Başbakan Binali Yıldırım bayram namazını Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde kıldı. Cami çıkında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başbakan Yıldırım, tüm vatandaşların Kurban Bayramı’nı kutladı.
Bayramların kardeşliklerin zirveye çıktığı özel günler olduğunu söyleyen Yıldırım, “Bu bayram inşallah ülkemizin ve milletimizin kardeşliğine vesile olur. Ülkemizi huzursuz etmeye çalışan milletimizi ayrıştırmaya çalışanların da ıslah olmasına vesile olur. Bu vesile ile sınır boylarında, yurdun her köşesinde milletimizin rahat bir bayram geçirmesi için gece gündüz çalışan bütün güvenlik kuvvetlerimizi, askerimizi, polisimize Allah kolaylık versin. 15 Temmuz’dan sonra ilk bayramımızı yapıyoruz. Biraz buruğuz. Gerek FETÖ, gerek bölücü terör örgütünün yaptığı alçakça saldırılar vesilesi ile hayatını kaybeden bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Mekanları cennet olsun. Milletim şunu bilsin ki hiçbir güç bu topraklarda hür ve bağımsız yaşamış bu milleti bölemeyecektir” diye konuştu.
Vatandaşlara trafik konusunda da uyarılarda bulunan Yıldırım, “Yolların kralı yok, kuralı var. Kaymak gibi yollar yaptık. Yolları böldük hayatları birleştirelim diye yaptık. Siz siz olun kurallara uyun, sevdiklerinizi üzmeyin. Sağ salim birbirinizle buluşun diyorum. Bütün milletime saygılarımızı sunuyorum” ifadelerini kullandı.
BELEDİYELERE KAYYUM ATANMASI
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım 28 Belediye’ye kayyum atanmasını değerlendirdi.
Belediyelerin vatandaşa en yakın yönetim birimleri olduğunu hatırlatan Yıldırım, “Amaçları nedir yaşadıkları illerde vatandaşlardan aldıkları oyla yine vatandaşların işini görmektir. Şehrin dert babası olmaları gerekir. Ne yazık ki bazı belediyeler özellikle bölücü terör örgütünün adeta lojistik merkezi haline gelmiştir. Devletin kaynaklarını, milletin vergilerini şehrin güzelleşmesine harcayacaklarına öyle veya böyle bölücü terör örgütüne aktarmak gibi bir faaliyet içine girmişlerdir. Görevden alınan belediyelerin tamamında böyle bir durum söz konusudur. Bunlar yapılan soruşturmalarla ortaya konmuş gerçeklerdir. Dolayısıyla birilerinin Türkiye’ye demokrasi dersi vermeye kalkmasını kabul etmek mümkün değildir. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde işlerin nasıl yapılacağı yasalarda, anayasada yer almaktadır. Bu yüzden yerel yönetimlerde görev alan belediye başkanları, meclis üyeleri bundan böyle devletin verdiği imkanları millet için harcarlarsa, onların endişe etmesine gerek yoktur. Her kim ki hukukun dışında bir şekilde herhangi bir terör örgütüne FETÖ olabilir veya bölücü terör örgütü olabilir veya yolsuzluk, kanunsuz işler yapabilir. Bunlar için yasalarımız neyi emrediyorsa onu yapmak bizim en temel görevimizdir. Bunu yapmazsak asıl sorun orada başlar” şeklinde konuştu.
“HERKES KENDİ İŞİNE BAKSIN”
Başbakan Binali Yıldırım ABD Türkiye Başkonsolosluğu’nun kayyum atamaları ile ilgili “Bu bölgelerde seçim yapılmasını umut ediyoruz” açıklamasını da eleştirerek, “Herkes kendi işine baksın. Biz ülkemizde kanunların kuralların nasıl işleyeceğini başkalarından öğrenecek değiliz. Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye’nin bu konuda ders almaya ihtiyacı yoktur” ifadelerini kullandı.
Suriye’de ateşkes sürecini de değerlendiren Yıldırım, şunları söyledi;
“Ümit ederiz ki bu varılan ateşkes kalıcı olur. Çünkü 6 yıla varan süre içerisinde bu anlamsız savaştan kimse kazanmamıştır. 600 bine yakın masum insan hayatını kaybetmiş, milyonlarcası yerini yurdunu terk etmiştir. Türkiye bütün mültecileri bağrına basmış ve onları kardeş bilerek beraber yaşamaya devam ekmiştir. Suriye’de Irak’ta bölgede barış artık bir keyfiyet değil mecburiyet haline gelmiştir. Bölge ile ilgili bütün ülkeleri çok daha vicdani ve hukuki sorumlulukları vardır. Hiçbir sebep insanı öldürmek için meşru olamaz. İnsanın görevi insanı yaşatmaktır. Özellikle Amerika ve Rusya başta olmak üzere bölgede faaliyet gösteren, bölgedeki terör örgütlerini yok etme adına bulunan ülkeler Türkiye’den dile getirdiği bu barış sürecinde daha aktif yol almaları icap etmektedir. Bir kez daha çağrıda bulunuyoruz diyoruz ki artık yeter 6 yıl oldu daha ne kadar insan ölecek. Gelin bu ateşkesi kalıcı hale getirelim ve sonunda da Suriye’de bütün grupların, bütün mezheplerin, bütün etnik farklılıkları temsil edileceği, Suriye’nin toprak bütünlüğünü asla ıskalamayan bir yönetim şeklini burada tesis edelim”
“BÖLGE TERÖRDEN TEMİZLENİNCEYE KADAR OPERASYON SÜRECEK”
Başbakan bir gazetecinin Fırat Kalkanı operasyonu ile ilgili sorusuna ise şu şekilde yanıt verdi:
“Fırat Kalkanı operasyonu iki tane önemli sebebi var. Bir tanesi Türkiye’nin güney sınırlarını emniyet altına almak. Türkiye’nin güney sınırlarından bir süredir DEAŞ terör örgütü ve diğer terör örgütleri sızmak suretiyle eylemler yapıyorlar. Gaziantep’te en son 54 masum insan ki bunun 29 tanesi 18’den küçük çocuk, canlı bomba eylemi ile büyük acı yaşadık. Bunun üzerine Fırat Kalkanı operasyonunu başlattık. Amaç DEAŞ gibi terör örgütlerini bölgeden uzaklaştırmak ve burayı gerçek sahiplerine teslime etmek. Dolayısıyla sınır güvenliğimiz yüzde yüz emniyet altına alınacak, vatandaşlarımızın canına malına yönelik her türlü tehdit tamamen ortadan kaldırılacak. Bunlar yüzde yüz sağlanıncaya kadar ve bölge terör örgütlerinden temizleninceye kadar Özgür Suriye Ordusu’na desteğimiz ve bölgeyi terörden temizleme faaliyeti devam edecektir”.