ASAYİŞ - 22 Haziran 2021 Salı 09:38

Yargıtay'dan usta çırak kararı

A
A
A
Yargıtay'dan usta çırak kararı

Bursa’da, otomobil bakım servisindeki kaporta ustası, çırağa ‘Şerefsiz’ deyince tazminatsız kovuldu. İş Mahkemesi’nin ‘mağdur oldu’ kararını Yargıtay bozdu. Yüksek Mahkeme, davacı işçinin şirket çalışanına yönelik kullandığı ’şerefsiz’ kelimesinin hakaret olup, davacının iş akdinin işverenin başka bir işçisine açıkça hakaret etmesi nedeni ile feshinin yerinde olduğuna hükmetti.

Milyonlarca özel sektör çalışanı için emsal oluşturacak olay; Bursa’da yaşandı. Tam 16 senedir kaporta teknisyeni olarak çalışan usta, çırağa ‘şerefsiz’ dedi. Bunun üzerine işveren, ustayı tazminatsız kovdu. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan kaporta ustası, iş akdinin işverence haksız ve ihbarsız olarak feshedildiğini, işçilik haklarının da ödenmediğini iddia ederek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10 bin TL kıdem tazminat ve 2 bin 500 TL ihbar tazminatının tahsilini talep etti.

Mahkemede ifade veren işveren ise davacının uzun süredir işyerinde çalıştığını ve hak ettiği ücret ve diğer işçilik alacaklarının banka kanalıyla ödendiğini, çalışmasının son döneminde sinirli tavırlar sergileyerek iş yerindeki müşterilerle ve çalışan diğer personel ile sorunlar yaşamaya başladığını öne sürdü.

Davacının önce tamir için aracını servise getiren bir müşteri ile yumruklaşmaya varan sorunlar yaşadığını ve savunmasının alındığını, çalıştığı süre gözetilerek bu olay nedeniyle iş akdinin fesih yoluna gidilmediğini, ancak bu olaydan kısa bir süre sonra davacının bu defa davalı şirket çalışanlarından biri ile tartıştığını, çalışana yönelik bağırarak "şerefsiz" demek suretiyle hakaret ettiğini dile getirdi.

Elindeki tornavida ile bu personelin üzerine yürüdüğünü ancak araya giren diğer personelin olayın daha da büyümesini engellediğini, olayın tutanak altına alınarak davacı ile diğer personelin savunmasının alındığını iddia etti. İşyeri düzeninin etkin bir şekilde bozulması, davacının savunmasının yeterli görülmemesi ve işyerinde ileride daha vahim bir hadisenin de önüne geçilebilmesini teminen İş Kanunun 25 / II - d maddesi uyarınca davacının iş akdinin tazminatsız ve derhal olarak feshedildiğini savunarak davanın reddini istedi. İş Mahkemesi, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kabulüne hükmetti.

Mahkeme; bu tür işyerlerinde ustaların argo diliyle konuştuğuna, çalışanların da bu tür kelimelere anlam yüklemediklerine dikkat çekti. Davalı kararı istinafa götürünce devreye Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi girdi.

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verdi. Kararı, davalı avukatı temyiz edince bu kez devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan 9. Hukuk Dairesi, davacının işyerindeki çırağa hakaret ettiğine dikkat çekti.

Kararda şöyle denildi: “Dosyadaki feshe konu olayın taraflarından alınan savunmalar, davalı işyeri çalışanlarının görgüye dayalı verdiği ifadeler ile taraf tanık beyanlarından, davacının davalı işyeri çalışanının ‘Birşey söyleyebilir miyim?’ demesi üzerine arkasını dönerek işyeri çalışanına ‘Bana birşey söyleme lan şerefsiz’ şeklinde hakaret ettiği anlaşılmaktadır.

‘Şerefsiz’ kelimesi ‘şerefini korumamış, şerefini zedeleyecek davranışlarda bulunmuş olan, onursuz, haysiyetsiz’ anlamlarına gelmekte olup, davacının şirket çalışanına yönelik kullandığı bu kelime hakaret sayılmaktadır. Bu sebeple davacının iş akdinin işverenin başka bir işçisine açıkça hakaret etmesi nedeni ile 4857 sayılı Kanunun 25/II-d maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yazılı gerekçeler ile davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MHP Genel Başkanı Bahçeli: "110 yıl önce Çanakkale’yi geçemeyenler, ebediyete kadar Türkiye’yi geçemeyecekler" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "110 yıl önce Çanakkale’yi geçemeyenler, ebediyete kadar Türkiye’yi geçemeyecekler. Kökeni, mezhebi, meşrebi ve memleketi ne olursa olsun aziz ecdadımız, Türk bayrağının altında toplanarak millet olmaktan kaynaklanan hak ve kazanımlarımızı tarihin derinliklerinde cesaret ve dirayetle nasıl muhafaza etmişse, bugün de aynısının yine tekrarlanabileceğine yürekten inanıyorum" dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 110’uncu Yıl Dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. MHP’nin sosyal medya hesabı üzerinden paylaşılan mesajda, "110 yıl önce Çanakkale’yi geçemeyenler, ebediyete kadar Türkiye’yi geçemeyecekler. Kökeni, mezhebi, meşrebi ve memleketi ne olursa olsun aziz ecdadımız, Türk bayrağının altında toplanarak millet olmaktan kaynaklanan hak ve kazanımlarımızı tarihin derinliklerinde cesaret ve dirayetle nasıl muhafaza etmişse, bugün de aynısının yine tekrarlanabileceğine yürekten inanıyorum. Türk milleti, ayrışma, bölünme ve farklılaşma tuzaklarına düşmeden, oynanan oyunların farkına vararak dünün muhteşem mücadelelerine sahip çıkacak ve elbette feyzalacaktır. 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünü müftehir bir vicdanla kutluyor, bize bu zaferi emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve cephe komutanları olmak üzere, kahraman şehitlerimize, gözü pek neferlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler diliyor, hepsini minnet ve şükran hislerimle yâd ediyorum" ifadeleri yer aldı.
Muğla MÜSİAD Muğla şubesinden geleneksel iftar programı Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Muğla Şubesi devlet korumasındaki sevgi evlerinde kalan çocuklar için iftar programı gerçekleştirdi. Muğla Ticaret ve Sanayi Odası salonunda verilen iftar programına Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, Milletvekili Kadem Mete, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bülent Karakuş, MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Aktaş ve MÜSİAD üyeleri katıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan iftar programında konuşan MÜSİAD Muğla Şube Başkanı Nevzat Aykaç, mübarek Ramazan ayının bereketi ve huzurunu paylaşmak için düzenledikleri iftar programında birlikte olmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Aykaç, "Sevgili evlatlarımız ile bir araya gelmek bizim için bir mutluluk ve gururdur. Sizlerin duaları ve tebessümleriniz de bu sofranın en büyük bereketidir. Biliyoruz ki bizim kültürümüzde devlet hem anadır, hem babadır. Bizim inancımızda insan, yaratılmışların en şereflisidir. Çocuklarımız başta olmak üzere insanımıza yaptığımız her hizmeti bu anlayışla gerçekleştiriyoruz. Nasıl olsa birileri ilgileniyor. Nasıl olsa devlet sahip çıkıyor diye düşünmüyor ve bu anlayışla birbirimizi gözettiğimizde sorunların daha da hafifleyeceğine daha sağlıklı, huzurlu ve güvenli bir toplum olacağına inanıyoruz. Sizler devletinizle birlikte kendinize güvenir, hayata sıkı sarılır, çalışır ve emek verir, gayret gösterirseniz Allah’ın izniyle her şeyi başarırsınız" dedi. MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Aktaş, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan ayında birlikte olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, "Pek çok badireyi birlikte atlatan, siyasi ve ekonomik istikrarı yakalayan ve sürekli olarak büyüyen bir ülke olarak bölgesinde güven duyulan bir ülke olduk. Son 20 yılda atılan adımlar artık meyvesini veriyor. Savunma sanayisinden enerjiye ülkemiz devasa hamleler yapıyor. Adım adım yapılan bu hamleler ile Türkiye Yüzyılı hedefine hep birlikte ulaşacağız" dedi. Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık ülkemizin son yıllarda gerçekleştirdiği ekonomik ve sanayi hamlelerinde Türk iş adamlarının alın teri bulunduğunu belirterek, "MÜSİAD, ülkemizin ekonomik bağımsızlığı için Türk ekonomisinin lokomotifi durumundadır. Yerli ve milli sanayimiz ile Türkiye yüzyılı hedefine ulaşmasında siz değerli işadamlarımızın katkısı çok büyüktür. Rahmet ve mağfiret ayı Ramazan ayı ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini içinde barındıran bu mübarek ayın hepimize hayırlar getirmesini dilerim. Rabbim oruçlarınızı ve dualarınızı kabul etsin" dedi.