GÜNDEM - 30 Ocak 2014 Perşembe 15:55

Vatandaşlar Nusaybin Sınır Kapısı'nın açılmasını istiyor

A
A
A
Vatandaşlar Nusaybin Sınır Kapısı'nın açılmasını istiyor

Kamışlı kentine açılan Kara Hudut Sınır Kapısı'nın 3 yıldır kapalı olmasına tepki gösteren vatandaşlar, kapının açılmasını istedi.

Mardin’in Nusaybin ilçesinin Suriye’nin Kamışlı kentine açılan Kara Hudut Sınır Kapısı'nın 3 yıldır kapalı olmasına tepki gösteren vatandaşlar, kapının açılmasını istedi.

Nusaybin’de ikamet eden Özgür Güneş adlı vatandaş, 3 yıldır önce kapanan sınır kapısının Nusaybin ticaretine darbe vurduğunu ve Nusaybin Sınır Kapısı'nın 3 yıldır niye kapalı olduğuna anlam veremediklerini belirtti. Güneş, "Sınır kapısı 3 yıldır kapalı orada akrabalarımız, arkadaşlarımız ve ticaretimiz vardı. Sınır kapısının kapandıktan sonra Nusaybin’de birçok esnaf dükkanını kapattı. Nusaybinlilerin yüzde yetmişi Kamışlı'yla ticaret yapıyordu. Sınır kapandıktan sonra hepsi çarşıda boş boş dolaşıyor. Nusaybin de fabrika yok, kapı bizim fabrikamızdı bu kapı kapalı olduğu için Kamışlı ile ticaret yapan esnaf hepsi çarşıda boş boş dolaşıyor" dedi.

Çatışma olan kapıların hepsinin açık olduğunu belirten Güneş, "İş icabı bazen Akçakale’ye ve Karkamış’a sınır kapısına gidiyoruz.

Çatışmalardan oradan duramıyoruz ama kapı yirmi dört saat açıktır. Oradan Suriye ye eşyalar gidiyor insanlar gidiyor. Kamışlı'da bir silah sesi duymuyoruz, 3 yıldır bu kapımız kapalı bunun biran önce açılmasını istiyoruz" diye konuştu. Suriye’den Türkiye’ye gelmek isteyen akrabaların Akçakale Sınır Kapısı'nın uzak olduğu için buradaki mayınlı alandan kaçak gelmeye çalıştıklarını anlatan Güneş, "Sınırdan kaçak gelemeye çalışan akrabalarımız ya mayına basıp ölüyor ya da İpekyolu karayoluna çıktıktan sonra araba çarpıp ölüyor. Ama buradaki sınır kapısı açık olsaydı akrabalarımız kapıdan rahat gelirdi biz onların yanına gidebilecektik bu kapının bir an önce açılmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Suriye’de 3 yıl önce başlayan iç savaşın ardından Suriye tarafındaki yetkililer sınır kapısın tadilat nedeniyle kapatmıştı.

MARDİN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Polis Arama Kurtarma ekipleri afet ve acil durumlara karşı daima hazır Acil durum ve afetlerle mücadele eden Polis Arama Kurtarma (PAK) ekipleri, icra ettikleri gerçekçi tatbikatlarla becerilerini canlı tutuyor. Aldıkları işaret dili eğitimi sayesinde bedensel engelli afetzedelere de yardım eli uzatan arama kurtarma polisleri, her an göreve hazır halde bulunuyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şubesi çatısı altında faaliyet gösteren Polis Arama Kurtarma (PAK) Birim Amirliği, yurtta meydana gelen doğal afet veya acil durumlar karşısında etkin rol üstlenerek olaylara müdahale ediyor. Başta deprem bölgeleri olmak üzere birçok alanda arama kurtarma çalışmalarını icra eden ekipler, afetlerdeki can ve mal kaybını en aza indirmek için yoğun mesai harcıyor. 80 kişilik ekipten oluşan PAK personelleri, aldıkları profesyonel eğitimin yanı sıra kullandıkları yeni nesil teknolojik ekipmanlarla da gücüne güç katıyor. Her an göreve hazırlar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığın (AFAD) ile koordineli çalışan PAK ekiplerinin, afet alanlarındaki temel ihtiyaçları ise mobil istasyonlar aracılığıyla karşılanıyor. Ekipler gerçekçi senaryolarla icra ettikleri ulusal ve uluslararası tatbikatlarla da kabiliyet ve bilgilerini daima diri tutuyor. Olumsuz hava şartları ve her türlü zorlu duruma karşı tecrübeli olan arama kurtarma polisleri, görevlere her daim hazır bulunuyor. İşaret dili ile engelli afetzedelere yardım eli Konuşma ve işitme engelli afetzedelerin de olabileceğini hesaba katan PAK Amirliğinde, personellere işaret dili eğitimi de veriliyor. PAK ekipleri işaret dili sayesinde engelli afetzedelerle irtibat kurarak durumu hakkında bilgi alıyor ve en doğru müdahaleyi yapabiliyor. Zorlu eğitimleri başarıyla tamamlayan adaylar PAK personeli olmaya hak kazanıyor Gönüllülük esasına dayalı alım yapılan PAK Amirliğinde aday polisler 6 haftalık zorlu eğitimlere tabi tutuluyor. Farklı testlerden eğitimlerden geçen adaylardan fiziksel ve zihinsel yönden yeterli olabilenler arama kurtarma polisi olmaya hak kazanıyor. Yurt genelinde görev yapan bini aşkın PAK personelinin sayısı ise her geçen gün artıyor. “Her alanda olduğu gibi arama kurtarma operasyonlarında da hizmet vermekteyiz” Polis Arama Kurtarma Birim Amiri Komiser Celal Taha Kura, her durumda vatandaşların yanında olduklarını belirterek, “Ülkede gerçekleşebilecek afetlerde, AFAD koordinasyonunda, amirlerimizin emir ve talimatlarıyla, emniyet teşkilatı olarak vatandaşlarımıza her alanda olduğu gibi arama kurtarma operasyonlarında da hizmet vermek üzere görev ifa etmekteyiz” dedi. “Personelimize Türk İşaret Dili eğitimi aldırılmaktadır” Arama kurtarma polislerinin gerekli her donanıma sahip olduğuna değinen Kura, “Görevlere hazırlık aşaması, personelin yerleşkeden çıkışı, olay yerine intikali ve operasyonel gereklilikler düşünülerek planlanmaktadır. Bu anlamda, yerleşkemiz içerisindeki depoda personelin kullanacağı ekipmanlar muhafaza edilmektedir. Ekipmanların sürekli hazır olması için kontrolleri ve bakımları belirle periyotlarla yapılmaktadır. Muhtemel bir afet durumunda görev alacak personelin yaşam ve operasyonel ihtiyaçlarını karşılamak için mobil komuta koordinasyon ve planlama aracı, mobil tuvalet sistemi ve mobil mutfak sistemlerim oluşturulmuştur. Bunun yanı sıra personelimize ilk yardım eğitimi ve Türk İşaret Dili eğitimi aldırılmaktadır” ifadelerini kullandı. “Her ekip 20 personelden oluşuyor” Görev dağılımlarıyla ilgili konuşan Kura, “Ankara Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şubesi emrinde, arama kurtarma branşlı 80 personelimiz ve iki arama kurtarma aracımız bulunmaktadır. Her ekip 20 personelden oluşmaktadır. Ekip içerisinde görev dağılımı; tim amiri, amir yardımcısı, arama, kurtarma, ilk yardım, lojistik ve güvenlik birimleri şeklinde belirlenmiştir. Ekipler içerisinde elektrik, tesisat ve kurtarma operasyonlarında ihtiyacımızın olduğu diğer özelliklere sahip personelin bulunmasına özen göstermekteyiz” diye konuştu. “Yıkılma şekillerinde göre giriş tekniklerimiz var” İcra ettikleri teknik faaliyetler hakkında da bilgi veren Kura, “Arama kurtarma operasyonları 4 başlık altında topluyoruz. Bunlar; lojistik ve intikal, yaşam alanı kurulumu ve güvenlik. Güvenlik kısmında ise olay yeri, personel, kazazede ve ekipman güvenliğini sayabiliriz. Arama kısmı ise kaba, fiziki ve teknik arama olarak üçe ayrılmaktadır. Kurtarma operasyonları için de yıkılma şekillerinde göre giriş tekniklerimiz vardır” ifadelerini kullandı. Sevk ve idarenin yapıldığı komuta aracından da bahseden Kura, “Afet bölgesinde görev yapan personelin sevk ve idaresi içerisinde bulunduğumuz araçtan yapılmaktadır. Aracın enerji ihtiyacı güneş enerjisi, araç aküsü ve jeneratör vasıtasıyla kesintisiz hizmet verecek şekilde karşılanmaktadır” şeklinde konuştu. “Aranan ilk özellik gönüllülüktür” Alım süreciyle ilgili konuşan Kura, “PAK biriminde görev almak için aranan ilk özellik gönüllülüktür. Bunun yanında kabiliyetli, genç, dinamik, psikolojik ve fiziki yeterliliği olan kişilerin başvuruları alınmakta. Başvurulara istinaden değerlendirmeler yapılmaktadır. AFAD ile koordineli gerçekleştirilen eğitimlerimiz ise 6 hafta sürmekte ve 6 farklı eğitim modülünden oluşmaktadır” dedi. “Personeli her türlü şartta ve şartta görev yapacak şekilde hazırlamak için çalışıyoruz” Zorlu tatbikat çalışmaları ile personelleri hazır hale getirdiklerini dile getiren Kura, “Eğitimini başarıyla tamamlayıp branş aktarımı gerçekleştirilen personeller için oluşturmuş olduğumuz eğitim alanındaki çalışmalarla birlikte, branşlı personellerimizin bilgi birikimlerini tazelemeleri, görevde karşılaşabilecekleri muhtemel zorluklara daha kolay çözüm üretebilmeleri amacıyla gerçeğe yakın, senaryolaştırılmış eğitim ve tatbikatlar gerçekleştirmekteyiz. İcra ettiğimiz tatbikatların farklı iklim şartlarında, gece ve gündüz olmak üzere personeli her türlü şartta görev yapacak şekilde hazırlamak için çalışıyoruz” diye konuştu. Çalışmaları sırasında yaşanılan zorluklara da değinen Kura, “Sevdiklerine ulaşmaya çalışan afetzede yakınlarının bölgede yoğunluk oluşturmaları ve bölgede oluşan bilgi kirliliği nedeniyle kazazedenin yerinin tespit edilememesi, zamana karşı yarışımızda bizi en çok zorlayan durumlar arasında” ifadelerini kullandı. “Vatandaşlarımıza daha fazla yardım da bulunabilmek için personellerimize işaret dili eğitimi aldırıldı” İşaret dili eğitimi ile daha fazla vatandaşın yardımına koşabileceklerini belirten Kura, şunları dedi: “6 Şubat depremlerindeki çalışmalarımızın ardından yapılan değerlendirmeler neticesinde işitme ve konuşma engelli vatandaşlarımızın da arama kurtarma operasyonlarında karşımıza çıkabileceği düşünüldü. Vatandaşlarımıza daha fazla yardım da bulunabilmek için personellerimize işaret dili eğitimi aldırıldı. Bizler hem toplumsal olay polisleri, hem de arama kurtarma operasyonları icra eden ekipler olarak bu projeyi çok önemsiyoruz. Toplumun her kesimine hitap edebilmek için tüm personellerimize bu eğitimi aldırmaya devam ediyoruz.” “Hedefimiz toplam bin 500 personele eğitim vermek” Yurt genelinde bin 500 personele ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Kura, “İlimizde ve ülkemizde deprem özelinde şu ana kadar görev yapan toplam bin 50 personelimize arama kurtarma eğitimi verildi. Ara vermeden devam ettiğimiz eğitimlerimizde hedefimiz toplam bin 500 personele eğitim vermek” diye konuştu.
Antalya Türkiye’nin en büyük yer altı gölünde su seviyesi yükseldi, içeriye giriş yasaklandı Antalya’da bir haftadır etkili olan sağanak yağış, İbradı ilçesi Ürünlü Mahallesi yakınlarında bulunan ve Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise üçüncü büyüklüğünde yer altı gölüne sahip Altınbeşik Mağarası’nın taşmasına neden oldu. Dünyaca ünlü Altınbeşik Mağarası’nda su seviyesi 5 ile 7 metre arasında yükselirken, içeriye girişler ise yasaklandı. Mağaranın masmavi turkuaz renkteki suyu yine yağışlardan dolayı kahverengiye dönüştü. İbradı ilçesinde yaklaşık 1 haftadır aralıklarla etkili olan yağış sonrası yer altı sularının yükselmesi ile birlikte denizden 400 metre yükseklikte bulunan Altınbeşik Mağarası’nda su düzeyinde ciddi artış meydana geldi. Mağarada su seviyesi yaklaşık 5-7 metre arasında yükselirken, içerisine giriş ise yasaklandı. Suyun yükselmesi ile birlikte mağaranın ağzından akan sular büyük şelaleler oluşturdu. Bu sular, ulaştıkları Manavgat Çayı’nın da su seviyesinde yükselmeye neden oldu. “Mağaradan taşan Oymapınar Barajı’na ulaşıyor” İşletmesi İbradı Belediyesine ait olan Altınbeşik Mağarası sorumlusu Ulaş Ünlüsoy, dünyanın üçüncü, Türkiye’nin ise en büyük yer altı gölünün yağışlar sebebiyle su seviyesinde 4-5 metre civarında artış yaşandığını kaydetti. Mağaranın ağzından suyun silme geçtiğini söyleyen Ünlüsoy, “Yağışların etkisi ile birlikte gelen su çamur renginde akmaktadır. İçeriye giriş oldukça tehlikeli. Mağaradan akan su Manavgat Oymapınar Barajı’na gitmektedir. Buradan şelaleler oluşturarak Üzümdere Irmağı’nın devamında bulunan Melas Kanyonu’na inerek Oymapınar Barajı’na ulaşıyor” dedi. “Su seviyesinin normale dönmesini bekleyeceğiz” Geçtiğimiz Salı gününden itibaren etkili olan yağış ile birlikte mağaranın su seviyesi yüksek olduğu için ziyarete kapattıklarını anlatan Ünlüsoy, “Su seviyesinin normale dönmesi ile birlikte mağaramızı tekrar ziyarete açacağız. Şu anda bu seviyede iken içeriyi gezdirmemizin imkanı yok. Su seviyesi düşerse gerekli güvenlik önlemlerini aldıktan sonra gezdirme imkanı olacak. Şu durumda içeriye girme imkanı yok. Ziyarete açılınca gelen ziyaretçilerimiz mağaranın içerisinde oluşan müthiş şelaleleri görme imkanı bulacak" diye konuştu.
Antalya Antalya’da çocuklar için yeni kukla oyunu Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (AŞT), Anton Çehov’un unutulmaz eseri “Marangoz’un Köpeği Kaştanka”yı kukla oyunu olarak sahneye taşıdı. Prömiyeri yapılan oyun beğeni topladı. Antalya Şehir Tiyatroları, repertuvarına yeni bir çocuk oyunu daha ekledi. Anton Çehov’un unutulmaz eserlerinden olan “Marangoz’un Köpeği Kaştanka”, kukla oyunu olarak çocuklar için sahneye konuldu. Uzun süren kukla yapımı ve prova çalışmalarının ardından hazır hale gelen kukla çocuk oyunu, Antalya Şehir Tiyatroları Yıldız Kenter Sahnesi’nde ilk defa seyirciyle buluştu. Yönetmenliğini Ata Yıldırım’ın yaptığı “Marangoz’un Köpeği Kaştanka” da oyuncular hem kuklaları oynatırken hem de kendi karakterlerini canlandırdı. Minik sanatseverlerden beğeni aldı Çocuk yaş grubuna yönelik olarak hazırlanan oyun, minik tiyatroseverler tarafından beğeni gördü. Dost canlısı bir köpeğin güç yaşam şartlarında itiraz etmeden nasıl yaşadığını, köpeğin duygularının müzik ve şarkı ile desteklendiği, yeni kurulan arkadaşlıkların ve yeni yaşam şartlarının köpek üzerindeki etkisini anlatan bir oyun olan “Marangoz’un Köpeği Kaştanka” önümüzdeki günlerde de sahnelenmeye devam edecek. Hem oynadılar hem kukla oynattılar Oyunun yönetmeni Ata Yıldırım, oyun hakkında şu bilgileri verdi: “Oyundaki kuklaları, kendimiz hazırladık. Diğer oyunlarımıza nazaran bir ilke imza attık. Hem oynadık hem de kukla oynattık. Oynayan oynatan ilişkisini biraz daha fazla verdik ve sanıyorum ki bu da seyirciye iyi geçti. Karakterlerin birbiriyle olan diyalogları üzerine olan sevimli bir dostluk hikayesiydi”. Seyirci Betül Güven, “Hem ben hem de çocuklar oyunu çok beğendi. Çok gerçekçi ve eğlenceliydi, çok keyifli vakit geçirdik. Herkesin emeğine sağlık” dedi.