EKONOMİ - 28 Mayıs 2021 Cuma 11:12

Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu’nu açıladı

A
A
A
Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu’nu açıladı

Merkez Bankası, aylık Finansal İstikrar Raporu’na göre, 2020 yılı ilk yarısında küresel salgının olumsuz etkileri sonucunda geriledikten sonra izleyen dönemde kademeli şekilde toparlanarak 2021 yılı ilk çeyreği itibarıyla tarihsel ortalamasının üzerine çıktı. Son iki çeyrek itibarıyla krediler ve bankacılık sistemi bilanço sağlamlık göstergeleri ile firma kesimi ve hanehalkı finansal gelişmeleri daha destekleyici bir konumda oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2021 yılı Mayıs ayı Finansal İstikrar Raporu’nu açıkladı. Buna göre, kronavirüs salgınına karşı küresel ölçekteki kapanma önlemlerinin kademeli şekilde gevşetilmesi, salgın boyunca alınan ve çoğunluğu hâlen devam eden ekonomik ve finansal destekleyici tedbirler ve takip eden dönemde aşı konusundaki gelişmelerin katkısıyla, 2020 yılı ikinci yarısından itibaren küresel iktisadi faaliyette toparlanma eğilimi başladı. Bu doğrultuda 2020 yılı Ekim ayından bu yana gelişmekte olan ülke (GOÜ) hisse senedi piyasaları ve zaman zaman dalgalanma göstermekle birlikte tahvil piyasalarına portföy girişi yaşandı.

Gelişmiş ülkeler ile Türkiye ve emsal ülkeler başta olmak üzere GOÜ borsaları karantina önlemlerinin azaltılmaya başladığı Mayıs 2020’den bu yana olumlu performans sergiledi. Diğer yandan, salgının ve salgın döneminde sağlanan mali desteklerin etkisi ile artan reel sektör ve kamu sektörünün yüksek borçluluğu hem gelişmiş ülkelerde hem GOÜ’lerde birer kırılganlık unsuru olarak ön plana çıktı.

Tedbirlerin süresi, tedbirlerden çıkışın zamanlaması ile bu sürecin oluşturacağı ödünleşimlerin yönetilmesi ve aşılama konusunda ülkeler arasındaki farklılıklar küresel büyüme görünümü üzerinde belirleyici olacaktır. Önümüzdeki dönemde ekonomik büyümede ülkeler arasındaki farklılaşma ve gelişmiş ülke para politikalarına dair belirsizlikler GOÜ’lere yönelik sermaye akımlarında oynaklığa neden olabilecek.

Yurt içi iktisadi faaliyet 2020 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren iç talepte daha belirgin olmak üzere, güçlü bir toparlanma kaydetti. Kredilerdeki ivmelenme iç talep kanalıyla ithalatı artırmıştır. Öte yandan, 2020 yılı ikinci yarısında ihracatta görülen artış eğilimi, küresel büyüme görünümünün kademeli şekilde iyileşmesi ve önemli ticaret ortaklarımızın bulunduğu Avrupa ülkelerinde salgın kaynaklı kısıtlamaların daha ziyade hizmetler sektörüyle sınırlı kalmasıyla 2021 yılı Ocak-Nisan dönemi itibarıyla devam etti.

Sanayi üretimindeki güçlü seyre karşın, salgının yayılımının devam etmesi başta turizm olmak üzere hizmet sektöründeki toparlanmayı sınırlamaktadır. Güçlü seyreden iç talebin yanı sıra ithalat fiyatlarındaki artış da dış dengeyi olumsuz etkilemekte. Buna karşın, ihracattaki güçlü artış eğilimi, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle kredilerde gözlenen yavaşlama cari işlemler hesabında öngörülen iyileşmeyi desteklemekte. İstihdamı korumaya yönelik tedbirler salgının işgücü piyasası üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlandırırken, işgücüne katılım oranındaki yükselme eğilimi son aylarda işsizlik oranını artırıcı etki yapmaktadır. Uluslararası emtia fiyatlarındaki artışların yanı sıra talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor.

2020 yılı son çeyreğinden itibaren sıkılaştırılan para politikası ve salgına yönelik tedbirler kapsamında gerçekleştirilen kredi kampanyalarının son bulması ile birlikte kredi büyümesi son Rapor döneminden itibaren düşüş eğilimine girdi. 2020 yılı Eylül ayı ile karşılaştırıldığında 2021 yılı Nisan ayı itibarıyla kur etkisinden arındırılmış yıllık (KEA) toplam kredi büyümesi yüzde 25’ten yüzde 13’e, KEA ticari kredi büyümesi de yüzde 19’dan yüzde 8’e gerilemiştir.

Bireysel kredi büyüme oranı ise 2020 yılı Eylül ayında yüzde 50’yi aşmış ve 2021 yılı Nisan ayında yüzde 34 seviyesinde gerçekleşti. Kredi büyümesine ilişkin yakın dönem eğilimler göz önünde bulundurulduğunda, mevcut sıkı parasal duruşun krediler üzerindeki yavaşlatıcı etkisinin önümüzdeki dönemde belirginleşmesi ve yaz aylarında baz etkilerinin de devreye girmesiyle yıllık kredi büyüme oranlarının gerilemeye devam etmesi bekleniyor.

Mevcut Rapor döneminde reel sektörün yabancı para (YP) açık pozisyonundaki gerileme YP mevduatlardaki artış ve YP borçlarda devam eden düşüş kaynaklı olarak devam etti. Sektörün net YP açık pozisyon tutarı 2021 yılı Şubat ayı itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre 15 milyar ABD doları azalarak 155 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Sektörün kısa vadeli döviz pozisyonu fazlası ise 2020 yılı başından bu yana hızlı şekilde artarak 2021 yılı Şubat ayında yaklaşık 26 milyar ABD doları seviyesine ulaşmış, kısa vadeli YP varlıkların kısa vadeli yükümlülükleri karşılama oranı yüzde 127 seviyesine çıktı.

YP pozisyonuna ilişkin söz konusu göstergelerde süregelen iyileşme reel sektör firmalarının mali bünyelerinin kur gelişmelerine karşı dayanıklılığını arttırıyor. Aynı dönemde, salgın kaynaklı olarak artan finansman ihtiyacının bankacılık sektörü tarafından TL cinsi olarak etkin bir şekilde karşılanması ve kur artışının YP borç stoku üzerindeki etkisi ile reel sektör finansal borçlarının GSYİH’ye oranı yüzde 57’den yüzde 63’e yükselmiştir. Buna karşın, Türkiye’de reel sektör borçluluk oranı 2020 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla GOÜ, G20 ve dünya ortalamalarının gerisinde seyretmeye devam etti.

Salgın dönemine özgü uygun koşullu kredi kampanyalarının akabinde kredi koşullarının sıkılaşması ve azalan ihtiyati nakit ve nakit benzeri varlık tutma tercihinin belirleyici etkileriyle hanehalkı finansal varlık ve yükümlülüklerinin büyümesi mevcut Rapor döneminde yavaşlamıştır. Söz konusu dönemde yükümlülük büyümesine en büyük katkı görece güçlü bir artış sergileyen ihtiyaç kredisi ve bireysel kredi kartı hareketlerinden gelirken; varlık kalemi üzerinde tasarruf mevduatı, hisse senedi ve kıymetli maden tercihleri belirleyici oldu.

10 yıllık ortalaması yüzde 47 seviyesinde bulunan hanehalkı finansal kaldıraç oranının son yıllarda gösterdiği kademeli düşüş eğilimi salgın döneminde sona ermiş, kaldıraç oranı mevcut Rapor döneminde yüzde 36 seviyesinde yatay bir seyir izledi. Diğer taraftan, Türkiye’de yüzde 18 civarında olan hanehalkı borcunun GSYİH’ye oranı, yüzde 51 seviyesindeki GOÜ ortalamasının altında seyretmeye devam ediyor.

Salgının firmaların nakit akışı ve hanehalkının borç ödeme kapasitesi kanalıyla bankacılık sektörü aktif kalitesi görünümü üzerindeki olası etkileri, alınan kapsamlı politika tedbirleriyle sınırlandırıldı. Kredi taksitlerinin ötelenmesi, TGA ve yakın izlemedeki krediler için gecikme sürelerinin belirlenen bir dönem için uzatılması, KGF teminatlı krediler gibi tedbir ve uygulamalar sonucu TGA bakiyesi yataya yakın seyretmiş, kredi bakiyesi kuvvetli bir şekilde artmış ve sektörün TGA oranı 2021 yılı Mart ayı itibarıyla yüzde 3,8 seviyesine geriledi. Diğer taraftan, gerek gecikme süreleriyle ilgili düzenleme gerekse döviz kurundaki yükselişe bağlı olarak yakın izlemedeki kredi bakiyesi 2020 yılı ikinci çeyreğinden itibaren artmaya başlamış, söz konusu kredilerin toplam canlı krediler içindeki payı ılımlı bir artışla 2020 yılı Mart ayındaki yüzde 10,9 seviyesinden 2021 yılı Mart ayı itibarıyla yüzde 11,1’e yükseldi.

Yapılandırılan veya yakın izlemede sınıflandırılan kredilerin takip hesaplarına intikalinin tarihsel ortalamalarıyla uyumlu şekilde hareket edeceği, BDDK’nın kredilerin sınıflandırılmasına esneklik sağlayan uygulamasının sonlanması halinde iktisadi faaliyetin güçlü seyriyle beraber TGA oranındaki yükselmenin sınırlı olacağı bekleniyor. Sektörün ihtiyatlı bir yaklaşımla karşılık ayırmaya devam etmesi sayesinde aktif kalitesindeki olası bozulmanın yönetilebilir seviyelerde kalabileceği öngörüldü.

Bankacılık sektörünün kısa ve uzun vadeli likidite pozisyonları güçlü görünümlerini korumaktadır. Likidite karşılama oranları (LKO) yasal alt limitlerin oldukça üstünde olup, sektörün kredi/mevduat (K/M) oranı 2021 yılı Nisan ayı itibarıyla yüzde 100 seviyesinde dengeli bir seyir izliyor. Sektörün TL ve YP K/M oranları sırasıyla yüzde 150 ve yüzde 55 olup, mevcut YP likidite fazlası ve TL likidite ihtiyacı yurt içi ve yurt dışı takas piyasaları ile etkin bir şekilde yönetiliyor.

Mevcut Rapor döneminde küresel ve yurt içi gelişmelere bağlı olarak artan risk primine karşın bankalar yurt dışı borçlanma piyasasında sendikasyon kredilerini önceki yılın aynı dönemine göre benzer maliyetlerle ve yüzde 100’ün üzerinde yeniliyor.

Firmaların yatırım iştahının seyri ve mudinin YP mevduat tercihi ise bankaların yurt dışından borçlanma ihtiyaçlarını azaltan unsurlar oldu. Bankacılık sektörünün küresel şoklara karşı yeterli tampon bulunduran YP likit aktif portföyleri 2021 yılı Mart ayı itibarıyla kısa vadeli YP cinsi yurt dışı borcun yüzde 81’ini karşılayabiliyor. Bankaların kur takası pozisyonlarıyla birlikte likit aktiflerinin kısa vadeli borcun tamamını karşılayabildiği görüldü.

Bankacılık sektörü kârlılığında mevcut Rapor döneminde görülen gerilemede, net ücret ve komisyon gelirleri ile artan fonlama maliyetleri üzerinden net faiz gelirlerindeki düşüş etkili oldu. Aktif-pasif vade farkı ve 2020 yılında kullandırılan düşük faizli krediler kaynaklı olarak net faiz gelirlerinde görülen düşüş, güçlü kredi büyümesi kaynaklı hacim etkisiyle bir miktar dengeledi.

2021 yılı ilk çeyreğinde net ücret ve komisyon gelirleri kârlılığı desteklerken, önümüzdeki dönemde kredilerdeki yeniden fiyatlama sürecinin devamıyla birlikte net faiz marjı kanalından gelen kârlılığı sınırlayıcı etkinin hafifleyeceği öngörüldü. Karşılık gelişmeleri, düşük seyreden operasyonel giderler büyümesi ve sermaye piyasası işlemleri dönem kârlılığına olumlu katkıda bulunmuştur. Geçtiğimiz Rapor döneminde ihtiyatlı bir yaklaşımla ayrılan karşılıklar sektörün risk yönetim kapasitesini desteklerken, mevcut Rapor döneminde kredi karşılık giderlerindeki azalış da kârlılığa olumlu yansıdı.

Bankacılık sektörü sermaye yapısı güçlü görünümünü koruyor. Sermaye yeterlilik rasyosu (SYR) mevcut Rapor döneminde 143 baz puan gerileyerek yüzde 18 düzeyinde gerçekleşti. SYR hesaplanmasına ilişkin kullanılabilecek salgın dönemi imkânlarının BDDK tarafından 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatılması genel olarak SYR’yi desteklerken, kredi riskine esas tutarın hesaplanmasına ilişkin imkânda kullanılabilecek döviz kurunda yapılan güncelleme SYR’yi düşürücü yönde etkiledi. Kârlılık mevcut Rapor döneminde azalsa da özkaynaklara olumlu katkı sağlamaya devam etti.

Finansal İstikrar Raporunun alt bölümlerinde yer alan temel göstergeler kullanılarak hesaplanan Makrofinansal Görünüm Endeksi, 2020 yılı ilk yarısında küresel salgının olumsuz etkileri sonucunda geriledikten sonra izleyen dönemde kademeli şekilde toparlanarak 2021 yılı ilk çeyreği itibarıyla tarihsel ortalamasının üzerine çıktı. Son iki çeyrek itibarıyla krediler ve bankacılık sistemi bilanço sağlamlık göstergeleri ile firma kesimi ve hanehalkı finansal gelişmeleri daha destekleyici bir konumda oldu.

Küresel finansal koşullar bu dönemde olumsuz yönde gelişirken, yurt içi makroekonomik ortam iktisadi faaliyette kaydedilen güçlü seyir ile bir miktar iyileşirken enflasyon ve cari dengeye yönelik riskler önemini korudu. Yılın geri kalanında sıkı parasal duruşun etkilerinin belirginleşmesiyle cari dengede ve enflasyon görünümünde beklenen iyileşme makrofinansal istikrarı destekleyecek. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerinde düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla önümüzdeki dönemde makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli MARSİAD Genel Başkanı Odabaş: "Bizi bu soygun ve zulümlerden kurtarmanızı istiyoruz" MARSİAD Genel Başkanı Bahri Odabaş, TÜVTÜRK’ün 18 yıldır 30 milyon araç sahibine zulüm uyguladığını söyleyerek şirketin yetkilerinin iptalini istedi. Marmara Sanayici ve İşadamları Derneği (MARSİAD) Genel Başkanı Bahri Odabaş, TÜVTÜRK hakkında basın açıklaması yaptı. Şirketin 18 yıldır 30 milyon araç sahibine zulüm uyguladığını söyleyen Odabaş, TÜVTÜRK’ün yetkilerinin iptalini istediklerini açıkladı. "Rekabet ortamı oluşturmanızı ve bizi bu soygun ve zulümlerden kurtarmanızı istiyoruz" Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde bulunan TÜVTÜRK’ün önünde basın açıklaması yapan MARSİAD Genel Başkanı Bahri Odabaş, "TÜVTÜRK ismiyle bizi soyup gavur eziyeti yapan, İngiliz ve alman firmasına son verin. 18 yıldan beri 10 dakikalık araç muayenesine en az 2 bin lira para alan, yetmedi gereksiz kusurlar bularak ikinci bir muayene ücreti alan, milyonlarca insanı gereksiz parça ve tamir masraflarına sokan, yetmedi ikinci muayene ücreti aldıktan bir gün sonra aracın rotu çıkan, araçlarımızı ve çalışan insanlarımızı saatlerce ve günlerce muayene kuyruklarında bekleterek üretim kayıplarına neden olan, İngiliz ve alman firmalarının yetkisini iptal ederek, her ilde yüzlerce bu işi yapan yerli ve milli firmalara yetki vererek, rekabet ortamı oluşturmanızı ve bizi bu soygun ve zulümlerden kurtarmanızı istiyoruz" diye konuştu. "Size verdiğimiz 5 yıllık yetki ile TÜVTÜRK’e 20 yıllık yetkiyi hangi hakla verdiniz?" Konuşmasını sürdüren Odabaş, "Ayrıca milyarlarca keş para toplayan, zarar etmesi söz konusu olmayan TÜVTÜRK’ün bir yılda 767 milyon vergi borcunu neden sildiniz? Bu vergileri silerken, milyonlarca araç sahibine her gün yollarda durdurarak, yetmedi oturduğunuz yerden plakalara vergi cezaları göndererek insanları üretimden ve hayattan neden nefret ettiriyorsunuz? Size verdiğimiz 5 yıllık yetki ile TÜVTÜRK’e 20 yıllık yetkiyi hangi hakla verdiniz?" şeklinde konuştu. "Sokaklara çıkmadan önce yasal ve demokratik haklarımızı, bize yakışır şekilde kullanmaya devam edeceğiz" Açıklamayı, halk ve sivil toplum olarak organize ettiklerini dile getiren Odabaş, "Artık tahammül edilemez duruma gelen, başta trafik cezaları olmak üzere diğer problemlerle ilgili basın açıklamamaları ile iktidarı uyarılarımız ve çözüm önerilerimiz devam edecektir. Sokaklara çıkmadan önce yasal ve demokratik haklarımızı, bize yakışır şekilde kullanmaya devam edeceğiz. İktidardan bizi dinlemesini ve anlamasını, gereğini yapmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Aydın MHP’den 24 Kasım Öğretmenle Günü kutlaması Milliyetçi Hareket Partisi MHP Aydın İl başkanı Haluk Alıcık ve MHP 13. Dönem MYK Üyesi Burak Pehlivan 24 kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla mesaj yayınladı. MHP Aydın İl Başkanı Haluk Alıcık mesajında, “Ruhu büyük olanların, yaşadığı dönemlere sığmayıp çağlar üstüne sıçrayanların mutlaka rahle-i tedrisinden geçtikleri bir öğretmenleri, bir büyükleri, yalçın bir dağ gibi arkalarında duran muhterem hocaları vardır ve bu durum kaçınılmaz bir hayat gerçeğidir. Tarihin mimarı tek tek insanlardan mürekkep milletler, milletlerin ve medeniyetlerin mimarı da öğretmenlerdir. Öğretmen Türk milletinin varlık güvencesi, istikbal ve istiklal güvenliğidir” diyerek 24 Kasım öğretmenler gününü kutladı. MHP 13. Dönem MYK Üyesi Burak Pehlivan ise mesajında, ’Bilgiyle doldurulmuş zihinlerin yanında, zekayla duyguları birleştirerek evlatlarımızın kendilerini tanımalarına ortam hazırlayan beyin ve kalbin terkibinden filizlenmiş bir eğitim sürecini de hayata geçirmek için uğraşan değerli öğretmenlerimizin bu gayretleri bizim açımızdan takdire şayandır. Öğretmenlik mesleğini diğer mesleklerden ayıran en önemli özellik, malzemesinin ve meyvesinin insan olmasıdır. İnsanın insan olma vasfını ön plana çıkaran şey ise eğitim ve kültürdür. İrfanı ve vicdanı hür milli ve evrensel değerlere vakıf nesiller yetiştirmek gibi ulvi bir görev ifa eden tüm öğretmenlerimizin gününü saygıyla kutluyorum” dedi.
Bursa Yenilikçi ürünlerle gıda sektöründe fark yaşatıyorlar Ar-Ge çalışmaları ve yeni çıkacak ürünleriyle dikkat çeken Doybox Bidaa, "Geleneğin Pratik Tadı" sloganıyla hızlı tüketim pazarında devrim oluşturuyor. Geleneksel lezzetleri modern çözümlerle sunan firma, yeni ürünleri ve "bidaa dükkân" konseptiyle hem Bursa hem de Türkiye genelinde büyümeye devam ediyor. Ar-Ge ile yepyeni tatlar yolda Doybox Bidaa, sektördeki güçlü konumunu yenilikçi ürünleriyle pekiştiriyor. Firmanın Satış ve Pazarlama Yöneticisi Müge Gölcü, mevcut ürün yelpazesini ve Ar-Ge çalışmalarını şu sözlerle özetledi: “Şu anda 37 çeşit ürünümüz var; bunlardan 32’si donuk, 5’i ise buzdolabında saklanabiliyor. Donuk ürünlerimiz arasında pilav, tatlı çeşitleri, dolma, kavurma ve kuzu kol yer alıyor. Buzdolabında saklanabilen ürünlerimiz arasında ise kavanoz çorbalarımız, menemen harcı ve soğan turşusu var. Bununla birlikte, lazanya, imambayıldı ve mücver gibi 20’ye yakın yeni ürün üzerinde çalışıyoruz ve bunların bazılarını önümüzdeki ay piyasaya sunacağız.” Bidaa dükkânlarla geleneksel lezzetler her Yerde Bursa Zafer Plaza AVM’de açılan ilk tanıtım standı ve Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’ndeki ilk konsept mağaza, Bidaa markasının hızlı tüketim ürünlerindeki başarısını ortaya koyuyor. Müge Gölcü, “Ev yemeği lezzetinde, tamamen doğal ve ekonomik ürünler sunarak hem Bursa’da hem de tüm Türkiye’de yayılmayı hedefliyoruz. Bu vizyon, ‘Geleneğin Pratik Tadı’ sloganımızda hayat buluyor,” dedi. Doymatikler ile daha fazla ulaşılabilirlik Doybox Bidaa, yalnızca dükkânlarıyla değil, tam otomatik çorba makineleri olan "Doymatik"lerle de tüketicilere ulaşmayı planlıyor. Gölcü, “Bidaa dükkânlarımızın yanı sıra Doymatik’lerimizi kolay erişilebilir noktalarda halkımızla buluşturarak, sağlıklı, hızlı ve pratik yemek seçeneklerini yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz,” ifadelerini kullandı. Hızla değişen yemek eğilimlerine yanıt Yoğun iş temposu ve hızlı yaşam tarzı nedeniyle sağlıklı ve pratik yemek seçeneklerine olan talebin arttığını vurgulayan Müge Gölcü, “Özellikle genç nesiller, koruyucusuz, güvenli ve hızlı tüketim ürünlerine yöneliyor. Biz de bu talebe yenilikçi çözümlerle yanıt veriyoruz. Doybox Bidaa, gelenekten geleceğe uzanan bir köprü olma misyonunu sürdürüyor,” dedi. Doybox Bidaa, Bursa’dan başlayarak tüm Türkiye’de sağlıklı, pratik ve ekonomik yemek çözümleri sunmayı hedefliyor. Yenilikçi Ar-Ge çalışmaları ve Bidaa dükkânlarıyla büyümeye devam eden firma, geleneksel lezzetleri modern bir şekilde tüketicilerle buluşturmaya kararlı.
Diyarbakır Minik yüreklerden Alpaslan’a anlamlı destek Diyarbakır’da ilkokul 2’inci sınıf öğrencileri SMA hastası olan ve valilik onayıyla kampanya başlatılan Alpaslan Arslan bebeğe anlamlı destek verdi. Minik öğrenciler, ’Alpaslan’a hayat ol, bağış yap’ sloganı ile yaptığı etkinlik ile harçlıklarını Alpaslan bebeğe bağışladı. Öğretmenim Okulları öğretmenlerinin desteği ile ilkokul 2’inci sınıf öğrencileri SMA hastası Alpaslan Arslan için bir etkinlik düzenledi. Etkinliğe katılan minik yürekler yaptıkları anlamlı destek ile büyüklerine örnek oldu. Etkinlikte öğrencilere içi boş harfler dağıtılarak boyandı. Keyifli dakikalar yaşayan öğrenciler etkinlik sonrasında hep bir ağızdan bağırarak ’Alpaslan’a hayat ol, bağış yap’ diyerek herkesi duyarlılığa davet etti. Etkinlik sonunda öğrenciler harçlıklarından biriktirdikleri paralarla Alpaslan’a bağışta bulundu. Kampanyanın yürütücüsü ve Alpaslan Arslan’ın avukatı Zeynep Kahraman, miniklerin duyarlılığı karşısında çok mutlu olduklarını söyledi. Kahraman, "Okullara kutu bırakma mantığı ile gittim. Özellikle devam eden kampanyada vatandaşların duyarsız olduğunu görünce küçük yaştaki çocukların daha duyarlı hale gelmesi için ön ayak olmak istedik. Okul öğretmenleri ile yaptığımız istişareler sonucunda öğrencilerin duyarlılık kazanması için harçlıklarını Alpaslan ile paylaşma kararı aldılar. Bunun neticesinde okulda bir etkinlik düzenledik. ’Alpaslan’a hayat ol, bağış yap’ adı altında bir etkinlik düzenledik. Her bir çocuğa içi boş harfler dağıtıldı ve boyandı. Böylelikle kampanyada ilkokul öğrencileri keyifli bir zaman geçirme imkanı da doğdu. Minik çocuklar sınıfça topladıkları paraları Alpaslan’a destek olmak üzere bağışladı" dedi. Minik çocuklar büyüklere örnek oldu İlkokul 2. sınıf öğrencilerinin yaptığı bu anlamlı hareketin kendilerini çok mutlu ettiğini belirten Avukat Zeynep Kahraman, "Çünkü bu yaşta paylaşıma yönelik hissedilen duyguların, ileride tekrarlanacağı kanaatindeyiz. Çocuklar büyüklere hep bir ağızdan ’Alpaslan’a destek ol, bağış yap’ şeklinde seslenerek ağabeylerine ve ablalarına örnek oldu. Minik çocuklarımızın duyarlılığını büyüklerimizden de bekliyoruz. Alpaslan’a destek için tüm duyarlı vatandaşların kampanyaya müdahil olmalarını istiyoruz. Bu duyarlılık konusunda herkesten maddi ve manevi destek bekliyoruz. Kampanyanın yayılması için Alpaslan adına açılan hesapların takip edilerek bağış yapılmasını temenni ediyoruz" diye konuştu. Valilik onayı ile kampanya başlatılan 7 aylık SMA hastası Alpaslan Arslan’ın tedavisinin tamamlanması için 82 milyon liraya ihtiyaç duyulduğu belirtildi.