EKONOMİ - 02 Kasım 2020 Pazartesi 11:30

İşverenlere kısa çalışma ödeneği uyarısı

A
A
A
İşverenlere kısa çalışma ödeneği uyarısı

Kısa çalışma ödeneğinin 2 ay süreyle uzatılması sonrasında işverenlere uyarılarda bulunan Avukat Nazlıcan Birer, iş yerlerinin uygulamada hile yaptığının tespit edilmesi durumunda işçiye ödemediği ücretleri faiziyle ödemek durumunda kalacağını söyledi.

Korona virüs salgını sonrasında vatandaşların iş yerindeki çalışma sürelerinin geçici olarak azaltılması veya durdurulması hallerinde, üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışmadıkları dönem için gelir desteği sağlayan kısa çalışma ödeneği uygulaması, 26 Ekim 2020 tarih, 3134 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile 31 Ekim 2020 tarihinden itibaren 2 ay süreyle uzatıldı. Kısa çalışma ödeneğinin devlet tarafından ödenmesi yoluyla iş yerindeki faaliyetin korona virüs nedeniyle azalması nedenine bağlı olarak, işçinin işten çıkarılmasının önüne geçilmek amaçlanmıyor. İş gücünden daha az istifade edilen işçiye çalışmadığı süre için kısa çalışma ödeneği devlet tarafından veriliyor, işveren ise işçiye çalışmadığı dönem için ayrıca bir ücret ödemiyor.

Çalışma saatlerini azaltmalı ya da durdurmalı

İş yerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın iş yerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması gerektiğini belirten Avukat Nazlıcan Birer, "İş yerindeki çalışma süresini azaltan işveren, kısa çalışma ödeneğinden faydalanma şartlarını taşıyan işçileri için başvuruda bulunarak, şartları sağlayan işçiler için kısa çalışma ödeneği ödenmesini talep edebilir. İşverenin kısa çalışma ödeneğine başvurduğunu beyan etmesi durumunda, İŞKUR tarafından iş müfettişlerinin uygunluk tespiti yapması beklenmeksizin korona virüs kapsamındaki dönemde işçilere ödeme yapılmaktadır. Eş söyleyişle bu dönemde müfettişlerin tespit yapma işi, ödemelerin yapılmasından sonraya ertelenmiştir. Bunun yapılmasının nedeni, korana virüsle etkin bir şekilde mücadele edilirken, işçilerin ve işverenlerin mağdur olmasını önlemektedir. Korana virüs nedeniyle Mart ayından sonra ciddi bir başvuru olmuştur. Tüm başvuruların süratle sonuçlandırılması imkanı bulunmadığından, işverenlerin beyanı üzerine ödemeler yapılmıştır” dedi.

"Ödemedikleri ücretlerini faiziyle ödemek durumunda kalırlar"

Yalan beyanda bulunan işverenin, bundan dolayı sorumlu olduğunun altını çizen Birer, “İşçiyi kısa çalışma kapsamında gösterdiği halde, işçinin iş gücünden haftalık çalışma süresinde herhangi bir azaltma yapmaksızın yararlanmaya devam eden işveren gerçekle uyuşmayan beyanda bulunmuştur. Bu durum devletin zarara uğramasına ve işçinin zarara uğramasına sebebiyet vermektedir. Devlet aslında ödemekle yükümlü olmadığı bir parayı işçiye ödemektedir. İşçi ise aynı çalışma süresi ile çalışsa da hak ettiği ücretin bir kısmını devletten bir kısmını ise işverenden almakta, primleri eksik yatırılmaktadır. Hileli uygulamalar tespit edilirse işverenler, işçilerine bu süreç boyunca ödemedikleri ücretlerini faiziyle ödemek durumunda kalırlar. Ödenen kısa çalışma ödeneğini İŞKUR’a faiziyle ödemek zorunda kalırlar. İşçinin ücretindeki sigorta primlerini gecikme zammı ve cezasıyla SGK’ya ödemeleri gerekir, söz konusu primler için sigorta prim teşviklerinden faydalanamazlar. İlgili dönemdeki asgari ücret desteğini iade etmeleri gerekir ve bu yıl bir daha asgari ücret desteğinden yararlanamazlar. Tüm bunlar dışında işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle fesih olanağına sahiptir. Haklı nedenle fesih, iş sözleşmesinin işverenden ya da iş yerinden kaynaklanan ve işçinin iş akdini devam ettirmesinin kendisinden beklenemeyecek düzeyde hukuka aykırı olan haldir. İşveren, işçinin ücretini kanun ve sözleşmeye uygun olarak hesap edip ödemez ise bu durum işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle ve kıdem tazminatı alarak fesih hakkı verir. İşçi kıdem tazminatına hak kazanarak işten ayrılır” diye konuştu.

Mustafa Uslu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ticaret Bakanı Bolat: "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama kararı alması çok önemli bir adım" Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’nda katılan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) birkaç gün önce İsrail’in soykırımının baş mimarları olan kişileri tutuklama kararı alarak suçlu ilan etmesi çok önemli bir adımdı. Filistin’de, Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’daki vahşi katliamın ve soykırımın son bulması noktasında cesaretlendirici olmuştur” dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’na katıldı. Beylikdüzü’nde bir otelde düzenlenen etkinlikte iki ülke arasındaki stratejik ortaklık ve ekonomik iş birliği konuları ele alındı. Foruma Bakan Bolat’ın yanı sıra Uluslararası İş Forumu Başkanı Erol Yarar, Cezayir İktisat Eski Bakanı Prof. Dr. Abdelkader Sammari, Cezayir Ankara Büyükelçisi Ammar Bellani, Müteahhitler ve Sanayiciler Kulübü Başkanı Rashid Bouhamid ve çok sayıda sektör paydaşları katıldı. “Bu yılın ilk yarısı itibariyle milli gelirimizi tam 5 katı artırarak, 230 milyar dolardan 1,2 trilyon dolara yükselttik” Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’nda konuşan Ömer Bolat, "Cezayir-Türkiye Karma Ekonomik Komisyon 12. Dönem Toplantısı da geçtiğimiz Mayıs ayında Ankara’da yapılmıştı. İki ülke liderleri ve hükümetleri arasında çok büyük bir yakınlık var ve yakın ilişkilerimiz devam etmektedir. 22 yıldan bu yana Türkiye Cumhuriyeti olarak ekonomide çok büyük atılımlar ve başarılar kaydettik. Milli gelirimizi tam 5 katı artırarak, 230 milyar dolardan 1,2 trilyon dolara yükselttik, bu yılın ilk yarısı itibariyle. Kişi başına milli gelirimizi yine 22 yılda 3 bin 600 dolardan 13 bin 300 dolara yükselttik. Bu yılın sonunda inşallah 14 bin 500-15 bin dolar civarında kişi başı milli gelire ulaşacağız. Mal ihracatlarımızı 7.5 kat arttırarak 36 milyar dolardan 262 milyar dolara, hizmetler ihracatımızı da yine 7.5 kat artışla 14 milyar dolardan 112 milyar dolara yükselttik. Bugün Türkiye 340 milyar dolar mal ithalatı, 260 milyar dolar mal ihracatı ile 600 milyar dolar civarında bir toplam dış ticarete sahiptir. Milli gelirimizin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturmaktadır. Dış yatırımlarda da, 2002’ye kadar 14 milyar dolar yabancı doğrudan yatırım gelmişken Türkiye’ye, bu rakam son 22 yılda 269 milyar doları aşmıştır. Bunları reformlarla, doğru politikalarla, siyasi ve ekonomik istikrarı koruyarak, hep yurt içi ve yurt dışı yatırımları, istihdamı ve ihracatı arttırmaya çalışarak başardık" dedi. “Cezayir bizim Afrika’daki ikinci büyük dış ticaret ortağımızdır” Cezayir ile yürütülen ticari ilişkilere değinen Bakan Bolat, "Cezayir bizim Afrika’daki ikinci büyük dış ticaret ortağımızdır. Birinci sırada Mısır, ikinci sırada Cezayir yer alıyor. Ancak Cezayir, Türkiye yatırımları için birinci ülkedir Afrika’da. Bin 500 Türk firması 6 milyar dolarlık yatırımlarla Cezayir’de yatırım, üretim, istihdam ve ihracat peşinde koşmaktadırlar. Bunu yaparlarken de Türkiye ile ticarette de köprü rolü oynamaktadırlar. Müteahhitlik bir başka başarı hikayemizdir. Türkiye’nin dünyada 2002’ye kadar 50 milyar dolarlık müteahhitlik hizmetleri varken, son 22 yılda buna 472 milyar dolar daha ilave oldu. 522 milyar dolara yükseldik,137 ülkede 12 bin 330 proje ile. Ve Afrika’da en büyük müteahhitlik hizmetlerini Cezayir’de gerçekleştirdik. 700’e yakın proje ve 33 milyar dolarlık müteahhitlik hizmetlerini gerçekleştirdik. Cezayir’de dış ticaret bakanımızla beraber bu tercihli ticaret anlaşması müzakerelerini hızlandıracağız. Bu ticaret diplomasisi çabalarımız, dünyayla maksimum ekonomik iş birliği çabalarımız, siyasi istikrar ve yurt dışı ilişkilerde kazan-kazan, birlikte güçlenmek, birlikte büyümek hedefleri doğrultusunda hızlı adımlarla yol alıyoruz. İslam ülkeleri ile dış ticaret anlaşmalarımız 22 yılda tam 11 kat yükseldi. 10,8 milyar dolardan 2023 yılında 130 milyar dolara artış gerçekleştirmiş olduk” ifadelerini kullandı. “UCM heyetini yürekten tebrik ediyoruz” Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni tutuklama kararı alması çok önemli bir adım olduğunu söyleyen Bakan Bolat, "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) birkaç gün önce İsrail’in soykırımının baş mimarları olan kişileri tutuklama kararı alarak suçlu ilan etmesi çok önemli bir adımdı. Filistin’de, Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’daki vahşi katliamın ve soykırımın son bulması noktasında cesaretlendirici olmuştur. Suçların cezasız kalmayacağı ve adaletin ahirete kalmadan bu dünyada da tecelli edeceği noktasında yüreklere su serpmiştir. UCM heyetini yürekten tebrik ediyoruz. Türkiye olarak gerçekten dünyada tek başımıza da olsak, İsrail ile ihracat ve ithalatı 6 ay önce durdurma kararı almıştık ve bu kararımızı uygulamaktayız. Ama Filistin ekonomisine ayakta kalması için Filistin’in istediği ticaret noktasında da onlara gerek ihracatta gerek ithalatta destek vermekteyiz. Ve Gazze’dekiler başta olmak üzere kardeşlerimize 85 bin ton gıda ve sağlık yardımları, hijyen yardımları konusunda öncülük ediyoruz, etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.