SAĞLIK - 02 Haziran 2016 Perşembe 10:23

Saç ekimi kişiye özel olmalı

A
A
A
Saç ekimi kişiye özel olmalı

Saç Ekimi Uzmanı Dr. Emrah Çinik, saç ekiminde saç çizgisine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

Planlamanın kişiye özel ve kişinin istekleri dikkate alınarak yapılması gerektiğini kaydeden Dr. Emrah Çinik, “Saç ekimi gerçekleştirecek hekim ve hastanın iletişimi çok önemlidir. Saç ekimi yapılacak kişide saç kayıplarının derecesi dikkate alınır ve maksimum sayıda greft ekilerek en doğal sonuçlara ulaşılır” dedi.

Saç Ekimi Uzmanı Dr. Emrah Çinik, planlamadaki önemli noktaları şöyle açıkladı:
“1- Kişinin ihtiyacına göre, bir seansta nakil edilebilecek en fazla sayıda greft sayısının belirlenmesi. 2- Greftlerin alınacağı sahaların belirlenmesi. 3- Ön saç çizgisinin doğal ve estetik şekilde tasarımı, çizilmesi ve tahmini sonucun hastaya gösterilmesi. 4- Ekim yapılacak sahanın belirlenmesi ve greftlerin uygun açılarla orantılı dağıtılarak ekilmesi. 5- Ekilecek greft sayısı: Saç köklerinin alınacağı verici sahanın büyüklüğü. Verici sahadaki saçların yoğunluğu. Alınan saç foliküllerinin tekli veya çoklu saç kök demetlerinden oluşmasına bağlıdır. Yetişkin erkek kafasında ortalama 40 bin graft (80-100 bin saç teli) bulunur. Normalde 1 cm2 de ortalama 60-70 graft (120-140 saç teli) bulunur. Saç Ekiminde 1 cm2 ye 40 graft ( 80 saç teli ) ekilmesi yeterlidir Saçlar uzun ve kalınsa, insan gözü \% 40 saç yoğunluğunu \% 100 saç yoğunluğu ile aynı görecektir.”

Saç Ekimi Uzmanı Dr. Emrah Çinik, saç ekimi sonucunun kriterleri hakkında şöyle konuştu:
“Saç çizgisi: Saç çizgisi kişiyle beraber netleştirilir, yüzdeki ilgili sınırlarla uyum içinde olmalı ve estetik açıdan belirli kurallar içinde değerlendirilmelidir.

Graftların ekileceği mikro kanalların büyüklüğü ve derinliği: Kesi bir yandan mümkün olduğu kadar küçük olmalı, öte yandan da foliküler ünitenin büyüklüğüne uyacak kadar büyük olmalıdır. Böylece saç ekimi işleminden sonra köklerin alıcı noktalara uyumu kolaylaşır ve alıcı alandaki kan dolaşımının kesintiye uğraması asgari düzeyde tutulur.

Kanalların açısı ve yönü: Açılan kanallar ekilecek saçların gelecekte uzayacağı yönleri belirleyeceğinden deriye orjinal saçların yönünde yerleştirilir. Böylece saç ekiminden sonra saçların doğru yönde uzaması sağlanır. Saç ekiminin başarısı iki kriter ile ölçülür; doğal görünüm ve yoğun görünüm. Doğal görünüm (saç ekimi yapıldığı anlaşılmaması). FUE yöntemi ile saç ekimi, profesyonel ve tecrübeli kişiler tarafından yapıldığında çok iyi sonuçlar verir. Bu yönden hasta memnuniyeti çok yüksektir ve \%100’e yakındır. Yoğun görünüm. Yoğunluk ekilen greft sayısı yanısıra, şu faktörlere bağlıdır:

1- Seyrelme veya tam saç kaybı: Alıcı sahada bir miktar orijinal saç varsa tek seans ile yoğunluk artar. 2- Saç tellerinin kalınlığı: Daha kalın saç teli olanlarda yoğun görünüm artar. 3- Saç rengi: Koyu renk saçlar, açık renk saçlara göre daha yoğun görünüm sağlar. 4- Derinin rengi: Saçların rengi kafa derisi rengine yakınsa, daha yoğunmuş gibi görünür. 5- Saçın yapısı: Kıvırcık ve dalgalı saçlar, düz saçlara göre daha yoğun görünür. 6- Saçın kısa traş edilmesi: Saçlar çok kısa tutulmazsa daha yoğun bir görüntü ve kapama sağlar. Saç ekiminde bir seansta en yüksek başarı için en ideal kişiler; Norwood tip 3,4,5 ve seyrelme olan, saçları koyu renkli ve kalın olan ve sık olan, saçlarını ortalama uzunlukta tutan erkeklerdir. Bunlarda memnuniyet oranı yüzde 100’e yakındır. Tüm norwood saç dökülme tipleri için FUE tekniği ile tek seansta elde edilen yoğunluk için hasta memnuniyeti oranı yüzde 90’ın üzerindedir. İleri derecede saç dökülmesi olan kişilerde ilk seanstan sonra yoğunluğu arttırmak için 2.seans yapılabilir, memnuniyet oranı yüzde 100’e yaklaşır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli 8 asırlık tarihi çarşı alışveriş fuarına ev sahipliği yapıyor Denizli’de 8 asırlık tarihi Kaleiçi Çarşısında bu yıl 6. kez düzenlenen geleneksel alış veriş festivali düzenlenen törenle başladı. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ve DTO Başkanı Uğur Erdoğan açılışta esnafları yalnız bırakmadı. Denizli’de 800 yıllık geçmişe sahip tarihi Kaleiçi Çarşısı’nda bu yıl 6. Kez gerçek indirimlerin olduğu alışveriş festivali düzenleniyor. 6. Kaleiçi Alış Veriş Festivali Bayramyeri girişinde düzenlenen törenle başladı. Geleneksel törenin açılış törenine Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli Terziler, Konfeksiyoncular, Tuhafiyeciler ve Giyim Sanatkârları Esnaf Odası Başkanı Ahmet Can, Denizli Bayramyeri Kaleiçi Esnafları Güzelleştirme Kültür Dayanışma Derneği Başkanı Erhan Çaylı, davetliler ve vatandaşlar katıldı. 21- 31 Aralık 2024 tarihleri arasında devam edecek, yüzde 50’ye varan indirimlerin yapılacağı 6. Kaleiçi Alışveriş Festivali açılışında konuşma yapan Denizli Bayramyeri Kaleiçi Esnafları Güzelleştirme Kültür Dayanışma Derneği Başkanı Erhan Çaylı, “Kaleiçi Alışveriş Festivalimize hepiniz hoş geldiniz. Büyükşehir belediye başkanım, ticaret odası başkanım, oda başkanlarımız açılışıma katılan herkese çok teşekkür ediyorum. Tüm Denizli halkı davetlidir" dedi. Herkes Kaleiçi’ne sahip çıkmalı Kaleiçi Çarşısının kentin yaşayan tarihi olduğunu hatırlatan Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan da tüm Denizlilileri Kaleiçi ve Bayramyeri esnaflarına destek vermeye davet etti. Başkan Uğur Erdoğan, “Kaleiçi’ne herkesi alış veriş yapmaya bekliyoruz. Tüm Denizli halkımızın Kaleiçi esnaflarına, çevredeki esnaflara, bayramyerindeki esnafa destek olmalarını canı gönülden istiyoruz. Yerli ve milli marka olan Kaleiçi’ndeyiz. Bugün çok güzel kalabalık ve bereketli bir gün yaşıyoruz. İnşallah bu berekette buradaki esnafımıza iş olarak aş olarak yansır. Açılışa katılanlara çarşıya destek verenlere teşekkür ediyorum” dedi Turizmde işin içinde olmalı 10 gün boyunca devam edecek festivalin açılış konuşmasında tarihi çarşının dokusuna uygun olarak yapılacak düzenlemeyle turizminde içine karıştırılarak daha da hareketlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ise “Kaleiçi’nin canlanmasını biz çok istiyoruz. Ama Kaleiçi’nin tarihiyle birlikte canlanmasını istiyoruz. Kaleiçi’ne hep birlikte el atacağız. Kaleiçi hem turizm açısından canlı herkesin kaynaşabileceği, sadece böyle herkesin kabul edebileceği şekilde değil, spesifik ürünleriyle kendine özgü çarşısı kendine özgü rengiyle zengin bir hale getirmeliyiz. Bunun içinde hep beraber caba sarf edeceğiz. Tabi ki bunun en önemli ayaklarından birinin de turizm olması. İnşallah hep birlikte başarırız” şeklinde konuştu. Açılış kurdelasının kesilmesinin ardından Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, oda başkanlarıyla birlikte Kaleiçi Çarşısını gezdi esnafa hayırlı işler diledi, vatandaşlarla sohbet etti. Bu gün açılışı yapılan yılın son, en büyük ve en kapsamlı bol indirimli geleneksel alış veriş festivali 31 Aralık 2024 tarihine kadar devam edecek.
Antalya Küçültmek istediği midesi ters tarafta çıktı, doktorlar önce mideyi bulup sonra küçülttü Almanya’dan tüp mide ameliyatı olmak için Antalya’ya gelen 46 yaşındaki hemşire Antje Kirscht, eşine az rastlanır bir tıbbi durumla karşılaştı. Antalya’da özel bir hastanede gerçekleştirilen operasyon sırasında Kirscht’in midesini olması gerektiği yerde göremeyen doktorlar kısa süren şaşkınlığın ardından mideyi karaciğerinin arkasında, sağ tarafta buldu. Mide başarılı bir operasyonla küçültülürken bu sıra dışı anatomik durumun, dünyada yalnızca 100 binde bir görüldüğü biliniyor. Almanya’da hemşire olarak görev yapan Antje Kirscht, tüp mide ameliyatı olmak için sosyal medyada yaptığı araştırmalar sonucunda Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan’a ulaştı. İlk kez Antalya’ya gelen 46 yaşındaki Kirscht, 110 kilo ağırlığıyla obezite tedavisi için başvurdu. Almanya’da kendisine organlarının ters olabileceği yönünde bir tanı konduğunu ifade eden Kirscht, bu bilginin ameliyat sırasında ne anlama geldiğini öğrendi. Ameliyat esnasında cerrahi ekip, Kirscht’in midesini karaciğerinin arkasında, sağ tarafta buldu. Bu sıra dışı anatomik durum, hem hasta hem de ekibin şaşkınlık yaşamasına neden oldu. "Mide ortada yoktu, karaciğerin altından çıktı" Ameliyatı gerçekleştiren Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, yaşadıkları şaşkınlığı şu sözlerle dile getirdi: “Çok yapılan bu operasyonlar içerisinde hastanın değişik bir anomalisi vardı. 100 binde bir görüldüğü söyleniyor. Organların hepsi ters olabiliyor. Bu daha sık görülen bir şey ama bu hastada bütün organlar yerli yerinde ama sadece mide sağ tarafa kaymış. Yani karaciğerin arkasına gitmiş. Operasyona başladığımızda mideyi bulamadık. Karaciğeri kaldırınca mideyi sağ tarafta gördük. Bu çok nadir bir durum. 2023 yılı verilerine göre, böyle bir tüp mide ameliyatı dünyada yalnızca 50 kişiye uygulanmış. Biz de bu vakayı başarıyla gerçekleştirdik. Teknik açıdan bizi zorlayan ancak deneyimimizi artıran bir ameliyat oldu”. "Operasyonun ayna görüntüsünü yaptık" Prof. Dr. Gürkan, ameliyatın detaylarına değinerek, “Tüp mide operasyonunun ayna görüntüsünü yaptık. Normalde sol tarafta yaptığımız obezite ameliyatını bu hastada sağ tarafta gerçekleştirdik. Midenin karaciğerin arkasında olması ameliyat süresini 15 dakika uzattı ve toplamda 1 saat sürdü. Bizim için de hoş bir tesadüf oldu” diye konuştu. İlk kez tek başına Türkiye’ye gelen Alman hasta Antje Kirscht ise yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Uzun zamandır tüp mide ameliyatı olmayı düşünüyordum. Almanya’da doktorumuz bazı organlarımın ters olduğunu söyledi ama çok normal bir şeymiş gibi anlattı. Böyle bir şeyle karşılaşacağımı tahmin etmedim. Ameliyat sonrasında midemin sağ tarafta olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım ama süreç o kadar profesyonel yönetildi ve endişe duymadım. Kendimi çok iyi hissediyorum ve tekrar Türkiye’ye gelmek istiyorum”. 6 ayda 30-40 kilo vermesi bekleniyor Prof. Dr. Gürkan, tüp mide ameliyatı olan hastalarda ilk 6-8 ay içinde ağırlığın yüzde 30-40’ının kaybedildiğini belirterek, “Antje’nin başlangıç kilosu 110. 6 ay içinde 30-40 kilo vermesi bekleniyor. Ancak ameliyat sonrası diyet çok önemli. Hastalar bu süreçte kendilerini mutlaka korumalı” şeklinde konuştu.
Elazığ Mobilya bölümünün tek kız öğrencisi: Kulağında kalem elinde çekiç, erkeklere taş çıkartıyor Elazığ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi mobilya ve iç tasarım alanının tek kız öğrencisi Elif Yaren Bağatur, kulağında kalem, elinde çekiç ile erkek yaşıtlarına taş çıkartıyor. Elazığ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, verdiği eğitimleri birçok atölyede pratiğe dönüştürüyor. Fabrika gibi çalışan okulda mobilya ve iç tasarım ile metal teknolojisi alanında üretim yapılıyor. Bir yılda 7 milyon lira ciro yapılan okulda, aynı zamanda atölyelerde çalışan öğrenciler de döner sermayeden ücret veriliyor. Genelde erkek işi olarak özdeşleyen mobilya bölümde ise 10. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Elif Yaren Bağatur tek kız olarak göze çarpıyor. Kulağında kalem elinde çekiç ile mobilya üreten Bağatur, erkek akranlarına taş çıkartıyor. Tüm cihazları kullanmayı öğrenen Bağatur, yapamazdın diyenlere inat başarıyla çalışıyor. Tek kız öğrenci olarak mobilya ve iç tasarım bölümünde çalıştığını dile getiren Elif Yaren Bağatur, “10.sınıfa gidiyorum. Bölümüme severek geldim. İlgim vardı ve gerçekten üretici bir bölüm olduğu için fabrika gibi çalışıyor ve bu benim çok hoşuma gidiyor. Aileme destekte bulunuyorum. Sonrasında yapılan dolapların başka dolaplara gitmesi ve bunda benimde emeğimin olması ayrıca bir güzel. Bizimde kullandığımız gibi başka arkadaşlarımın yıllarca kullanacağı eşyalar var. Bunlar çok hoşuma gidiyor. Öğretmenlerimde çok profesyonel, işini bilen insanlar ve onlardan çok iyi meslek öğrendiğimi düşünüyorum. Kısa sürede yapabileceğim ve alabileceğim her şeyi onlardan almaya çalışıyorum. Buranın devamında da üniversitede iç mimarlık okumayı düşünüyorum. Bölümümü çok seviyorum. Buraya severek geldim. Tek kızım, tek kız olmama rağmen herkesle eşit olduğumu hissedebiliyorum. Bu benim çok hoşuma gidiyor. Tekrardan hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Buraya gelmemin sebebi de onlar. Onların bana sevdirmesidir” dedi. Bağatur, “Çekiç veya matkap olsun, ben ilk gün geldiğimde hiçbir şeyi yapmayı bilmiyordum. Herkes bilmiyor ve bunu öğreniyor. İnanıyorum ki yapamayacağımız hiçbir şeyde yoktur. Bunlar benim için nasıl kolaylaştı, hocalarım sayesinde bunları öğrendim. Çok rahat öğrendiğimi düşünüyorum. İlk günden matkap kullanmayı öğrendiğimi gayet iyi hatırlıyorum. Mustafa, Fethi, Yusuf ve diğer hocalarım sağ olsun. Hepsi gerçekten çok yardım ediyor. Bazen heyecanlanmıyorum, bana o kadar ki iyi geliyor. Buradan eve gidince bile çok güzel anılar biriktirdiğimi, öğrendiğim şeyleri de aileme aktardığımı biliyorum” diye konuştu. "Hedefim, üniversitede iç mekan tasarımı okumak ve bu mesleği devam ettirmek" Ailesinin kendisini desteklediğini aktaran Bağatur, “Ailem, ilk başta ben mobilya okumak istiyorum ve ya mekan tasarımına gideceğim dediğim zaman beni desteklediler. Ailem zaten genelde hep bana destek veriyor. Bir şey söylemediler. ‘Kendi hatan, eğer pişman olacaksan bile kendin ol, bundan bir sonuç çıkar’ dediler. Bende tamam dedim. Daha sonrasında onlarda hocalarımla tanıştıktan sonra gerçekten buranın benim açımdan daha iyi olduğunu anladılar. Ben şu an çok mutluyum, mesleği de öğrendiğimi düşünüyorum. İlerleyen süreçte devam ettireceğim için kendime de inanıyorum. Onlarda bana güveniyor. Hedefim, üniversitede iç mekan tasarımı okumak ve bu mesleği devam ettirmek. Burada bir ciro elde ediliyor ve bizde bundan faydalanıyoruz ailemiz de faydalanıyor. Okul harçlığımızı çıkarabiliyoruz. Yani yararlı bir şey. Bu da bizde ayrıca bir katkıda bulunuyor” şeklinde konuştu. “Önemli olan insanın kendine güvenmesi” Kadının isterse her şeyi yapabileceğini vurgulayan Bağatur, “Ben buraya geldiğim ilk günde okuldakiler ’yapamazsın’ diyordu. Ağır kaldırılıyor, nasıl yapacaksın ifadelerini kullanıyorlardı. Ama ben kendime güveniyordum. Eğer bir insan kendine güvenirse bu kadın erkek fark etmeksizin hepimiz eşitiz sonuçta kesinlikle her şeyi yapabilir. Bence önemli olan insanın kendine güvenmesi ve el becerisidir" dedi.
Antalya Küçültmek istediği midesi ters tarafta çıktı: Doktorlar önce mideyi buldu, sonra küçülttü Almanya’dan tüp mide ameliyatı olmak için Antalya’ya gelen 46 yaşındaki hemşire Antje Kirscht, eşine az rastlanır bir tıbbi durumla karşılaştı. Antalya’da özel bir hastanede gerçekleştirilen operasyon sırasında Kirscht’in midesini olması gerektiği yerde göremeyen doktorlar kısa süren şaşkınlığın ardından mideyi karaciğerinin arkasında, sağ tarafta buldu. Mide başarılı bir operasyonla küçültülürken bu sıra dışı anatomik durumun, dünyada yalnızca 100 binde bir görüldüğü biliniyor. Almanya’da hemşire olarak görev yapan Antje Kirscht, tüp mide ameliyatı olmak için sosyal medyada yaptığı araştırmalar sonucunda Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan’a ulaştı. İlk kez Antalya’ya gelen 46 yaşındaki Kirscht, 110 kilo ağırlığıyla obezite tedavisi için başvurdu. Almanya’da kendisine organlarının ters olabileceği yönünde bir tanı konduğunu ifade eden Kirscht, bu bilginin ameliyat sırasında ne anlama geldiğini öğrendi. Ameliyat esnasında cerrahi ekip, Kirscht’in midesini karaciğerinin arkasında, sağ tarafta buldu. Bu sıra dışı anatomik durum, hem hasta hem de ekibin şaşkınlık yaşamasına neden oldu. "Mide ortada yoktu, karaciğerin altından çıktı" Ameliyatı gerçekleştiren Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, yaşadıkları şaşkınlığı şu sözlerle dile getirdi: “Çok yapılan bu operasyonlar içerisinde hastanın değişik bir anomalisi vardı. 100 binde bir görüldüğü söyleniyor. Organların hepsi ters olabiliyor. Bu daha sık görülen bir şey ama bu hastada bütün organlar yerli yerinde ama sadece mide sağ tarafa kaymış. Yani karaciğerin arkasına gitmiş. Operasyona başladığımızda mideyi bulamadık. Karaciğeri kaldırınca mideyi sağ tarafta gördük. Bu çok nadir bir durum. 2023 yılı verilerine göre, böyle bir tüp mide ameliyatı dünyada yalnızca 50 kişiye uygulanmış. Biz de bu vakayı başarıyla gerçekleştirdik. Teknik açıdan bizi zorlayan ancak deneyimimizi artıran bir ameliyat oldu”. "Operasyonun ayna görüntüsünü yaptık" Prof. Dr. Gürkan, ameliyatın detaylarına değinerek, “Tüp mide operasyonunun ayna görüntüsünü yaptık. Normalde sol tarafta yaptığımız obezite ameliyatını bu hastada sağ tarafta gerçekleştirdik. Midenin karaciğerin arkasında olması ameliyat süresini 15 dakika uzattı ve toplamda 1 saat sürdü. Bizim için de hoş bir tesadüf oldu” diye konuştu. İlk kez tek başına Türkiye’ye gelen Alman hasta Antje Kirscht ise yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Uzun zamandır tüp mide ameliyatı olmayı düşünüyordum. Almanya’da doktorumuz bazı organlarımın ters olduğunu söyledi ama çok normal bir şeymiş gibi anlattı. Böyle bir şeyle karşılaşacağımı tahmin etmedim. Ameliyat sonrasında midemin sağ tarafta olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım ama süreç o kadar profesyonel yönetildi ve endişe duymadım. Kendimi çok iyi hissediyorum ve tekrar Türkiye’ye gelmek istiyorum”. 6 ayda 30-40 kilo vermesi bekleniyor Prof. Dr. Gürkan, tüp mide ameliyatı olan hastalarda ilk 6-8 ay içinde ağırlığın yüzde 30-40’ının kaybedildiğini belirterek, “Antje’nin başlangıç kilosu 110. 6 ay içinde 30-40 kilo vermesi bekleniyor. Ancak ameliyat sonrası diyet çok önemli. Hastalar bu süreçte kendilerini mutlaka korumalı” şeklinde konuştu.
Konya Konya Ovasında ‘fare zararı’ uyarısı Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovasında yaklaşık 10 milyon dekar alanda hububat ekimi yapıldı. Uzmanlar, yağışsız geçen kış sezonunda çiftçileri arazilerdeki fare zararına karşı uyararak arazi kontrolüne dikkat çekiyor. Yüzölçümünün yüzde 67’si tarım arazisi olarak kullanılan ve tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da yüzde 70’i kıraç, yüzde 30’u sulu alanda tarımsal üretim yapılıyor. Uzmanlar, beklenen yağışların periyodunda olmaması durumunda, çiftçilere fare zararına karşı uyarıda bulundu. “Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir” Kar yağışının olmamasıyla beraber meydana gelen zararları anlatan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Yüzde 70’i kıraç, yüzde 30’u sulu olan Konya Ovasında hububat alanlarında bu dönemlerde yağışların önemi çok fazla. Şu anda beklediğimiz yağışları alamadık maalesef. Halen daha kar yağışı yeterli miktarda yağmadı. Bu da önümüzdeki yıl hububatların verimlerinde belli bir oranda düşüşe neden olabilir lakin şu anda rekolteyle ilgili herhangi bir tahminde bulunmak için erken. Çünkü 1. ayda ve nisan ayında yağacak yağışlarla rekoltenin de ne kadar çıkacağı o dönemde belirlenecek. Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir. Özellikle geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız fare zararının olup olmadığı ile ilgili kontrollerini yapmaları gerekiyor. Çünkü kar yağışının az olduğu dönemlerde bu tarz zararlıların popülasyonlarında da artmalar meydana geliyor. Bundan sonraki dönemde eğer yağışlar bu şekilde az bir oranla devam ederse hastalık ve böcek zararı da fazla olur diye tahmin ediyoruz. Bununla ilgili de sürekli arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor. Bu dönemde çiftçilerimizin yapabilecekleri çok fazla bir şey yok” dedi. “Yağışlar iyi olursa bol bereketli bir sezon geçiririz” Kıraç alanlarda ekim yapan çiftçilerin yağışlarla beraber ürünlerinin çimlenmesinin gerçekleştiğini belirten Başkan Kırkgöz, “Toprağın yüzüne çıktı tohumlar. Yağışların orantısız düştüğü bazı topraklarda tohumların ölme ve zayiata uğrama durumları meydana gelebiliyor. Burada arazilerinin sık sık kontrol etmeleri lazım çiftçilerin. Arazilerde çok fazla açıklık olursa bu dönemlerde o açıklıkları kapatmak için o bölgeleri tekrardan ekmeleri gerekebilir. Toprağın yüzeyi açık olduğundan arpa için bu dönemler biraz riskli. Gece donları çok yüksek olursa üşümeler de meydana gelebilir. Bunun için mutlaka bir ziraat mühendisiyle beraber çiftçilerimizin arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor. İnşallah önümüzdeki süreçte kar yağışları iyi olur ve arkasından nisan yağmurlarımız iyi olarak bol bereketli bir sezon geçiririz. Aksi takdirde tabii yüzde 70’i kıraç alan olan Konya bölgesinde iklime bağlı ve yağışlara bağlı olarak eğer yağışlarımız az olursa maalesef rekoltemizde düşüş olur. İnşallah öyle bir senaryoyla karşılaşmayız, yağmurlarımız iyi yağar. Bu yıl alanlarımızda da giriş alanlarında da geçen seneye oranla aynı seviyede seyrediyor. Herhangi bir düşüş olmadı. Hububat ekilişlerimizde herhangi bir sıkıntı yok. Tabii yağış bu konuda bizim Konya bölgesinin rekoltesini belirleyecek unsur olacak” diye konuştu.