GÜNDEM - 24 Kasım 2016 Perşembe 12:44

Rehberlik alanının tahribi olumsuz sonuçlar doğuruyor

A
A
A
Rehberlik alanının tahribi olumsuz sonuçlar doğuruyor

Psikolojik Danışman Muhammed Soner, psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin Türkiye’nin geleceğini aydınlatan ve sağlamlaştıran dinamik hizmetler arasında olduğunu söyledi.

Doğrudan insan için yapılan yatırımların kuşkusuz en değerli yatırımlar olduğunu belirten Muhammed Soner, bu yatırımlarda da en önemli noktanın, yapılan yatırımların sağlıklı ve etkili olması olduğunu kaydetti. Soner, "Bu açıdan değerlendirildiğinde eğitim bir ülkenin geleceği açısından en kritik alanlardan biridir. Son yüzyıla bakıldığında, eğitim anlayışında gerek Türkiye’de gerekse dünyada önemli bir değişim gerçekleşmiştir. Bu değişim, eğitimin amacını insanlara 'bilgi depolamak' değil, 'bilginin işlevsel ve insanlara yararlı şekilde nasıl kullanılacağının öğretilmesi' şeklinde güncellemiştir. Bu önemli nokta psikolojik danışmanlık ve rehberlik alanına duyulan ihtiyacın önemini belirgin şekilde açığa çıkarmıştır. Bilginin işlevsel ve insanlığa yararlı olması için bilgiyi kullanan insanın ruhsal sağlığı en önemli faktördür. Yoksa bilginin sadece işlevsel olması insanlık için yararlı olmayabilir. Bilginin işlevsel fakat insanlık aleyhine kullanılabileceğine, Hiroşima 140 bin insanın ölümüyle şahittir. Farklı birçok sayısız küçük-büyük örneklerini hayatın her alanında görmek mümkündür. Bu nedenle eğitim denildiğinde, sadece “nasıl daha yüksek not alırım” sorusuna cevap vermek anlaşılıyorsa, bu insanlık için hele ki bu pozitif bilgi çağında büyük bir cinayet olur. Türkiye eğitim açısından bu hassas noktaları dikkate almış ve politikalarına yansıtmaya çalışmıştır. Biz Psikolojik Danışman ve Rehberler, özellikle eğitim sektöründe öğretmen olarak görev yapan meslektaşlarımız bu sorumluluğun bilincindedir ve bu durum ülkemizin geleceği açısından sevindiricidir. Çünkü eğitim sektöründe ki bir rehber öğretmen arkadaşımız, iletişim içinde olduğu öğrencilerin akademik bilgi donanımlarının gelişmesiyle ilgilendiği kadar, bilişsel, duygusal ve davranışsal gelişimleriyle de yakından ilgilenir" dedi.

Türkiye’de eğitim alanında rehberlik hizmetlerinin gelişmesini alkışlamanın yanı sıra bu noktada daha fazla gelişimin nasıl olacağını da sürekli takip etmek durumunda olduklarını dile getiren Soner, gelişim sürekli dinamik olmayı gerekli kıldığını kaydetti. Soner, "Rehberlik hizmetlerinden yararlanmak için önemli üç nokta görüyorum. Bunlar, rehber öğretmenin donanımı, öğrencilerin rehberlik hizmeti alması için gerekli kanalların açık olması ve rehberlik hizmetlerinin etkin ve sağlıklı şekilde yürütülmesi için gerekli olanakların sağlanmasıdır. Türkiye’de rehber öğretmenlerinin donanımı açısından bakıldığında; Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik için verilen dört yıllık lisans eğitiminin yeterli olup olmadığı psikolojik danışmanlar arasında en çok sorgulanan konulardandır. Bu çok güzel bir şey ve kendi yeterliliğimizi sorgulamamız bizi bu alanda daha fazla gelişmeye sevk ediyor. Öte yandan rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmeti vermeye kalkan, alanla ilgisi bulunmayan kişilerin haberlerini duymak bizi üzüyor ve bu noktada daha sıkı denetim ve önlemler alınması gerekiyor. Nasıl ki bir tamirci olmak için vida sökmeyi biliyor olmak yetmez, eğitsel rehberlik alında da bir şeyler bilmenin rehber öğretmen olmak için yeterli olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle alan dışından, mesela felsefe ve sosyoloji gibi güzel bilim dallarından yetişen kişilerin bile rehberlik hizmeti için yeterli olmayacağını düşünüyorum. Bu konularda önümüzde ki süreçte, kıymetli Milli Eğitim Bakanımız İsmet Yılmaz’ın da hassasiyetle duracağına inanıyorum. Rehberlik hizmetlerinin gelişmesi için elbette bir diğer önemli konu ise Psikolojik Danışman ve Rehber olan öğretmenlerimizin sayısının artmasıdır. Öyle ki bir okulda yüzlerce öğrenci ile tek bir rehber öğretmenin ilgilenmesi gerekebiliyor. Bu ihtiyaç zamanla giderildiğinde rehber öğretmen ve öğrenci irtibatı daha da kuvvetlenecektir, verim daha da artacaktır diye inanıyorum. Rehberlik hizmetlerinin yapılması için sağlanan olanaklar noktasında gayet iyi bir konumda ülkeye sahibiz. Ancak bu durum, daha da iyileştirilebilir noktaların olmadığı anlamına gelmiyor. Potansiyel olarak birçok dünya ülkesine göre güçlü olan Türkiye’nin bu olanakları sağlayacak potansiyeli zaten var. Rehberlik hizmetlerinin eğitim alanında ki öneminin fark edilmeye başladığı her geçen gün olanakların iyileşmesi açısından lehte sonuçları beraberinde getiriyor" diye konuştu.

"Rehberlik eğitimin ruhudur"

Rehberliğin eğitimin ruhu olduğunu belirten Psikolojik Danışman Muhammed Soner, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Tüm bu gelişmelere rağmen, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Borsa İstanbul Gong Töreni'nde de dile getirdiği gibi eğitim alanında istenilen noktaya gelemeyişimiz, bir özeleştiriyi gerektiriyor. Ben bu noktada eğitimin ruhu olan rehberlik hizmetlerin daha verimli seviyeye çıkarılmasının önemli rolü olacağına inanıyorum. Bu noktada da öğrencilerin tüm yönleriyle sağlıklı gelişmesi için çalışan Psikolojik Danışman ve Rehber meslektaşlarıma önemli görevler düştüğüne inanıyorum. Çünkü rehberlik hizmetlerinin verimsizliği, öğrencilerin yalnızca eğitsel anlamda zarar görmesine neden olmuyor. Ya da sadece mesleki rehberlikler de yeterli olmuyor, öğrenciye sunulan kişisel-sosyal rehberlik hizmetleri de bu nokta da hem ülkenin geleceği hem de insanlık için ciddi önem taşıyor". 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Dinlene dinlene dolandırmışlar Nevşehir’de internet üzerinden sözde ikinci el eşya ve telefon satışı yaparak vatandaşları dolandıran çeteye yönelik 8 ilde 63 adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda 56 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. 250 kişiyi 500 milyon dolandıran çetenin 8 saatte bir nöbet değişerek dinlendikleri de ortaya çıktı. Nevşehir’de internet sitesi üzerinden ikinci el eşya ve telefon satın alan 4 kişi, aldıkları ürünler gelmeyince polise giderek şikayetçi oldu. Çalışma başlatan ekipler yaklaşık 1 yıl fiziki ve teknik takip sonrası 250 kişiyi 500 milyon dolandıran çete liderinin Mersin’in Tarsus ilçesinde ikamet eden Serkan K. olduğunu belirledi. Serkan K. ile eşi, annesi, kayınbabası, kardeşi, baldızı ve kayınbiraderinin de aralarında bulunduğu 56 kişi gözaltına alınarak Nevşehir Emniyet Müdürlüğüne getirildi. Savcılık talimatıyla Nevşehir’deki 4 müştekinin farklı bankalara göndermiş olduğu paraların takibini yapan ekipler paraların kripto varlıklar üzerinden şahıslarca kendi hesaplarına transfer edildiğini belirledi. ‘Sahte site kurmuşlar’ Çalışmayı derinleştiren ekiplerce Serkan K.’nin lideri olduğu çetenin sahte internet siteleri üzerinden sözde ikinci el eşya ve telefon satışı yaptıkları ayrıca ağına düşürdükleri vatandaşlara şantaj yöntemi ile dolandırıcılık yaptıkları tespit edildi. Yapılan çalışmalarda çete lideri Serkan K. ile annesi, kardeşi, kayınbabası, kayınbiraderi ve baldızının bilgisayar ve telefon başında nöbetleşe durdukları, her 8 saatte bir nöbet değiştikleri ve dinlendikleri belirlendi. ‘250 kişiyi 500 milyon dolandırdılar’ Zanlıların dolandırıcılıktan elde edilen paraları banka ve kripto para hesapları üzerinden kripto paraya çevirdikleri belirlendi. Soğuk cüzdandaki para hacminin ise yaklaşık 500 milyon TL olduğu belirlendi. Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmada aynı yöntemlerle Türkiye genelinde 250’den fazla mağduru 500 milyon TL dolandırdıkları tespit edilen şahıslara yönelik; Mersin başta olmak üzere, Edirne, Tekirdağ, Adana, Osmaniye, Hatay, Antalya ve İstanbul illerindeki 63 adreste eş zamanlı operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyonlarda 56 şüpheli gözaltına alınarak Nevşehir Emniyet Müdürlüğüne getirildi. Operasyon hakkında açıklama yapan Nevşehir Valisi Ali Fidan, “Bilişim cihazları üzerinden 2. el eşya ve telefon satışı ile birlikte şantaj yöntemi ile yapılan dolandırıcılık eylemlerinde 250’den fazla mağduru 500 milyon lira dolandırdıkları tespit edilen Nevşehir merkezli 8 ilimizdeki 63 adrese eş zamanlı operasyon yapılmıştır. Bu operasyonlarda 56 şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştır. 7 şahsın da yakalanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir. Operasyonda ayrıca 36 adet başka kişilere ait kredi kartı, 6 dizüstü bilgisayar, 17 cep telefonu ve çok sayıda sim kart, 2 adet ruhsatsız tabanca, 42 fişek 27 uyuşturucu hap ve yüklü miktarda suçtan elde edildiği değerlendirilen nakit para ele geçirildi” ifadelerini kullandı.
Giresun Eşe hayat veren hediye Giresunlu Cemil Uzun, kronik böbrek hastası olan ve bir yıldır nakil bekleyen 31 yıllık eşi Ayşe Uzun’a bir böbreğini bağışladı. Ayşe Uzun, “31 yıllık eşim, yeni yılın en güzel hediyesi olarak böbreğini bana hediye etti" derken, eşinin yeniden sağlığına kavuşmasından duyduğu mutluluğu ifade eden Cemil Uzun ise, “Eşime ömrüm boyunca bundan daha güzel bir hediye alamazdım. Eşim bana çocuklarımı hediye etti, ben de ona böbreğimi hediye ettim” diye konuştu. Giresun’un Görele ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi Ayşe Uzun’a (53) geçtiğimiz yıllarda kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Yaklaşık bir yıl boyunca böbrek nakli bekleyen Uzun’a uygun böbrek bulunamayınca eşi Cemil Uzun (56) böbreğini bağışlamaya karar verdi. Yılın ilk günlerinde Ayşe Uzun’a eşinin böbreği uygun bulunup, İstanbul’da özel bir hastanede nakledildi. Başarılı geçen operasyon sonrası Ayşe Uzun’un hastanedeki tedavisi sürerken, eşi Cemil Uzun ise taburcu edildi. "Organ nakli hayat kurtarır" Eşine böbreğini bağışladığı için çok mutlu olduğunu söyleyen Cemil Uzun, "Böbreğimi verince çok mutlu oldum. Ben kendi isteğimle böbreğimi bağışladım. Eşimin böbrek nakline ihtiyacı olduğu teşhisi konulduktan sonra hiç düşünmeden bağışlamak istedim. Ancak bir süre organ nakli beklendi ve benim böbreğimin uygun olup olmadığı için inceleme yapıldı. Uygunluğu belirlenince de hiç beklemek istemedim. 31 yıldır evliyim ve eşim bana 3 çocuk verdi. Ben de ona böbreğimi verdim. Eşimi iyi görünce ben de mutlu oluyorum. Organ nakli hayat kurtarır, kimse korkmasın. Ellerinden geliyorsa bağışlasınlar. Organ bağışı gerçekten hayat kurtarır" diye konuştu. 31 yıllık evlilikte en güzel hediye Yeni yılda aldığı en güzel hediyenin böbrek nakli olduğunu belirten Ayşe Uzun ise, "Kronik böbrek hastasıyım. Diyalize girmeye başlayacaktım. Eşim de bu süreçte ısrar etmeye başladı. Organ nakli eşim sayesinde oldu. Böbreğini bana bağışlamak istedi. Bundan daha iyi bir mutluluk ve sevinç olamaz. Ben 31 yıllık eşimden çok memnunum. Ömrüm boyunca bundan daha güzel bir hediye alamazdım. Sağlık olunca huzur oluyor, güven oluyor, hayatın tadı tuzu oluyor. Eşlerin birbirine karşı sevgisi ancak böyle zamanlarda daha anlaşılır oluyor. Evlilik iyi ve kötü günde birbirine destek olmak, fedakarlık yapmaktır" şeklinde konuştu.