GÜNDEM - 12 Mart 2022 Cumartesi 18:03

Türkiye’nin ilk insansız muharip savaş uçağı Bayraktar KIZIELMA (MİUS) entegrasyon hattına girdi

A
A
A
Türkiye’nin ilk insansız muharip savaş uçağı Bayraktar KIZIELMA (MİUS) entegrasyon hattına girdi

Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA’nın ilk prototipinin üretim geliştirme modeli entegrasyon hattına girdi.

Muharebe sahasında oyun değiştirici olarak gösterilen ve performansıyla harp literatüründe köklü değişikliğe neden olan Bayraktar TB2 SİHA’ları geliştiren Baykar, muharip insansız savaş uçağı çalışmalarında önemli bir aşamayı geride bıraktı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA’nın ilk prototipinin üretim geliştirme modeli entegrasyon hattına girdi. Bayraktar KIZILELMA, gerçekleştireceği agresif manevralar ve gelişmiş yapay zeka ile gelecekte güvenlik güçlerimizin muharebe sahasındaki en güçlü unsurları arasında yer alacak.

“Bayraktar KIZILELMA bizi geleceğe taşıyacak”

Baykar Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Baykar’ın yürüttüğü Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) projesine Bayraktar KIZILELMA adının verildiğini duyurdu. Bayraktar, insansız savaş uçağına KIZILELMA isminin verilme nedenini şöyle açıkladı:

“KIZILELMA siz ulaştıkça daha ileri giden, hep peşinden koşulan bir hedef aslında. Bizi hep daha ileriye ve geleceğe taşıyacak. Bayraktar KIZILELMA ile asırlardır hür yaşayan milletimizin Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla yüksek teknoloji geliştirerek semalarda ve uzayda hak ettiği yeri almasını istiyoruz. Bugün ihtiyacımız olan fetihlerin kalplerin fethi olduğunu biliyor; merhametten, hürriyetten ve adaletten söz ediyoruz. Bu değerlerle insanlığı buluşturmak için yüksek teknoloji geliştirmek olmazsa olmaz bir kaide. Bu nedenle Milli Teknoloji Hamlesi de kritik bir önemi haiz. KIZILELMA’nın milletimize ve insanlığa hizmet edeceğini düşündüğümüz için kadim medeniyetimizin geçmişinden gelen bu isimde karar kıldık. Dünya 5. nesil avcı uçaklarıyla insanlı son muharip uçakları izliyor. Artık insanlı savaş uçakları geliştirilmeyecek. Bundan böyle muharebe sahasının en güçlü unsurları insansız sistemler olacak. Biz de geleceğin yarışlarında ülkemizi var edebilmek için çalışıyoruz.”

Türkiye’nin ilk insansız muharip savaş uçağı Bayraktar KIZIELMA (MİUS) entegrasyon hattına girdi

İlk kez 20 Temmuz’da duyurulmuştu

Bayraktar KIZILELMA’nın kavramsal tasarım çalışmaları kamuoyuyla ilk kez 20 Temmuz 2021 tarihinde Kurban Bayramı’nın ilk gününde “Bayram Hediyesi” olarak paylaşılmıştı. Kısa pistli gemilere iniş-kalkış kabiliyeti de yine ilk kez bu tarihte ilan edilmişti. Aradan geçen 8 ayın ardından Bayraktar KIZILELMA, Özdemir Bayraktar Milli İHA Ar-Ge ve Üretim Kampüsü’nde yer alan tesislerde entegrasyon hattına dahil oldu.

Kısa pistli gemilere iniş-kalkış kabiliyeti

Türkiye’nin inşa ettiği ve hâlihazırda seyir testlerini gerçekleştirdiği TCG ANADOLU gemisi gibi kısa pistli gemilere iniş ve kalkış kabiliyetine sahip olacak olan Bayraktar KIZILELMA bu sayede denizaşırı görevlerde önemli rol üstlenecek. Bu kabiliyetiyle Mavi Vatan’ın korunmasında da aktif görev alacak.

Agresif manevralarla hava muharebesi

Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ve dünyada büyük yankı uyandıran insansız hava araçlarından farklı olarak agresif manevralarla insanlı savaş uçakları gibi hava-hava muharebesi gerçekleştirebilecek olan Bayraktar KIZILELMA bu özelliğiyle harp sahasında dengeleri değiştirecek. Bayraktar TB2 ve Bayraktar AKINCI’dan elde edilen tecrübelerle tamamen Türk mühendis ve teknisyenleri tarafından geliştirme çalışmaları devam eden hava aracı yerli hava-hava mühimmatları ile hava hedeflerine karşı etkinlik sağlayacak.

Düşük radar görünürlüğü

İnsanlı savaş uçaklarının tasarım süreçlerinde en kritik hususlardan biri olarak değerlendirilen düşük radar kesitine sahip olma özelliği Bayraktar KIZILELMA’nın tasarımında da öncelikli olarak dikkate alındı. Düşük radar izi sayesinde en zorlu görevleri başarıyla gerçekleştirecek olan Bayraktar KIZILELMA’nın 6 ton kalkış ağırlığına sahip olması hedefleniyor. Türk mühendisleri tarafından milli olarak geliştirilen tüm mühimmatları kullanacak olan hava aracı planlanan 1500 kilogram faydalı yük taşıma kapasitesiyle büyük bir güç çarpanı olacak. 500 nm görev yarıçapı ile 5 saat havada kalması hedeflenen Bayraktar KIZILELMA, entegre edilecek AESA radar ile yüksek durumsal farkındalığa da sahip olacak.

İlk uçuş 2023’te

Bayraktar AKINCI’yı geliştirerek Türkiye’yi taarruzi sınıfta insansız hava aracı geliştirebilen sayılı ülkeler arasına sokmayı başaran BAYKAR, Bayraktar KIZILELMA’nın ilk uçuş testini 2023 yılında gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bayraktar AKINCI TİHA’da 2018’de entegrasyon hattına girmiş ve bir yıl sonra 6 Aralık 2019’da ilk uçuşunu başarıyla tamamladı. AKINCI ilk uçuşundan yaklaşık 1.5 yıl sonra 29 Ağustos 2021’de envantere girerek operasyonel göreve başladı. Selçuk Bayraktar’ın liderliğindeki Baykar ekibi tarafından Bayraktar KIZILELMA için de benzer bir proje süreci yürütülmesi hedefleniyor.

Türkiye’nin ilk insansız muharip savaş uçağı Bayraktar KIZIELMA (MİUS) entegrasyon hattına girdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.