ASAYİŞ - 14 Ocak 2016 Perşembe 08:22

Patlamanın şiddeti gün ağarınca ortaya çıktı!

A
A
A
Patlamanın şiddeti gün ağarınca ortaya çıktı!

PKK’nın düzenlediği eş zamanlı terör eyleminde polis lojmanlarına bombalı araçla yapılan saldırının şiddeti gün ağarınca ortaya çıktı. Lojman binası ile karşısındaki müstakil bir evin çöktüğü ve yandığı patlamada, ilçedeki birçok ev ve işyeri zarar gördü. Kurtarma çalışmaları devam ederken, teröristlerin DBP ilçe binasını ateşe verdiği de görüldü. Diyarbakır Valiliği, patlamada 5 kişinin hayatını kaybettiğini, 40 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Çınar ilçesinde dün gece teröristler tarafından bomba yüklü araçla polis lojmanları binasına yapılan saldırının şiddeti günün ağarması ile birlikte ortaya çıktı. Patlamada, lojman binası yanıp, çöküntüler oluşurken, karşısındaki müstakil bir ev yerle bir oldu. İlçede, birçok ev ve işyerinde de hasar oluşurken, patlamanın şiddetiyle lojmanların ve emniyet binasının bulunduğu cadde ile alt ve üst caddelerindeki birçok ev ve işyerinin camları kırıldı. İlçede, dün gece bombalı saldırının ardından bir süre güvenlik güçleri ile çatışan teröristlerin kaçarken DBP binasını da ateşe verdiği görüldü. Binanın büyük bir bölümü yandı.

KURTARMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

Lojman binasında patlamanın hemen ardından başlayan arama kurtarma çalışmaları ise sürüyor. Etrafı güvenlik şeridi ile çevrilen bölgede, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile Çınar İlçe Belediyesi’ne ait itfaiye, 112 acil servis ve AFAD ekipleri çalışmalarına devam ediyor.

"BÜYÜK BİR PATLAMA SESİ GELDİ"

Patlamanın yaşandığı sırada işyerinde olduğunu anlatan bir esnaf, gece saat 23.30 civarı büyük bir patlama sesi duyduklarını belirterek, “Sesi duymamın ardından dışarı çıktım. Emniyet tarafından kepenkleri indirip eve kaçtık. Fırının kapısı düştü patlamanın şiddeti nedeniyle. Ardından silah sesleri geldi” dedi.

"DEPREM OLDUĞUNU SANDIM"

Patlamanın olduğu sırada evde uyuduğunu anlatan ve evinde ciddi hasarlar oluşan Hacı Güler ise, “Patlama sırasında uyuyordum. Aniden şiddetli bir ses geldi, uyandım. Önce deprem olduğunu sandım. Sonra şokla kalktığımda çocukların bağırışlarını duydum. Pencere çocuğun üzerine düştü. Çok şükür bir şey olmadı. Ancak zararımız çok büyük. Her iki kata perişan durumda. İşçiyim zaten. Bunun zararını nasıl karşılayacağımı bilmiyorum. Yetkililerden yardım bekliyoruz” diye konuştu.

VALİLİK AÇIKLAMA YAPTI

Öte yandan Diyarbakır Valiliği saldırılara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, İlçe Emniyet Amirliği ve polis lojmanlarının bulunduğu binaya yönelik patlayıcı yüklü aracın infilak ettirildiği ve eş zamanlı olarak İlçe Jandarma Komutanlığı ile Emniyet Amirliği’ne uzun namlulu silahlarla saldırıda bulunulduğu belirtildi.

Düzenlenen saldırılara güvenlik güçlerinin misliyle karşılık verdiğine dikkat çekilen açıklamada, “Olayın gerçekleşmesinin hemen akabinde Valilik bünyesinde İl Kriz Merkezi oluşturulmuş, Çınar ilçesine yeterli sayıda sağlık, itfaiye ve AFAD ekipleri yönlendirilmiş, ayrıca takviye olarak çok sayıda jandarma ile polis görevlendirilmiştir. İlçe Emniyet Amirliğine yönelik olarak düzenlenen patlayıcı yüklü araçla yapılan terör saldırısı sonucunda, lojmanda ikamet eden 2 polis yakını hayatını kaybetmiş, 6’sı polis ve 8’i polis yakını olmak üzere 14 kişi yaralanmıştır. Ayrıca yaşanılan patlamanın etkisiyle lojman yakınındaki bir binada yıkıntı meydana gelmiş, arama-kurtarma ekiplerinin bahse konu binada yaptığı çalışmalar neticesinde 3 vatandaşımız hayatını kaybetmiş olarak ve 5 vatandaşımız yaralı olarak enkaz altından çıkarılmıştır. Lojman civarında yer alan binalarda ise toplam 20 vatandaşımız yaralanmıştır. Yaralılar ilimiz merkez hastanelerine intikal ettirilmiş olup tedavileri devam etmektedir. Yapılan ilk incelemelere göre meydana gelen patlamadan kaynaklı olarak İlçe Emniyet Amirliği hizmet binası, İlçe Emniyet Amirliğine ait lojmanlar ve emniyet binasına yakın ikametlerde büyük çapta hasar meydana geldiği tespit edilmiştir. Konu ile ilgili çok yönlü araştırmalar devam etmektedir” denildi.

MEHMET PİŞKİN - BURAK EMEK 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya DPÜ’den ’Zamanın İzinde: Kütahya’nın Renkleri’ sergisi Sanatçı İbrahim Güneş tarafından hazırlanan ’Zamanın İzinde: Kütahya’nın Renkleri’ sergisi, Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak ve Kütahya il protokolünün katılımıyla Ahmet Yakupoğlu Müzesi’nde açıldı. Ahmet Yakupoğlu Müzesi’nde Müzeler Koordinatörlüğümüzün düzenlediği ve Sanatçı İbrahim Güneş’e ait eserlerin yer aldığı sergini açılışına Kütahya Belediye Başkanı Eyüp Kahveci, Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Kütahya il protokolünden temsilciler ve davetliler katıldı. Kütahya’nın kültürel mirasını yansıtan 33 maketin yer aldığı serginin açılışında konuşan Rektör Süleyman Kızıltoprak, "Kütahya’nın tarihini ve kültürel zenginliklerini farklı bir bakış açısıyla keşfedeceğimiz önemli bir serginin açılışını gerçekleştiriyoruz" diyerek başladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "İbrahim Güneş’in hazırladığı Zamanın İzinde: Kütahya’nın Renkleri sergisi, Kütahya’nın sembolik yapılarını maketler aracılığıyla tanıtıyor. Ancak bu sadece bir maket sergisi değil; aynı zamanda şehrin tarihine ve kültürüne bir zaman yolculuğu. Bu sergi, Kütahya’nın çok katmanlı geçmişini, geleneksel mimarisini ve kültürel mirasını bizlere hatırlatıyor. Sergiyi gezerken, her yapının ardındaki tarihi ve renklerin geçmişi nasıl yansıttığını hissedeceksiniz. Bu etkinlik sadece bir sanat sergisi değil, aynı zamanda Kütahya’yı anlamanın ve ona daha derin bir bağ kurmanın bir yolu. Sanatçıyı tebrik ediyor, serginin Kütahya’nın mirasını tanıtmasına katkı sağlayacağına inanıyorum. Siz değerli katılımcıların, bu anlamlı sergiyi gezerek şehrin geçmişine dair yeni bakış açıları kazanmasını diliyorum. Keyifli bir sergi gezisi dilerim." Açılış konuşmalarının ardından Kütahya’nın geleneksel sanatlarından çağdaş yorumlamalara kadar geniş bir yelpazede eserlerin yer aldığı sergi, ziyarete açıldı. Zamanın İzinde: Kütahya’nın Renkleri sergisi, 30 Nisan 2025 Çarşamba tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
Gaziantep Selçuk İnan: "Final maçı niteliğindeydi" Gaziantep Futbol Kulübü Teknik Direktörü Selçuk İnan, Kayserispor maçının ardından yaptığı açıklamada, "Final maçı niteliğindeydi. İki takım da pozisyonlara girdi ama kazanan taraf olduğumuz için çok mutluyum" dedi. Gaziantep Futbol Kulübü, Trendyol Süper Lig’in 28. haftasında konuk ettiği Kayserispor’u 1-0 mağlup etti. Maçın ardından Gaziantep Futbol Kulübü Teknik Direktörü Selçuk İnan, düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Kendileri için final niteliğinde bir maç oynadıklarını söyleyen İnan, "Son haftaların formda ve birbirine rakip iki takımının mücadelesi vardı. İki takım da maçı kazanmak için mücadele etti. İki takım da pozisyonlara girdi ama kazanan taraf olduğumuz için çok mutluyum. Sakat, cezalı ve hasta oyuncularımız olmasına rağmen sahada olan tüm futbolcularım fazlasıyla mücadele etti ve maçı kazanmasını bildi. Özellikle son dönem performansları ve mücadeleleri için oyuncularımızı tebrik ediyorum. Onlara büyük bir teşekkür göndermek istiyorum" dedi. "Şu an bulunduğumuz konum bizim için büyük bir başarı" Takımın son haftalardaki performansı ve 6. sıraya kadar yükselmesi ile ilgili soruya cevap veren Selçuk İnan, "Biz çok zor şartlarda bir takım kurduk. Evet çok emek sarf ettik. Hayatımda mütevazı oldum ama doğruları da söylemek lazım. Çok zor zamanlardan geçtik. Başkan, yöneticiler, biz bir takım oluşturmaya çalıştık. Bana bu haftada bu konumda olacağımızı söyleselerdi belki buna pek ihtimal vermezdim. O yüzden gerçekten şu an bulunduğumuz konum bizim için büyük bir başarı ama ben hedef koymayı çok seven bir antrenör olmadım. Hayatımda da hep öyle oldum. Hep maç maç baktım, hep en iyisini vermeye çalıştım. Çünkü koymuş olduğunuz hedefler ya da kurmuş olduğunuz hayaller bu mantaliteye sahip olursanız kendiliğinden gerçekleşiyor zaten. O yüzden kimseyi baskı altına sokmak da istemiyorum. Bundan önce bütün söylemlerimde hep söylüyordum, ’Önce biz ligde kalmalıyız, iyi futbol oynamalıyız’ diye. Bunu yavaş yavaş gerçekleştiriyoruz. Bundan sonrası için her şey oyunculara bağlı, bize bağlı. Dediğim gibi biz her maçı kazanmak için sahaya çıkacağız. En nihayetinde sezon bittiğinde neredeyiz, ne yapıyoruz hep birlikte göreceğiz" diye konuştu.
Ankara Sahipsiz köpeklerin saldırdığı depremzede kız çocuğu yaşadığı korku dolu anları anlattı Ankara Yenimahalle’de, annesi ile evine döndüğü sırada sahipsiz köpeklerin saldırısına uğrayan 9 yaşındaki depremzede kız çocuğu, yoldan geçen sürücülerin araya girmesi sayesinde saldırıdan yara almadan kurtulabildi. Yaşadıkları çevrede çok fazla başıboş köpek olduğunu söyleyen anne ise, "Depremde ölümden kurtulduk ama burada köpek saldırısıyla ölümün eşiğine gelmek çok acıydı" dedi. Olay, dün akşam Yenimahalle ilçesine bağlı Ragıp Tüzün Caddesi’nde meydana geldi. İddialara göre, annesi ile evine dönen 9 yaşındaki ilkokul 3. sınıf öğrencisi Esila Buğlem Cinkara’ya sahipsiz 5 köpek saldırdı. Üzerine gelen köpeklerden kaçmayı başaran Cinkara, yoldan geçen sürücülerin araçlarını köpeklerin üzerine sürmesiyle saldırıdan yara almadan kurtuldu. 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden dolayı Hatay’dan Ankara’ya taşınmak zorunda kaldıklarını söyleyen depremzede anne Belkıs Cinkara ise çevredeki başıboş köpeklerden dolayı korktuklarını ve rahat hareket edemediklerini ifade etti. "Çığlıklarla annemin yanına gittim" Olayla ilgili konuşan Esila Buğlem Cinkara, "Dün evimize gidiyorduk. Karşıya geçmek istedim. O an köpekler bana saldırdı. Çığlıklarla annemin yanına gittim. Annem sesimi duydu ve yanıma koştu. Yoldan geçenler de bana zarar gelmesin arabalarını köpeklerin üzerine sürdü. Çok korktum. Kötü hissettim. Korkudan titriyordum ve çok üzüldüm. Köpeklerin başka yere gitmesini istiyorum. Toplanmasını istiyorum. Eve gittiğimde titriyordum. İlk başta fark etmemiştim. Karşılaştığımda göz göze geldim ve 4-5 köpek bana saldırdı" dedi. "Sürüler halinde köpeklerin gezdiği bir yerde yaşamak istemiyorum" Duruma bir çözüm getirilmesi gerektiğini söyleyen anne Belkıs Cinkara, "Akşam saatleriydi. Kızımla eve dönüyorduk. Kızım yolun karşısına geçmek istedi. O geçti, ben bekledim. Tam o sırada kızımın çığlıklarını duydum. Arkasında köpekler vardı. O esnada yoldan geçen bir araç araya girdiği için çocuğum kurtuldu. Bunun bir sonu yok. O an kurtulamayabilirdi. Bu sorunun bir çözüme kavuşturulmasını istiyorum. Sürüler halinde köpeklerin gezdiği bir yerde yaşamak istemiyorum. O an çok korktum. Sabaha kadar uyuyamadım. Bu korku ile burada yaşamak istemiyorum. Burası Ankara’nın merkezi. Kızım yanıma hızlı koştu. O sırada da yoldan geçen araçtaki kişiler durumu fark etti. Araya girdikleri için kızımın hayatı kurtuldu. Onlara da teşekkür ederim. Çocuğumu kurtardıktan sonra bile köpekler bize havlıyordu. Kızımın durumu iyi ama çok korktu. Sabaha kadar korkudan titredik. İlla ki fiziksel bir zarar alması gerekmiyor. Psikolojik olarak aldığı hasar daha büyük. Güvende hissetmiyorum ve düşünmüyorum. Bu olaylar yarın bir başkasının başına gelecek" ifadelerini kullandı. "Depremde ölümden kurtulduk ama burada köpek saldırısıyla ölümün eşiğine gelmek çok acıydı" Yeniden ölümlü yüzleşmenin verdiği acıdan bahseden anne Cinkara, "6 Şubat’ta Hatay’da depreme yakalandık. Çok ağır bir durumun içinden çıktık ve yeni bir düzen kurmak için buraya geldik. Özellikle de çocuğumun psikolojisi düşünüyordum. Depremde ölümden kurtulduk ama burada köpek saldırısıyla ölümün eşiğine gelmek çok acıydı. Ölümün kıyısındaydık. Çok tanıdıklarımız vefat etti. Kendim de itfaiyeciyim. Aylarca enkaz alanlarında çalıştım. Görmediğim şey kalmadı. Buraya çocuğum için geldim ama akşamları aynı deprem zamanındaki korkularımızı yaşadık. Tek istediğim şey buna bir çözüm bulunsun" şeklinde konuştu.