EKONOMİ - 19 Ocak 2021 Salı 10:04

Zorunlu deprem sigortasında azami teminat artırıldı

A
A
A
Zorunlu deprem sigortasında azami teminat artırıldı

Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında, bir mesken için yapı tarzı ayrılmaksızın verilebilecek azami teminat tutarı 240 bin TL'den 268 bin TL'ye çıkarıldı.

Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğ ile zorunlu deprem sigortasında uygulanan azami teminat tutarı 28 bin TL artırıldı. Bu kapsamda, bir mesken için yapı tarzı ayrılmaksızın verilebilecek azami teminat tutarı 240 bin TL'den 268 bin TL'ye çıkarıldı. Tebliğe göre, sigorta bedelinin belirlenmesine esas metrekare bedelleri; betonarme yapılar için bin 134 TL'den bin 268 TL'ye, diğer yapılar için ise 782 TL'den 874 TL'ye çıkarıldı.

Tebliğe eklenen geçici maddelere göre, teminat başlangıç tarihi 1 Ocak- 31 Aralık 2021 tarihleri arasındaki sigorta sözleşmeleri için tarife fiyatı üzerinden yüzde 10 oranında indirim uygulanması kararlaştırıldı. Tebliğin yayımı tarihinden önce akdedilen ve teminat başlangıç tarihi 1 Ocak ve sonrası olan sigorta sözleşmeleri, prime ilişkin herhangi bir işlem yapılmaksızın yeni belirlenen teminatlara tabi olacak.

Depremde hasar gören Zorunlu Deprem Sigortalı evler için ödenecek en yüksek teminat bedelinin 268 bin TL’ye yükseldiğini belirten DASK Koordinatörü Erdal Turgut, “Bildiğiniz gibi DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile evlerin yeniden inşa bedelini teminat altına alıyor. Yeniden inşa bedelleri de her yıl enflasyon oranında güncelleniyor. Özetle DASK’ın sigortalılara verdiği teminat, ekonomik şartlara göre korumaya alınarak artırılıyor. Buna bağlı olarak primlerde de artış oluyor. DASK olarak 2021’de teminatı artırma ancak prim farkını sigortalılarımıza yansıtmama kararı aldık" dedi.

"Evler yıllık ortalama 163 TL’ye sigortalanacak"
Kampanya kapsamında İstanbul’da ve İzmir’de 100 metrekare betonarme bir evin yıllık 268 TL’ye Zorunlu Deprem Sigortası ile güvence altına alınabileceğini açıklayan Turgut şunları söyledi: “100 metrekare betonarme bir ev, Edirne, Ankara ve Gaziantep’te yıllık 90 TL’ye; Ardahan’da yıllık 129 TL’ye; Ağrı, Artvin, Giresun, Kayseri, Niğde, Rize’de 59 TL, Aksaray, Yozgat, Nevşehir, Kırşehir’de 38 TL’ye; Antalya’da 129 TL’ye ve Bursa’da 173 TL’ye Zorunlu Deprem Sigortası güvencesine sahip olacak. Kampanya kapsamında Türkiye genelinde yıllık prim ortalaması ise 163 TL olarak hesaplanıyor".

"Hedef yüzde 100 sigortalılık"
Depremin ardından Zorunlu Deprem Sigortası’na ilgide artış olduğunu hatırlatan Turgut, “Depremden sonraki ilk hafta Ege Bölgesi’nde günlük poliçe üretimi yüzde 100’lerin üzerine çıkmıştı. Şu anda da deprem öncesine göre günlük yüzde 5 daha fazla olarak devam ediyor. İzmir’deki Zorunlu Deprem Sigortalı konut sayısı 635 binden 689 binlere yükseldi. Türkiye genelindeki günlük poliçe üretimi artışı ise yüzde 5 düzeyinde devam ediyor. ‘DASK Yaptıran Kazanıyor’ kampanyasıyla da bu farkındalığı sürdürerek sigortalılık oranlarını artırmayı ve yüzde 100 sigortalılık oranına ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.