SPOR - 14 Kasım 2020 Cumartesi 16:58

İstanbul’da pole pozisyonu Lance Stroll’un

A
A
A
İstanbul’da pole pozisyonu Lance Stroll’un

9 yıl aradan sonra tekrar İstanbul’a gelen Formula 1’de sıralama turları tamamlandı. Formula 1 DHL Türkiye Grand Prix 2020’nin pole pozisyonunu BWT Racing Point F1 takımından Lance Stroll elde etti.

İstanbul 9 yıl aradan sonra tekrar Formula 1 heyecanına ev sahipliği yapıyor. Yarın saat 13.10’da start alacak yarışlar öncesi bugün sıralama turları tamamlandı. Yarışın pole pozisyonunu BWT Racing Point F1 takımından Lance Stroll elde etti. Büyük heyecana sahne olacak Intercity İstanbul Park’taki yarışa ikinci sırada start alacak isim Aston Martin Red Bull Racing takımından Max Verspatten oldu. BWT Racing Point F1 takımının Meksikalı pilotu Sergio Perez ise yarışa 3. sırada başlayacak. Pilotlar kategorisinde şampiyonluk için büyük avantajı bulunan Lewis Hamilton da 6. sırada start alacak.

Sıralamalara yağmur damga vurdu

Sıralama turlarına birçok takımın geçiş lastikleri ile çıktığı görüldü. Yarışın başlamasıyla yağmur etkisini arttırdı. Pilotlar yağmurun etkisiyle zor anlar yaşarken, takımlardan bazıları full yağmur lastiğine geçmeyi tercih etti. Yağmurun şiddeti artınca ilk sektörün bitimine 6 dakika 56 saniye kala kırmızı bayraklar sallandı ve sektöre ara verildi.

Yağmurun etkisi geçince ilk sektöre kaldığı yerden devam edildi. Sektörün en hızlı turunu 1:57.485 ile Aston Martin Red Bull Racing takımından Max Verstappen elde etti. Sektörün sonunda elenen isimler Kevin Magnussen (Haas F1 Team), Daniil Kvyat (Honda), George Russell (Williams Racing), Romain Grosjean (Haas F1 Team) ve Nicholas Latifi (Williams Racing) oldu. Latifi pist dışında zemine saplanınca kırmızı bayraklar bir kez daha sallandı ve Kanadalı pilot pite gidemeden sıralama turlarına veda etti.
İlk sektörde en yakın rakibine 2 saniyelik fark atan Hollandalı pilot Verstappen, ikinci sektörün de en hızlı ismi oldu. Red Bull pilotu bu bölümde 1:50.293’lük derece elde etti ve yine ilk sektörde olduğu gibi takım arkadaşı Alex Albon’a 2 saniyelik fark attı. İkinci sektörün sonunda elenen isimler ise Pierre Gasly (Honda), Charles Leclerc (Ferrari), Carlos Sainz (McLaren F1 Team), Sebastian Vettel (Ferrari) ve Lando Norris (McLaren F1 Team) oldu.

Pole pozisyonu Lance Stroll'un

Sıralama turlarında üçüncü sektör büyük çekişmeye sahne oldu. BWT Racing Point F1 takımının Kanadalı pilotu Lance Stroll 1:47.765’lik dereceyle pole pozisyonunun sahibi olmayı başardı. 1:48.055 ile Max Verspatten yarışa ikinci sırada başlayacak isim olurken, BWT Racing Point F1 takımının diğer pilotu Sergio Perez ise 1:49.321’lik süre ile İstanbul’daki yarışa üçüncü sırada başlamaya hak kazandı.

Mercedes ipi göğüsledi

Formula 1’de sezonun 14. yarışı öncesinde pilotlar sıralamasında Mercedes’in Britanyalı pilotu Lewis Hamilton 282 puanla zirvede yer alıyor. Hamilton’un en yakın takipçisi ise 197 puana sahip Finlandiyalı takım arkadaşı Valtteri Bottas.
Takımlar sıralamasında 479 puana sahip Mercedes, Imola'da gerçekleştirilen Emilia-Romagna GP'de 7. şampiyonluğunu ilan etmişti. Mercedes’i 226 puanlı Red Bull Racing ve 135 puanlı Renault takip ediyor.
Hava tahminlerine göre yarınki yarışın yağmurlu bir havada gerçekleşme ihtimali bulunuyor.

Hamilton şampiyonluğa yakın

Takımlar sıralamasını zirvede bitiren ekibin belli olduğu sezonda Hamilton pilotlar kategorisinde 85 puanlık farkla önde yer alıyor. Yarınki yarışın ardından sezonun kalanında toplanabilecek maksimum 78 puan kalıyor. Hamilton İstanbul’daki yarışı kazanamasa bile takım arkadaşı Bottas'ın önünde tamamlaması halinde şampiyonluğunu garantilemiş olacak. Bottas’ın şampiyonluk şansını sürdürmesi için kazanması yeterli olmayacak. Hamilton’un ikinci olması durumunda Bottas’ın şampiyonluk yarışına devam edebilmesi için ayrıca hızlı tur puanını da hanesine yazdırması gerekecek.

Sabri Kalkar - Bozhan Memiş - Mehmet Şirin Topaloğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.