EKONOMİ - 12 Mayıs 2022 Perşembe 10:48

Ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,23 oldu

A
A
A
Ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,23 oldu

Türkiye'de 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün, azalma eğilimi göstererek 2021 yılında 3,23 kişiye düştüğü görüldü.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılı İstatistiklerle Aile verisini açıkladı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, Türkiye'de 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün, azalma eğilimi göstererek 2021 yılında 3,23 kişiye düştüğü görüldü.

Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il Şırnak oldu

Türkiye'de 2021 yılında ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il, 5,46 kişi ile Şırnak oldu. Şırnak ilini 5,12 kişi ile Şanlıurfa ve 4,94 kişi ile Hakkari izledi. Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en düşük olduğu il ise 2,57 kişi ile Çanakkale oldu. Bu ili, 2,60 kişi ile Tunceli ve 2,63 kişi ile Giresun izledi.
Tek kişilik hanehalklarının oranı arttı

ADNKS sonuçlarına göre, 2014 yılında yüzde 13,9 olan yalnız yaşayan fertlerden oluşan tek kişilik hanehalklarının oranının 2021 yılında yüzde 18,9'a yükseldiği görüldü.

Tek çekirdek aile ve geniş aileden oluşan hanehalklarının oranında azalma görüldü

Tek çekirdek aile olarak ifade edilen, yalnızca eşlerden veya eşler ve çocuklarından veya tek ebeveyn ve en az bir çocuktan oluşan hanehalklarının oranında azalma olduğu görüldü. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranı, 2014 yılında yüzde 67,4 iken 2021 yılında yüzde 64,4'e geriledi. Diğer yandan, geniş aile olarak tanımlanan ve en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalklarının oranı 2014 yılında yüzde 16,7 iken 2021 yılında yüzde 13,5'e düştü.

Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının oranı arttı

Aralarında eş, anne-çocuk veya baba-çocuk ilişkisi olmayan fertleri içeren; diğer bir ifadeyle çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının oranında artış olduğu gözlendi. Söz konusu hanehalklarının oranı 2014 yılında yüzde 2,1 iken 2021 yılında yüzde 3,2'ye yükseldi.
Tek kişilik hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Tunceli oldu

İllere göre hanehalkı tipleri incelendiğinde, 2021 yılında tek kişilik hanehalklarının oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 29 ile Tunceli olduğu görüldü. Tunceli ilini yüzde 28,8 ile Gümüşhane ve yüzde 28,2 ile Giresun izledi. Diğer yandan tek kişilik hanehalklarının oranının en düşük olduğu iller ise yüzde 10,8 ile Diyarbakır ve Batman oldu. Bu illeri yüzde 11,2 ile Van ve Adıyaman izledi.

Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Adıyaman oldu

Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2021 yılında yüzde 72,1 ile Adıyaman oldu. Adıyaman ilini yüzde 71,9 ile Osmaniye ve yüzde 71,7 ile Gaziantep takip etti. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en düşük olduğu il ise yüzde 53,3 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini yüzde 54,9 ile Yalova ve yüzde 55,5 ile Artvin izledi.

Hanehalklarının yüzde 10,1'ini tek ebeveyn ve çocukları oluşturdu

Türkiye'de 2021 yılında toplam hanehalklarının yüzde 10,1'ini tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalkları oluşturdu. Toplam hanehalklarının yüzde 2,3'ünü baba ve çocuklardan oluşan, yüzde 7,8'ini ise anne ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oluşturduğu görüldü.

Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Bingöl oldu

Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2021 yılında yüzde 12,5 ile Bingöl oldu. Bu ili, yüzde 12,1 ile Adana ve Elazığ illeri izledi. Bu oranın en düşük olduğu iller ise yüzde 7,6 ile Tokat ve Ardahan, yüzde 7,7 ile Yozgat ve Kars oldu.

Toplam hanehalkları içinde anne ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu iller, yüzde 9,6 ile Bingöl, yüzde 9,3 ile Adana, 9,1 ile İzmir ve Elazığ olurken, bu oranın en düşük olduğu iller ise yüzde 5,3 ile Ardahan, yüzde 5,7 ile Yozgat ve Kars oldu.

Diğer yandan, baba ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu iller, yüzde 3,8 ile Kilis, yüzde 3,3 ile Malatya ve yüzde 3,2 ile Batman olurken, bu oranın en düşük olduğu iller ise yüzde 1,7 ile Nevşehir, yüzde 1,8 ile Tokat ve Sinop oldu.

Geniş aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Hakkari oldu

Geniş aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2021 yılında yüzde 24 ile Hakkari oldu. Hakkari ilini yüzde 22,6 ile Şırnak ve yüzde 21,3 ile Batman izledi. Bu oranının en düşük olduğu il ise yüzde 8,7 ile Eskişehir oldu. Eskişehir ilini yüzde 9,4 ile Çanakkale ve yüzde 9,6 ile Niğde izledi.

Toplam resmi evlilikler içerisinde son evliliğinde akraba evliliği yapanların oranı yüzde 8,3 oldu

ADNKS sonuçlarına göre, 2021 yılında toplam resmi evlilikler içinde, son evliliğinde birinci dereceden kuzenleri ile akraba evliliği yapmış 16 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı yüzde 8,3 oldu. Akraba evlilikleri akrabalık türüne göre incelendiğinde, akraba evliliği yapmış bireylerin yüzde 46,6'sının hala/dayı çocukları ile yüzde 27,2'sinin amca çocukları ile ve yüzde 26,2'sinin ise teyze çocukları ile evli olduğu görüldü.

Akrabasıyla evli olan bireylerin en fazla olduğu il Mardin oldu

Toplam resmi evlenmeler içerisindeki akraba evlilikleri illere göre incelendiğinde, 2021 yılında toplam evli bireyler içinde son evliliğinde akraba evliliği yapmış 16 ve üzeri yaştaki bireylerin oranının en fazla olduğu il yüzde 20,5 ile Mardin oldu. Bu ili yüzde 18,4 ile Şanlıurfa, yüzde 17 ile Siirt ve Diyarbakır izledi. Akraba evliliği yapmış bireylerin oranının en az olduğu il ise yüzde 1,1 ile Edirne oldu. Bu ili yüzde 1,5 ile Kırklareli ve yüzde 2 ile Çanakkale izledi.

Akraba evliliği oranı 2021 yılında yüzde 4 oldu

Evlenme istatistikleri sonuçlarına göre, 2010 yılında gerçekleşen resmi evlenmelerin yüzde 5,9'unun akraba evliliği olduğu ve bu oranın sonraki yıllarda sürekli düşüş göstererek 2016 yılında yüzde 4,6, 2021 yılında ise yüzde 4 olduğu görüldü.

Akraba evliliği oranının en yüksek olduğu il yüzde 18,4 ile Şanlıurfa oldu

Akraba evliliği oranı illere göre incelendiğinde, 2021 yılında akraba evliliği oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 18,4 ile Şanlıurfa olduğu görüldü. Bu ili, yüzde 13,9 ile Muş ve yüzde 13,7 ile Mardin izledi. Akraba evliliği oranının en düşük olduğu il yüzde 0,4 ile Edirne oldu. Bu ili yüzde 0,7 ile Bartın ve Çanakkale izledi.
Bireylerin mutluluk kaynağı aileleri oldu

Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2021 sonuçlarına göre bireylerin mutluluk kaynağı olan kişiler incelendiğinde, kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı yüzde 67,6 olurken, bunu sırasıyla yüzde 16,8 ile çocuklar, yüzde 4,1 ile eş, yüzde 4 ile anne/baba yine yüzde 4 ile kendisi ve yüzde 2,1 ile torunlar takip etti.

Babası vefat etmiş çocukların sayısı 272 bin 361 oldu

ADNKS sonuçlarına göre, 2021 yılında Türkiye'de toplam 22 milyon 738 bin 300 çocuk içerisinde babası vefat etmiş çocuk sayısının 272 bin 361, annesi vefat etmiş çocuk sayısının 82 bin 968, hem annesi hem babası vefat etmiş çocuk sayısının ise 4 bin 451 olduğu görüldü.

Cinsiyete göre incelendiğinde, babası vefat etmiş erkek çocuk sayısının 139 bin 707, kız çocuk sayısının 132 bin 654, annesi vefat etmiş erkek çocuk sayısının 42 bin 228, kız çocuk sayısının 40 bin 740, hem annesi hem babası vefat etmiş erkek çocuk sayısının 2 bin 287, kız çocuk sayısının 2 bin 164 olduğu görüldü.

Boşanma davaları sonucu velayeti anneye verilen çocukların oranı yüzde 76,1 oldu

Boşanma istatistiklerine göre, kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2021 yılında 174 bin 85 çift boşanırken 165 bin 937 çocuk velayete verildi. Boşanma davaları sonucu, çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görüldü. Çocukların velayetinin yüzde 76,1'inin anneye, yüzde 23,9'unun ise babaya verildiği görüldü.

Taşınabilir bilgisayar bulunan hanelerin oranı yüzde 49,5 oldu

Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, evden İnternete erişim imkânına sahip olan hanelerin oranı 2004 yılında yüzde 7 iken 2021 yılında bu oran yüzde 92 oldu. Diğer yandan hanelerde dizüstü, tablet, netbook gibi taşınabilir bilgisayar bulunma oranı yüzde 0,9'dan yüzde 49,5'e, cep telefonu/akıllı telefon bulunma oranı yüzde 53,7'den yüzde 99,3'e yükseldi.

Geniş ailelerin yüzde 27,2'sinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı görüldü

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60'ı dikkate alınarak belirlenen sınıra göre yoksulluk oranı 2021 yılında yüzde 21,3 olarak gerçekleşti.
Hanehalkı tipine göre yoksulluk oranı incelendiğinde ise tek kişilik hanehalklarının yüzde 10,4'ünün, tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının yüzde 20,9'unun, geniş ailelerden oluşan hanehalklarının yüzde 27,2'sinin, çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının ise yüzde 16,6'sının yoksulluk sınırının altında yaşadığı gözlendi.

Kendilerine ait bir konutta yaşayanların oranı yüzde 57,5 oldu

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, 2021 yılında konutun mülkiyet durumları incelendiğinde, fertlerin yüzde 57,5'inin oturduğu konutun kendilerine ait olduğu, yüzde 26,8'inin ise kiracı olduğu görüldü. Lojmanda oturanların oranı yüzde 1,2 olurken kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 14,6 olarak gerçekleşti.

Konutun izolasyonundan dolayı ısınamama en çok karşılaşılan konut ve çevre problemi oldu

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre fertlerin yüzde 34,3'ünün 2021 yılında konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşadığı, yüzde 33,9'unun sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi vb. nedenlerle sorun yaşadığı ve yüzde 23,4'ünün trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar yaşadığı görüldü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eray Yazgan: "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var" Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan, kulüpten kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi olmadığını, bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanına geldiğini belirterek, "Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık" dedi. Yazgan ayrıca tutuklu bulunan sarı-kırmızılı futbolcu Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktıklarıyla ilgili algı yapıldığını ifade ederek, "Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz" şeklinde konuştu. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Kemerburgaz Metin Oktay Tesisleri’nde sarı-kırmızılıları takip eden muhabirlerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Toplantıda Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Abdullah Kavukcu ve Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan da yer aldı. Galatasaray’ın daha önce sponsorluk sözleşmesi imzaladığı ve yasadışı bahisle ilişkilendirildiği için iptal ettiği sponsorluk konusuna açıklık getiren Eray Yazgan, "Bizim kulübümüzden kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi yok. Bir ajans vasıtasıyla bize geliyorlar. Benim veya bizden herhangi bir yöneticinin böyle bir görüşme yapması söz konusu değil. Söz konusu firmanın ismini ilk defa konu yönetime geldiği gün öğrendim. Bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanımıza gelmişler. Bu firma bizimle anlaşmadan önce firmanın boy boy başka statlarda reklamları dönüyordu. Başka kulüpler de bu firmayla anlaşma yapmış. Bunun bir haber sitesi olduğu söylendi. O dönemde Taksi vs. bir çok farklı mecraya reklam vermişler. Bu site, baktığınız zaman bir spor haber web sitesi. Fakat bu sitenin farklı bir siteye yönlendirme yaptığı söyleniyor. Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık. Ben sadece imza yetkilisi olduğum için suçlanıyorum. Bu sözleşmenin imzalandığı gün farklı bir imza yetkilisi arkadaşımız bunu imzalamış olsa idi, şu an o benim durumumda olacaktı. Dolayısıyla aldığımız bir yönetim kurulu kararı çerçevesinde yapılmış bir işlem var" ifadelerini kullandı. "Metehan’ın duruşmasına yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi" Bahis soruşturması kapsamında tutuklanan Galatasaraylı futbolcu Metehan Baltacı’yı bu süreçte yalnız bıraktıklarına yönelik algı yapıldığını söyleyen Yazgan, "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var. Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Kendi avukatı da orada hazır bulundu. Yönetici arkadaşlarımız, kendilerini ziyaret etti. Sportif direktörümüz de kendisini ziyaret etti. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. 18 bin TL’lik bir tutardan bahsediyoruz. Kiralık oynadığı dönemdeki süreçle alakalı bir durum. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz. Dönem dönem tutukluluğa itiraz oluyor. O itirazı yaptık" şeklinde konuştu.
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."