GENEL - 01 Aralık 2011 Perşembe 00:39

YÖK, KATSAYI UYGULAMASINI KALDIRMAYI KARARLAŞTIRDI

A
A
A
YÖK, KATSAYI UYGULAMASINI KALDIRMAYI KARARLAŞTIRDI

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Genel Kurulu’nda, üniversiteye giriş sınavında yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan katsayı uygulamasının kaldırılması kararlaştırıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TÜRMOB Genel Başkanı Kartaloğlu: “Dünya genelinde kadınlar, erkeklerden yüzde 23 daha az maaş almakta ve ev içi ücretsiz emeğin büyük bir yükünü taşımaktadır" Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Emre Kartaloğlu, “Dünya genelinde kadınlar, erkeklerden yüzde 23 daha az maaş almakta ve ev içi ücretsiz emeğin büyük bir yükünü taşımaktadır. Kadınların siyasi, ekonomik ve akademik liderlik pozisyonlarındaki temsil oranları ise ciddi anlamda yetersizdir” dedi. TÜRMOB Genel Başkanı Kartaloğlu, 5 Aralık Kadın Hakları Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, TÜRMOB olarak kadınların toplumsal hayatta hak ettikleri yere gelmesi için üzerlerine düşen sorumluluğun bilincinde olduklarını kaydetti. 5 Aralık‘ın yalnızca Dünya Kadın Hakları Günü olarak değil, aynı zamanda Türk kadını için büyük bir dönüm noktasını simgelemekte olduğunu ifade eden Kartaloğlu, şunları kaydetti: “Bu yıl Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 90. yılını büyük bir saygıyla kutluyoruz. 5 Aralık 1934’te Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bu devrim, Türk kadınına sadece siyasal hayatta söz sahibi olma imkanı sunmakla kalmamış, kadının toplumsal yaşamın her alanında hak ettiği yeri alması için güçlü bir zemin hazırlamıştır. Türk kadını, bu hakka birçok Avrupa ülkesindeki kadınlardan önce kavuşmuş, bu durum Türkiye’nin çağdaşlaşma ve toplumsal eşitlik yolundaki öncülüğünü tüm dünyaya göstermiştir. Atatürk, ’Dünyada her şey kadının eseridir’ diyerek kadınların toplumsal yaşamda oynadığı vazgeçilmez rolü ve bu rolün insanlığın gelişimindeki temel önemini vurgulamıştır. Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı verilmesi, bu inancın bir göstergesi olduğu gibi; kadın hakları mücadelesinde tüm dünyaya ilham veren bir adımdır. Bugün 5 Aralık’ta bu tarihi mirası onurlandırmak, kadınların kazanımlarını koruma ve daha ileriye taşıma mücadelesine olan bağlılığımızı yeniden hatırlatmaktadır. Kadınlar, sadece bir gün değil, her gün ekonomik kalkınmanın ve toplumsal dayanışmanın temel taşıdır. Ancak bugün hem ülkemizde hem de dünyada kadınların büyük engellerle mücadele ettiğini unutmamalıyız." “Türkiye’de kadın istihdam oranı yüzde 30 seviyesindedir” Türkiye’de kadın istihdam oranının yüzde 30 seviyesinde olduğunu ve bu oranın erkeklerin yarısından az olduğunu kaydeden Kartaloğlu, “Dünya genelinde kadınlar, erkeklerden yüzde 23 daha az maaş almakta ve ev içi ücretsiz emeğin büyük bir yükünü taşımaktadır. Kadınların siyasi, ekonomik ve akademik liderlik pozisyonlarındaki temsil oranları ise ciddi anlamda yetersizdir” dedi. Kartaloğlu, kadına yönelik şiddet ve kadın haklarının geri plana atılmasına yönelik girişimlerin Türkiye’de ve dünyada kaygı verici bir şekilde devam ettiğini ifade ederek, “Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, kadınların temel haklarının savunulmasında ciddi bir eksiklik oluşturmuştur. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından kadın cinayetlerinde ve kadına yönelik şiddet vakalarında artış yaşanması, bu konuda acil adımlar atılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadelede yasal düzenlemelerin korunması ve etkili bir şekilde uygulanması hayati bir öneme sahiptir” diye konuştu. “Kız çocuklarının eğitimden mahrum bırakılmasının önüne geçmek artık ertelenemez bir zorunluluktur” Kadınların iş gücüne katılımını artırmak, kayıt dışı çalışmayı engellemek ve eşit işe eşit ücret ilkesini hayata geçirmek için sosyal politikalar geliştirilmesinin gerekli olduğunu kaydeden Kartaloğlu, şöyle devam etti: “Kız çocuklarının eğitimden mahrum bırakılmasının önüne geçmek, erken yaşta evliliklerle mücadele etmek artık ertelenemez bir zorunluluktur. Toplumsal sorumluluğumuzun bilinciyle ve bir meslek örgütü olarak son yıllarda özellikle kadın meslek mensuplarımızın sorunlarını tespit etmek ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla çalıştaylar düzenlemeye, projeler geliştirmeye ve bu konuda yoğunlaşmaya devam ediyoruz. Kadınların kariyer yollarında karşılaştıkları engellerin kaldırılması ve mesleki gelişimlerinin desteklenmesi için kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği, sadece bir hedef değil, demokrasinin, insan haklarının ve sürdürülebilir kalkınmanın vazgeçilmez bir parçasıdır. Kadın Hakları Günü’nde bir kez daha hatırlatıyoruz: Kadınların haklarına sahip çıkmak, eşit bir geleceği birlikte inşa etmek demektir. Gelin bu mücadelede daha güçlü bir dayanışma için bir araya gelelim. Eşit bir dünya mümkün, yeter ki inanalım ve birlikte harekete geçelim.”
Denizli Köylüler 70 dekar tarlaya imece usulü arpa ekti Denizli’nin Çivril ilçesinde köylüler ve muhtar 70 dekar tarlaya imece usulü arpa ekti. Asırlık ekim geleneğine yaklaşık 50 köylü traktör ve aletleri ile destek verdi. Atalardan gelen bu gelenekte tarlalara ekildikten sonra köyün ihtiyaçlarında kullandıklarını belirten muhtar Mustafa Özdemir, "Köyümüzün 16 ve 70 dekarlık iki tarlası var. Atalarımız tarlaları ekip köyün ihtiyaçları için kullanıyormuş. Bizde tarlaları ekip köyün ortak gider ve ihtiyaçlarında kullanıyoruz" dedi. Denizli’nin Çivril ilçesinin Yamanlar Mahallesi’nde asırlardır devam eden imece usulü ekim yapılıyor. Yamanlar Mahallesi’nde yaşayan köylüler ve muhtar Mustafa Özdemir öncülüğünde bu yıl da köye ait tarlada el birliği ile ekim yapıldı. Asırlardır devam eden ve atalardan gelen bu gelenekte eskiden tarlalardan gelen gelirler, köyün ihtiyaçları ve okul için kullanılıyordu. Ancak okulun kapanması ile birlikte köyde bulunan caminin ihtiyaçları ve köyün ortak giderleri için kullandıklarını belirten Yamanlar Köy Muhtarı Özdemir, "Köyümüzdeki okulun kapanmasıyla okul harcamaları olmuyor. Biz de köyün diğer ortak gider ve ihtiyaçlarında kullanıyoruz. Diğer tarlamızın geliri halen cami için kullanılır" dedi. "Tarlamıza ekilen ekinler köyün ihtiyaçları için harcanıyor" Köyle ilgili her işte imece usulü yapıldığını ve tarlalara ekilen ekimlerin gelirleri ile köyün ihtiyaçları ve köyde bulunan caminin harcamaları için kullandıklarını belirten Muhtar Özdemir, “Biz köyle ilgili her işi imece usulü yaparız. Tarlamızın ekimini de başta gençler olmak üzere yaşlılarımızın denetim ve gözetiminde birlikte ekiyoruz. Önceden tarladan hasat edilen üründen elde edilen gelir okul ve cami için kullanılıyordu. Okulun bakımı eksikleri bu paradan gideriliyor, öğrenciler için yapılacak harcamalar ya da alınacak okul gereçleri alınıyordu. Köyümüzdeki okulun kapanmasıyla okul harcamaları olmuyor. Biz de köyün diğer ortak gider ve ihtiyaçlarında kullanıyoruz. Diğer tarlamızın geliri halen cami için kullanılır” dedi. “Ürüne ihtiyar heyeti ve köy halkı karar verir” Tarlalara ekilecek ürüne ve ekim dönemine ihtiyar heyeti ve köy halkının karar verdiğini belirten ve bu yıl ekimde 50 kişinin görev aldığını dile getiren muhtar Özdemir, “İhtiyarlarımız tarlalara ne ekileceğine karar verir. Köy halkıda bir araya gelerek ekim zamanını kararlaştırır. İş planlaması yapılır herkesin görevi belirlenir. O gün müsait olanlar görev alanlar traktör ve araçları ile gelir ekimi yapar. Bu ekim döneminde yaklaşık 50 arkadaş görev aldı. Bu 50 kişiden bir kısmı ekimi yapılacak tarlayı sürdü, bazıları ekime hazırladı, ekim yapan bir ekip var. Hasadı da hep birlikte yapıyoruz. El birliği içinde işimizi bitiyoruz” ifadelerinde bulundu. “Birlikte ekim yaparak hem maliyeti düşürüyor hem de köyün gelirini arttırıyoruz” Tarlaların imece ekilmesinin geleneği yaşatması bakımından önemli olduğunu ve ekimlere gençlerinde geldiğini ve bu geleneği gelecek nesillere götüreceklerini dikkat çeken Muhtar Özdemir, “Birlikte ekim yaparak hem maliyeti düşürüyor köyün gelirini arttırıyoruz, hem de aramızdaki bağı ve iletişimi kuvvetlendiriyoruz. Bizi biz yapan ananelerimiz gelenek ve göreneklerimiz. Bunları yaşatmamız gerek. Bugün tarla ekmeye gelen 10 - 15 yaşında çocuklar var, onlar bunları görüyor. Yaşlıların gençlere verdiği nasihatleri dinliyor. Her sene çocuklar gelir hem ekim öğrenir hem yaşlıların deneyimlerini dinler. Tarla eken gençler o çocuklara önderlik eder, yaşlılardan öğrendiklerini onlara aktarır, öğretir” şeklinde konuştu. “Köy halkı arasındaki birlik ve bağı güçlendiriyor” Ekim ve hasat işinin imece usulü yapılmasının birlik ve bağı kuvvetlendirdiğini ve köyde ekim dönemince öncelik her zaman köy tarlasının ekimin planlandığını ardından ise herkes kendi tarlasıyla ilgilendiğini belirten köy sakinlerinden Cengiz Yaman, “Atalarımızın bir mirası ve geleneği. Birlikte ekiyor birlikte hasat ediyoruz. Bu köy halkı arasındaki birlik ve bağı güçlendiriyor. Ekim yapılacağı zaman önce köy tarlasının ekiminin yapılmasını planlıyoruz sonra kendi tarlalarımızı ekiyoruz. Bu bizim için ekim döneminin başlangıcı oluyor. Köy tarlası ekildikten sonra herkes kendi işine bakıyor. Her yıl dönüşümlü olarak müsait olanlar gelir katılır. Kimse kimseye katıl demez, neden katılmadın da demez. Bu yıl gelemeyen gelecek yıl gelir ama mutlaka köyün tarlasının ekimine iştirak eder, gelemiyorsa ekim yapanların yemeğini hazırlar suyunu içeceğini ikram eder. Yamanların en büyük özelliği birlik ve beraberliğidir” diye konuştu.
Osmaniye Asırlık motifler gelecek nesillere aktarılıyor Osmaniye’de yüzyıllardır aynı yöntemle yapılan geleneksel kök boyalarla hazırlanan kilimler kadınların ellerinde gelecek kuşaklara aktarılıyor. Osmaniye’nin Toprakkale İlçesinde kurulan Toprakkale Kadın Girişimi Üretimi ve İşletme Kooperatifinde, geleneksel doğal kök boyalarla hazırlanan kilimler kadınların ellerinden gelecek kuşaklara aktarılıyor. Özel hazırlanan tezgahlarda kök boyalı iplerle yüzyıllık motifleri ilmek ilmek kilimlere nakşeden kooperatifi üyesi kadınlar kilimin yanı sıra anahtarlık, kemer, çanta ve aksesuarlar dokuyarak hem aile bütçesine katkıda bulunuyor hem de yüzyıllık kilim dokuma geleneğini hayatta tutmaya çalışıyor. Kilim dokuma sanatını annesinden öğrendiğini söyleyen Toprakkale Kadın Girişimi Üretimi ve İşletme Kooperatif Başkanı Şule Çukadar, “Bu işi yaklaşık 21 yıldır yapıyorum, Halk Eğitim Kurslarında Usta öğretici olarak çalışıyorum. Kadirliğiyim bu işin doğduğu yerdenim annemden öğrendim. Annem de annesinden öğrendi muhtemelen. 21 yılda çok öğrenci yetiştirdim, çok kişiye bu sanatı öğrettim. Onlara kültürel miras olaraktan aktarmaya çalıştım. İnşallah başarabilmişimdir. Bu işi geliştirip, daha çok kadın istihdam etmeyi ve onlarla birlikte daha çok büyütmeyi istiyorum. Burada şu anda biz 30, 40, 50 kişi çalıştırmak istiyoruz. Sadece burada da değil çevre yerlerde, kursa gelemeyen ya da atölyeye gelemeyen insanlara tezgahlar verip orada yaptırmak istiyorum. Küçük bir pazara ulaştığımız anda bu işin olacağına inanıyorum. Kilimlerimizin özelliği iplerimizin yüzde yüz yün olmasıdır. Kilimlerimiz tamamen kök boyadan, doğal boyalardan yapılıyor. Ayrıca yüz yıllardır aynı yöntemle dokunuyor. Tamamen el dokuması ve yünden yapılıyor. Kimyasal katkı yok. İnsan vücudundaki elektriği alıyor. Yünler doğal boyalarla yapılıp elle dokunup hazırlanıyor ve insanlara sunuluyor. Yüzyıllardır aynı yöntemlerle ipler üretiliyor, o ipler kök boyalarla boyanıyor ve elde dokunup insanların kullanımına sunuluyor.” Diye konuştu. Yüzyıllardır yapılan bir geleneği yaşatmak gelecek nesillere aktarıyor olmak hoşuma gidiyor diyen Kooperatif üyelerinden Elif Çolak, , “Bu işi seviyorum. Bu işi babaannem anneannemde yapardı. Bende de hep bir merak uyandırırdı. Hocamla da tanıştıktan sonra bırakmadım. Severek yapıyorum. Yüzyıllardır yapılan bir geleneği yaşatmak hoşuma gidiyor. Bizden sonraki gelecek nesillere de bu işi aktarabilmek için böyle bir kooperatif kurduk. Herkes buraya gelsin, bu işi yapsın isteriz. Herkes merak etsin, dokusun. En azından gençlerimiz bu işi öğrensin, geleneklerimiz de büyüsün. Gençlerimiz geleneklerimizi görerek büyüsün isteriz. Kadınlar olarak, bir şeyler üretmek bir şeyler ortaya çıkartmak, bir şeyler başarmak bizleri mutlu ediyor. Evde boş boş oturmaktan daha güzeldir diye yola çıktık arkadaşlarımızla. Ayrıca, ürettiğimiz şeyin kültürümüzle alakalı olması bizleri gururlandırıyor. ”dedi.
Karabük Engelli bireyler performanslarını sergiledi Karabük’te Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte engelli bireyler performanslarını sergiledi. Dünya Engelliler Günü dolayısıyla Karabük Valiliği himayelerinde Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından program düzenlendi. 100.Yıl Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa; Vali Mustafa Yavuz ve Eşi Süreyya Yavuz, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, İl Jandarma Komutanı İsmail Gökcek, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şerafettin Kelleci, kurum müdürleri siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve aileler ile özel çocuklarımız katıldı. Program öncesinde, özel öğrencilerimizin yıl boyunca ürettikleri eserlerinin bulunduğu sergiyi gezen Vali Yavuz, serginin düzenlenmesinde emeği geçen özel öğrencilere ve onlara destek olan öğretmenlere teşekkür etti. Saygı duruşuyla başlayan tören, işaret dili eşliğinde İstiklal Marşı’mızın okunmasıyla devam etti. Tüm özel gereksinime ihtiyaç duyan bireyler ve sivil toplum kuruluşları adına özel gereksinime ihtiyaç duyan birey yakını Nazire Tarlabaşı ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Abdurrahman Bilgiç, günün anlam ve önemini belirten konuşmalarını gerçekleştirdi. Etkinlikte Safranbolu Engelsiz Yaşam Bakım, Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi’nin koro müzik dinletisi, Şafak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin piyano dinletisi ve ritim gösterisi, Özel Karabük Umut Işığı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin koro müzik dinletisi, İbrahim Bedir’in şiir dinletisi, Safranbolu Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin halk oyunu gösterisi, Karabük Gündüzlü Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nin şiir dinletisi, Vefa Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin dans gösterisi, Özel Doğan Hayat Engelli Bakım Merkezi’nin şiir dinletisi ve Aylin Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin kaşık oyunu gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Coşkulu anlarla dolu etkinlik, sevgiyle tüm engellerin aşılabileceğini bir kez daha ortaya koydu. Programın sonunda, 2024 yılında Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonu tarafından Erişilebilirlik Belgesi almaya hak kazanan Karabük 3 Nisan Şehit Nazif Topsakal Polis Merkezi Amirliği, Karabük Kardemir Kız Anadolu Lisesi Müdürlüğü, Karabük Soğuksu Merkez Camii ve Karabük Üniversitesi Camii’ne, Valimiz Mustafa Yavuz tarafından belgeleri verildi.