SAĞLIK - 04 Haziran 2014 Çarşamba 10:40

Lazer epilasyon kabusunuz olmasın

A
A
A
Lazer epilasyon kabusunuz olmasın

Dr. Ahu Özbilen, lazer epilasyonun vücudun hemen hemen bütün bölgelerine uygulanabildiğini belirtirken, bu yöntem ile istenmeyen tüylerden hızlı ve sağlıklı bir şekilde kurtulmanın mümkün olduğunu söyledi.

Özbilen, uygun doz uygulanmazsa yöntemin fayda yerine zarar verebileceğine dikkat çekti.Dr. Özbilen, lazer epilasyon uygulamasının güvenilirliği ve etkinliğinin Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA tarafından 1996 yılında onaylandığını belirterek, “Uygulamalar, deneyimli kişiler ve uzman doktorlar kontrolünde yapıldığı sürece güvenlidir. Lazer enerjisi belirli bir dalga boyundaki ışındır. Cilde zarar vermeden geçerek kıl köküne ulaşan bu ışın demeti, vücutta herhangi bir artık madde bırakmaz, ayrıca herhangi bir kanserojen etkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle Amerikan FDA tarafından uzun süre yapılan incelemeler sonucu zararsız bulunup etkili bir şekilde epilasyon amaçlı kullanım için onaylanmıştır” dedi.

Lazer epilasyon ile kökleri tahrip edilen kılların bir daha çıkmadığını, FDA tarafından da onaylanan bu durumun, uzun süreli klinik çalışmalarla da kanıtlandığını belirten Dr. Özbilen, erkeklere uygulanan lazer epilasyon ile kadınlara uygulanan lazer epilasyon arasında hiçbir fark bulunmadığını söylüyor.

ERKEKLERİN DE İLGİSİ ARTIYOR
Erkeklerde lazer epilasyon daha çok sakal, sakal üstü, sırt, göğüs, omuz ve ense gibi bölgeler için tercih ediliyor ancak bu bölgelerin dışında (göz çukuru hariç) tüm bölgelere uygulanabildiğini belirten Dr. Özbilen, "Lazer epilasyon ile kıl kökü imha edilirken hedef seçici olarak ısıtma yapılıyor ve böylece kıl köklerindeki hücreler yakılarak hasara uğratılıyor. Kıl kökü tarafından emilen enerji ısıya dönüşerek kılın kök hücresini tekrar büyüyemeyecek şekilde tahrip eder. Milisaniyeler içinde cilde uygulanan lazer ışını, cilt hücrelerine zarar vermeden geçerek kıl kökündeki renk pigmentleri tarafından emilir. Tüm epilasyon lazerleri kıl gelişimini geciktirip kılların daha zayıf ve azalarak çıkmasını sağlarlar” diye konuştu.

ORTALAMA 6-8 SEANS İLE KALICI ÇÖZÜM
Tek bir seans lazer uygulaması ile kıllardan tamamen kurtulmanın mümkün olmadığını çünkü kıl köklerinin hepsinin lazer uygulama anında aynı büyüme evresinde olmasının imkansız olduğunu ve bunlar için ek lazer epilasyon seanslarının uygulanması gerektiğini anlatan Dr. Özbilen, şöyle devam etti:

“Kılların renklerinde ve büyüme evrelerinde olan değişikliklerden ötürü lazer epilasyon seansı sayısı kişiye göre hatta aynı kişide vücudun farklı bölgelerine göre de değişir. Lazer epilasyon uygulaması esnasında kılların farklı evrelerde olması, kalıcı ve kesin neticenin ortalama 6 - 8 seans sonrası alınmasına neden olur. Ayrıca lazer ışınının uygulama süresi ve dozu kişinin cilt tonu ve yapısal özelliklerine göre değişiklik gösterir.”

LAZER EPİLASYON GÜVENLİ VE EKONOMİK
Lazer epilasyon uygulamasının bilinen kalıcı bir yan etkisi bulunmadığını ancak uygulama sonrasında kıl köklerinin enerjiden etkilendiğinin belirtisi olan hafif kabartılar ve kızarıklıklar oluşabileceğini belirten Dr. Özbilen, uygulama bölgesinde görülebilecek bu durumun çok kısa bir zaman içerisinde kaybolacağını, uygulama yapılırken çok hafif bir yanmanın da hissedilebileceğini söylüyor.
Günümüzde uygulanan lazer epilasyon uygulamalarının oldukça güvenli ve ekonomik olduğunu ancak lazer epilasyonu uygulayan kişinin tecrübesi ve kullanılan cihazların kalitesinin çok büyük önem taşıdığını belirten Dr. Özbilen, lazer epilasyon öncesinde mutlaka uzman doktor ile görüşülmesi gerektiğini vurguladı.

Her tıbbi uygulamada olduğu gibi lazer epilasyonda da bazı riskler olabildiğine işaret eden Dr. Özbilen, "Bu riskler ancak tecrübeli hekimin takip ve kontrolü ile ayrıca güvenlik özellikleri artırılmış lazer cihazları kullanılarak en aza indirgenebiliyor. Eğer lazer ışınının dozu doğru ayarlanamazsa, kıl kökleri yeteri kadar tahrip olmaz, yeterli dozdan daha aşırı doz uygulanırsa da ciltte tahriş ve yanık lekeleri oluşturabilir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Uzmanı uyardı: Mevsim geçişinde ’Saman’ nezlesine dikkat Halk arasında ’Saman’ nezlesi olarak bilinen alerjik rinit hakkında dikkat edilmesi gereken noktalara değinen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Necdet Özer, dikkat edilmediği takdirde nezlenin solunum yolu problemlerine ve KOAH gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabileceğini söyledi. Elazığ Medilines Hastanesi KBB Uzmanı Op. Dr. Necdet Özer, halk arasında saman nezlesi olarak bilinen alerjik rinit hakkında açıklamalarda bulundu. Alerjik rinitin mevsimsel ve yıl boyu görülen iki türü olduğunu belirten Op. Dr. Özer, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında polenlerin artışıyla şikayetlerin yoğunlaştığını ifade etti. Burun akıntısı, gözlerde kaşıntı, sık nezle ve grip, sinüzit ve baş ağrısı gibi belirtilerle kendini gösteren hastalığın, ilerleyen dönemlerde solunum yolu problemlerine ve KOAH gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabileceğini söyledi. ’’Akciğerlerde KOAH oluşabilir’’ Tedavi sürecinde alerjenlerden kaçınmanın önemine dikkat çeken Op. Dr. Özer, ’’Alerjik rinitin belirtileri gözlerde yaşarma, burunda akıntı göz ve burunda kaşınma, sık sık nezle ve grip, sinüzit baş ağrıları gibi üst solunum yolu sıkıntılarına yol açan hastalık türüdür. İlerleyen dönemlerde ise fonksiyonları bozulduğu için akciğerlerde problemler oluşur çünkü direkt ağız solunumu yaptığımızdan dolayı bundan ötürü akciğerlerde KOAH oluşabilir. Buna bağlı olarak, akciğerlerde bozukluk oluştuğunda dolaylı olarak kalp, şeker tansiyon gibi hastalıklara yol açabilir. İnsanların yaşamında ciddi iş gücü ve sağlık kaybına yol açan ciddi bir hastalık türüdür" dedi. ’’En sık gözüken saman nezlesidir’’ Alerjik rinitin halk arasında saman nezlesi olarak bilindiğini dile getiren Op. Dr. Özer, ’’Bu mevsimsel alerjik rinittir. Diğeri ise yıl boyu gözüken alerjik rinit türüdür. İki çeşit alerjik rinit olarak kabul edilir. En sık gözüken saman nezlesidir. Saman nezlesi de özellikle ilkbahar aylarında, mart, nisan, mayıs bahar aylarında ve eylül, ekim, kasım aylarında çiçek, ağaç tozları ve polen çok fazla olduğundan ötürü alerjik riniti olan hassas insanlarda bu aylarda bu polenlere karşı hassasiyet göstermektedir. Yıl boyu alerjik rinit ise sadece çiçek tozları polenler değil, dünyadaki bütün maddeler, bütün kullanılan eşyalar soluduğumuz her şeye karşı olan alerjik rinittir. Tanı koyulan hastalara rahatlıkla tedavisini yaparız. Hastaya, bir takım önerilerimiz olur. Ve bunları uyguladığımız zamanda yaşam kalitesi yükselerek, tedavisi sağlanır’’ diye konuştu. ’’Alerjik rinit tedavi edilir bir hastalıktır’’ Son olarak bu hastalığın görüldüğü yaş aralığına değinen Op. Dr. Özer uyarılarda bulunarak, "Tedavide ciddi bir şekilde önce hastanın alerjen olduğu maddeyi tanıyıp, bundan uzaklaştırmak. Bunu yaptıktan sonra, yine hastada bulgular varsa anti-istaminik tedavileri burundan kortizon spreyleri veririz. İleri düzeyde, alerjik riniti bulunan hastaya ağızdan kortizon ilaçlar veririz. Bazen ise alerjik rinitle baş edemeyiz. Baş edemediğimiz zamanda burunda etler polipler ve kompilasyonlar çıkabilir. Çok ileri düzeylerde ise Cerrahi tedavi sağlarız. Günümüzde hemen hemen her yaşta gözüküyor. Eskiden, çocuklarda çok gözükmüyordu ancak neredeyse 1 yaşından sonra her yaşta gözükebiliyor. Ama en çok yaş aralığı bulgusu, 18 ile 25 yaş arasında çıkıyor. Alerjik rinit tedavi edilir bir hastalıktır. Tedavisini sağlayabiliriz bu eziyetleri boşuna çekmeyin. Alerjik rinitin tedavisinde uyulması gereken kurallar vardır. Bu kurallara uymak lazımdır. Bunun içinde bilen uzman bir hekime danışarak bunun tedavisini uygulayarak bu eziyetten kurtulabilirler’’ şeklinde konuştu.
Antalya Antalya’dan ilk çeyrekte 566 milyon dolarlık ihracat Antalya, 2025 yılının ilk çeyreğinde ihracatını yüzde 3,1 artırarak 566,1 milyon dolara çıkardı. Tarım sektörü yüzde 63’lük payla ihracatta başı çekerken, yaş meyve sebze ve süs bitkileri ihracatındaki artış dikkat çekti. Antalya, 2025 yılının Mart ayında ihracatını geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14,2 artırarak 213,5 milyon dolara yükseltti. Antalya Ticaret Borsası tarafından açıklanan verilere göre, bu artışta en büyük pay tarım sektörüne ait oldu. Tarım ve gıda ihracatının, Antalya’nın toplam ihracatındaki payı yüzde 63 Verilere göre, kentin Mart ayı tarım ihracatı yüzde 21,1 artışla 134,8 milyon dolara ulaştı. Yaş meyve sebze ihracatı yüzde 19,9 artarak 82,1 milyon dolar olurken, süs bitkileri ve mamulleri ihracatı yüzde 7,3 artışla 7,6 milyon dolara çıktı. Mart ayında tarım ve gıda ihracatının, Antalya’nın toplam ihracatındaki payı yüzde 63 olarak kaydedildi. Bu oran geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 artışa işaret ediyor. Yaş meyve sebze ihracatı Antalya bazında arttı Aylık değişim bazında bakıldığında da Antalya’nın performansı Türkiye geneline göre daha yüksek oranlarla dikkat çekti. Mart ayında bir önceki aya kıyasla yaş meyve sebze ihracatı Antalya’da yüzde 24,8 artarken, Türkiye genelinde yüzde 6,4 düşüş yaşandı. Benzer şekilde süs bitkileri ihracatında Türkiye genelinde yüzde 4,8 daralma olurken, Antalya’da yüzde 3,1 büyüme gerçekleşti. Tarım ve gıda ihracatı ise Antalya’da bir önceki aya göre yüzde 28,6 artarken, Türkiye genelindeki artış yüzde 6 ile sınırlı kaldı. Antalya’nın sanayi ihracatı Mart ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 artarken, bir önceki aya göre yüzde 34,1 büyüdü. Madencilik sektöründe ise aynı dönemde yüzde 2,4 azalma yaşandı. Türkiye genelinde Mart ayında maden ihracatı yüzde 0,4 gerilerken, Antalya’da bu oran yüzde 6,4 oldu. Tarım ihracatı yüzde 8,8 artışla 358,5 milyon dolara ulaştı Ocak-Mart dönemini kapsayan yılın ilk üç ayında Antalya’nın toplam ihracatı yüzde 3,1 artarak 566,1 milyon dolara çıktı. Aynı dönemde tarım ihracatı yüzde 8,8 artışla 358,5 milyon dolara ulaştı. Yaş meyve sebze ihracatı ilk üç ayda yüzde 9,2 artarak 223,2 milyon dolar, süs bitkileri ve mamulleri ihracatı ise yüzde 4,8 artışla 21,6 milyon dolar oldu. Antalya’nın ihracatında tarım sektörünün payı yılın ilk çeyreğinde de öne çıktı. İlk üç ayda toplam ihracat içinde tarımın payı yüzde 63’e yükselirken, sanayinin payı yüzde 24’e, madenciliğin payı ise yüzde 13’e geriledi. Aynı dönemde Türkiye genelinde tarımın toplam ihracattaki payı yüzde 6 azalarak yüzde 16,1’e gerilerken, sanayi ihracatının payı yüzde 0,8 artışla yüzde 81,5’e çıktı. Ülke genelindeki ihracat verileriyle karşılaştırıldığında, Antalya’nın bazı kalemlerdeki payı da dikkat çekti. Mart ayında Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatının yüzde 27,5’i, süs bitkileri ve mamulleri ihracatının ise yüzde 40,9’u Antalya’dan yapıldı. Ocak-Mart döneminde ise yaş meyve sebzede Türkiye ihracatının yüzde 23’ü, süs bitkilerinde ise yüzde 38,4’ü kentten karşılandı. Antalya’nın toplam ihracatının Türkiye ihracatındaki payı Mart ayında yüzde 1,1, yılın ilk üç ayı toplamında ise yüzde 1 olarak hesaplandı.
Bayburt Bayburt’ta sinyalizasyon ışıkları yaya ve sürücülere zor anlar yaşatıyor Bayburt’un Gençosman Mahallesi’ndeki sinyalizasyon ışıkları, vatandaşları zor durumda bırakıyor. Kırmızı ve yeşil ışığın bir anda devreye girmesi, kazalara davetiye çıkarıyor. Gençosman Mahallesi, Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’ndaki sinyalizasyon ışıklarındaki arıza, sürücü ve yayalara zor anlar yaşatıyor. Kırmızı ve yeşil ışığın bir anda devreye girmesi, kazalara davetiye çıkarıyor. Yayalar, bir an önce karşıya geçmek için kırmızı ışık ihlali yaparken, bazen de araçlarla burun buruna geliyor. Yeşil ışıkta da hem sürücüler, hem de yayalar ne yapacağını bilemiyor. Konuyla ilgili sitemlerini dile getiren vatandaşlar, aynı anda yanan ışıklar nedeniyle kafalarının karıştığını söyleyerek, trafik lambalarındaki arızaların bir an önce giderilmesini talep etti. "İkisi birden yanıyor" Özellikle iş çıkışlarında mağduriyet yaşadığını ifade eden Adnan Polattimur, "İkisi birden yanıyor, genelde de mağduriyet oluşturuyor. Akşam iş çıkışlarında özellikle mağduriyet yaşıyoruz. Sağımızı, solumuzu kontrol ederek geçiyoruz, çoğunlukla ışığa güvenemiyoruz" dedi. "Yayaların yol ortasında kaldıklarına şahit oldum" Karşıdan karşıya geçerken zorlandığını belirten Yılmaz Onur Ari, yayalara yeşil ışığın yanmasıyla araçların hızlı bir şekilde hareket ettiğini söyledi. Aynı anda yanan ışıklar nedeniyle vatandaşların yol ortasında kaldığını ifade eden Ari, "Bu ışıklar büyük problem oluşturuyor, yayalar da ne yapacağını bilemiyor, ikilemde kalıyorlar. Hatta yolun ortasında çok kaldıklarını da şahit oldum" ifadelerini kullandı. Arızalı sebebiyle kazaların yaşanacağına dikkat çeken Ari, tedirgin olduklarının altını çizerek, "Karşıdan karşıya geçerken zorlanıyoruz. Yeşil ışık yandı şu an ama araçlar sağa dönüş yapabiliyorlar aniden, hızlı bir şekilde dönenler oluyor. Yayalar geçerken çakışma oluyor ve sıkıntı yaşanabiliyor. Tedirgin oluyoruz" şeklinde konuştu.