtoğlu ile Ömer Berkan Altunbaş da mahkeme heyetinden beraatlerini talep etti. Avukat ve sanık beyanlarının ardından mahkeme kararını açıkladı. Sanıklardan Abdurrahman Akbaş, ‘Nitelikli yağmaya teşebbüs’ suçundan 7 yıl 6 ay, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 3 yıl 4 ay ve ‘Tehdit’ suçundan 1 yıl 8 ay olmak üzere toplam 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanık Ömer Berkan Altunbaş hakkında, ‘Nitelikli yağma’ suçundan beraat kararı verirken, ‘Kasten yaralama’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 3 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum etti. Sanık hakkında, ‘Tehdit’ suçundan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Sanık Murat Akbaş, ‘Nitelikli yağmaya teşebbüs’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 10 yıl 10 ay hapis cezası alırken, diğer sanık Umut Can Kurtoğlu ise tüm suçlamalardan beraat etti.
Muğla YÖK 2025 raporu açıklandı: MSKÜ 4 alanda öne çıktı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ), YÖK’ün 2025 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporunda 4 kategoride ilk 20’de yer almayı başardı. Yükseköğretim Kurulu tarafından, Türkiye’deki 201 üniversitenin 67 farklı gösterge doğrultusunda değerlendirildiği "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" kamuoyu ile paylaşıldı. Eğitim-öğretimden sürdürülebilirliğe, uluslararasılaşmadan toplumsal katkıya kadar geniş bir perspektifte hazırlanan raporda, MSKÜ, "Eğitim-Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslarasılaşma" ve "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" alanlarında çalışmalarındaki verilerle Türkiye’nin önde gelen Üniversiteleri arasında yerini aldı. Aktif öğrenci toplulukları ile sosyal Üniversite MSKÜ, öğrencilerin sadece akademik değil sosyal gelişimlerine de verdiği önemi sıralamadaki yeriyle kanıtladı. Rapordaki "Öğrenci Topluluğu Sayısı" göstergesine göre MSKÜ, bünyesindeki 218 öğrenci topluluğu ile devlet ve vakıf üniversiteleri arasında Türkiye genelinde 7. sırada yer aldı. Sanattan spora, bilimden kültüre kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren toplulukları, kampüsün yaşayan bir ekosisteme sahip olduğunu tescilledi. Bilimsel araştırmaların desteklenmesi Araştırma kültürünü teşvik eden Üniversitemiz, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları (BİDEB) kapsamında sağlanan desteklerde de üst sıralarda yer aldı. Rapora göre MSKÜ, toplam 330 BİDEB desteği (burs ve proje) ile Türkiye’nin en çok destek alan üniversiteler arasında 18. sırada yer aldı. Bu veri, öğrencilerin ve araştırmacıların proje üretme kapasitesinin ve bilimsel yetkinliğinin yüksekliğini gözler önüne serdi. Uluslararasılaşma: Akademik hareketliliğin desteklenmesi Uluslararasılaşma vizyonu doğrultusunda çalışmalarını sürdüren MSKÜ, akademik kadrosunun küresel deneyimini artırmada önemli bir başarı elde etti. "Değişim Programları Kapsamında Giden Öğretim Elemanı Sayısı" göstergesinde 15. sırada yer alan Üniversitemiz, akademisyenlerinin yurt dışı tecrübesini artırarak evrensel bilim standartlarını kampüse taşımaya devam ediyor. Engelleri Kaldıran Kampüs: Güçlü erişilebilirlik envanteri Son olarak, "Engelsiz Üniversite" vizyonuyla hareket eden MSKÜ, raporda yer alan Erişilebilirlik Envanteri Sayısında 200’ün üzerinde envanter kaydıyla Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında 11. sırada yer aldı.