GÜNDEM - 02 Temmuz 2022 Cumartesi 10:29

Yargıtay'dan emsal yönetici kararı: 'Yöneticinin hatası kat maliklerini bağlar'

A
A
A
Yargıtay'dan emsal yönetici kararı: 'Yöneticinin hatası kat maliklerini bağlar'

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yöneticinin verilen yetkiyi kötüye kullanması halinde kat maliklerinin, yöneticinin yaptığı sözleşmelere bağlı olduğuna hükmetti.

İHA muhabirinin İçtihat Bülteni'nden aldığı bilgiye göre, bir AVM'nin otopark işletmeciliği için M.E.'e ait şirket ile AVM yönetimi anlaştı. M.E., 10 yıllık kiralama bedelini o dönemin AVM yöneticisine ödedi, karşılğında makbuz aldı. Bir süre sonra AVM'de yeni göreve gelen yönetici, otopark işletmecisi M.E ile yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu bildirdi. Bunun üzerine ödediği paranın peşine düşen M.E., 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kapısını çaldı. Otopark işletmeciliği yaptığı sürede faydalı masrafları olduğunu; ayrıca ödediği kira bedeli nedeniyle de davalı alışveriş merkezinin sebepsiz zenginleştiğini ileri sürdü.

Ödediği paranın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı AVM yönetimi ise davacının işgal ettiği yerin müvekkili AVM'nin otoparkı olduğunu, otoparkın ancak tüm kat maliklerinin oy birliği ile kiraya verilebileceğini, böyle bir karar olmadan davacının akdettiği kira sözleşmenin hukuka uygunluğunun bulunmadığını öne sürdü.

Yönetici sıfatı ile B.K. tarafından yasal dayanağı olmaksızın ortak mahallin kiraya verildiğini ve kira bedelinin yetkisiz yönetici tarafından tahsil edildiğini, yönetime bu kira bedeline ilişkin hiç bir ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddini savundu. Mahkeme; davacının site yönetimine kira bedeli ödediğini ispat edemediği, ödemenin daha sonra yönetimden uzaklaştırılan ve haklarında ceza davaları da bulunan şahıslara yapıldığına dikkat çekti. AVM'nin kasasına girdiği sabit olmayan bu bedelin eski yöneticilerin şahsından istenebileceği, taşınmazın tüm kat maliklerinin oy birliği ile karar alınmaksızın kiraya verilmesinin olanaklı olmadığı, bu yönü ile davacının kira bedeline ilişkin taleplerinin reddine hükmetti.

Davacı kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, "Kiraya veren temsilcisi tarafından tahsil edildiği anlaşılan ve kira sözleşmesine eklenen makbuzlar dikkate alındığında temsilciye yapılan ödemeler davalı yönetimi bağlar. Mahkemece bu durumda davacı kiracının taşınmazı tahliye ettiği tarihe kadar olan kira borcu hesap edilerek kalan bedel üzerinden kira bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir" ifadeleriyle mahkeme kararı bozuldu. Yeniden yapılan yargılamada mahkeme, ilk kararında direndi. Davacı kararı temyiz edince bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.

Kararda; toplu konutların sorunsuz tek elden ve profesyonelce yönetilmesinin, kat maliklerinin huzur içinde birlik hâlinde yaşaması noktasında en büyük görevin yöneticiye düştüğü hatırlatıldı.

Yöneticinin kat maliklerinin vekili olarak iş ve işlemlerde kendilerini temsil etme yetkisine sahip olduğu hatırlatıldı. Yöneticinin verilen yetkiyi kötüye kullanması hâlinde, kat malikleri, yöneticinin yaptığı sözleşmelerle bağlı sayılamayacağı vurgulandı. Kararda, "Hatta sözleşme ifa edilmiş bile olsa sonuç değişmez. Buna karşılık sonradan icazet verilmişse, vekâletin kötüye kullanıldığı iddiası ileri sürülemez. Ancak yöneticinin, yetkisini kötüye kullanarak bundan habersiz olan iyi niyetli üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmeler geçerli olup iyi niyetli üçüncü kişiler korunacaktır.

Böyle bir hâlde müvekkil, vekilini iyi seçmemesinin sonuçlarına katlanmalıdır. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının, davalı AVM'ye ait otoparkın kiralanması amacıyla eski yönetici ile kira sözleşmesi imzaladığı ve on yıllık kira bedelini anılan yöneticiye ödediği hususunda taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır. Buradan yetkisi olmayan yönetimin yaptığı hukukî muameleden kat maliklerinin sorumlu tutulmadığı sonucu çıkmaktadır. Ne var ki, davaya konu edilen husus eski yönetime yapılan fazla ödemenin iadesine ilişkin olduğuna göre, burada önemli olan nokta eski yönetimce tahsil edilen bedelden kat maliklerinin dolayısıyla şimdiki yönetimin sorumlu olup olmayacağıdır.

Davacı tarafından on yıllık kira bedeli olarak ödenen bedelin davalı AVM'ye ait yönetim kaşesiyle makbuz karşılığında tahsil edildiği açıktır. O hâlde, yukarıda yapılan açıklamalar da dikkate alındığında, kat maliklerini temsilen tahsil edilen paranın davacıya iadesinden eski yöneticinin şahsen sorumlu olduğundan bahsedilmesi, davalı yönetimin kasasına girmediğinin dolayısıyla kat maliklerinin sorumlu olmadığı sonucuna ulaşılması yerinde olmayacaktır. Temsilciye yapılan ödemeler davalı yönetimi bağlar. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir" ifadeleri yer aldı.

Süleyman Aydın

 

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.