SAĞLIK - 08 Ekim 2020 Perşembe 10:12

Koronavirüse karşı geliştirilen Cov-2 aşısı Türkiye’de 13 bin gönüllüye uygulanacak

A
A
A
Koronavirüse karşı geliştirilen Cov-2 aşısı Türkiye’de 13 bin gönüllüye uygulanacak

Çinli Biyoteknoloji firması ile Sağlık Bakanlığı tarafından imzalanan protokol ile geliştirilen Sars Cov-2 korona virüse karşı yapılacak olan Covi-2 aktif aşısının çalışmasında, Faz 3 evresinde geçilmesi ile geliştirilen aşı Türkiye’de 13 bin kişiye uygulanacak. Aşı ile ilgili bilgiler veren Kayseri Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği Covi-2 aktif aşı Sorumlu Araştırmacı Doktor Ayşin Kılınç Toker, “Türkiye olarak ilk defa bu kadar büyük Faz 3 çalışmasında ön ayak oluyoruz” dedi.

Başarılı olamayan aşıların Faz 3 aşamasına gelemediğini ve aşıda güvenilirlik konusunda herhangi bir sorun yaşanmadığını söyleyen Ayşin Kılınç Toker, “Aslında faz çalışmaları olarak Faz 1, 2, 3, 4 olarak tanımlanır. Faz 0 da laboratuvar boyutunda gerekirse deney hayvanları üzerinde çalışma yapılır. Faz 1 ve 2 ise etki ve dozlama için sağlıklı ama sınırlı gönüllü sayısı ile çalışır. İnsan üzerinde deneyler yapılır. Eğer bu aşamalarda herhangi bir problem yaşanmaz ise geniş gönüllü çerçevesine sahip Faz 3 çalışmalarına geçilir. Aşının içeriği şu an için inaktive edilmiş sars cov-2 virüsü. Yani herhangi bir hastalık oluşturacak etkisi bırakılmamış laboratuvar ortamında in aktive edilmiş konumda o yüzden de hastalık belirtileri açısından güvenirliği yüksek düzeyde. Zaten Faz 1 ve Faz 2 çalışmalarında hayatı tehdit eden önemli bir yan etkiye saptamadık. Ayrıca denekleri ve gönüllüleri vazgeçtirecek bir durum olmadı. Faz 2 çalışmaları da deneklerin pozitif yanıtlarıyla sonuçlandı, Faz 1 ve Faz 2 çalışmaları. Onları geçemediği takdirde hiçbir aşı ve ilaç Faz 3 aşamasına gelemiyor. Bu o yüzden güvenlilik ve yan etki profili açısından önemli” dedi.

“Dünyada 50 bin, Türkiye’de 13 bin kişide uygulanacak”

Aşının Türkiye’de 13 bin kişide uygulanacağını ve Türkiye’nin ilk defa bu kadar büyük Faz 3 çalışmasında ön ayak olduğunu söyleyen Toker, “Öncelikle aslında bu Çin biyoteknoloji firmasından üretilen bir aşı. Aşının üretimi Çine ait. Çin’le Sağlık Bakanlığı tarafından tüm dünya genelinde protokolünün hazırlandığı bir çalışma. Şöyle ki dünya üzerinde 50 bin gönüllüde Faz 3 çalışması yapılması planlanıyor. Bunun 13 bin kadarlık bir bölümü Türkiye’de yapılacak. Çin ve Brezilya gibi birçok ülkede uygulama başladı. Şu ana kadar 10 bin sağlıklı gönüllü aşı uygulaması yapıldı ve herhangi bir hayatı tehdit edecek yan etkiye ya da tanımlanamayacak bir hastalığa rastlanmadı. Çok hafif belirtilerle atlatıldı. Biz Türkiye olarak bu kadar geniş Faz 3 çalışmasını ilk defa ön ayak oluyoruz. Türkiye’de daha sınırlı sayıda gönüllülerle yapılmıştı bu çalışmalar. 13 bin gönüllü sayısı gerçekten çok yüksek. Dediğim gibi Çin, Brezilya, Suudi Arabistan ve Bangladeş gibi UNICEF’in Afrika’da ön ayak olduğu birçok ülkede bu aşı zaten uygulanacak. Bu Çin firması aslında Sağlık Bakanlığının çok uzun zamandır beraber çalıştığı bir firma. Öyle ki çocukluk dönemi aşılarından Hepatit A Hepatit B aşısı, kızamık, kabakulak, suçiçeği aşıları, çocuk felci aşısı zaten bu firma tarafından üretilen aşıları Sağlık Bakanlığı tarafından temin ediliyor ve çocuklarımıza yıllardır bu aşılar uygulanıyor” ifadelerini kullandı.

“Tedavi yöntemini netleştiremediğimiz bir hastalık”

Ayşin Kılınç Toker, virüsün yüzde 100 etkin tedavisinin henüz bulunmadığını söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Yaşadığımız dönem çok farklı bir dönem. Maalesef tam olarak tedavisi ve klinik durumunu netleştiremediğimiz bir hastalıkla karşı karşıyayız. Bazı insanlarda çok hafif seyrederken, bazı insanlarda çok ağır, yoğun bakım şartları gerektiren durumlarla karşılaşıyoruz. Yüzde 100 bir etkin tedavisi maalesef şuan saptanabilmiş değil. O yüzden benim kendi görüşüm. Hastalığa yakalanmadan, bu hastalık nasıl geçecek düşüncesine kapılmadan, öncelikle aşı olup kendimizi hastalıktan korumak.“

Aşının 2 grup üzerinde uygulanacağını ve belirli kriterler çerçevesinde gönüllülerin seçileceğini söyleyen Ayşin Kılınç Toker, “Protokol 2 gruptan oluşuyor. K1 ve K2 olarak sınıflandırdığımız, Türkiye de yapılması gereken 13 bin kişilik gruptan ilk bin 300 kişiyi sağlık çalışanlarından yapmak istiyoruz. Bunun öncelik nedeni şu, sağlık çalışanlarının yüksek riskli temasları. Sağlık çalışanı derken ise hastanede çalışan doktor, hemşire, idari personel, teknisyen, yemekhane çalışanı, temizlik personeli dahil covid hastalarıyla sık teması olan kişilere öncelik vereceğiz. Bunun nedeni de hastanede kontrolün daha kolay olması, bu kişilerin daha yüksek temas içerisinde olması herhangi bir yan etki gelişecek olduğu takdirde daha erken yanıt verebileceğimiz, daha erken kontrol altına alabileceğimiz bir durum olmasından dolayı. Türkiye genelinde ilk bin 300 kişilik çalışmadan sonra halka 12 bin kişilik de normal risk düzeyindeki insanlara aşı çalışması yapılacak. Şuan için çalışmamız da sağlıklı gönüllülerden oluşan bir gönüllü listesi oluşturuyoruz. Bu kişilerden öncelikle daha önce PCR testi ile korona virüs hastalığını geçirmemiş olmamalarını, kan testleri ile geçirmemiş olmalarını teyit ediyoruz. Sonrasında araştırmacılar tarafından kişiler aşıya uygunluk açısından değerlendiriliyor. 18 ile 59 yaş arasında bir profil seçmeye çalışıyoruz. Kronik hastalığı olmayan, uzun süreli ilaç, kemoterapi, radyoterapi tedavisi almamış kişileri seçmeye çalışıyoruz. Yani aslında sağlıklı gönüllüleri seçmeye çalışıyoruz. Bu şekilde oluştuktan sonra biz aşıyı 0. gün ve 14. gün olacak şekilde iki doz halinde uygulayacağız. Koldan kas içerisine uygulayacağız ve 30 dakikalık bir gözlem ortamımızda sağlandıktan sonra kişileri 1 yıl boyunca 15’er belli bir süre sonra 30’ar günlük aralıklarla takip edeceğiz. Bu süre zarfında 7 gün 24 saat ulaşabilecekleri bir telefon numarası olacak. Bu telefon numarasına her türlü sağlık problemlerine, yani örneğin kişi aşı oldu sonrasında trafik kazası geçirdi. O durumda bile bizim takibimizde olacak. Denekleri tamamen gözlem altında tutacağımız bir protokol çerçevesinde çalışacağız. Onun dışında da oluşacak bir yan etkide faz1, faz2 çalışmalarında dediğimde çok sınırlı sayıda yan etkiler meydana geldi. Bunlar nedir? İşte enjeksiyon yerinde ufak bir kızarıklık, ağrı, ateşlenme hissi ama sistemik ateş yanıtı olarak şuan dünya genelinde yapılan tüm aşı çalışmaları içerisinde en düşük ateş yan etkisi bu aşı ile sağlandı. Onun dışında kişini hastaneye yatmasını gerektirecek kadar ağır bir yan etkiyle karşılaşılmadı. Hayatı tehdit eden bir yan etki söz konusu değil” dedi.

Eren Kan - Alparslan Ötüken
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Akhisar Emniyeti’nden geniş kapsamlı asayiş uygulaması Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ve Akhisar İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, ilçe genelinde geniş çaplı asayiş uygulaması gerçekleştirdi. Uygulamada, kurallara uymayan araç sürücüleri ile çeşitli eğlence merkezlerine para cezası kesilirken, üzerinde uyuşturucu madde bulunan şahıslar hakkında adli işlem başlatıldı. Manisa İl Emniyet Müdürlüğü; Akhisar ilçesi genelinde dün 20.00-00.00 saatleri arasında, Asayiş, KOM, TEM, Narkotik, Güvenlik Şube Müdürlüğü ve Akhisar İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı 38 ekip, 195 personel ile asayiş uygulaması yaptı. Uygulamada, bin 212 şahıs sorgulanırken, 556 araç da denetlendi. 43 araç sürücüsüne 186 bin 54 TL para cezası uygulandı ve 11 araç trafikten men edildi. 16 umuma açık istirahat ve eğlence yerinin kontrol edildiği uygulamada; 2 şahsa Kabahatler Kanunu 36/1 maddesine göre 1 bin 954 TL idari para cezası, 1 iş yerine ruhsat dışı konsomatris çalıştırmaktan, 1 iş yerine kapalı alanda sigara içmekten,1 iş yerine de ruhsatı olmadan canlı müzik yayını yapmaktan tutanak tutuldu. Denetlemelerde, 1 adet kurusıkı tabanca ele geçirilirken, 1 şahsa 5279 sayılı kanuna göre 8 bin 323 TL idari işlem uygulandı. Yine aynı uygulamada, 36 adet sentetik uyuşturucu madde, 1,6 gram esrar maddesi, 0,35 gram metamfetamin maddesi, 1 adet Akhisar İlçe Emniyet Müdürlüğü asayiş kanalını dinleyebilen el telsizi ele geçirilirken, 1 şahsa haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan, 2 şahsa alkollü araç kullanmaktan, 8 şahsa TCK 191 (Kullanmak için Uyuşturucu Madde Bulundurmak) suçundan adli işlem yapıldı. Manisa İl Emniyet Müdürlüğü, Manisa halkının huzur ve güvenliği için suç ve suçlularla mücadelenin aralıksız devam edeceği vurguladı.
İstanbul Ticaret Bakanı Bolat: "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama kararı alması çok önemli bir adım" Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’nda katılan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) birkaç gün önce İsrail’in soykırımının baş mimarları olan kişileri tutuklama kararı alarak suçlu ilan etmesi çok önemli bir adımdı. Filistin’de, Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’daki vahşi katliamın ve soykırımın son bulması noktasında cesaretlendirici olmuştur” dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’na katıldı. Beylikdüzü’nde bir otelde düzenlenen etkinlikte iki ülke arasındaki stratejik ortaklık ve ekonomik iş birliği konuları ele alındı. Foruma Bakan Bolat’ın yanı sıra Uluslararası İş Forumu Başkanı Erol Yarar, Cezayir İktisat Eski Bakanı Prof. Dr. Abdelkader Sammari, Cezayir Ankara Büyükelçisi Ammar Bellani, Müteahhitler ve Sanayiciler Kulübü Başkanı Rashid Bouhamid ve çok sayıda sektör paydaşları katıldı. “Bu yılın ilk yarısı itibariyle milli gelirimizi tam 5 katı artırarak, 230 milyar dolardan 1,2 trilyon dolara yükselttik” Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’nda konuşan Ömer Bolat, "Cezayir-Türkiye Karma Ekonomik Komisyon 12. Dönem Toplantısı da geçtiğimiz Mayıs ayında Ankara’da yapılmıştı. İki ülke liderleri ve hükümetleri arasında çok büyük bir yakınlık var ve yakın ilişkilerimiz devam etmektedir. 22 yıldan bu yana Türkiye Cumhuriyeti olarak ekonomide çok büyük atılımlar ve başarılar kaydettik. Milli gelirimizi tam 5 katı artırarak, 230 milyar dolardan 1,2 trilyon dolara yükselttik, bu yılın ilk yarısı itibariyle. Kişi başına milli gelirimizi yine 22 yılda 3 bin 600 dolardan 13 bin 300 dolara yükselttik. Bu yılın sonunda inşallah 14 bin 500-15 bin dolar civarında kişi başı milli gelire ulaşacağız. Mal ihracatlarımızı 7.5 kat arttırarak 36 milyar dolardan 262 milyar dolara, hizmetler ihracatımızı da yine 7.5 kat artışla 14 milyar dolardan 112 milyar dolara yükselttik. Bugün Türkiye 340 milyar dolar mal ithalatı, 260 milyar dolar mal ihracatı ile 600 milyar dolar civarında bir toplam dış ticarete sahiptir. Milli gelirimizin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturmaktadır. Dış yatırımlarda da, 2002’ye kadar 14 milyar dolar yabancı doğrudan yatırım gelmişken Türkiye’ye, bu rakam son 22 yılda 269 milyar doları aşmıştır. Bunları reformlarla, doğru politikalarla, siyasi ve ekonomik istikrarı koruyarak, hep yurt içi ve yurt dışı yatırımları, istihdamı ve ihracatı arttırmaya çalışarak başardık" dedi. “Cezayir bizim Afrika’daki ikinci büyük dış ticaret ortağımızdır” Cezayir ile yürütülen ticari ilişkilere değinen Bakan Bolat, "Cezayir bizim Afrika’daki ikinci büyük dış ticaret ortağımızdır. Birinci sırada Mısır, ikinci sırada Cezayir yer alıyor. Ancak Cezayir, Türkiye yatırımları için birinci ülkedir Afrika’da. Bin 500 Türk firması 6 milyar dolarlık yatırımlarla Cezayir’de yatırım, üretim, istihdam ve ihracat peşinde koşmaktadırlar. Bunu yaparlarken de Türkiye ile ticarette de köprü rolü oynamaktadırlar. Müteahhitlik bir başka başarı hikayemizdir. Türkiye’nin dünyada 2002’ye kadar 50 milyar dolarlık müteahhitlik hizmetleri varken, son 22 yılda buna 472 milyar dolar daha ilave oldu. 522 milyar dolara yükseldik,137 ülkede 12 bin 330 proje ile. Ve Afrika’da en büyük müteahhitlik hizmetlerini Cezayir’de gerçekleştirdik. 700’e yakın proje ve 33 milyar dolarlık müteahhitlik hizmetlerini gerçekleştirdik. Cezayir’de dış ticaret bakanımızla beraber bu tercihli ticaret anlaşması müzakerelerini hızlandıracağız. Bu ticaret diplomasisi çabalarımız, dünyayla maksimum ekonomik iş birliği çabalarımız, siyasi istikrar ve yurt dışı ilişkilerde kazan-kazan, birlikte güçlenmek, birlikte büyümek hedefleri doğrultusunda hızlı adımlarla yol alıyoruz. İslam ülkeleri ile dış ticaret anlaşmalarımız 22 yılda tam 11 kat yükseldi. 10,8 milyar dolardan 2023 yılında 130 milyar dolara artış gerçekleştirmiş olduk” ifadelerini kullandı. “UCM heyetini yürekten tebrik ediyoruz” Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni tutuklama kararı alması çok önemli bir adım olduğunu söyleyen Bakan Bolat, "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) birkaç gün önce İsrail’in soykırımının baş mimarları olan kişileri tutuklama kararı alarak suçlu ilan etmesi çok önemli bir adımdı. Filistin’de, Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’daki vahşi katliamın ve soykırımın son bulması noktasında cesaretlendirici olmuştur. Suçların cezasız kalmayacağı ve adaletin ahirete kalmadan bu dünyada da tecelli edeceği noktasında yüreklere su serpmiştir. UCM heyetini yürekten tebrik ediyoruz. Türkiye olarak gerçekten dünyada tek başımıza da olsak, İsrail ile ihracat ve ithalatı 6 ay önce durdurma kararı almıştık ve bu kararımızı uygulamaktayız. Ama Filistin ekonomisine ayakta kalması için Filistin’in istediği ticaret noktasında da onlara gerek ihracatta gerek ithalatta destek vermekteyiz. Ve Gazze’dekiler başta olmak üzere kardeşlerimize 85 bin ton gıda ve sağlık yardımları, hijyen yardımları konusunda öncülük ediyoruz, etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.