Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınan önemli konulardan birinin Avrupa Parlamentosu'nda alınan son karar olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bu karar Avrupa hukuku bakımından da siyasi sonuçları olan bir karar değildir. Bunun siyasi bir sonuç doğurabilmesi için Avrupa Konseyi'nde belli bir çoğunlukla, üye ülkelerin yüzde 55'inin toplam nüfusu temsil eden yüzde 65'lik bir üye çoğunluğunun böyle bir karar alması gerekir. Dolayısıyla Avrupa hukuku bakımından da bir siyasi sonucu yoktur. Bu kararın çok iyi değerlendirilmesi, müzakere edilmesi ve bundan sonraki Türkiye-AB ilişkileri bakımından da eksiksiz bir şekilde değerlendirilerek gözden geçirilmesi gereken bir karardır" ifadelerini kullandı.
Bu tavsiye kararının, Avrupa'da son yıllarda yükselen aşırı sağın siyasi etkisini göstermesi bakımından önemli olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Özellikle aşırı sağ siyasetin Türkiye, İslam ve göçmen karşıtı politikaların Avrupa Parlamentosu'nu etkilediği aşikardır. Dolayısıyla bu karar öncelikle Avrupa siyaseti bakımından mahiyeti iyi anlaşılması gereken ve Avrupa siyaseti bakamından alarm verici niteliktedir" dedi.
Bu kararın vizyonsuz ve çifte standartlı bir karar olduğunu anlatan Kurtulmuş, bu kararı Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak yok hükmünde kabul ettiklerini dile getirdi. Önümüzdeki Aralık ayı ortasında toplanacak olan liderler zirvesinde ise daha sorumluluk sahibi, daha vizyoner ve AB'nin geleceğine katkı yapacak yaklaşımların ortaya çıkacağını belirten Kurtulmuş, "Çünkü bu karar sadece Türkiye ile ilgili bir karar değildir. Bu karar AB'nin içine kapanmasını sağlayan, AB'nin genişleme yanlısı tutumlarını mümkün olduğunca törpüleyen bir karardır. Liderler toplantısında bu kararın tersine, Türkiye ile ilgili olumlu yaklaşımların ortaya konulmasının Avrupa siyasetinin makul tarzı bakımından da önemli ve hayati olduğunu ifade etmek isterim. Bu ilişkilerin gerginleştirilmesinin nedeni Türkiye tarafı değildir. Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin özellikle son dönemeçte gerginleşmesinin nedeni, Avrupa Birliği'nin içerisindeki bazı siyasetçilerin ve siyasi çevrelerin tarafgir, hatta Türkiye'ye karşı hasmane vizyonsuz tavırlarıdır. Gerginliğin tarafının Avrupa Birliği içindeki bazı siyaset çevrelerinin olduğunun altını çizmek isterim" diye konuştu.
AB'deki siyaset yapıcılara tavsiyede bulundu
Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz, bu ilişkilerin olumsuz bir yöne kaymasını istemeyiz. Ama ilişkilerin olumsuz bir yöne kaymasından Türkiye'den daha fazla Avrupa Birliği'nin zararlı çıkacağını, AB'nin bu çerçevede Türkiye'den daha çok etkileneceğini de ifade etmek isterim. AB'deki siyaset yapıcılara tavsiyemiz de şudur; AB'yi çeşitli kanallarla etkileyen, terör örgütlerinin İslam, göçmen ve Türkiye karşıtlarının etkisinden çıkarak Türkiye ile dostane ilişkileri geliştirmek için yeniden AB'nin vizyoner bir sürece dönmesi ve bu ilişkileri tamir edecek adımları atmasını tavsiye ederiz."
Kıbrıs müzakereleri
Toplantıda ele alınan ikinci konunun, Türkiye'nin Kıbrıs müzakerelerinde aldığı tavır olduğunu belirten Kurtulmuş, "Biz, Kıbrıs'ta çözümden yanayız ama Kıbrıs'taki çözüm ortaya koyulurken bazı ilkelerin Türkiye açısından vazgeçilmez olduğunun da altını çizmek isteriz. Bunlardan birincisi biz dönüşümlü başkanlık sistemini önemsediğimizi bir kere daha bu vesileyle ortaya koyuyoruz. Ayrıca, iki taraflı yani eşit ortaklığa dayalı bir anlayışın bu görüşmelerde etkin ve hakim olmasını benimsiyoruz. Adil yönetişim ve paylaşım ilkesinin barışçıl bir çözüm için önemli bir ilke olduğunu düşünüyoruz ve Türkiye'nin etkin garantörlüğünün devam etmesinin de adadaki sağlanacak barış sürecinin kalıcı olması bakımından önemli olduğunun altını çiziyoruz. Biz bu yıl sonuna kadar görüşmelerde önemli bir sonuç alınacağını ümit ediyorduk ancak öyle görünüyor ki önümüzdeki yıla müzakereler kalacaktır" ifadelerini kullandı.
Suriye ve Irak'taki gelişmeler
Suriye'deki siyasi müzakerelerin yeniden başlatılması için Türkiye'nin her türlü desteği verdiğine işaret eden Kurtulmuş, "Suriye barış süreçlerini desteklediğimizi bir kez daha ifade ederiz. Ayrıca, bu anlamda ilgili bütün taraflarla Suriye'de çözümün ortaya çıkması için müzakerelerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Türkiye'nin önemli öncelikleri halen devam etmektedir, bunlar saklıdır" dedi.
Musul operasyonu
Kurtulmuş, Musul çevresinde DEAŞ'a karşı başlatılan operasyona ilişkin, "Başlangıcından itibaren Türkiye'nin de katıldığı ortak bir anlayışla sürdürülmektedir. Musul'daki insanlara gelecek saldırılara karşı müteyakkız olduğumuzu ifade ediyoruz" diye konuştu.
Turkuvaz Kart uygulaması
Turkuvaz Kart uygulamasındaki yeni yönetmeliğin detaylarının da toplantıda ele alındığını anlatan Kurtulmuş, "Nitelikli iş gücünün, yabancı şirket ortaklarının, Ar-Ge alanlarında Türkiye'de çalışmalarda bulunacakların, sınır ötesi hizmet sunan şirketlerin Türkiye'de geçici olarak oturan çalışanlarının, bu karttan yararlanacak diğer unsurların nasıl yararlandırılacakları ile ilgili bu konudaki çalışmalar son aşamaya getirilmiş, Bakanlar Kurulu'nda verilecek olan karardan sonra bu konuda ortaya konulacak yönetmeliklerle uygulamaya başlanacaktır. Bugün itibarıyla konuştuğumuz ve Bakanlar Kurulu'nda imzaya açtığımız bir diğer konu da cazibe merkezleri ile ilgili uygulamanın nasıl olacağı. Bu bölgelerle ilgili kalkınmadaki öncelikli adımlar tespit edilip Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılmıştır" şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Geçtiğimiz Perşembe günü, gece saatlerinde Türk askerinin bulunduğu bölgeye El-Bab operasyonu sırasında hava harekatı düzenlendi. Bu saldırıya ilişkin ilk açıklamalarda Esad rejimine ait olduğu değerlendirilen uçaklardan bahsedildi. Saldırının failine ilişkin elinizdeki bilgiler nelerdir? Rejim ya da Rusya ile bu konu ele alındı mı?" sorusuna Kurtulmuş, "Rusya, açıkça bu saldırıda bulunan hava araçlarının Rusya'ya ait olmadığını bizzat Sayın Putin vasıtasıyla teyit etmiştir. Biz, bu saldıran hava aracının uçak ya da İHA, bunların tespiti, o bölgedeki bütün hareketliliklerin hepsinin kayıtları var. Bunlarla ilgili teyit yapıldıktan sonra gerekli girişimlerde bulunulacaktır ve bu anlamda Türkiye'nin yaptığı harekat başka ülkelerin aleyhine olacak bir operasyon değil" cevabını verdi.
Yeni anayasa çalışmaları
Yeni anayasa çalışmalarına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Bizim teklifimiz MHP'ye ulaştırıldı. MHP'den ve AK Parti'den ilgili arkadaşlarımız teklif üzerindeki çalışmalarını yaptılar. MHP teknik düzeyde, AK Parti'nin kendisine göndermiş olduğu bu anayasa değişiklik paketi ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. En kısa zamanda bize resmi olarak da cevaplarını bildirecekler ve sonunda da eğer zaten varsa, ortaya çıkan herhangi bir sorun, bunların aşılması bakımından ya da sorunlar aşılmışsa o zaman liderler düzeyinde son noktayı koyarak, hem söylediğiniz şekilde bunun nasıl parlamentoya gönderileceği hem de bunun takviminin ne olacağı kararlaştırılacaktır" diye konuştu.
Yunan istihbaratının, "mülteciler konusunda Türkiye'ye ilişkin raporunun" sorulması üzerine Kurtulmuş, "Türkiye üzerine düşeni yaptı. Dolayısıyla bizim AB'den beklentimiz, AB tarafının da kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesidir. Nedir o? Birincisi, AB vize serbestisini bir an evvel uygulamaya koymalıdır. Yani Türk vatandaşları için artık AB'de seyahat etmek vizesiz olmalıdır. İkincisi, AB, Türkiye'nin göçmenlere yapmış olduğu desteklerin yükünü hafifletmek bakımından biliyorsunuz 3 milyar dolarlık fonu kullandırma kararı almıştı. Sonuçta bu fonun kullanılması için de AB'nin bu işi takvime bağlamasını da temenni ediyoruz. Vize serbestisi, göçmenlerin geri gönderilmesi anlaşması sadece Türkiye ile Yunanistan arasında bir mesele değil, Türkiye ile AB arasındaki bir meseledir" şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Türkeş'in 'MHP Lideri Bahçeli'nin siyaseten bir tuzak kurabileceği" yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Biz, MHP ile resmi olarak görüşmelerimize devam ediyoruz. MHP de belli bir noktaya gelip, geldiği noktada eğer anayasa teklifimizi zaten kabul ettiklerini bildirirlerse, liderler son noktayı koyacak, görüşmeyi yapacaklar. Biz, kimsenin niyeti ile nasıl hareket edeceği ile ilgilenmeyiz. Siyaset somut bir iştir" dedi.
"Lirayı özendirmek için somut planlarımız var"
Dolar ve Türk Lirasına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Lirayı özendirmek için somut planlarımız var. Türkiye'nin bu anlamda yapmış olduğu ticaretin ödemelerinin TL üzerinden yapılmasını sağlayacak girişimlerde bulunuyoruz. Ancak, hiç kimsenin dolar şu hafta şu noktaya çıkar deme gücü yoktur" ifadelerine yer verdi.
Kurtulmuş, ekonomik kriz çıkacağı yönündeki iddialara ilişkin olarak, "Kimse endişelenmesin, Türkiye ekonomisi endişe edilecek bir noktada değildir" dedi.
Taşeron meselesine son şeklinin verilmediğini anlatan Kurtulmuş, buna son şeklinin verilip Bakanlar Kurulu'na getirileceğine işaret etti.
Başka bir gazetecinin, "Almanya ve Belçika'da bazı mahkemelerin PKK'lı teröristleri serbest bırakması ve Avrupa'da terör listesinden PKK'nın çıkarılacağı yönündeki iddialara" ilişkin sorusuna Kurtulmuş, "PKK dediğiniz örgüt, Avrupa ülkelerinin bu mahkemelerde münferit kararların da olduğu ülkelerde da dahil olmak üzere Avrupa ülkelerinde çok sayıda terör faaliyetinde bulundu. Avrupa ülkelerini de rahatsız eden uluslararası bir terör örgütü hüvviyeti kazandı. AB'nin PKK'yı terör örgütleri listesine koymasının temel nedeni budur. PKK bu süreç içerisinde terörü, silahı bırakmış, terör örgütü olma hüviyetini yitirmiş bir grup değil. Tam tersine daha fazla silah kullanan, hele çatışma bölgelerinde elde ettiği tecrübeyle çatışma bölgelerindeki tecrübesini hem Türkiye'ye hem de dünyadaki Avrupa ülkelerine taşıyan daha karanlık, daha kanlı bir örgüt hüviyeti kazandı. Dolayısıyla, AB'nin PKK'yı terör listesinden çıkaracağını söylemek ya da böyle bir çalışmanın içerisinde olmak akla ziyan bir iştir, siyasi realiteyle uyuşmayan bir iştir. O açıdan AB'nin PKK'yı terör listesinden çıkarmayacağını görüyorum. Asla meşru görülemez bir tavırdır" cevabını verdi.
"Başbakan Yıldırım'ın referanduma OHAL sürecinde gidilmeyeceğine yönelik açıklamasına" ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "OHAL'in ilan edilmesi bir gereklilik dolayısıyladır. Türkiye, uçurumun kenarından döndü. Türkiye'de ciddi bir darbe teşebbüsü ile karşı karşıya kaldık. Bu darbe teşebbüsünün arkasında 40 yıllık bir hazırlık var. Devletin bekası, devletin bu darbe tehdidi ve cuntacı zihniyetten kurtulması için bir taraftan reform adımlarını atarken, örneğin TSK'nın yeniden yapılanması, diğer taratan da devletin içerisinden bu unsurların temizlenmesi için hassas bir çalışma sürdürülüyor. Bunun vakit alacağı açıktır. İsteriz ki yarın bitirelim işimizi ama büyük bir mücadele sürdüğü için OHAL gerektiği kadar Türkiye'de ilan edilecek. Ümit ederiz en kısa süre içerisinde OHAL'i bitirip Türkiye ciddi bir şekilde normalleşme sürecine başlar. Ümit ederiz, referanduma gidilmeden evvel olağanüstü hal sonuçlanmış olur" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in AB'ye yönelik attığı Tweet'inin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Sayın Mehmet Şimşek, bu tweetine daha sonra kendisinin yaptığı açıklamalarla açıklık getirdi" dedi.
Haşdi Şabi'nin Irak ordusuna katılması
Haşdi Şabi'nin Irak ordusuna katılmasına ilişkin soruya Kurtulmuş, "Haşdi Şabi konusundaki titizliliğimiz Irak hükümetiyle her vesilede paylaşılıyor. Tel Afer, Musul konusunda bu şehirlerin içerisine girmemesi konusunda bir ittifak söz konusudur. Irak parlamentosu Haşdi Şabi'yi meşrulaştıran bir karar almıştır ama bu karara rağmen Irak Başbakanın ifadesiyle Haşti Şabi bu şehirlere girmeyecek ve orada olası bir mezhep çatışmasının kapısı açılmayacaktır. Ümit ederiz Irak hükümeti, açık şekilde paylaştığı bu sözlerinin arkasında durur" karşılığını verdi.
Mehmet Ali Şahin'in HDP'li vekillere ilişkin yaptığı açıklama
AK Parti Karabük Mehmet Ali Şahin'in HDP'li vekillerin tutuksuz yargılanması konusunda yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Biz siyasetçiyiz, biz siyasetçiler açılmış olan davalarla ilgili yönlendirici bir şey söylemeyiz. Sonuçta şu anda devam eden hukuki bir süreç var. Şu anda tutuklu olan her bir milletvekili ile ilgili oluşmuş farklı şartlar var. Yargı süreçleri devam edecek. Onun sonucu olarak bir karar ortaya çıkacaktır. Süreç, tamamıyla bağımsız mahkemelerin kontrolü altındadır" diye konuştu.