GENEL - 18 Mart 2010 Perşembe 23:16

TRT Haber yayın hayatına başladı

A
A
A
TRT Haber yayın hayatına başladı

TRT'nin yeni kanalı TRT HABER Rixos Otel'de düzenlenen törenle yayın hayatına başladı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, son dakika başlıklı haberlerin TRT ekranlarından da izlenmeye başlandığını belirterek, "TRT bundan sonra her yerde olacaktır. Bülent Arınç hakkında da haber yapacak, Sayın Deniz Baykal hakkında da. Başbakanlıkta, Sağlık Bakanlığında yaşanan olayları da ekranlara taşıyacaktır, TSK'da meydana gelen bir gelişmeyi de şüphesiz" dedi.

 


TRT'nin yeni kanalı TRT HABER Rixos Otel'de düzenlenen törenle yayın hayatına başladı. Törene Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.

 


Başbakan Yardımcısı Arınç, törende yaptığı konuşmada, TRT'nin son 2 yılda yayıncılık ve habercilik adına hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecine girdiğini belirterek, TRT kanununun değiştirildiğini, teknolojinin yenilendiğini, böylece hem Türkiye, hem dünyada yayıncılık adına önemli boşlukları dolduracak adımlar atıldığını söyledi. Bakanlık görevine geldiği ilk günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye'nin sesini tüm dünyaya Türkçe duyurmak adına yayına başlayan TRT Türk kanalının açılışını
yaptıklarını hatırlatan Arınç, bu kanalın başarılı yayıncılığıyla kısa sürede kendisini, Türkiye ve yurt dışında en çok izlenen haber kanallarından birisi konumuna getirdiğini söyledi. Arınç, ''Artık dünyada olup biteni uluslararası ajanslar ve haber kanallarından değil, bizzat dünyanın pek çok önemli bölgesinde bulunan ve orada yaşayan kendi muhabirlerimizin derlediği haberlerden izlemeye başladık'' dedi.

 

Türkiye'nin en köklü müzik okulu, konservatuvarı niteliğindeki Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun bu potansiyelini dikkate alarak, 24 saat kesintisiz müzik yayını yapan TRT Müzik kanalını kurduğunu da anımsatan Arınç, bu kanalın düzeyli, nitelikli müzik yayıncılığıyla hem türkülerin, hem şarkıların yeniden hayat bulduğunu söyledi. Arınç, 'bunun ardından güzel İzmir'de turizm ve belgesel kanalı açtıklarını'' belirterek, ülke turizmine, dolayısıyla ekonomisine ve ülke imajına büyük katkılar sağlayacağına inandığı bu kanalın aynı zamanda kaliteli belgesel ihtiyacına karşılık verecek nitelikte yayın yaptığını anlattı. Arınç, TRT'de her geçen gün yayınların daha da kaliteli hale geleceğine olan inancını ifade etti.

 

 



"TRT ARAPÇA VE İNGİLİZCE YOLDA"

 

 


''TRT'de atılımların ardı arkası kesilmiyor. Artık TRT hem kendi kabına, hem de ülkemiz sınırları içine sığmamaya başladı'' diyen Arınç, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik yolunda kararlı adımlar attığı, bölgesel ve küresel barış yolunda tayin edici bir konuma yükseldiği bu günlerde, Türkiye'nin sesinin Türkçe ile bütün dünyada yankılanması için Euronews'e ortak olduklarını, bunun açılışını da geçen aylarda yine Başbakan Erdoğan ile yaptıklarını söyledi.

 

 

Gelecek dönemde 2 büyük uluslararası projeye daha imza atacaklarını açıklayan Arınç, ''Bunlardan birisi TRT Arapça kanalı, diğeri İngilizce yayın yapacak bir başka kanalımız olacak. Bunları tamamladığımızda Türkiye Radyo Televizyon Kurumu dünyanın en büyük medya gruplarıyla rekabet edebilecek, aynı zamanda dünyanın en büyük medya güçlerinden birisi olacaktır. Bu bir dünya devleti olan Türkiye'nin gücü ve büyüklüğüdür. Bütün bunları ülkemizi hakkıyla temsil edebilmek ve bu ülkenin büyük insanlarına layık olmak amacıyla yapıyoruz'' dedi.

 



"EKRANLAR ESKİ ROMA'NIN SAVAŞ ARENALARINI ANDIRIYOR"

 


Kitle iletişim araçlarının dünyayı küresel bir köye dönüştürdüğü iddia edilen çağın iletişim çağı, bilgi çağı, enformasyon çağı olarak da nitelendirilebileceğini belirten Arınç, "Ama üzülerek ifade etmek durumundayım ki ülkemizdeki habercilik anlayışı bilgilendirmek, haberdar etmek işlevlerini yerine getirmekten oldukça uzak bir görüntü sergiliyor. Ekranlar sadece gerçek yerine, gerçeğin kullanılarak magazinleştirildiği, anlamsız bir reyting yarışının yapıldığı, eski Roma'nın savaş arenalarını
andırmaktadır.

 

 

Kan, gözyaşı, dram, abartılı spotlar, insanı çileden çıkartacak tekrarlar, kurgulanmış görüntüler, insanımızın haber ihtiyacını gidermek yerine maalesef sanki onun ruh dünyasını tahrip etmek üzerine kurulu bir nitelik taşımaktadır. Tabii ki bunu bütün kanallar için söylemiyorum. Türkiye'de iyi ve kaliteli habercilik yapan haber kanalları da var. Bizler de haber ihtiyacımızı bugüne kadar onların ekranlarından gidermeye çalıştık. Ancak ortada bir boşluk olduğu da aşikar. İşte TRT Haber, insanımızın doğruya ulaşmakta, nitelikli haber ihtiyacını gidermekte en sağlam adres olacaktır" diye konuştu.

 


Habercilikte doğru ve tarafsız olmanın altın kural olduğunu belirten Arınç, bunun aynı zamanda habercinin de namusu olduğunu söyledi. Yalanın, manüpilasyonun, provokasyonun, ajitasyonun haberciye yakışmayacağını belirten Arınç, ''Bu saydıklarım olsa olsa bir takım illegal örgütlenmelerin yer altı yapılanmalarının, karanlık hedef peşinde koşan çetecilerin başvuracağı yöntemlerdir'' şeklinde konuştu.

 


Arınç, habercinin yaşadığı topluma karşı sorumluluk7hayat bulduğunu söyledi. Ar taşıdığını, görmezden gelemeyeceğini, yok sayamayacağını, toplumu aldatamayacağını, çünkü tarihin yazılışına tanıklık eden bir konumda olduğunu bildirdi.

 



''HABERCİ KALEMİNİ SATMAZ''

 

 


''Haberci kalemini satmaz. Çünkü onun mürekkebi erdem denen imbikten süzülmüştür'' diyen Arınç, objektifinin daima doğruluk, hak ve hukuka çevrildiğini söyledi. Bütün bunların yanı sıra aynı zamanda haberin, ciddi bir yarış süreci olduğuna dikkati çeken Arınç, özellikle bir bilginin saniyeler içinde tüm dünyayı dolaştığı bu internet çağında, habercinin zamanın sınırlarını zorlayacak kadar pratik ve hızlı olması gerektiğini söyledi. Arınç, haberin dünyanın maliyeti en yüksek ürünlerinden birisi olduğunu da dile getirerek, habercinin bekleme lüksü olmadığını anlattı. Arınç, TRT'nin son zamanlarda habercilik konusunda ciddi bir atak başlattığına işaret ederek, şunları kaydetti:

 


''Eskiden monoton bir protokol haberciliği yapıyor diyerek eleştirilen TRT, şimdi haberlerinde daha dinamik ve aktif olmaya başlamıştır. Artık adliye, emniyet, hastane, havalimanı, bakanlıklar ve genel müdürlük koridorlarında, stadyumlarda, sokaklarda, toplumsal olaylarda, kısaca haberin olabileceği her yerde TRT muhabirleri haber peşinde koşmaktadır. Bu çabalar, bir süreden beri ekranlara da yansımaya başladı. Artık özel televizyonlardan alışık olduğumuz son dakika başlıklı haberler TRT ekranlarından da
izlenmeye başlandı.

 

 

Hızlı habercilikten başka hiç bir amaç taşımayan bu başarılar, maalesef bir kısım medyada maksatlı bir şekilde yorumlanmaya başladı. Bazı işgüzar siyasetçiler de medyanın yönlendirmesine kanarak, soru önergeleri hazırladılar. Bu haberler TRT'de habercilik açısından çağdaşlaşmanın bir göstergesidir. Hızlı ve doğru haberciliğin birer yansımasıdır. Kısacası bu TRT'nin habercilikteki başarısından başka bir şey değildir. TRT bundan sonra her yerde olacaktır. Bülent Arınç hakkında da haber yapacak, sayın Deniz Baykal hakkında da...

 

 

Başbakanlıkta, Sağlık Bakanlığında yaşanan olayları da ekranlara taşıyacaktır, TSK'da meydana gelen bir gelişmeyi de şüphesiz. Haberde ayrıcalık olmaz. Hele bu TRT söz konusu ise ayrıcalık kapımızdan içeri bile giremez. Çünkü millete ait bir kurumdur TRT. Millet nerede duruyorsa TRT de orada duracaktır. Kimseye pembe gözlükler takacak değiliz. Ancak Türkiye'nin sadece hüzün dolu, keder yüklü olumsuz haberlerin var olduğu bir ülke olmadığını da herkes görmek
zorundadır.

 

 

TRT objektiflerini sadece intiharlara, cinayetlere çevirmeyecek, iyiye ve güzele de yönelecek. Ülkemizde iyi şeylerin de yaşandığı, Türkiye'nin hızla değiştiği, dünyanın yükselen bir yıldızı olduğu, çok zengin bir kültürel mirasa, eşsiz zenginliklere sahip olduğu da her halde haberlerinde yer alacaktır. Ben TRT Haber'in dünya çapında bir referans kanalı olacağına, kısa süre içinde haber üretip, dağıtabilen bir kaynak haline geleceğine yürekten inanıyorum.''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, başta TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin olmak üzere tüm TRT çalışanlarını kutlayarak, kanalın başarılı günlerde, güzel habercilikle, güzelliklerle anılmasını diledi.

 


TRT Genel Müdürü Şahin de, yeni7hayat bulduğunu söyledi. Ar haber kanalı ile TRT'nin güvenirliliğini ortaya çıkaracaklarını belirterek, "Zaman zaman son dakika haberlerini verdiğimizde eleştiriliyoruz ama ufak tefek yanlışlıklarımızı hoşgörünüze bırakıyorum. Kısa bir zaman sonra son dakika haberlerini verirken hatalarımızda asgari düzeye inecek" dedi.

 

 


Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı butona basarak TRT Haber'in yayın hayatını başlattı. Programda Türkiye'nin bazı no
ktalarından muhabirlere canla bağlantılar yapıldı.

 

 


DUYGU BEKTAŞ - ANKARA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep HKÜ, eğitim kurumları ile geleneksel iftar programında buluştu Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ), Ramazan ayının bereketini ve birlik ruhunu yaşatmak için, eğitim kurumlarının kurucuları ve yöneticileriyle bir araya geldi. Bu yıl 14.’sü gerçekleşen geleneksel iftar programına HKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Haluk Kalyoncu, HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdal Kılınç, Gaziantep Özel Öğretim Kurumları Derneği Başkanı Bilal Yağdıran ile eğitim kurumlarının kurucuları ve yöneticileri katıldı. Programda konuşan HKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Haluk Kalyoncu, "Bugün burada, eğitim camiamızın kıymetli üyeleriyle 14. kez bir araya geliyoruz. Her yıl geleneksel hale gelen bu iftar programı, sadece bir yemek daveti değil, aynı zamanda dayanışmamızın, kardeşliğimizin ve ortak hedeflerimize olan inancımızın da bir göstergesidir. Eğitim, geleceğe yapılan en büyük yatırımdır. Hasan Kalyoncu Üniversitesi olarak bizler de eğitimin gücüne inanıyor ve bu yolda sizlerin desteğini her zaman yanımızda hissediyoruz" dedi. HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, "Eğitim, geleceğe ışık tutan en değerli yol haritamızdır. Birlikte daha güçlü yarınlar inşa edeceğimize olan inancımızı yine bu sofrada pekiştiriyoruz. Siz değerli eğitimcilerimizin katkıları, her bir öğrencinin hayatında kalıcı bir iz bırakacak. İftar soframızı paylaşırken, birlikte olmanın, sevgi ve saygının ne denli önemli olduğunu bir kez daha hissediyoruz" ifadelerini kullandı. Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdal Kılınç da, "Eğitim kurumlarımızla iş birliği içinde hareket ederek, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi en iyi şekilde yetiştirmeyi hedefliyoruz. Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği bu buluşma, eğitim camiası arasındaki dayanışmayı pekiştirmek adına kıymetli bir vesiledir" ifadelerine yer verdi. Gaziantep Özel Öğretim Kurumları Derneği Başkanı Bilal Yağdıran ise, "Hasan Kalyoncu Üniversitesi kurulduğu günden bugüne istikrarlı gelişimiyle sadece bölgenin değil ülkemizin önemli üniversitelerinden biri haline gelmiştir. İhtiva ettiği birçok fakülteyle şehrimizin ihtiyaç duyduğu yetişmiş insan gücü için değerli bir kaynak durumundadır" diye konuştu.
Adana 9 yaşındaki Kemal düğün magandasının kurbanı oldu, baba isyan etti Adana’dan bir düğünde maganda kurşunuyla öldürülen 9 yaşında ki Kemal’in babası, katilin belirlenmemesine tepki göstererek isyan etti. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan baba Ali Azgın, "Gören gördüğünü söylemiyor, bilen bildiğini konuşmuyor köy sağır, dilsiz oldu. İki ay oldu. Allah’ım sizi bildiği gibi etsin" diyerek tepkisini dile getirdi. Olay, bu yıl 11 Ocak’ta ilçeye bağlı Turgutlu Mahallesi’ndeki bir düğün evinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, 2 çocuk babası Ali Azgın 9 yaşındaki oğlu Kemal ile dayısının kızının düğününe gitti. Düğüne gelenlerden bazıları silahla ateş açtı. Silahlardan birinden çıkan mermi küçük Kemal’a isabet etti. Hemen hastaneye kaldırılan Kemal, 2 gün süren yaşam mücadelesini kaybederek hayata gözlerini yumdu. Olaydan sonra güvenlik güçlerinin yaptığı soruşturmada silah kullandığı ileri sürülen 10 şahıs yakalandı, 4’ü tutuklandı. Tutuklanan şüpheliler de geçtiğimiz günlerde serbest kalınca baba oğlunun katilinin bulunmasını istedi. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan baba Ali Azgın," Gören gördüğünü söylemiyor, bilen bildiğini konuşmuyor köy sağır, dilsiz oldu. İki ay oldu. Allah’ım sizi bildiği gibi etsin" diyerek tepkisini dile getirdi. "Oğlum birilerinin zevki için 3 dakika içinde hayatını kaybetti" Olayla ilgili İHA muhabirine açıklamada da bulunan baba Ali Azgın,"11 Ocakta oğlum vuruldu. Düğünde çok kişi havaya ateş etti. 4 kişi tutuklanmıştı serbest kaldı. Bunu yapan kendisini çok iyi biliyor. Yakın mesafeden gelen mermi ile hayatını kaybetti. Dayımın kızının düğünüydü. Aşağıdan biri vurulmuş diye bir ses geldi ve oğlumu vurulmuş gördüm" dedi. 3 yaşındaki kızının abisini sorduğunu, oğlunun da pilot olma hayali olduğunu anlatan baba Azgın, "Olayın üzerinden 2 ay geçti. Vuranın teslim olmasını istiyorum. Kaza ile vurulduğunu biliyoruz ama gitsin ben yaptım diyerek suçunu üstlensin. Benim ne zorlukla yetiştirdiğim oğlum birilerinin zevki için 3 dakika içinde hayatını kaybetti" diyerek üzüntüsünü dile getirdi. "O silahı sıkan gidip adalete teslim olsun" Düğünde herkesin silah sıkanları gördüğüne de dikkat çeken Azgın, "Kimin ateş ettiğini herkes gördü. Biz bildiğimiz isimleri karakolla paylaştık. Bana para aldığım bile söylendi. İftira atıyorlar. Ben onlara istediği kadar para vereceğim bana oğlumu geri versinler. Oğlumu vuran kişi kendini iyi biliyor. O silahı sıkan gidip adalete teslim olsun" diye konuştu.
Adana Damat olayında detaylar ortaya çıktı: Kardeşinin eski kocasını öldüren ağabey, yeni koca tarafından öldürülmüş Adana’da bir damat, çıkan tartışmada eline geçirdiği tabancayla kayınbiraderini öldürüp aralarında annesi, kayınvalidesi ve kayınbabasının da olduğu 4 kişiyi de yaralamasının ardından polis teslim oldu. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan damadın öldürdüğü kayınbiraderinin de 8 yıl önce kız kardeşinin ilk eşini öldürüp cezaevine girip çıktığı ortaya çıktı. Olay, 15 Mart günü Seyhan ilçesine bağlı Demetevler Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, İhsan T. ve Emine T. çifti bir süre önce boşanma kararı aldı. Mahkeme aşamasında İhsan T.’nin, 6 aylık bebeğini Cumartesi görme kararı alındı. Cumartesi günü İhsan T., annesi Fatma T. (44), babası ve kız kardeşiyle 6 aylık bebeğini görmek için kayınbabası Vakkas Erkaşka’nın (65) evine gitti. Burada kayınbabası Vakkas, kayınvalidesi Bakiye (63) ve kayınbiraderi Fuat (38) bebeği göstermek istemedi. Fuat Erkaşka, kendisine ait ruhsatsız tabancayı belinden çıkartıp İhsan T.’ye çocuğunu göstermeyeceğini söyleyip, öldürmekle tehdit etti. Bunun üzerine iki aile arasında kavga çıktı. Yaşanan arbedede İhsan T., Fuat Erkaşka’nın elinden tabancasını alarak rastgele ateş açtı. Silahtan çıkan mermiler şüphelinin annesi Fatma T. ile kayınbabası, kayınvalidesi, kayınbiraderi ve komşulardan H.V.’ye isabet etti. Kayınbirader Erkaşka yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Diğer yaralılar ise hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. 6 aylık kardeşini alıp kendini banyoya kilitlemiş Emine T.’nin önceki eşinden olan kızı D.B.’nin (10) 6 aylık erkek kardeşini alarak korkudan kendilerini banyoya kilitlediği öğrenildi. Silah sesleriyle korku dolu anlar yaşayan D.B. polislerin gelmesiyle banyondan çıkarak kardeşiyle birlikte polislere sığındı. Öte yandan, İhsan T.’nin olaydan bir gün önce eşi Emine T.’yi arayıp, "Bana ağabeyinin yerini söyle. Telefonda erkeklik yapılmaz. Yüz yüze yapsın" diyerek, tehditler savurduğu ileri sürüldü. "Korkutmak için ateş açmıştım" Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekiplerine teslim olan İhsan T. sorgusunda, "Çocuğumu görmeye gidiyordum. Fuat silahla geldi. Bu görüntülerde açık şekilde gözüküyor. Arbede esnasında silahı alıp rastgele korkutmak için ateş açtım. Öldürmek istemiyordum, pişmanım" dediği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen İhsan T. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Kız kardeşinin ilk eşini öldürmüş Cinayetle birlikte farklı bir detay daha ortaya çıktı. 20 Kasım 2017’de meydana gelen olayda iddiaya göre, Cumhuriyet Mahallesi’nde otomobilin içinde Mustafa Biçer, pompalı tüfekle vurulmuş halde bulundu. Ceyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, cinayeti çözmek için çalışma başlattı. Yapılan çalışmalar sonunda Mustafa Biçer’in 1 yıl önce eşinden ayrıldığını ancak buna rağmen karısının peşini bırakmaması üzerine Fuat Erkaşka tarafından öldürüldüğü tespit edildi. O dönem yakalanıp tutuklanan Erkaşka’nın verdiği ifadesinde, "Beni darbetti. Ben de eve kaçıp kendi canımı kurtarmak için pompalı tüfekle 7-8 el ateş ettim. Ondan sonra öldüğünü öğrendim. Ben kendi canımı kurtarmak için ateş açmıştım" dediği öğrenildi. 8 yıl cezaevinde kalan Ekaşka’nın öldürülmeden kısa süre önce adli kontrol şartıyla tahliye edildiği belirlendi.
İzmir Pazarcıların eylemine Karabağlar Belediyesinden açıklama Katı atık bedeline uygulanan artış sebebiyle pazarcıların Karabağlar Belediyesi önünde yaptığı eylemle ilgili belediyeden açıklama geldi. Yazılı açıklamada, söz konusu katı atık tarifesinin, Pazarcılar Odası ile istişare edilerek varılan mutabakatla belirlendiği kaydedildi. Pazar yerlerine ilişkin katı atık bedeli uygulamasının 6 Aralık 2024 tarih ve 154/2024 sayılı meclis kararı ile Karabağlar Belediyesi Meclisinde oy birliği ile onaylandığı, akabinde İzmir Büyükşehir Meclisi tarafından da yine oybirliği ile onaylanarak yürürlüğe girdiği belirtilen açıklama şöyle: Pazarcılar Odası ve pazar esnafının katı atık bedelinin iptali ile ilgili görüşme talebi kapsamında, Belediye Başkanımız Helil Kınay’ın başkanlığında, İzmir Pazarcılar Odası Başkanı, İzmir Pazarcılar Derneği Başkanı, pazarcı esnafı, ilgili başkan yardımcıları ve meclis ihtisas komisyon üyelerinin katılımıyla 11 Mart 2025 Salı günü belediyemizde toplantı yapılmıştır. Konuya ilişkin Belediyemiz tarafından mevzuat, değerlendirmeler, diğer belediyelerdeki uygulamalar aktarılmış olup, toplantıda dernekler tarafından katı atık bedelinin iptali talep edilmiştir. Tüm toplantı KVKK kapsamında kayıt altına alınmıştır. Belediyemiz, katı atık tarifesi belirlenirken Çevre Kanunun ve ilgili, mevzuat çerçevesinde değerlendirilmiş, Pazarcılar Odası ile istişarelerde bulunmuş ve Oda ile haftalık tezgâh başına 100 TL, aylık 400 TL olarak belirlenen ücret konusunda mutabakata varılmıştır. Bu tarife, belediye meclisimiz tarafından oy birliği ile kabul edildikten sonra İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından da onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Belirtmek isteriz ki pazarcılardan alınan katı atık ücreti, yalnızca Karabağlar Belediyesi tarafından uygulanan bir bedel olmayıp, diğer metropol ilçe belediyelerinde de benzer uygulamalar mevcuttur. Ayrıca belirlenen tarife, diğer belediyelerle kıyaslandığında en düşük ücretlerden biridir." "Personelimiz sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldı" İzmir Pazarcılar Dernek Başkanı ve kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından belediye hizmet binası önünde ve içinde "basın açıklaması ve eylem yapma hakkı" adı altında hukuka aykırı müdahaleler gerçekleştirildiği ifade edilen açıklamada, Belediye Başkanının belediye dışında başka bir toplantıda olduğu bilgisi paylaşılmasına rağmen, belediye binasına zorla girilmeye çalışıldığı, bu esnada belediye personeli, bazı kamu görevlileri, kim olduğu belli olmayan kişilerce darp edildiği, yaralananların olduğu, kadın personelin sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığı belirtildi. Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: "Ayrıca belediye binası ve kapalı otopark önünde ulaşım kamyon, minibüs vb büyük araçlarla tamamen engellenerek trafik tamamen durdurulmuştur. Bu sırada belediyemizden hizmet almaya gelen vatandaşların giriş ve çıkışlarında zorluklar yaşatılmıştır. Yine söz konusu grup tarafından süreç provoke edilerek kamu binasına zarar verilmiş, ayrıca oluşturulan kaos ortamıyla halkın ve çalışanları güvenliği tehlikeye atılarak hırsızlık, şiddet gibi suçlara sebebiyet verilmiştir. Belediyemiz çalışmaları, katı atık bedelleri ve süreç hakkında asılsız iddialarla sosyal medya ve basın açıklamaları aracılığı ile halkı yanıltmaya çalışan süreçler yürütülmektedir. Konuyla ilgili idari ve hukuki süreç belediyemiz tarafından ivedilikle başlatılmıştır. Sonuç olarak; Belediyemiz, kamu hizmetlerini yürütürken ilgili tüm mevzuata uygun hareket etmekte olup, çevre temizliği ve atık yönetimi hizmetlerini sürdürülebilir şekilde devam ettirmektedir. Katı atık tarifeleriyle ilgili süreç paydaşlarla ve ilgili resmi kurumlarla koordinasyon içinde yürütülmeye devam edilecektir."