GÜNDEM - 01 Mart 2013 Cuma 11:07

Türkiye Güldünya'yı unutmayacak

A
A
A
Türkiye Güldünya'yı unutmayacak

Türkiye “Güldünya” ismini ilk kez 2004 yılında duydu. Akrabasının tecavüzüne uğradıktan aile kararı ile kardeşleri tarafından infaz edilen Güldünya Tören’in ölümü üzerinden tam 10 yıl geçti...

ÖMER FARUK AYDEMİR / İSTANBUL

Güldünya’nın Bitlis’te başlayan hikayesi, Türkiye’de şiddet gören kadınlar için örnek olarak gösterildi. Sanatçıların adına şarkı yazdığı Güldünya, ölümünden sonra da şiddet gören kadınları için bir sembol olarak hafızalara kazındı.

HİKAYESİ TECAVÜZ İLE BAŞLADI

Türkiye'de töre cinayeti ve tecavüzün simgesi haline gelen Güldünya Tören’in hikayesi, Bitlis’in Budaklı köyünde başladı. 1982 yılında Budaklı doğumlu olan Güldünya’nın ailesi 'Şego' olarak bilinen aşiretine bağlıydı. Teyzenin oğlu olan ve aynı zamanda da halasının kızıyla evli olan Servet Taş'ın tecavüzüne uğrayan Güldünya, hamile kaldı. Karnındaki şişliği gizlemeye çalışsa da ailesi durumu kısa sürede fark etti. Aile meclisinde sorgulanan Güldünya, çocuğunun babasının Servet Taş olduğunu söyledi ancak Servet Taş, tecavüzü reddetti. Bir süre sonrası Servet Taş’ın da durumu kabullenmesi ile konu aşiret büyüklerine anlatıldı. Aşiretin kararı
Servet Taş'ın Güldünya'yı kuma olarak alıp köyü terk etmesi yönünde oldu.

Güldünya bunu istemeyince Servet Taş, köyden kaçarak izini kaybettirdi, Güldünya ise İstanbul Fatih'te yaşayan amcası Mehmet Tören'in yanına gönderildi. Bir süre İstanbul’da yaşayan Güldünya, ölümünde 6 ay önce öldürülmek istendi. Bitlis’ten gelen abisi İrfan Tören, kardeşini öldürmek istedi ancak başarılı olamadı. Güldünya pencereden atlayarak kaçtı. Polise sığınan Güldünya, öldürülmekten korktuğunu söyledi. Polis tarafından karakola getirilen Güldünya’nın amca ve abisi genç kadını öldürmeyecekleri yönünde söz verdi. Güldünya, Bitlis’te uzun süre imamlık yapan ve köyden tanıdığı arkadaşının babası Alaattin Ceylan'ın yanına gitmek istedi. Küçükçekmece'de yaşayan Alaattin Ceylan’ın yanına yerleşen Güldünya, 1 Aralık 2003 günü ‘Ümut’ adını verdiği bir bebek dünyaya getirdi. Bebeğinin öldürülmesinden korkan Güldünya, çok sevdiği yavrusunu evlatlık vermek zorunda kaldı.

HASTANE ODASINDA ÖLDÜRÜLDÜ

Güldünya hakkında aşiretin ölüm kararı, 2004 yılında çıktı. Baba Şerif Tören, Şubat ayında İstanbul’a gelerek Alaattin Ceylan'ın evinde kaldı. 25 Şubat'ta da ağabey İrfan Tören İstanbul’a geldi ve Güldünya’yı Bursa’daki teyzelerine götüreceğini söyledi. 1 Mart günü ikili birlikte otogara gitmek üzere evden çıktı ancak 100 metre uzakta Güldünya'nın kardeşi Ferit Tören ortaya çıktı ve silahını ateşledi. Yaralanan Güldünya, hastaneye kaldırıldı. Güldünya ilk tedavisinin ardından sevk edildiği Bakırköy Devlet Hastanesi'nde ameliyata alındı. İfadesinde kardeşlerinden şikayetçi olmadığını söyleyen Güldünya, başına geleceklerden habersiz ölümünü bekledi. Aynı gece Güldünya’nın kardeşi Ferit Tören, yarım bıraktığı işi bitirmek için hastaneye geldi. Saat 03.45 sıralarında hastaneye refakatçi olduğunu söyleyerek giren Ferit Tören, 22 yaşındaki Güldünya’nın başına iki el ateş etti. Katil, hastaneden kaçarken, Güldünya’nın beyin ölümü gerçekleşti. Aile tarafından istenmeyen Güldünya'nın cenazesi, aşiretin devreye girmesiyle Bingöl'e götürülerek defnedildi.

GÜLDÜNYA’NIN KARDEŞLERİ HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI

Güldünya Tören'in öldürülmesine ilişkin davada Yargıtay, mahkemenin kararını bozdu. İkinci kez yargılanan İrfan Tören müebbet, Ferit Tören ise 23 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Güldünya'yı öldürdüğü için 23 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan Ferit Tören de cezaevinde 29 Şubat 2012'de kalp krizi geçirerek öldü.

BABA ŞERİF TÖREN, KIZINA TECAVÜZ EDEN SERVET TAŞ’I ÖLDÜRDÜ

Güldünya’ya tecavüz eden teyzesinin oğlu Servet Taş, 7 yıl sonra 14 Ekim 2011’de Sultanbeyli’de sokak ortasında kurşunlanarak öldürüldü. Ahmet Yesevi Mahallesi Barbaros Caddesi Zeliha Sokak’ta 34 TD 2052 plakalı otomobilde bulunan iki kişiden biri, evinden çıkan 38 yaşındaki Servet Taş'a kurşun yağdırdı. Vücuduna 6 kurşun isabet eden Taş, olay yerinde hayatını kaybetti. Olayı soruşturan polis, Servet Taş’ı öldürenin Güldünya’nın babası Şerif Tören olduğunu ortaya çıkardı. Şerif Tören kısa bir süre sonra yakalanarak cezaevine gönderildi.

AİLELER ADLİYEDE BİRBİRİNE GİRDİ

Güldünya’nın babası Şerif Tören’in kızına tecavüz eden Servet Taş’ı öldürmesi ile ilgili dava, iki aileyi birbirine düşürdü. Tören ve Taş aileleri, 12 Aralık 2012 tarihinde Kartal Adliyesi’nde Şerif Tören’in cinayetle yargılandığı duruşma öncesinde birbirine girdi. Bıçak ve sopaların kullanıldığı kavgada iki aileden 7'si ağır 30 kişi yaralandı. Polis aileler arasındaki kavgayı ayırmakta güçlük çekince, çevik kuvvet ekiplerinden yardım istendi. Adliye bahçesinin savaş alanına döndüğü kavgada yaralılar ambulanslarla hastaneye taşındı.

AİLELER CİNAYETTEN 9 YIL SONRA BARIŞTI

Adliyede kavga eden Tören ve Taş aileleri, Güldünya’nın ölümünden 9 yıl sonra barıştı. İki aile arasında Zeytinburnu Gündoğan Camii’nin toplantı salonunda gerçekleşen barışma törenine Bitlis’ten gelen aşiret mensupları katıldı. Taş ve Tören ailelerinin barıştırıldığı törene siyasiler ve Şıh Muhiddin Aydın da katıldı.

DEVLETİN SAHİP ÇIKTIĞI “UMUT” BEBEK 10 YAŞINDA

Töre cinayetine kurban giden Güldünya’nın 1 Aralık 2003 tarihinde dünyaya getirdiği Umut’a devlet sahip çıktı. Güldünya’nın ölümünden iki ay önce bebeğini evlatlık olarak verdiği Şekernaz ve Hufsullah Kaymaz çiftinin evine giden polis, Umut bebeği alarak Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Güldal Akşit'in talimatıyla Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü yetkililerine teslim etti. Yıllarca çocuk hasretiyle yanıp tutuşan Hufzullah Kaymaz ile eşi Şekernaz Kaymaz çifti, Umut’u geri almak için Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü'ne başvurdu. Şimdi 10 yaşında olan Umut, güvenlik nedeniyle ismi açıklanmayan bir yuvada büyüyor.

TÖRE CİNAYETLERİNİN SEMBOL İSMİ OLDU

Güldünya Tören’in ölümünden on yıl geçti ancak, ismi Türkiye'de tecavüz ve töre cinayeti konularında sembol oldu. Tecavüz ve töre cinayeti konularında tezlere konu olan Güldünya, İnsan Hakları 2007 raporunda aile içi şiddet örneği olarak gösterildi. Gürsel Yaktıl Oğuz, “Toplumsal Yaşamda Kadın” adlı tezinde örnek olay olarak Güldünya'nın hikâyesine yer verdi. Sanatçı Aylin Aslım, Güldünya isminde bir şarkı yaparken 13 kadın şarkıcı, “Güldünya” adlı bir albüm hazırlayarak aile içi şiddete dikkat çekti. 9 Mart 2009'da Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’nın kullanma bilincinin arttırılması için, “Güldünya Şarkıları” albümünün konseri gerçekleşti. Zülfü Livaneli Hayata Dair albümünde Güldünya isimli bir şarkıya yer verdi. Güldünya şiddet gören kadınlara dair bir diziye adını verdi. Ankara Yenimahalle'de kurulan bir parka ve Bitlis'te kurulan kadın derneğine Güldünya'nın ismi verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Adalet Bakanı Tunç: "Böyle ayrımcılık kokan ifadeleri kabul etmek doğru değil" Bartın’da bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Suriyelilerle ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan hakkında soruşturma başlatıldığını ifade ederek, "Böyle ayrımcılık kokan ifadeleri kabul etmek doğru değil" dedi. Partisinin Bartın Kadın Kolları Teşkilatı 7. Kongresi’ne katılmak üzere Bartın’a gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç yaptığı açıklamada, Suriyelilerle ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan hakkında soruşturma başlatıldığını söyledi. Bakan Tunç, "Bolu Cumhuriyet Başsavcılığımız bir soruşturma başlattı. Kamuoyunda da büyük bir tepki oluşturdu. Tabii Suriyelilerle ilgili yapmış olduğu konuşma ve bu konuşmanın dayanağı olan fiillerini, sayın belediye başkanı kamuoyu ile paylaştı. Bir ayrımcılık yaptığını, burada Suriyeli oldukları için iş yeri ruhsatı vermediğini, Suriyelilere 10 kat zamlı su tarifesi uyguladığını. Bunlar ayrımcılık içeren ifadeler ve uygulamalar hem idare hukukunda hem ceza mevzuatımızda yeri var. Dolayısıyla cumhuriyet savcılarımız, bu konuda soruşturma başlattılar. Tabi takdir onların. Burada kamuoyu özellikle Suriyelilerle ilgili yaptığı bu ayrımcı ifadelerden dolayı çok rahatsız oldu. Bu anlamda özellikle 4 milyona yakın Suriyeli, oradaki diktatörden canını kurtaran, can havliyle ülkemize sığınan binlerce kadına, çocuğa, onların bugün hayatta tutulmasını sağlayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti orada bir terör devleti kurulmasın, Suriye’nin iç karışıklığından istifade ederek ülkemizi yıllar boyunca tehdit eden orada oluşum olmasın ve Suriye’nin toprak bütünlüğü bozulmasın ve hemen yanı başımızda bulunan Suriye ile ilişkileri iyi olan bir Türkiye olsun diye çabaladık. O insanların bir kısmı burada iş buldu, iş kurdular, meslek sahibi oldular. Çocukları buralarda okudular, buranın okullarına gittiler. Ana dilleri yerine artık Türkçeyi biliyorlar. Dolayısıyla böyle bir ayrımcılık kokan ifadeleri kabul etmek doğru değil. Bunun cumhuriyet savcılarımız tabii ki suç edip etmediğini takdir edecek olanlar onlardır ama Bolu Cumhuriyet Başsavcılığımız da bu konuda bir soruşturma başlattı" ifadelerini kullandı.
Kırklareli Bakan Yerlikaya: “Bu Kabine dönemimizde bin 425 teröristi etkisiz hale getirdik, 830 organize suç örgütünü çökerttik, 54 binden fazla zehir tacirini tutuklattık” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Bu Kabine dönemimizde bin 425 teröristi etkisiz hale getirdik, 830 organize suç örgütünü çökerttik, 54 binden fazla zehir tacirini tutuklattık. Kişilere ve mal varlığına karşı işlenen suçlarda olay sayısını 116 bin azalttık, hırsızlık yarı yarıya azaldı, Asayiş suçları azalırken, aydınlatma oranlarımızı yükselttik” dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya AK Parti Kırklareli İl Başkanlığı Kongresine katıldı. Kapalı spor salonunda gerçekleşen kongrede konuşan Yerlikaya, AK Parti’nin her kongreden güçlenerek çıktığını ifade etti. Dünya siyasi tarihinde görülmemiş bir başarıya imza attıklarını söyleyen Yerlikaya, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle biz, ’14 Ağustos 2001’de, o güne kadar dalga dalga büyüyen bir gönül hareketinin sadece tabelasını astık. Ve dünya siyasi tarihinde görülmemiş bir başarıya, hep birlikte imza attık. Neydi o başarı? Kurulduktan 1 yıl sonra iktidara gelmemiz ve 22 yıldır girdiğimiz her seçimden güçlenerek çıkmamız. Halkımızın teveccühü hamd olsun her daim ’Recep Tayyip Erdoğan’ dedi, ’AK Parti’ dedi. Çünkü AK Parti’miz maziden atiye uzanan kutlu yürüyüşün adıdır. Türkiye’nin gücüne güç katan, hayalleri gerçeğe dönüştüren dava hareketinin ta kendisidir. Umudun adıdır AK Parti, icraatın adıdır, geleceğin adıdır. Ve sevgili kardeşlerim işte bu kutlu dava, sizlerin omuzlarında yükselmiştir, sizlerin omuzlarında yükselmeye de devam edecektir. Milletimizin bağrından doğan, bu büyük davanın neferleri olarak, ilk günkü inançla, ilk günkü azimle ’Büyük ve Güçlü Türkiye’ ideali yolunda kararlılıkla ilerliyoruz. ’Türkiye Yüzyılı’ hedefimize, milletimizle birlikte, omuz omuza yürümeye devam ediyoruz. Çünkü ne diyoruz, sadece sandıklarda kazanan değil, gönüllerde de galip gelen bir dava hareketidir AK Parti. Çelikten iradenin, bitmek bilmeyen sevdanın adıdır. AK Parti, istikrar demektir. AK Parti, huzur demektir. AK Parti, güven demektir. AK Parti, demokrasi demektir” dedi. “Kimse bu birliği, bu dirliği bozmaya cesaret edemez” Türkiye’nin Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Alevi, Sünni ayırt etmeksizin bin yıldır bütün farklılıkları bir arada yaşatan kardeşlik diyarı olduğunu vurgulayan Yerlikaya, “Kırklareli, kardeşliğimizin, birliğimizin ve dirliğimizin timsalidir. Kimse bu birliği, bu dirliği bozmaya cesaret edemez. Bizim vatanımız Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Alevi, Sünni ayırt etmeksizin bin yıldır bütün farklılıkları bir arada yaşatan kardeşlik diyarıdır. AK Parti’miz işte bu birlik ve beraberlikten aldığı güçle, Türkiye’nin her bir karışında izler bırakan, eserler ortaya koyan, ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak için var gücüyle çalışan kalkınma hareketidir. Şöyle bir hatırlayalım, milletçe ne badireler atlattık. Ne darbeler, ne muhtıralarla karşılaştık. 28 Şubat’ta temiz duygularla inancını yaşayan vatandaşlarımızın inanç özgürlüğünü baskı altına almaya çalıştılar. İşte tam o günlerde Türkiye’nin karanlık günlerine son verecek bir lider çıktı. Kimdi o? Evet, Recep Tayyip Erdoğan. Recep Tayyip Erdoğan, milletin umudu oldu, mazlumlara sırdaş, gariplere yoldaş oldu, her adımda halkıyla birlikte yürüdü. ’Dünya beşten büyüktür’ diyerek, haksızlıklar karşısında dimdik durdu. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, mazlumların yanında zalimlerin karşısında durduk, durmaya da devam ediyoruz. Buna Gazze şahittir, buna Şam, Halep, Hama şahittir, buna Sednaya Hapishanesi’nde yıllarca işkencelere maruz kalan kardeşlerimiz şahittir. Bizim için sınırlar hiçbir zaman etrafı çitlerle çevrili, duvarlarla örülü, salt fiziki bir coğrafyadan ibaret olmadı. Yüreğimizin sınırları, fiziksel sınırları hep aştı. Bizim sınırlarımız insanlığın ortak paydasında, vicdanlarda şekillendi. Merhametle, adaletle, hoşgörüyle yol aldık. Nerede bir mazlum, nerede bir yardım eli bekleyen varsa orada hep Türkiye vardı” diye konuştu. “Suriyeli kardeşlerimiz devrik Esed’in zulmünden kaçarken, kapılarımızı ve gönüllerimizi açtık” Irkçılık ve ayrımcılık yapanlardan olmadıklarını anlatan Yerlikaya, “Suriyeli kardeşlerimiz devrik Esed’in zulmünden kaçarken, kapılarımızı ve gönüllerimizi açtık. Bizi eleştirenler oldu. Ayrımcılık yapanlar, ırkçılık yapanlar oldu. Yabancı düşmanlığı yapanlar, ötekileştirenler oldu. Oy devşirmek için küçük hesaplar peşinde koştular. Sandılar ki milletimizin binlerce yıllık değerlerini, kardeşlik ve dayanışma duygusunu yok edebilecekler. Sandılar ki tarihi, dini ve kültürel bağlarımızı kolayca silip atabilecekler ama yanıldılar. Peki biz ne yaptık medeniyet değerlimizden asla taviz vermedik, köklü medeniyetimizin mirasına sahip çıktık. Suriye’de yaşanan insanlık dramında, karşı karşıya kaldığımız insanlık sınavını hamd olsun başarıyla geçtik. Bugün Suriye’de rejim çöktü, Esed kaçtı. Suriyeli kardeşlerimiz artık özgürlüğüne kavuştu. Yıllarca süren vatan hasretleri son buldu. Gönüllü geri dönüşler hızla artıyor. Biz de komşumuzdaki gelişmeleri yakından takip ederek, Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli bir şekilde ülkelerine dönebilmeleri için tüm tedbirleri alıyoruz. Çok şükür ki Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, hem Türkiye’ye hem de tüm mazlum coğrafyalara, cesaret vermeye ve umut olmaya devam ediyor. Biz de dava arkadaşları olarak, onun yolundan ilerliyoruz. Hep birlikte ’Durmak yok, yola devam’ diyoruz” şeklinde konuştu. “Milli imkânlarla geliştirdiğimiz İHA’larımızla, SİHA’larımızla, HÜRKUŞ’umuzla dünya pazarında lider konuma yükseldik” Türkiye’nin yerli ve milli teknolojileri yolunda gücüne güç kattıklarını belirten Yerlikaya, "AK Parti olarak Kırklareli’nin mert insanları gibi, milletimize ne söz verdiysek yerine getirdik. Yaptığımız yatırımlarla kalkınmada dur durak bilmedik. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye kadar her alanda güçlü projelerle Türkiye’nin çehresini değiştirdik. Türkiye’nin yerli ve milli teknolojisi yolunda gücümüze güç kattık. Savunma sanayimizde büyük atımlımlar yaptık. Milli imkânlarla geliştirdiğimiz İHA’larımızla, SİHA’larımızla, HÜRKUŞ’umuzla dünya pazarında lider konuma yükseldik. Artık kendi geleceğimizi kendimiz şekillendiriyor, hiç kimsenin ülkemizin yönünü, rotasını belirlemesine müsaade etmiyoruz. Şimdiye kadar aldığımız bütün kararlar ve uyguladığımız politikalarda bizden öncekiler gibi, ’Tek dişi kalmış canavarlar’ ne der diye bakmadık. Her zaman ’milletimiz ne der’ dedik, milletimize ’nasıl hesap veririz’ dedik. Milletimizin onurunu, vakarını birinci önceliğimiz yaptık. Milletimizin çıkarlarını, haklarını politikalarımızın merkezine koyduk" dedi. Adaletin, kardeşliğin ve barışın yılmaz savunucusu olarak, bu yolda emin adımlarla ilerleyeceklerini söyleyen Yerlikaya, “Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, ’Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Biz siyasete başkaları gibi makam ve mevki elde etmek için değil, millete ve memlekete hizmet etmek için bulunuyoruz.’ İçişleri Bakanlığı olarak ülkemizin huzur ve güvenliğinin teminatıyız. Biz, aynı sofrada ekmeğini paylaşan, aynı toprağa emek veren, aynı göğe umutla bakan bir milletiz. Bu birlikteliği hiçbir güç bozamaz, hiçbir nifak tohumu bu toprağa tutunamaz. Türkiye Cumhuriyeti, herkesi kucaklayan, herkese eşit mesafede duran, her bir vatandaşını koruyan büyük bir çınardır. Kökleri geçmişin derinliklerinde, dalları geleceğin aydınlık ufuklarında uzanan bu çınar, hepimizin gölgesidir. Ve biz, bu çınarın altında hep birlikte, birlik ve beraberlik içinde yaşamaya devam edeceğiz. Adaletin, kardeşliğin ve barışın yılmaz savunucusu olarak, bu yolda emin adımlarla ilerleyeceğiz” ifadelerini kullandı. “Bugün terör örgütlerinin inlerine giriyoruz, uyuşturucu baronlarının, organize suç şebekelerinin nefeslerini kesiyoruz, suçta kibirlenenlerin ensesine çöküyoruz” Terörle, şehir eşkıyalarıyla, zehir tacirleriyle, suç odaklarıyla mücadelelerini sürdürdüklerini aktaran Yerlikaya, “Terörle, şehir eşkıyalarıyla, zehir tacirleriyle, suç odaklarıyla mücadelemizi canla başla sürdüreceğiz. Bugün terör örgütlerinin inlerine giriyoruz, uyuşturucu baronlarının, organize suç şebekelerinin nefeslerini kesiyoruz, suçta kibirlenenlerin ensesine çöküyoruz, çökmeye de devam edeceğiz. Bu Kabine dönemimizde bin 425 teröristi etkisiz hale getirdik, 830 organize suç örgütünü çökerttik, 54 binden fazla zehir tacirini tutuklattık. Kişilere ve mal varlığına karşı işlenen suçlarda olay sayısını 116 bin azalttık, hırsızlık yarı yarıya azaldı. Asayiş suçları azalırken, aydınlatma oranlarımızı yükselttik. Ama ne diyoruz biz durmayacağız, milletimizin en güçlü dayanağı olarak, Türkiye’nin yarınını şekillendiren kadrolar olarak, durmadan, duraksamadan çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Kongrede, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, AK Parti Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam ve İl Başkanı Yunus Ercan Dağtaş da konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Yerlikaya’ya hediyeler sunuldu. Öte yandan Bakan Yerlikaya, Vali Uğur Turan’ı makamında ziyaret ederek bilgi aldı.
Trabzon Başkan Genç Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, şehri ziyaretinden dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a müteşekkir olduklarını belirterek “Cumhurbaşkanımıza gösterilen yoğun ilgi nedeniyle teşkilat mensuplarımıza ve kıymetli hemşehrilerimize de şükranlarımı sunuyorum” dedi. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, AK Parti Trabzon 8. Olağan Kongresi için şehre gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretinden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Başkan Genç, “İl kongremizi, partimize ve kadim şehrimize yakışır bir olgunlukla, büyük bir katılım ve coşkuyla gerçekleştirdik. Kıymetli Cumhurbaşkanımızın bu anlamlı güne teşrifleri, kongremize olan katılımları ve belediyemizi ziyaret etmeleri, bizler için tarifsiz bir moral ve motivasyon kaynağı olmuştur. Şehrimize bugüne kadar yapmış oldukları hizmetler, yatırımlar ve bundan sonra hayata geçireceğimiz projelere yönelik beyan ettikleri destekten dolayı Cumhurbaşkanımıza en içten şükranlarımı arz ediyorum. Ayrıca, teşrifleriyle Trabzon’umuzu onurlandıran değerli Cumhurbaşkanımıza ve çok kıymetli bakanlarımıza gösterdikleri yoğun ilgiden dolayı partimizin ana kademesine, kadın ve gençlik kollarımıza, tüm teşkilat mensuplarımıza ve bu güzel atmosferi bizlerle paylaşan 7’den 70’e kıymetli hemşehrilerimize yürekten teşekkür ediyorum” dedi. Başkan Genç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehre yönelik hassasiyetinin, Trabzon halkı için her zaman bir güven kaynağı olduğunu belirterek, “Bu tür ziyaretler hem moral hem de hizmet noktasında bizlere yeni ufuklar açıyor. Cumhurbaşkanımızın güçlü desteğiyle şehrimizin vizyon projelerini hayata geçireceğiz. Milletimize hizmet için gecemizi gündüzümüze katarak çalışmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.