Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, Kızıldağ’ın Esad rejiminin menziline girdiği söyledi.
Gaziantep'te düzenlenen Suriye-Türkmen Meclisi toplantısına katılan Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, İhlas Haber Ajansı'nın sorularını cevaplandırdı. Kızıldağ’ın Cumartesi günü rejim güçlerinin eline geçtiğini doğrulayan Mustafa, Türkmen birliklerinin Kızıldağ’ı geri almak için hazırlık yaptığını, Avanlı, Ramanlı ve Fırınlı’da Türkmen direnişinin devam ettiğini söyledi. Rusya’nın bombardımanın ardından Suriye ordusunun helikopterle Kızıldağ’a yakın tepelere asker indirdiği belirten Mustafa, "Biliyorsunuz zaten, Rusya’nın sadece Türkmen Dağ’ına bir haftadır daha çok sık gelmeye başladı. Rusya’nın zaten ilk vurduğu yer Türkmen Dağ’ı ve Hama Humus Türkmenleriydi. Yani maalesef Suriye’de herkes müdahil olduğunda, uçaklarını, askerlerini getirdiğinde, DEAŞ’le mücadele adı altında, oradaki masum insanları ve Ilımlı muhalefet dediğimiz Suriye Özgür ordusu bünyesinde kendi köyünü koruyan, kendi topraklarında mücadele eden insanlarımızı vuruyorlar. Biliyorsunuz, Rus Uçakları Perşembe günü, eşi benzeri görülmemiş bir hava saldırısı düzenledi. Orada çok fazla kayıp verdik. Birçok sivil insanımızda mecburi güç etmek zorunda kaldı. Ancak bu Esed destekli Rus uçakları bombalarken, karadan da Esed’e destek olarak, İran’da Hizbullah milisleri de destek veriyordu. Ama ona rağmen bizim oradaki yiğit gençlerimiz de 2. Sahil Çatısı altındaki birliklerimiz müthiş bir direniş gösteriyor. Orada bin yıldır yaşayan insanlarımızda inanıyor. Kolay kolay, diz çöküp atamayacağına inanıyoruz. Tabii burada bir orantılı güç yoktur. Karşısında dünyanın bir süper gücü vardır. Siz oradaki belirli bir çaptaki silahlarla kendinizi korumaya çalışıyorsunuz. Maalesef buda Ortadoğu’daki ve Suriye’deki, büyük oyunların bir parçasıdır. Türkmen coğrafyası ister Tel-Abyat olsun ister Halep’te olsun, ister Bayırbucak’ta olsun konum icabıyla çok stratejik bölgelerde yaşıyoruz. Dolaysıyla dünya güçlerinin oynadıkları oyunların hedefinde Türkmenler bulunuyor. Bu Türkmenlerin tercihi değildi. Tabii ki Bayırbucak çok önemlidir. Hem Esed için önemlidir. Hem Rusya için önemlidir hem de Türkiye için önemlidir” dedi.
“BAYIR TAMAMEN ESED REJİMİNİN MENZİLİNE GİRDİ”
"Biz 5 yıldır bu savaş alanında, uluslararası arenada halen kendi varlığımızdan bahsedebiliyorsak, buda anavatanımızın bize vermiş olduğu destekten dolayıdır" diyen Mustafa, "Ama Bayırbucak’ta olan olay gerçekten çok büyük bir olaydır. Türkmenler’in kökünü kazımak hedefleniyor. Türkmen Dağı’ndaki son durum biliyorsunuz orada Perşembe günü büyük bir bombardıman yaşandı. Türkmen Dağ’ının içinde teperler vardır. Kızıldağ dediğimiz Bayır’ın Türkmen Dağ’ı içindeki bir tepedir. Oraya aldılar. Orası da çok stratejik bir bölgedir. Dolayısıyla bizim Bayır tamamen Esed rejiminin menzili altına girdi. Geberen olsun, Kepir olsun buralar tam menzildeler. Bizim oradaki insanlarımız bombaların altında yaşamaya çalışıyorlar. Bu kullanılan silahlar varilere benzemez. Değişik silahlar kullanıldı. Güç etme konusunda hareketlenmeler oldu. Yamada’da bizim Yayladağı’nın öbür tarafında Suriye toprağında sınıra sıfır bir çadır kent var. Kürt Dağ’ından gelen Arap kardeşlerimiz. Hem Kürt Dağ’ından hem de Türkmendağ’ından güçler geliyor. Büyük bir nüfus kalabalığı oldu. Allah korusun Bayırbucak düşmeyecektir. Öyle bir şey olduğunda Türkiye’ye çok büyük bir göç yaşanacak” diye konuştu.
“SON KALE DÜŞMEYECEK”
“Bayırbucak Türkmenlerin de son kalesiydi” diyen Mustafa, “Biliyorsunuz Tel-Abyad PYD aldı ve bizim oradaki Türkmenleri de tehcir ederek oranın demografik yapısını değiştirdi. Bununla ilgili uluslararası örgütlerin raporu var. Uluslararası Af Örgütünün de iki tane raporu var. Halep Türkleri, Azez, Cerablus arası 2 yıldır DEAŞ’ın kontrolündedir. Elimizde sadece bir Bayırbucak vardı. Şimdi de burada da Türkmenleri yok etmeye çalışıyorlar. Yani bugün bayır düşerse “Allah korusun” biz inanıyoruz. İnşallah düşmeyecektir. Biz davamıza inanıyoruz” diye konuştu.
“GÖRÜLMEMİŞ BİR SALDIRI”
Bombardımanın Perşembe günü sabah 05.00’te başlayıp gece saat 23.00’e kadar sürdüğünü söyleyen Mustafa, “Bayır’ın üzerinden Rus uçakları hiç ayrılmadı. Çok teknolojik silahlar ve bombalar kullanılıyor. Belki de uluslararası yasak olan silahlar kullanılıyor. Bu durumda orada sivilin kalması mümkün mü? Bizim oradaki insanlarımız Esed rejiminin varil bombaları altında yaşamaya devam etmeye çalışıyordu. Nasıl olsa alışmışlardı. Ama bu çok farklı ve görülmemiş bir saldırı, maalesef dünya kamuoyunda seyrediyor. Hiç kimse, Bayırbucak’ta nasıl insani bir dram yaşandığının farkında değil. Yani biz bugün isterdik Kobani’de gösterilen hassasiyetin bizim Türkmenler içinde gösterilsin. Bize bundan daha önce birçok yerde soykırım yapıldı. Humus, Hama’da olsun iki sene önce rejim orayı yerle bir etti. Tel Abyat’ta aynı şekilde, Halep’te DEAŞ geldi. Orada katliam yaptı. Maalesef uluslararası kamuoyu, Türkmenlere çok duyarsız kalıyor. Orada sadece kendilerinin çizdiği projeleri gündeme getiriyorlar. Kendi projelerine hizmet edecek projeleri gündeme getiriyorlar. Suriye’deki savaşı algı operasyonlarıyla yönetiyorlar. Maalesef bu duruma düştük ama oradaki mücahitlerimiz, yiğitlerimiz kanlarıyla canlarıyla mücadele ediyorlar” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE BİZİM HERŞEYİMİZ”
“Bizim her şeyimiz Türkiye. Türkiye bizim anavatanımız, Türkiye ile kan bağımız var kültürümüz, tarihimiz, geçmişimiz birdir” diyen Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, “Bizim sadece bir anavatanımız var o da Türkiye’dir. Orada bizi koruyacak olan güçlü bir Türkiye devletidir. Çünkü diğer grupların arkasında uluslararası güçleri görüyoruz, bölgesel ülkeleri görüyoruz. Herkes oradaki Türkmen’i vuruyor. PYD, İran, Hizbullah, Esed, DEAŞ herkes Türkmenleri vuruyor. Dolaysıyla bizim anavatanımız Türkiye’dir. Allah anavatanımıza zeval vermesin. Anavatanımız her zaman Türkmenlerin yanında olmuştur" diye konuştu.
MURAT CANDAN- MEHMET BULUT