ASAYİŞ - 11 Ağustos 2014 Pazartesi 12:20

PKK Muş'ta şantiye bastı

A
A
A
PKK Muş'ta şantiye bastı

Muş'ta 3 ayrı şantiyeyi basarak iş makinelerini yakan PKK'lılar, köy korucularının da silahlarına el koydu.

Muş Valisi Vedat Büyükersoy tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, dün gece Akpınar köyünde yapımı devam eden Jandarma Karakol Komutanlığı inşaatına gelen 6 kişilik silahlı PKK üyesi, inşaattaki 5 köy korucusu ile 1 çalışanı etkisiz hale getirdikten sonra, koruculara ait 2 adet binek aracı yaktı. İnşaatı da patlayıcı maddeyle havaya uçuran PKK'lılar, ayrıca köy korucularının kalaşnikof marka silahlarına ve cep telefonlarına el koyarak bölgeden uzaklaştı.

BARAJ İNŞAATINI BASTILAR
Açıklamada, yine Dumlusu ve Akpınar köyü arasında yapımı devam eden Alparslan 2 Barajı'na ait Akkonak köyü arazilerinde yer alan taş ocağına gelen silahlı 8 PKK mensubu, burada 4 işçiyi etkisiz hale getirdikten sonra şantiyeye ait 3 kamyon, 1 ekskavatör ve 1 binek aracı yaktıktan sonra bölgeden ayrıldığı belirtildi.

İŞÇİLERİ KONTEYNERE KİLİTLEDİLER
Öte yandan, Varto ilçesine bağlı Sağlıcak köyünde yapımı devam eden bir HES inşaatını basan 3 PKK mensubu, buradaki 12 işçinin cep telefonlarına el koyarak, işçileri ofis olarak kullanılan konteynere kilitledi. Burada 3 adet iş makinesini yakan PKK'lılar, daha sonra bölgeden uzaklaşırken, konteynere kilitlenen işçiler ise yaklaşık 6 saat sonra kapıyı kırarak kurtulmayı başardı.

DEHŞET ANLARINI ANLATTI
Akpınar köyündeki karakol inşaatında bekçilik yapan Abdullah Duran ise gazetecilere baskın anını anlattı. Gece korucularla birlikte inşaatta oturduklarını ifade eden Abdullah Duran, "Aniden etrafımızı sardılar ve bizi yere yatırdılar. Yerden kalkmamıza izin vermiyorlardı, kalkmak istediğimiz zaman bizi darp ediyorlardı. Daha sonra inşaatı havaya uçurdular ve 2 adet aracı yaktılar. Daha sonra bizi inşaatın ilerisindeki dağın eteğine kadar götürdüler ve bizi burada serbest bıraktılar” dedi. 

NEJDET ARMAĞAN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenilenmiş cep telefonlarına ilgi artıyor Dünya olarak iklim krizinin etkileriyle mücadele etmeye devam ederken, çevre bilinci de giderek artıyor. "Daha İyiye" vizyonuyla akıllı cep telefonlarını yenileyerek döngüsel ekonomiye kazandıran MediaMarkt Türkiye, bugüne dek 100 binin üzerinde kullanılmış cihazı geri alarak 25 binin üzerinde yenilenmiş cihazı yeniden tüketicilerle buluşturdu. Sürdürülebilir bir alternatif olarak öne çıkan yenilenmiş cihazlara talep tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de günden güne artıyor. Bu değişimin Türkiye’deki önde gelenlerinden biri olan MediaMarkt Türkiye, yenilenmiş cihaz hizmetiyle kullanılmış akıllı telefonları yenileyerek yeniden piyasaya sunuyor ve döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor. MediaMarkt Türkiye’nin sürdürülebilir ürün yaşam döngüsü stratejisi; ürün kiralama, eskisini getir yenisini götür, onarım ve yenilenmiş ürünler olmak üzere dört bacaktan oluşuyor. Sürdürülebilir ürünleri tüketiciyle buluşturarak kullanım ömrünü uzatan MediaMarkt Türkiye, bugüne dek 100 binin üzerinde kullanılmış cihazı geri alarak 25 binin üzerinde yenilenmiş cihazı yeniden tüketicilerle buluşturdu. Sertifikalı olarak tüketicilere sunuluyor Yenilenmiş telefonlar, önceki sahibinden alınarak yetkili Yenileme Merkezleri tarafından yenileniyor. Performansı etkileyen sorunlar tespit edilerek, düzeltiliyor. Gerektiği takdirde bazı parçalar orijinal veya eşdeğer parçalar ile değiştiriliyor. Daha sonra cihaz fabrika ayarlarına döndürülerek tekrar kullanıma sunuluyor. MediaMarkt’ın Türkiye’deki 70 mağazası ve web sitesinde satışa sunulan yenilenmiş telefonlar, ’Mükemmel’ (G1) ve ’Çok İyi’ (G2) statüleriyle sertifikalandırılıyor. Telefonlar tüketicilere de geri dönüştürülebilir malzemelerden üretilmiş kutularla sunuluyor. Bu hizmet, MediaMarkt’ın faaliyet gösterdiği ülkeler arasında ilk kez Türkiye’de hayata geçirilmesiyle öne çıkıyor. Yenilenmiş cep telefonları; altın, gümüş, bakır gibi metallere olan talebin ve bu sayede de bu tür madencilik faaliyetlerinin çevreye olumsuz etkisinin azalmasına da katkı sunuyor. MediaMarkt Türkiye tarafından tüm yenilenmiş telefonlar 1 yıl garanti ile tüketicilere sunuluyor.
İstanbul Uzmanından kanser riskini azaltacak tavsiyeler Kanser riskini azaltmak için yapılması gerekenlere dikkat çeken Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Şaban Seçmeler, "Sigarasız, alkolsüz bir hayat benimsenmelidir. Obezitenin önüne geçmek için hareketsiz yaşamdan uzak durulmalıdır. Düzenli ve sağlıklı beslenmek önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak yaşam tarzı olarak kabul edilmelidir. Tarama ve aşılama programları hakkında politikalar oluşturulmalı ve toplum bilinçlendirilmelidir" dedi. Medical Park Bahçelievler Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Şaban Seçmeler, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Kanserin toplum tarafından göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Seçmeler, "Kanser, dünyada ve ülkemizde kalp damar hastalıklarından sonra en sık görülen ikinci ölüm sebebidir. Gelişen görüntüleme, tanı ve tedavi yöntemleriyle birlikte erken tanı oranı yükselip tamamıyla sağlığına kavuşan hasta sayısı artsa da; hayatımızın birçok noktasında halen kansere sebep olan etkenlere temas edilmesi nedeniyle kanser oranı da artmaya devam etmektedir" diye konuştu. "Dünyada yılda 19 milyon kişi kanser tanısı almaktadır" Dünyada yılda yaklaşık 19 milyon kişinin kanser tanısı aldığını, 10 milyona yakın hastanın ise kanser nedeniyle hayatını kaybettiğine işaret eden Uzm. Dr. Seçmeler, "En sık görülen kanserler arasında akciğer, meme, prostat, kolorektal kanserler, mide ve karaciğer kanserleri başı çekmektedir. Ülkemizde ise yıllık yaklaşık 24 bin hastanın yeni tanı aldığını, kanser oranının erkeklerde kadınlara oranla daha fazla olduğunu görmekteyiz. Erkeklerde ilk üç sırayı akciğer, prostat ve kolorektal kanserler oluştururken; kadınlarda meme, tiroit ve kolorektal kanserler ilk üçte yer almaktadır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de en fazla ölüme sebep olan kanser türü akciğer kanseridir. Ülkemizde yılda yaklaşık 130 bin kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. 2040 yılına gelindiğinde kanser oranının dünyada ve ülkemizde yaklaşık 1,5 katına çıkacağı tahmin edilmektedir" şeklinde konuştu. "Genetik faktörler neden olmaktadır" Kanserin oluşmasında çevresel faktörlerin genetik faktörlerden daha fazla oranda rol oynadığını söyleyen Uzm. Dr. Seçmeler, "Özellikle meme, endometriyum ve over, prostat, kolon, pankreas ve mide kanserleri gibi kanser türlerinde genetik mutasyonların fazlaca rol aldığı görülmektedir. Çevresel etmenler incelendiğinde ise sigara ve tütün ürünleri, obezite, enfeksiyonlar, alkol, ultraviyole ışınları, sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı, hazır ve işlenmiş gıdalardan zengin beslenme, çevre kirliliği gibi birçok faktör kanserin gelişmesinde ve artmasına rol almaktadır" dedi. "Obezite, kanseri tetikliyor" Uzm. Dr. Seçmeler, "Günümüzün önemli problemlerinden obezite, birçok hastalıkta olduğu gibi bazı kanser türlerinin gelişmesinde de rol oynamaktadır. Bunlar arasında meme, endometriyum, kolorektal kanserler, böbrek, safra kesesi ve pankreas kanseri yer almaktadır. Obezitenin önlenmesi ve azaltılması, sedanter yaşam tarzının önüne geçilmesi ve düzenli egzersiz, bazı kanser türlerinin azalmasına katkı sağlayacaktır. Özellikle sindirim sistemi incelendiğinde hazır ve işlenmiş gıdaların, ateşle birebir temas etmiş kırmızı etin tüketimi, liften, sebze ve meyveden fakir beslenme, sedanter yaşam tarzının bu grupta kanser gelişiminde rol oynadığı görülmektedir" açıklamasında bulundu. "Hareketsiz yaşam tarzı benimsenmemeli" Kanser tanı ve tedavisinde en önemli faktörün kansere yakalanmamak veya kanseri erken yakalamak olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Seçmeler, "Genetik faktörlerin birçoğu değiştirilemese de kanser gelişiminde rol oynayan çevresel faktörlerin hayatımızdan çıkarılması, birçok kanser türünün azalmasında rol oynayacaktır. Özellikle, akdeniz diyeti tarzında liften, sebze ve meyveden zengin beslenme, düzenli egzersiz, sedanter yaşam tarzının bırakılması, obezitenin önlenmesi gibi faktörler kanserin çevresel etmenlerinin önüne geçebilir" dedi. "Hangi kanserde, hangi tarama yöntemi yapılmalı?" Kanserin erken tanısı ve tarama programları hakkında toplumun bilinçlenmesi ve bu programlara dâhil olmasının önemli olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Seçmeler, "Özellikle kadınlarda en sık görülen meme kanseri için 40 yaşından itibaren 1-2 yılda bir mamografi ve ultrasonografi ile tarama yapılması, akciğer kanseri için özellikle sigara kullanıcılarında ve kullanım hikâyesi 10 yıldan uzun olanlarda düşük doz akciğer tomografisi ile akciğerlerin değerlendirilmesi, kolon kanseri için herhangi bir şikâyet olmasa bile 45-50 yaş sonrası kolonoskopi ile tarama yapılması ve kolonoskopi sonucuna göre bir sonraki tarama süresinin belirlenmesi, cinsel aktif çağdaki kadınlar için smear testi ile HPV ve serviks kanseri taraması, 60-65 yaş sonrasında PSA değeri ölçümü ile prostat kanseri taraması gibi tarama programları kadın ve erkeklerde birçok kanserin erken yakalanıp hızlıca tedavi edilmesini sağlayacaktır" şeklinde konuştu. "Akıllı ilaçlar tedavide tercih edilebilir" Tedavi seçeneklerinden bahseden Uzm. Dr. Seçmeler, şu bilgileri paylaştı: "Özellikle son yıllardaki gelişmelerle birçok kanser türünde tamamıyla kür sağlanabiliyor. Kanserin birçok türünde kür sağlanamasa dahi hastalığın kontrol altına alınabileceği ve kronik bir hastalık gibi yönetilebileceğini söyleyebiliriz. Kanserde önceleri sadece cerrahi tedavi söz konusu olup hastalıklar hızlıca nüks ederken, günümüzde ameliyat sonrası tedaviler, ameliyat öncesi tedaviler ve herhangi bir operasyon gerçekleşmeden sadece kemotarapi, radyoterapi, hedefe yönelik akıllı ilaçlar, immünoterapi gibi tedavilerle birlikte hastalığın nüks olasılığı ve kanser nedeniyle ölüm oranı azaltılmaktadır. Yaşam süresinin arttığı gözlenmektedir." "Hastalığın evresine göre tedavi uygulanmalı" Kanser tanısı alan hastada en önemli durumun hastalığın evresine, özelliklerine, karakterine en uygun tedavinin belirlenip bir yol haritasının çizilmesi olduğunu belirten Uzm. Dr. Seçmeler, "Kimi hastada hızlıca cerrahi bir tedavi fayda sağlayabilirken, kimi hastada tanıyı alır almaz başlayacağı kemoterapi ya da radyoterapi ya da yeni nesil bir akıllı ilaç veya immünoterapi hastalığın sürecinin yönetimi için en uygun seçenektir. Tedavinin kararının multidisipliner konsey ortamında verilmesi en doğru karar olacaktır" ifadelerini kullandı. "Kanser riskini azaltmak için öneriler" Kanser riskini azaltmak için yapılması gerekenlere değinen Uzm. Dr. Seçmeler, şu önerilerde bulundu: "Sigarasız, alkolsüz bir hayat benimsenmelidir. Obezitenin önüne geçmek için hareketsiz yaşamdan uzak durulmalıdır. Düzenli ve sağlıklı beslenmek önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak yaşam tarzı olarak kabul edilmelidir. Tarama ve aşılama programları hakkında politikalar oluşturulmalıdır. Toplum kanser tanısı aldıktan sonra karamsarlığa kapılmadan, kanseri yenebilen birçok kanser hastası olduğunu bilerek hastalıkla mücadele etmek ve bilimsel veriler ışığında en doğru tedavi almak konusunda bilinçlendirilmelidir" dedi.
İstanbul Fenerbahçe ile Galatasaray, Kadıköy’de 63. kez karşılaşacak Fenerbahçe ile Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası’nda 2 Nisan Salı günü yapacakları derbiyle Kadıköy’de 63. kez karşı karşıya gelecek. Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final maçında salı günü Fenerbahçe - Galatasaray derbisi heyecanı yaşanacak. Sarı-lacivertlilerin ev sahipliğinde oynanacak mücadelede ezeli rakipler, Kadıköy’de 63. kez kozlarını paylaşacak. Fenerbahçe Stadı’nın inşaat çalışmaları sonrası 1982 yılında yeniden hizmete girdiği dönemden bugüne taraflar 62 maç yaptı. Bu süreçte sarı-lacivertliler 30 galibiyet elde ederken, sarı-kırmızılılar 13 kez galibiyet sevinci yaşadı. 19 maçta ise eşitlik bozulmadı. Fenerbahçe’nin iç sahada attığı 114 gole, Galatasaray 75 golle karşılık verdi. Kadıköy’de yapılan maçların sadece 5’i golsüz tamamlandı. Ezeli rakipler arasında Kadıköy’de oynanan 42 lig maçında ise Fenerbahçe 24 kez sahadan galip ayrılırken, Galatasaray 9 müsabakada 3 puana uzandı. 9 derbi ise berabere sonuçlandı. Kupada 17 yıl sonra konuk edecek Fenerbahçe, 17 yıl sonra evinde Galatasaray ile Türkiye Kupası maçına çıkacak. Sarı-lacivertliler ile sarı-kırmızılıları Kadıköy’de Türkiye Kupası maçında buluşturan son mücadele 3 Şubat 2008’de oynandı. O sezon çift maç usulüne göre oynanan eşleşmede taraflar Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda golsüz berabere kalırken, Ali Sami Yen’de 2-1’lik skorla kazanan Galatasaray adını yarı finale yazdırdı. Ezeli rakipler, kupada ise son olarak 2015-2016 sezonu finalinde kozlarını paylaştı. Antalya’daki finalde sarı-kırmızılılar 1-0’lık sonuçla kupanın sahibi oldu.