GÜNDEM - 22 Kasım 2015 Pazar 16:58

Mustafa: 'Bayırbucak düşerse, Türkiye’ye çok büyük bir göç yaşanacak'

A
A
A
Mustafa: 'Bayırbucak düşerse, Türkiye’ye çok büyük bir göç yaşanacak'

Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, 'Bayırbucak düşerse, Türkiye’ye çok büyük bir göç yaşanacak' dedi.

Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, Kızıldağ’ın Esad rejiminin menziline girdiği söyledi.
Gaziantep'te düzenlenen Suriye-Türkmen Meclisi toplantısına katılan Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, İhlas Haber Ajansı'nın sorularını cevaplandırdı. Kızıldağ’ın Cumartesi günü rejim güçlerinin eline geçtiğini doğrulayan Mustafa, Türkmen birliklerinin Kızıldağ’ı geri almak için hazırlık yaptığını, Avanlı, Ramanlı ve Fırınlı’da Türkmen direnişinin devam ettiğini söyledi. Rusya’nın bombardımanın ardından Suriye ordusunun helikopterle Kızıldağ’a yakın tepelere asker indirdiği belirten Mustafa, "Biliyorsunuz zaten, Rusya’nın sadece Türkmen Dağ’ına bir haftadır daha çok sık gelmeye başladı. Rusya’nın zaten ilk vurduğu yer Türkmen Dağ’ı ve Hama Humus Türkmenleriydi. Yani maalesef Suriye’de herkes müdahil olduğunda, uçaklarını, askerlerini getirdiğinde, DEAŞ’le mücadele adı altında, oradaki masum insanları ve Ilımlı muhalefet dediğimiz Suriye Özgür ordusu bünyesinde kendi köyünü koruyan, kendi topraklarında mücadele eden insanlarımızı vuruyorlar. Biliyorsunuz, Rus Uçakları Perşembe günü, eşi benzeri görülmemiş bir hava saldırısı düzenledi. Orada çok fazla kayıp verdik. Birçok sivil insanımızda mecburi güç etmek zorunda kaldı. Ancak bu Esed destekli Rus uçakları bombalarken, karadan da Esed’e destek olarak, İran’da Hizbullah milisleri de destek veriyordu. Ama ona rağmen bizim oradaki yiğit gençlerimiz de 2. Sahil Çatısı altındaki birliklerimiz müthiş bir direniş gösteriyor. Orada bin yıldır yaşayan insanlarımızda inanıyor. Kolay kolay, diz çöküp atamayacağına inanıyoruz. Tabii burada bir orantılı güç yoktur. Karşısında dünyanın bir süper gücü vardır. Siz oradaki belirli bir çaptaki silahlarla kendinizi korumaya çalışıyorsunuz. Maalesef buda Ortadoğu’daki ve Suriye’deki, büyük oyunların bir parçasıdır. Türkmen coğrafyası ister Tel-Abyat olsun ister Halep’te olsun, ister Bayırbucak’ta olsun konum icabıyla çok stratejik bölgelerde yaşıyoruz. Dolaysıyla dünya güçlerinin oynadıkları oyunların hedefinde Türkmenler bulunuyor. Bu Türkmenlerin tercihi değildi. Tabii ki Bayırbucak çok önemlidir. Hem Esed için önemlidir. Hem Rusya için önemlidir hem de Türkiye için önemlidir” dedi.

“BAYIR TAMAMEN ESED REJİMİNİN MENZİLİNE GİRDİ”
"Biz 5 yıldır bu savaş alanında, uluslararası arenada halen kendi varlığımızdan bahsedebiliyorsak, buda anavatanımızın bize vermiş olduğu destekten dolayıdır" diyen Mustafa, "Ama Bayırbucak’ta olan olay gerçekten çok büyük bir olaydır. Türkmenler’in kökünü kazımak hedefleniyor. Türkmen Dağı’ndaki son durum biliyorsunuz orada Perşembe günü büyük bir bombardıman yaşandı. Türkmen Dağ’ının içinde teperler vardır. Kızıldağ dediğimiz Bayır’ın Türkmen Dağ’ı içindeki bir tepedir. Oraya aldılar. Orası da çok stratejik bir bölgedir. Dolayısıyla bizim Bayır tamamen Esed rejiminin menzili altına girdi. Geberen olsun, Kepir olsun buralar tam menzildeler. Bizim oradaki insanlarımız bombaların altında yaşamaya çalışıyorlar. Bu kullanılan silahlar varilere benzemez. Değişik silahlar kullanıldı. Güç etme konusunda hareketlenmeler oldu. Yamada’da bizim Yayladağı’nın öbür tarafında Suriye toprağında sınıra sıfır bir çadır kent var. Kürt Dağ’ından gelen Arap kardeşlerimiz. Hem Kürt Dağ’ından hem de Türkmendağ’ından güçler geliyor. Büyük bir nüfus kalabalığı oldu. Allah korusun Bayırbucak düşmeyecektir. Öyle bir şey olduğunda Türkiye’ye çok büyük bir göç yaşanacak” diye konuştu. 

“SON KALE DÜŞMEYECEK”
“Bayırbucak Türkmenlerin de son kalesiydi” diyen Mustafa, “Biliyorsunuz Tel-Abyad PYD aldı ve bizim oradaki Türkmenleri de tehcir ederek oranın demografik yapısını değiştirdi. Bununla ilgili uluslararası örgütlerin raporu var. Uluslararası Af Örgütünün de iki tane raporu var. Halep Türkleri, Azez, Cerablus arası 2 yıldır DEAŞ’ın kontrolündedir. Elimizde sadece bir Bayırbucak vardı. Şimdi de burada da Türkmenleri yok etmeye çalışıyorlar. Yani bugün bayır düşerse “Allah korusun” biz inanıyoruz. İnşallah düşmeyecektir. Biz davamıza inanıyoruz” diye konuştu.

“GÖRÜLMEMİŞ BİR SALDIRI”
Bombardımanın Perşembe günü sabah 05.00’te başlayıp gece saat 23.00’e kadar sürdüğünü söyleyen Mustafa, “Bayır’ın üzerinden Rus uçakları hiç ayrılmadı. Çok teknolojik silahlar ve bombalar kullanılıyor. Belki de uluslararası yasak olan silahlar kullanılıyor. Bu durumda orada sivilin kalması mümkün mü? Bizim oradaki insanlarımız Esed rejiminin varil bombaları altında yaşamaya devam etmeye çalışıyordu. Nasıl olsa alışmışlardı. Ama bu çok farklı ve görülmemiş bir saldırı, maalesef dünya kamuoyunda seyrediyor. Hiç kimse, Bayırbucak’ta nasıl insani bir dram yaşandığının farkında değil. Yani biz bugün isterdik Kobani’de gösterilen hassasiyetin bizim Türkmenler içinde gösterilsin. Bize bundan daha önce birçok yerde soykırım yapıldı. Humus, Hama’da olsun iki sene önce rejim orayı yerle bir etti. Tel Abyat’ta aynı şekilde, Halep’te DEAŞ geldi. Orada katliam yaptı. Maalesef uluslararası kamuoyu, Türkmenlere çok duyarsız kalıyor. Orada sadece kendilerinin çizdiği projeleri gündeme getiriyorlar. Kendi projelerine hizmet edecek projeleri gündeme getiriyorlar. Suriye’deki savaşı algı operasyonlarıyla yönetiyorlar. Maalesef bu duruma düştük ama oradaki mücahitlerimiz, yiğitlerimiz kanlarıyla canlarıyla mücadele ediyorlar” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE BİZİM HERŞEYİMİZ”
“Bizim her şeyimiz Türkiye. Türkiye bizim anavatanımız, Türkiye ile kan bağımız var kültürümüz, tarihimiz, geçmişimiz birdir” diyen Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, “Bizim sadece bir anavatanımız var o da Türkiye’dir. Orada bizi koruyacak olan güçlü bir Türkiye devletidir. Çünkü diğer grupların arkasında uluslararası güçleri görüyoruz, bölgesel ülkeleri görüyoruz. Herkes oradaki Türkmen’i vuruyor. PYD, İran, Hizbullah, Esed, DEAŞ herkes Türkmenleri vuruyor. Dolaysıyla bizim anavatanımız Türkiye’dir. Allah anavatanımıza zeval vermesin. Anavatanımız her zaman Türkmenlerin yanında olmuştur" diye konuştu.

MURAT CANDAN- MEHMET BULUT

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Bolat: "Hizmetler ihracatında geçen yıl 56,7 milyar dolar fazla verdik" Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2023 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 5,1 oranında büyüme ile güçlü bir ilerleme kaydettiğini, kişi başına düşen milli gelirin ise yüzde 24,2 artışla 13 bin 243 dolara ulaştığını söyledi. Bolat, "Bu yıl kişi başına düşen milli gelirimizin 15 bin dolar sınırına yükseleceğini öngörüyoruz. Türkiye olarak bu yıl ilk yarı itibarıyla 1,2 trilyon dolarlık milli gelire ulaştık. Hizmetler ihracatında ise geçen yıl 56,7 milyar dolar fazla verdik" dedi. ’Hizmet İhracatının Şampiyonları’ altıncı kez düzenlenen törenle ödüllendirildi. Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB) Başkanı Şekib Avdagiç’in ev sahipliğinde düzenlenen ödül törenine Ticaret Bakanı Ömer Bolat katıldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde gerçekleştirilen ödül töreninin açılış konuşmasını yapan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2023 yılında hizmetler ihracatında 106 milyar dolarlık rekor kırdıklarını hatırlatarak, aynı zamanda yine 2023’te 255,6 milyar dolar ihracatla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdıklarının altını çizdi. Hizmetler sektörünün ülkeler için stratejik bir öneme sahip bir sektör olduğunu vurgulayan Bakan Bolat, "2023 yılında dünya hizmet ihracatı yüzde 8,3’lük bir artışla 7,9 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında 6,4 trilyon dolar olan dünya hizmet ihracatı, 2020 yılında pandemi nedeniyle bir önceki yıla göre azalarak 5,3 trilyon dolar olarak gerçekleşmişti. Ancak 2023 yılında ise dünya hizmet ihracatı artarak 7,9 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir" diye konuştu. "Türkiye olarak bu yıl ilk yarı itibarıyla 1,2 trilyon dolarlık milli gelire ulaştık" Bakan Bolat, 2023 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 5,1 oranında büyüme ile güçlü bir ilerleme kaydettiğini, kişi başına düşen milli gelirin ise yüzde 24,2 artışla 13 bin 243 dolara ulaştığını söyledi. Bolat, "Bu yıl kişi başına düşen milli gelirimizin 15 bin dolar sınırına yükseleceğini öngörüyoruz. Türkiye olarak bu yıl ilk yarı itibarıyla 1,2 trilyon dolarlık milli gelire ulaştık" ifadelerini kullandı. "Yılın ilk 10 ayında mal ihracatımız 216,4 milyar dolar olarak gerçekleşti" Bakan Bolat, sözlerine şöyle devam etti: "İhracatımızda içinde bulunduğumuz yılın genel performansını değerlendirdiğimizde, yılın ilk 10 ayında mal ihracatımız 216,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yüzde 3,2’lik bir artışımız oldu ve son 16 ayın 12’sinde aylık ihracat rekorları kırdık. Bu yılın ilk 10 ayında mal ihracatımızı 6,7 milyar dolar artırmış bulunmaktayız. İthalatımızda ise 22 milyar dolarlık bir tasarruf sağladık. Böylece dış ticaret açığımız 28,7 milyar dolar azaldı." Son 15 aylık dönemde ise yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 55,6 milyar dolardan, 2024 Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 9,7 milyar dolara gerilediğini söyleyen Bakan Bolat, "Bu yılın ilk 9 ayında 86,4 milyar dolarlık hizmetler ihracatı gerçekleştirdik" dedi. Hizmetler ihracatında geçen yıl 56,7 milyar dolar fazla verdiklerinin altını çizen Bolat, "Bu yıl da ilk 9 ayda 47,7 milyar dolar fazla vermiş durumdayız. Bu nedenle şunu açıklıkla söylemek istiyorum, destek bizden başarılar sizden. Birlikte daha fazlasını başaracağız" ifadelerini kullandı. Bakan Bolat, "Bu yıl sonu itibariyle 60 milyar dolarlık bir turizm geliri bekliyoruz. Uluslararası taşımacılık ve lojistik sektörümüzde hizmet ihracatı gelirimiz; 2002 yılında 2,7 milyar dolar seviyesindeyken 2023 yılında 39 milyar dolar oldu. Fuarcılık, yönetim danışmanlığı, yeşil hizmetler gibi sektörlerimizin dahil olduğu diğer iş hizmetleri sektörümüzde ihracatımız; 2002 yılında 268 milyon dolarken 2023 yılında 5,5 milyar dolara yükselmiştir. Bilişim ve yazılım hizmetleri; 2003 yılında sadece 224 milyon dolar ihracat gelirine sahipken 2023 yılında 4,3 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Bilişim yazılım hizmetlerinde bu yıl 5 milyar dolara ulaşmayı hedefliyoruz" diyerek sözlerini tamamladı. Sözlerine hizmet ihracatçılarının 2023 yılını 106 milyar dolarlık bir ihracat ile kapattıklarını hatırlatarak başlayan Hizmet İhracatçıları Birliği Başkanı Şekib Avdagiç, “Yılın başında hükümetimiz tarafından 110 milyar dolarlık bir hizmet ihracatı hedefi konmuştu. Biz hizmet ihracatçıları olarak bu hedefi yine yılın ilk aylarında 120 milyar dolara yükselttik. Sayın Bakanım, size buradan bir müjde vermek istiyorum ki; şu ana kadar istatistiklere yansıyan ihracat rakamları 2024 yılı için belirlediğimiz 120 milyar dolarlık hedefimize sizin destekleriniz ve tüm hizmet ihracatçılarımızın gayretiyle ulaşacağımızı gösteriyor” dedi. Hizmet ihracatı içinde yer alan sektörünün çoğunluğunun emek yoğun sektörler olduğuna dikkat çeken Avdagiç, “Neredeyse tüm ihracatçı sektörler cari açık verirken, hizmet ihracatçıları net cari fazlaya olan katkısını sürdürüyor. 2023 yılında hizmet ihracatçıları 56,7 milyar dolar cari fazla verdi. Yani sektör yaptığı ithalatın iki katından fazlasını ihraç etti. Yılın ilk 9 ayında da benzer rakamları görmek mümkün. 86,3 milyar dolarlık ihracata karşılık yapılan ithalat sadece 38,6 milyar dolar” ifadelerini kullandı. Küresel ekonominin içinde bulunduğu duruma da dikkat çeken Avdagiç, “Küresel ekonomiyi en çok etkileyecek gelişme, hiç kuşkusuz Donald Trump’ın ikinci kez ABD Başkanı seçilmesi. Dünya ekonomisi pandeminin etkilerini ortadan kaldırmaya çalışırken iki önemli gelişme yaşadı. Önce hemen kuzeyimizde Ukrayna-Rusya Savaşı çıktı. Bu savaş sürerken, güneyimizde de bir yıldır devam eden işgalci İsrail’in Gazze ile başlattığı ve tüm bölgeye yayma eğilimine girdiği saldırganlıkları ortaya çıktı. Türk iş dünyası olarak her zaman mazlumun yanında olduk. Şimdi de Gazze ve Filistin’deki mazlumların yanındayız. Dünyaya savaşların değil, barışın hakim olmasını istiyoruz” dedi.
Antalya Bedensel engelli adamın ’rampa’ çilesi Antalya’da evine gittiği sırada engelli rampasına park eden otomobil nedeniyle kaldırıma geçiş yapamadığı için, araca elindeki penseyle vurarak zarar veren bedensel engelli Tanju Mete (51), yine aynı rampada araç görünce çılgına döndü. Bu sefer araca zarar vermeyen ancak yine kaldırıma çıkamadığı için tepki gösteren Mete, “Dışarıya çıktığımda da önümde engellerin olmaması gerekiyor. Sokağa çıktığımızda, evimize dönerken mutsuz dönüyoruz” dedi. Antalya’ya 2012 yılında yerleşen, geçirdiği bisiklet kazası sonrası omuriliğinin kırılması nedeniyle tekerlekli sandalyeyle hayatını devam ettirmek zorunda kalan Tanju Mete (51), geçtiğimiz ay evine gitmek istediği sırada Muratpaşa ilçesi Kültür Mahallesi 3805 Sokak üzerindeki kaldırımdan inmek istedi ancak engelli rampasının önüne park edilen bir otomobil nedeniyle geçiş yapamadı. Geriye dönüp araç trafiğinin olduğu noktadan park eden otomobilin yanına gelen Mete, elindeki penseyle araca zarar vermeye başladı. O anlar cep telefonu kamerasına yansırken, Mete ve aracı park eden ismi henüz öğrenilemeyen sürücü birlikte polis ekiplerine durumu anlatarak ifade verdi. Bu olayın ardından geçtiğimiz günlerde aynı güzergahı kullanan Mete, yine aynı kaldırımdaki rampa önüne park edilen aracı görünce çılgına döndü. Mete, yaşadığı mağduriyeti cep telefonu kamerasıyla görüntüleyip duruma tepki gösterdi. “Dubaların caydırıcı olacağını düşünmüyorum” Mete, sesini duyarak rampaların etrafına plastik dubalar yerleştiren belediye yetkililerin aldığı yöntemin, engelli vatandaşlar için yeterli olamadığını dile getirdi. Engelli rampasının önüne park eden duyarsız araç sürücülerine isyan eden Mete, “Ben bu dubaların caydırıcı olacağını düşünmüyorum. Çünkü kaldırımın üstüne bile çıkan sürücüler, dubalar araçlarına zarar vermediği için rahatlıkla ezip üzerine çıkabiliyor. Bunun metal yapılması gerekiyor ya da kaldırımlardaki gibi betondan koyulması gerekiyor. Dubaların, araçlar üzerine çıkmaya çalıştığında zarar görecek şekilde yapılması gerekiyor, ancak bu şekilde insanlar araçlarını korumak için park edemez” dedi. “Sokağa çıktığımızda, evimize dönerken mutsuz dönüyoruz” Yaşadığı mahalledeki sorunun sadece rampaların önüne konan araçlardan ibaret olmadığına vurgu yapan Tanju Mete, muhtarlık binası da dahil birçok yerde engelli rampası bulunmadığı için, engelli bireylere yönelik kolaylık sağlayan önlemler sağlanması gerektiğine işaret etti. Mete, şöyle devam etti: “Mahalledeki sorun sadece engelli yerlerine ya da yaya geçitlerine araç park edilmesi değil ki, aynı zamanda araçların çok korkunç derecede buradan geçiyor olması. Trafikte herhangi bir düzenleme olmaması, yollardaki o hız bariyerlerinin olmaması gibi bir sürü sorun var. İş yerlerinde de sorun var, belediyeler her yeni açılan işletmeye ruhsat veriyor ama hiçbirisinde engelli girişi yok. Örneğin, muhtarla da konuştum, muhtarlığa rampa yapılması gerekiyordu. Hala rampası yok, muhtarlığa giremiyorum.” Herkes “Engellileri hayata katmalıyız, engelliler yaşama katılmalı” diyor, kimse reddetmiyor. Covid sürecinde bir süre insanlar evinden çıkamadı, “Hayat durdu” diye kocaman başlıklar attık. Demek ki hayat sokaklarda hayat dışarıda, engelli olarak da dışarıdaki hayata katılamazsam hayata katılamamış oluyorum. Dışarıya çıktığımda da önümde engellerin olmaması gerekiyor, sadece tek bir yerde sorunla karşılaşmıyoruz ki; bir yere gidiyoruz, merdiven sorunu var, öbür tarafa gidiyoruz, kaldırımın çıkışını yapmış inişini yapmamış. Öbür tarafa gidiyoruz, önüne araç park etmiş. Sokağa çıktığımızda, evimize dönerken mutsuz dönüyoruz.” Antalya’nın engelli dostu bir şehir olmasını istediğini ifade eden Mete, şu ifadelere yer verdi: “Bu kentte engelli kişilerin yaşadığı çok ciddi sorunlar var ve ben Antalya’nın engelli dostu bir şehir olmasını istiyorum. Bunun için de gerçekten uğraşmak istiyorum. Mademki ben bu şehirde yaşıyorum, o zaman bu şehir engelli dostu bir şehir olacak. Son olarak, artık scooterlar çok fazla kullanılıyor ve scooterları ortaya bırakıp gidiyorlar. Bunun düzene oturtulması gerekiyor. Örneğin, belediyeler scooterları kiraya veren şirketleri uyarabilir ve doğru yere park edildiğinden emin olduktan sonra sistem kapatılabilir. Geçtiğimiz günlerde markete gittim, markette kaldırımın üstüne bir tane araba çıkmış, arabanın tam karşısına da orta kısma scooter bırakılmış. Ne sağından ne solundan geçebildim. Marketçiye seslendim, dışarıya çıktı, scooterı kenara aldı. Ondan sonra ben markete girebildim.”
İstanbul AK Parti ilçe binasına taşlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı AK Parti Beylikdüzü ilçe binasına taşlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı. Şüphelinin 2024 yılı içerisinde 4 adet ruh sağlığı hastanesinde psikiyatri kaydı olduğu ve olayı gerçekleştirdiği zaman aşırı alkollü olduğu öğrenildi. Beylikdüzü ilçesi Cumhuriyet Caddesi henüz kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerce 17.11.2024 gece 02.00 sıralarında AK Parti ilçe binasının camlarına kaldırım taşıyla saldırı düzenlemişti. Henüz nedeni bilinmeyen saldırıda parti binasının camları kırılmıştı. Polis ekipleri kaçan saldırganı yakalamak için çalışma başlatmıştı. Yapılan çalışmalarda eşkal bilgisi belirlenen şüphelinin 23 yaşında E.Z olduğu tespit edildi. Şüpheli Başakşehir’de yakalandı. İkamet aramasında; 1 adet içime hazırlanmış uyuşturucu madde ve sigara kağıdı, 1 adet telefon ve şahsın olay anında üzerinde bulunduğu değerlendirilen beyaz renkli ayakkabı ile şişme mont ele geçirildi. 4 adet ruh sağlığı hastanesinde psikiyatri kaydı varmış Şahsın sorgulamada hakaret suçundan adli makamlarca arandığı, açıktan hırsızlık, mala zarar verme ve yağma suçlarından geçmiş tarihli kaydı bulunduğu, ayrıca 2024 yılı içerisinde 4 adet ruh sağlığı hastanesinde psikiyatri kaydı olduğu öğrenildi. Şüphelinin psikiyatri tedavisi gördüğü, hastanede kız arkadaşı ile kavga ettiği ve olay gecesi aşırı alkollü olması sebebiyle olayı neden gerçekleştirdiğini hatırlamadığı öğrenildi. Emniyette işlemleri biten şüpheli adliyeye sevk edildi.
Kayseri Kayseri kavurması tescillendi Kayseri’nin yöresel ürünlerinin Kayseri kavurması coğrafi işaret tescili ile koruma altına alınırken, Kayseri Ticaret Borsası Başkanı Recep Bağlamış; “Kayseri’nin yöresel ürünlerinin tamamına tescil belgesi almak için gayret içerisindeyiz” dedi. Pastırması, mantısı ve sucuğu ile meşhur Kayseri’de, yöresel ürünlerden olan Kayseri kavurması da coğrafi işaret alarak koruma altına alındı. Kayseri Ticaret Borsası’nın girişimleri ile coğrafi işaret alan Kayseri kavurması lezzetiyle de ön plana çıkıyor. İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan Kayseri Ticaret Borsası Başkanı Recep Bağlamış; “Biz Kayseri Ticaret Borsası olarak Kayseri’deki bütün yöresel ürünlerimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. Kayseri kavurması için coğrafi işaret aldık. Yakın zamanda da Yeşilhisar ay çekirdeği ile ilgili müracaatımız olmuştu. İnşallah ay çekirdeği ile ilgili de tescil belgemizi alacağız. Şehrimize hayırlı ve uğurlu olsun. Biz her zaman üreticimizin yanındayız. Şehrimizdeki bütün yöresel ürünler noktasında da Kayseri Ticaret Borsası olarak çalışmalarımız var. Memnuniyetimizi ifade etmek istiyorum. Şehrimize tekrardan hayırlı ve uğurlu olsun” ifadelerini kullandı. Bağlamış: “Bütün farklı ürünlerde bu ürünlere benzer üretim yapılabiliyor. Ancak tescilli olduğu zaman o ürünün bölgeye özel olduğu kanıtlanıyor. Bunun memnuniyeti var. Zaten Kayseri pastırması, kavurması, mantısı ve Türkiye genelinde hem meşhur hem de en iyi üretim Kayseri’de yapılıyor. Bunu da tescil belgeleri ile ifade etmeye çalışıyoruz. İnşallah Kayseri’nin yöresel ürünlerinin tamamına da tescil belgesi almak için gayret içerisindeyiz” diye konuştu.
Sakarya SUBÜ Bilişim Teknolojileri MYO’dan iki atölye etkinliği SUBÜ Bilişim Teknolojileri MYO’da ‘İki Boyutlu Animasyon ve Üretim Süreçleri’ ile ‘Kurumsal E-Mail Altyapıları ve Senaryoları’ başlıklı iki atölye düzenlendi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu, öğrencilerin profesyonel gelişimine katkı sağlamak amacıyla ‘İki Boyutlu Animasyon Üretim Süreçleri’ ve ‘Kurumsal E-Mail Altyapıları ve Senaryoları’ başlıklı iki atölye etkinliği düzenledi. ‘İki Boyutlu Animasyon Üretim Süreçleri’ isimli atölye etkinliği, Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Hikmet Aydıngüler eğitmenliğinde yapıldı. Atölyede animasyonun temel prensipleri ve üretim süreçlerine ilişkin bilgiler verildi. Animasyon üretiminin aşamaları uygulamalı olarak gösterildi ve öncü programların işleyişi ve kullanımına ilişkin örnekler ele alındı. Aydıngüler ayrıca kendi sektör tecrübelerinden yola çıkarak alanındaki kariyer imkanları hakkında öğrencilere tavsiyelerde bulundu. Öğretim Görevlisi Erdal Can Yalçın’ın eğitmenliğinde düzenlenen ‘Kurumsal E-Mail Altyapıları ve Senaryoları’ başlıklı atölyede ise öğrencilerle e-mail altyapıları, güvenlik önlemleri ve yönetim tekniklerine ilişkin bilgiler paylaşıldı. Kurumsal e-mail platformlarının detayları, spam filtreleme ve veri koruma stratejileri gibi profesyonel iş hayatına katkı sağlayacak başlıklar uygulamalı olarak ele alındı.