SAĞLIK - 07 Ocak 2018 Pazar 06:03

Mide kanseri nedir? Mide kanseri belirtileri, mide kanseri tedavisi

A
A
A
Mide kanseri nedir? Mide kanseri belirtileri, mide kanseri tedavisi

Mide kanseri kanser türleri arasında ölüme sebep olma açısında 2. sırada görülme sıklığı açısından ise 4. sırada yer almaktadır. Çok sinsi bir hastalık olarak ilerleyen mide kanserine çeşitli sebeplerle meydana gelmektedir. Mide kanseri ile ilgili bütün ayrıntıları uzmanlarımıza sorarak derledik. Mide kanseri nedir, mide kanseri belirtileri, mide kanseri tedavisi...

Mide kanseri pankreas kanseri ile birlikte hastaları en çok tedirgin eden hastalıklardan biridir. Son yıllarda mide kanserinde belli oranlarda azalma olmasına rağmen görülemeye devam etmektedir. Erken evrelerde mide kanserinin teşhis edilmesi mide kanseri tedavisinde önem taşımakta. Türkiye'de, Amerika ve Avrupa'ya kıyasla daha sık görülen mide kanseri nedir? Mide kanseri belirtileri, mide kanseri tedavisi gibi konular haberimizde....

Mide kanseri nedir? Mide kanseri belirtileri, mide kanseri tedavisi

Mide kanseri nedir? Mide kanseri belirtileri, mide kanseri tedavisi

Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, mide kanserinin ölüme neden olma sıklığına göre ise 2’nci sırada yer aldığını söyledi.

Ersoy, “Asya ve doğu Avrupa ülkelerinde kanserden ölüm nedenlerinin başında mide kanseri yer alırken batı toplumlarında bu oran düşer. 5 yıllık sağkalım oranı yüzde 27’dir. Mide kanseri kansızlığı olanlarda (pernisiyöz tip), A grubu kana sahiplerde ve ailelerinde mide kanseri olanlarda ise daha sık görülebilir. Diet ve ilaçlar konusunu açmak gerekirse; Aşırı tuzlu , tütsülenmiş gıdalarla beslenenlerde mide kanseri görülme sıklığı artar. Dietteki nitratlar da kanser sıklığını artırır. Yüksek oranda C vitamini alanlar, sebze ve meyveyi bol tüketenler, E vitamini alanlarda ise mide kanseri daha az sıklıkla görülür. Dondurulmuş gıdalardan uzakduranlarda da kanserin daha az sıklıkla görüldüğünü biliyoruz” dedi.

MİDE KANSERİNDE SİGARA KULLANIMININ ETKİSİ BÜYÜK

Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, tütün kullanımının mide kanseri görülme sıklığını artırırken alkol kullanımının mide kanseri gelişmesinde bir etkisi olmadığını ifade etti.
“Düzenli aspirin kullanımı mide kanseri oluşmasını engeller” diye konuşan Prof. Dr. Ersoy, Helikobakter Pilori’nin kanser riskini sağlıklı insanlara göre 3 kat daha fazla artırdığını bildirdi.
Prof. Dr. Emin Ersoy, mide ülseri olanlarda kanser riski artarken, Onikiparmak barsağı ülseri olanlarda ise bu oranın daha az olduğunu duyurdu.

Mide kanseri nedir? Mide kanseri belirtileri, mide kanseri tedavisi

MİDE RAHATSIZLIĞI BULUNAN HASTALAR YAKINDAN TAKİP EDİLMELİ

Helikobakter Pilori mikrobu ile birlikte midede ülser ve gastritis gibi hastalıklara sahip kişilerde bu mikroba yönelik tedavide yapılması gerektiğini söyleyen Ersoy;

“Ailesinde mide kanseri olanların kendilerinde de kanser gelişme potansiyelleri yüksektir. Bu nedenle mide rahatsızlığı olan hastalar, eğer aile bireylerinin diğerlerinde de benzeri rahatsızlıklar varsa mutlaka uzman bir doktora başvurmalıdır. Kansere dönüşebilen mide hastalıkları arasındaki Polipler, bir çok tipi olmalarına rağmen nerede olursa olsun takip edilmeli ve gerekirse çıkartılmalıdır. Özellikle 2 cm‘lik boyutu aşanlar, yüksek derecede kanser olma eğilimindedirler. Ayrıca vücudun diğer barsak sistemlerinde de birlikte görülenleri olabilir.”

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Emin Ersoy, Atrofik gastritis rahatsızlığına dikkat çekerek, uzun süreli gastriti yani mide içerisi iltihabı olan hastalarda bir süre sonra mide iç bölgesinin yapısal değişikliğe uğrayabileceğini bunun da kansere neden olabileceğini kaydetti.

Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof.Dr.Emin Ersoy, uzun süreli yapısal değişikliğe uğramış mide iç cidarının ince barsağa benzer bir yapıya dönüşmesi olan İntestinal Metaplazi rahatsızlığında da benzer bir tehlike bulunduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mide içerisinde gelişen her ülser kansere dönüşebilir. Çok yakın takip ve tedavi edilmeleri gerekir. Geçmişinde çeşitli nedenlerle mide ameliyatı geçiren hastalarda mide kanseri riski vardır ve bu hastalar mutlaka yakından takip edilmelidir. Klinikte mide kanserleri olan hastalar ilk olarak kilo kaybederler ve iştahsızlıkları vardır. Aslında olay çok önceden başlamıştır fakat hastalar bu şikayetlerini geçmişten gelen alışkanlıkları ile ya bir antiasid ilaç alarak ya da etraftan buldukları yöntemlerle geçiştirmeye çalıştıklarından hastalık en son aşamaya gelmeden doktora gitmezler ki, asıl problem de budur. Hastalık sinsi ilerler, hastaların mideleri kazınır, hazımsızlıkları vardır, ağızlarına acı ekşi sular gelir fakat hiç doktora gidilmez. Ne zaman anlamsız kilo kaybı ve iştah azalması olur o zaman gidilir fakat olay ilerlemiştir.”

Mide kanseri nedir? Mide kanseri belirtileri, mide kanseri tedavisi

MİDENİZDE YANMA VE EKŞİME BAŞLADIYSA DİKKAT

Mide kanserlerinde önemli olanın küçük şikayetlerle başlayan mide kanserinin zamanında yani erken olarak saptanması gereğine dikkat çeken Prof.Dr.Emin Ersoy, en iyi tanının erken tanı ve acil yapılacak endoskopi olduğunu kaydetti.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Emin Ersoy, tedavide eğer yapılabiliyorsa cerrahinin en iyi yöntem olduğunu açıklayarak, “Ameliyat, tipine ve yerine göre laparoskopik (kapalı) ya da açık olarak yapılabilir. Eğer yapılamıyorsa kemoterapi yapılır” diyerek sözlerini tamamladı.

Memorial Sağlık Grubu Antalya Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan ise, mide kanseri ve tedavisi hakkında uyarılarda bulundu. Mide kanserinin, kanser türleri arasında pankreas ile birlikte hastaları en çok korkutan kanser türü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gürkan, mide ve pankreas kanserlerini çok ileri evrelerde teşhis edildiğini ve hastaların yaşam beklentilerine çok fazla katkısı olmadığını belirtti. Son yıllarda mide kanserinde ciddi bir azalış olduğunu söyleyen Gürkan, ''Günümüzdeki modern tedavilerin yüz güldürücü sonuçlarının en az yansıdığı tümör türleri, mide ve pankreas kanserleri. Bizim bu konudaki en büyük önceliğimiz mide kanserini daha erken evrede yakalayabilmek. Yani sindirim bozukluğu olan, mide bölgesinde ağrısı olan, hazımsızlık gibi şikayetleri olan kişilerin daha bilinçli olması gerekiyor’’ dedi.

Prof. Dr. Gürkan konuşmasına şöyle devam etti: "Mide kanseri sigara kullananlarda daha çok görülür. Mide kanseri; midesinde polip bulunanlarda, helikobakter pilori enfeksiyonu olan veya tütsülenmiş gıda ve turşu gibi yiyecekleri çok fazla tüketen özellikle Asya toplumlarında daha sık görülen bir kanser türüdür. Ama insanların taze sebze meyveye ulaşımının fazla olduğu yerlerde mide kanserinin sıklığı düşmektedir. Mide kanserinin belirtisi görüldüğünde mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurulması gerekir. Hatta gerekirse endoskopi yaptırılabilir. Endoskopi bu konudaki en iyi tanı aracımızdır. Mide kanserinin mevcut tedavi yöntemlerinin içerisinde, cerrahi ve kemoterapi en başta gelmektedir. Özellikle ikinci evreden başlayarak mide kanserinde operasyon öncesi verilen tedavinin operasyon sonrasındaki etkinliği arttırmak adına çok önemli olduğunu biliyoruz".

Ameliyat sırasında kemoterapi verilmesinin gerekli olduğunu söyleyen Gürkan, "Öncelikle bu bir seçenektir, klasik tedavinin yerini aldığı iddia edilen bir uygulama değil ancak ameliyat öncesi ve sonrası verilen kemoterapinin tümörlü bölgeye ulaşma oranı yüzde 20-30 oranında ama bunu ameliyat sırasında kemoterapi vererek yüzde 100 oranına çıkarabiliyoruz. Bu büyük bir avantajdır. Hipertermi dediğimiz sıcak kemoterapi aslında son 20,30 yıldır uygulanan bir tedavi yöntemi. Önceleri kadın hastalıkları tümörleri ile başladı, son dönemlerde kalın bağırsak kanserli hastalarımıza uyguladığımız ve çok iyi sonuçlar aldığımız bir tedaviydi. Mide ve pankreas tümörü gibi daha saldırgan tümörlerde yeri araştırılmaya devam ediyordu ve son çıkan yayınlar özellikle mide kanserinde de sıcak kemoterapinin etkisinin olabileceğini net olarak ortaya koydu. İlerleyen dönemlerde bunları daha net ortaya koyabileceğiz. Burada unutulmaması gereken şey şudur, bu tedaviler her hasta için uygun tedaviler değildir. Kanser ekiplerince çok iyi seçilmiş hastalarda, bu ameliyatın risklerini tolere edilebilecek hastalarda çok dikkatli bir şekilde kullanılması gereklidir’’ diye konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin Büyükşehir Belediyesine uluslararası 3 başarı rozeti Mersin Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı, iklim değişikliği ile mücadelede yürüttüğü uyum ve azaltım çalışmaları ile 3 uluslararası başarı rozetine layık görüldü. Belediye Başkanları Küresel İklim ve Enerji Sözleşmesine (GCoM) üyeliği kapsamında ödül alan Büyükşehir Belediyesi, azaltım ve uyum çalışmalarına yönelik hazırlanan eylem planı ile ’Azaltmal’, ’Adaptasyon’, ’Enerji Erişimi ve Yoksulluk’ rozetlerini kazandı. İklim değişikliğiyle mücadeleye kendini adamış şehirler, yerel yönetimler ve ortaklardan oluşan en büyük uluslararası ittifak olan GCoM’a üye olan Mersin Büyükşehir Belediyesi, iklime dirençli bir kent oluşturmak için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Gelecek nesillere yaşanılabilir bir kent bırakmak adına çalışmalar yürüten İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı, 9 etkili değerlendirme aşamasının 7’sinde başarı sağlayarak 3 adet rozete hak kazandı. Böylelikle Mersin Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’deki büyükşehir belediyeleri arasında en yüksek puanlamaya sahip 4 belediyeden birisi oldu. Mersin Emisyon Envanteri Raporu (2019-2023), Mersin İklim Değişikliği Risk ve Kırılganlık Analizi Raporu, Mersin Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) projelerini GCoM’a sunan Büyükşehir Belediyesi, ’Azaltma’ ve ’Adaptasyon’ rozetlerinden tam puan aldı. ’Enerji ve Yoksulluk’ rozetinde enerji ile ilgili hedef olmaması nedeniyle Büyükşehir Belediyesi, enerjiyi iyileştirmeye açık alan olarak belirleyerek ana gündem haline getirdi. Büyükşehir Belediyesi ayrıca, Mersin’in küresel iklim krizi ile mücadelesinde görünürlüğünün artırılması ve yapmış olduğu projelerle, kentlinin en üst düzeyde fayda sağlaması için yaptığı projelere yenilerini ekleyeceği mesajını da verdi. "Büyükşehir Belediyesi, uluslararası fon ve kredilere daha kolay erişebilecek" 6 kıtadan 144 ülkenin içinde bulunduğu GCoM’da Mersin’in büyük bir başarı elde ettiğini söyleyen İklim Değişikliği ve Yenilebilir Enerji Şube Müdürü Zafer Kuşatan, "Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak 2021 yılında bu çalışmalarımıza başlayarak, platforma üye olduk. GCoM’un alt çalışmalarında SECAP ile iklim risk ve kırılganlık raporlarımızı hazırladık. Böylece kentimiz uluslararası platformda çevreye duyarlılıkla ilgili bir başarı elde etti" dedi. GCoM’un kent ve insanı odak alarak 3 ana başlıkta değerlendirmeler yaptığını ve sosyolojik olarak da değerlendirmelerde bulunduğunun altını çizen Kuşatan, "Mersin Büyükşehir Belediyesi, 9 kriterden 7’sini sağlayarak başarı elde etmiş olup, Türkiye’deki büyükşehirler arasında üst sıralarda yerini almıştır" ifadelerini kullandı. Yapılan çalışmalar sayesinde Mersin Büyükşehir Belediyesinin uluslararası fon ve kredilere de erişiminin kolaylaşacağına dikkat çeken Kuşatan, projelerin daha etkin ve hızlı yürütülmesini sağlayacağını kaydetti. İklim değişikliğinin etkilerinin küresel boyutta yaşandığına değinen Kuşatan, "Yaptığımız projeler ile iklim değişikliğinin dolaylı etkilerinden en az etkilenebilecek şekilde bertarafını sağlamış olacağız. Bu sayede de vatandaşlarımız daha huzurlu ve yaşanabilir, kaliteli bir kentte bulunmuş olacaklar" sözlerine yer verdi. Belediye Başkanları Küresel İklim ve Enerji Sözleşmesi (GCoM) nedir? Belediye Başkanları Küresel İklim ve Enerji Sözleşmesi, vatandaşları için daha iyi bir gelecek güvence altına almak isteyen binlerce yerel yönetimi bir araya getiren Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen bir girişimdir. Yerel yönetimler GCoM’a katılarak, AB iklim ve enerji hedeflerini gönüllü olarak uygulamaya koymayı taahhüt ederler.
Çanakkale ’Askıda ayakkabı’ uygulamasıyla ihtiyaç sahiplerine ayakkabı ulaştırıyor Çanakkale’de ayakkabı tamircisi Mehmet Rüzgar, askıda ayakkabı uygulaması başlattı. Evlerde kullanılmayan ya da tamirden sonra düzelecek ayakkabıları toplayan Rüzgar, ayakkabıları askıda ayakkabı uygulamasıyla ihtiyaç sahipleriyle buluşturuyor. Çanakkale’de yaşayan Mehmet Rüzgar, 3 yaşında itibaren babasının yanına giderek ayakkabı tamiri mesleğini öğrenmeye başladı. 58 yıldır bu meslekle iç içe olan Rüzgar, arkadaşlarıyla konuştuğu bir sohbette askıda ayakkabı kampanyası başlatma fikrini buldu. Evine kullanmadığı ayakkabısı olan ya da tamir edilince düzelecek az kullanılmış ayakkabısı bulunan kişilerle bu fikrini paylaştı. Gönüllü olarak tamir ettiği ayakkabıları ve giyilmeyen ayakkabıları toplayan Rüzgar, bu kampanyasını sosyal medya hesapları üzerinden duyurmaya başladı. Bu kampanyanın başarılı bir şekilde ilerlediğini belirterek şimdiden İzmir, Adana ve Ankara’da bulunan ihtiyaç sahiplerine sadece kargo ücreti karşılığında ayakkabılarını ulaştırdığını söyledi. Ayakkabı tamircisi, hem sürdürülebilirlik hem de dayanışma açısından güçlü olan bu kampanyanın Türkiye’nin farklı yerlerinde de başlamasını istiyor. Askıda ekmek ve yemek kampanyalarından ilham aldılar Kendi aralarında bir kampanya başlattıklarını ifade eden Mehmet Rüzgar, "Askıda ayakkabı diye başladık. Askıda ekmek, askıda yemekten buralardan yola çıkarak biz bu askıda ayakkabı muhabbetini başlattık. Şimdi giyicilerin ayakkabıları numaraları uymuyor, rengi uymuyor, evde atacaklar atamıyorlar, verecekleri ulaştıracakları kimse bulamıyorlar. Biz bunları alalım tamirleri varsa ufak tefek, tamirlerini yapıyorum ücret almadan. Sonra numaralandırıyoruz, askıya koyuyoruz. Ayakkabılar için gelenler, numarasını söylüyor, alıyor ayakkabıyı gidiyor" dedi. Kampanyalarını sosyal medyada duyurarak farklı şehirlere ulaştırdılar Bu kampanyayı Çanakkale’de başlattıklarını kaydeden Rüzgar, kampanyayı sosyal medya hesapların üzerinden yaygınlaştırdıklarını belirterek şunları söyledi: "İzmir, Adana, Ankara gibi yerlere ulaştırdık. Sosyal medyadan paylaşım yapıyoruz, oradan diyorlar işte ’ben 41 numara giyiyorum’, ’37 numara giyiyorum’ elimizde olan ayakkabıyı biz kargo yapıp gönderiyoruz. Kargo ücreti kendilerine ait, kargo ücretlerini karışmıyorum. Böyle bir şey yaptık, çok güzel bir geri dönüş aldık. Şu anda elimde sahibini bekleyen 60 çift kadar ayakkabı var. Pazartesi günü de 20 çift kadar daha ayakkabı gelecek. Arkadaşlar haber veriyorlar, getiriyorlar. Biz de bu işe başladık ama çok güzel verim aldık, biz bu işten memnunuz." Askıda ayakkabı kampanyası örnek bir uygulama Askıda ayakkabı uygulamasının örnek bir uygulama olduğunu vurgulayan Rüzgar sözlerini şöyle sürdürdü: "Her türlü evde kullanmadığınız eşyaları bu şekil bizim gibi uğraşan arkadaşlara ulaştırsınlar. İllaki çıkacaktır bizim gibi insanlar. Bu şekilde askıda ayakkabı muhabbetini biz başlattık, tek sanıyorum kendimi. Başka şehirlerde de çıkabilir. Yani eğer evde kullanmadığınız her türlü ürünü bu şekilde geri dönüştürülürse çok güzel bir verim alınacaktır. Yani işte ekonomik durumu belli insanlar alamıyorlar, ayakkabılar pahalı. Tamir ettirecekler burada. Öğrenci çok, öğrenciler geliyor buraya. Ayakkabı tamir ettirecekler, ayakkabını tamir edilecek yeri yok yani. Yapılacak masrafa yazık, ben uğraşıyorum işçiliğe yazık. Kız giyemeyecek, erkek de öğrenci de giyemeyecek. Ben buradan sağlam giyecek bir şekildeki ayakkabıları veriyorum. Kendileri bana dua ediyor. Bu şekil çalışmalarımız devam edecek, geri dönüşüm gibi."
Çanakkale Askıda ayakkabı uygulamasıyla ihtiyaç sahiplerine ayakkabı ulaştırıyor Çanakkale’de ayakkabı tamircisi Mehmet Rüzgar, askıda ayakkabı uygulaması başlattı. Evlerde kullanılmayan yada tamirden sonra düzelecek ayakkabıları toplayan Rüzgar, ayakkabıları askıda ayakkabı uygulamasıyla ihtiyaç sahipleriyle buluşturuyor. Çanakkale’de yaşayan Mehmet Rüzgar, 3 yaşında itibaren babasının yanına giderek ayakkabı tamiri mesleğini öğrenmeye başladı. 58 yıldır bu meslekle iç içe olan Rüzgar, arkadaşlarıyla konuştuğu bir sohbette askıda ayakkabı kampanyası başlatma fikrini buldu. Evine kullanmadığı ayakkabısı olan yada tamir edilince düzelecek az kullanılmış ayakkabısı bulunan kişilerle bu fikrini paylaştı. Gönüllü olarak tamir ettiği ayakkabıları ve giyilmeyen ayakkabıları toplayan Rüzgar, bu kampanyasını sosyal medya hesapları üzerinden duyurmaya başladı. Bu kampanyanın başarılı bir şekilde ilerlediğini belirterek şimdiden İzmir, Adana ve Ankara’da bulunan ihtiyaç sahiplerine sadece kargo ücreti karşılığında ayakkabılarını ulaştırdığını söyledi. Ayakkabı tamircisi, hem sürdürülebilirlik hem de dayanışma açısından güçlü olan bu kampanyanın Türkiye’nin farklı yerlerinde de başlamasını istiyor. Askıda ekmek ve yemek kampanyalarından ilham aldırlar Kendi aralarında bir kampanya başlattıklarını ifade eden Mehmet Rüzgar, "Askıda ayakkabı diye başladık. Askıda ekmek, askıda yemekten buralardan yola çıkarak biz bu askıda ayakkabı muhabbetini başlattık. Şimdi giyicilerin ayakkabıları numaraları uymuyor, rengi uymuyor, evde atacaklar atamıyorlar, verecekleri ulaştıracakları kimse bulamıyorlar. Biz bunları alalım tamirleri varsa ufak tefek, tamirlerini yapıyorum ücret almadan. Sonra numaralandırıyoruz, askıya koyuyoruz. Ayakkabılar için gelenler, numarasını söylüyor, alıyor ayakkabıyı gidiyor" dedi. Kampanyalarını sosyal medyada duyurarak farklı şehirlere ulaştırdılar Bu kampanyayı Çanakkale’de başlattıklarını kaydeden Rüzgar, kampanyayı sosyal medya hesapların üzerinden yaygınlaştırdıklarını belirterek şunları söyledi: "İzmir, Adana, Ankara gibi yerlere ulaştırdık. Sosyal medyadan paylaşım yapıyoruz, oradan diyorlar işte ‘ben 41 numaraya gidiyorum’, ’37 numara giyiyorum’ elimizde olan ayakkabıyı biz kargo yapıp gönderiyoruz. Kargo ücreti kendilerine ait, kargo ücretlerine karışmıyorum. Böyle bir şey yaptık, çok güzel bir geri dönüş aldık. Şu anda elimde sahibini bekleyen 60 çift kadar ayakkabı var. Pazartesi günü de 20 çift kadar daha ayakkabı gelecek. Arkadaşlar haber veriyorlar, getiriyorlar. Biz de bu işe başladık ama çok güzel verim aldık, biz bu işten memnunuz." Askıda ayakkabı kampanyası örnek bir uygulama Askıda ayakkabı uygulamasının örnek bir uygulama olduğunu vurgulayan Rüzgar sözlerini şöyle sürdürdü: "Her türlü evde kullanmadığınız eşyaları bu şekil bizim gibi uğraşan arkadaşlara ulaştırsınlar. İllaki çıkacaktır bizim gibi insanlar. Bu şekilde askıda ayakkabı muhabbetini biz başlattık, tek sanıyorum kendimi. Başka şehirlerde de çıkabilir. Yani eğer evde kullanmadığınız her türlü ürünü bu şekilde geri dönüştürülürse çok güzel bir verim alınacaktır. Yani işte ekonomik durumu belli insanlar alamıyorlar, ayakkabılar pahalı. Tamir ettirecekler burada. Öğrenci çok, öğrenciler geliyor buraya. Ayakkabı tamir ettirecekler, ayakkabını tamir edilecek yeri yok yani. Yapılacak masrafa yazık, ben uğraşıyorum işçiliğe yazık. Kız giyemeyecek, erkek de, öğrenci de giyemeyecek. Ben buradan sağlam giyecek bir şekildeki ayakkabıları veriyorum. Kendileri bana dua ediyor. Bu şekil çalışmalarımız devam edecek, geri dönüşüm gibi."
Kahramanmaraş Tarihi sokakta sessizlik: "Eskiden kapımız çalınırdı, şimdi kimseler uğramıyor" Kahramanmaraş’ın tarihi sokaklarından birinde, yıkılmış binaların gölgesinde yan yana oturan Ökkeş ve Raziye Leblebici çiftinin yalnızlığı yüreklere dokundu. Geçmişi milattan önceye dayanan içerisinde bir çok tarihi mekan barındıran Kahramanmaraş’ın merkez ilçesi Dulkadiroğlu’da 2 yıl önce yaşanan depremle büyük yara aldı. İlçede bir çok sokakta asırlığa yaklaşan iki katlı evler zarar gördü. Divanlı Mahallesinde yer alan Bahtiyar Yokuşu sokağında bir çok mekan gibi 82 yaşındaki Ökkeş ile 79 yaşındaki Raziye Leblebici çiftinin evi de yıkıldı. Aynı bölgede sağlam bir ev bularak orada yaşayan yaşlı çift, geçmişin hatıralarını ve yalnızlıklarını ise tarihi sokakta oturarak gideriyor. Kendilerini arada bir ziyaret eden kızlarından başka çocukları olmayan çiftin tarihi sokakta ve yıkıntılar arasında yan yana oturması görenleri adeta geçmişe götürüyor. "Bir kapıyı bile tıklayan kalmadı" Sokakta adeta yalnız kalan çiftten Raziye Leblebici, "Eskiden insanlar kapımızı çalardı, hâlimizi hatırımızı sorardı. Komşuluk başkaydı, misafir eksik olmazdı. Şimdi ne arayan var ne soran. Bir kapıyı bile tıklayan kalmadı. Herkes kendi derdine düştü" dedi. 82 yaşındaki Ökkeş dede ise elindeki bastona yaslanmış gözleriyle yıkıntılar arasında geçmişi izleyerek eşiyle kameraya el salladı.