Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılı Dördüncü çeyrek büyüme verisini açıkladı. Buna göre, üretim yöntemine göre dört dönem toplamıyla elde edilen yıllık GSYH, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 11 arttı.
TÜRKİYE'NİN İTİCİ GÜCÜ İHRACAT
Türkiye ekonomisinin 2021 yılı büyüme rakamlarını değerlendiren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, “Türkiye ekonomisi 2021 yılında yüzde 11 büyüdü. Net ihracatın büyümeye katkısı 4,9 puan oldu. 2021 yılı büyümemizin yüzde 44.2’si ihracat katkısıyla gerçekleşti. Türkiye’nin üretim, istihdam ve kalkınmasının itici gücü olmaya devam edeceğiz” dedi.
Dünyada pandemi etkisinin ekonomide ve ihracatta derinden hissedildiği aylarda Türk ihracatçısının 225 milyar dolar ihracat ile büyük bir başarıya imza attığını belirten TİM Başkanı İsmail Gülle “O günlerde zor zamanların geçeceğine ve hızlı bir toparlanmanın içine gireceğimize olan inancımızı dile getirmiştik. Bugün gördüğümüz rakamlar Türk ihracatçısına olan inancımızda ne kadar haklı olduğumuzu bizlere bir kez daha gösterdi” dedi.
“Kuruluşumuzun 100. yılına doğru giderken ihracatımızın, ekonomimizin önü aydınlıktır”
İsmail Gülle “Türkiye ekonomisini üretimiyle, hizmetleriyle, ihracatlarıyla büyüten tüm iş insanlarımıza müteşekkiriz. Türkiye ekonomisi ihracat öncülüğünde, büyümeye ve yükselmeye devam edecek. Bize düşen edindiğimiz bu kazanımları, katma değerli ihracatla süsleyerek sürdürülebilir bir şekilde yarınlara taşımaktır. Elimize geçen fırsatları iyi değerlendireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Kuruluşumuzun 100. yılına doğru giderken ihracatımızın, ekonomimizin önü aydınlıktır” açıklamalarında bulundu.
İSTANBUL SANAYİ ODASI BAŞKANI BAHÇIVAN, BÜYÜMENİN SÜRDÜRÜLEBİRLİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan değerlendirmesinde büyümenin sürdürülebilirliğine dikkat çekerek, “Türkiye ekonomisi 2021 yılında yüzde 11 ile son 10 yılın en yüksek büyüme performansını gösterdi. Aynı yılda sanayi sektörümüz yüzde 16,6 ile ekonominin genelinden pozitif ayrıştı ve GSYH içindeki payını da yüzde 22,8’den yüzde 26’ya yükseltme başarısını gösterdi.
Nitekim sanayi üretim endeksi bize ekonominin çift rakamlarda büyüyeceği haberini daha önceden vermişti. Kuşkusuz bu büyüme rakamları, yıllardır olduğu gibi bu yıl da göstermiştir ki sanayi, ekonomimizin sağlıklı büyümesine en güçlü ve değerli desteği vermeye devam etmektedir. Özellikle kapasite kullanım oranlarının yüzde 75’in üzerinde, PMI’ın 50’lerin üzerinde seyretmesi, sanayi sektörünün en zor şartlarda dahi üretiminin sürdürmekte olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu süreçte iç pazardan çok pandemi sonrasında küresel pazarlarda yaşanan toparlanma sürecinin ve ihracatçı sanayimizin de buna bağlı olarak ivme kazanmasının etkisi oldu. Pandemi nedeniyle Türkiye’nin Asya’ya alternatif bir tedarikçi olarak öne çıkması ve yakın coğrafyalarla çok daha verimli ilişkiler içine girmesi ihracata olumlu yansıdı. Bu noktada asıl önemli olan konu ekonomimiz açısından büyümenin sürdürülebilirliğidir. Bu büyümede ihracatın önemli bir katkısı var ama kur ve enerji maliyetleri kaynaklı yaşanan yüksek enflasyon, bu büyümenin ciddi bir yan etkisi olarak ortaya çıktı. Dolayısıyla gelecekte öncelikle enflasyonu düşürerek, büyümeyi kalıcı ve sürdürülebilir kılarak toplumsal refaha yansıtabilmeliyiz” dedi.
'İKMİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI PELİSTER: ÜLKEMİZİN BÜYÜMESİNE EN ÇOK KATKI VEREN İKİNCİ SEKTÖR KİMYA'
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Türkiye ekonomisi 2021 yılı dördüncü çeyrekte yüzde 9,1 büyürken, 2021 yılı tamamında ise yüzde 11 olarak çift haneli büyüme gerçekleştirdi. Pandemi sonrası yeni normal olarak adlandırılan 2021 yılında ülkemizin güçlü bir büyüme gerçekleştirmesini önemli buluyor ve memnuniyet duyuyoruz. Bu büyümede en önemli etkenlerden biri de ihracata dayalı büyüme stratejisi. Nitekim biz de kimya sektörü olarak ülkemizin ihracatına dolayısıyla büyümesine en çok katkı sağlayan ikinci sektör olduk.
Kimya sektörümüzün bu başarısından dolayı tüm ihracatçılarımız ile gurur duyuyoruz. Ülkemizin büyümesinde öncü rol oynayan, 16 alt sektörüyle birlikte ekonomide stratejik bir görev üstlenen kimya sektörümüzün 2021 yılında gerçekleştirdiği ihracat 25,4 milyar dolar ile rekor kırdı. 2021 yılında sektörümüz yaklaşık yüzde 40 büyüdü. 2021 yılı 9 aylık dönemde Türk kimya sektörümüz küresel kimya sektörü ihracatından yüzde 0,76 pay aldı. 2022 yılı ihracat hedefimiz ise 28 milyar dolara ulaşmak. Diğer yandan ülkemizi de yakından ilgilendiren Rusya-Ukrayna krizi enerji maliyetlerini ve emtia fiyatlarını yükseltmeye devam ediyor. Hammadde bakımından yüzde 70 dışa bağımlı olan kimya sektörü olarak bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Dünyada yaşanan bu ve benzeri jeopolitik gerilim ve krizlerin en kısa zamanda son bulmasını diliyoruz. Kimya sektörü olarak, ihracatımızın katma değerini yükseltmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle birlikte daha çok çalışmaya, daha çok üretmeye ve ihracatımızı artırmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
DEİK BAŞKANI OPAK: 'GÜÇLÜ 2021 BÜYÜMESİ 2022 İÇİN POZİTİG BİR ALTYAPI DEMEK'
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak büyüme rakamlarını şu şekilde değerlendirdi: “OVP’ye göre 2021 yılı büyüme tahmini yüzde 5,8 idi. Yıl ortasına geldiğimizde, DEİK olarak güçlü dış talep ve yatırım faaliyetlerini göz önünde bulundurarak, yüzde 10 bandında çift haneli bir büyüme beklediğimizi açıklamıştık. 2021’in 2. çeyreğindeki yüzde 21,9’luk büyümenin ardından uluslararası kurumlar da Türkiye için büyüme beklentilerini yükselttiler. Bugünkü tabloya baktığımızda, küresel ekonomi ve ticarette yaşanan zorluklara rağmen 2021 yılı GSYH büyümesinde yüzde 11 ile dünyadan pozitif ayrışmayı başardık.
Türkiye, 2020 yılında başlayan salgın kaynaklı ve çok boyutlu bir krize rağmen, 2009 küresel krizinden sonraki pozitif büyüme serisine aralık vermeden devam etti. Ülkemizin 2021 yılında çift haneli büyümesini görmek, iş dünyamız açısından sevindirici ve güven veren bir tablo ortaya koyuyor ve iş dünyamızın salgın döneminde yaşananlara rağmen sıkıntıları fırsata çevirmeyi başardığını görüyoruz. Tüm dünyada tedarik zincirlerinde sıkıntılar yaşanırken özellikle sanayi sektörümüz “İşlerimiz askıya almıyoruz” sloganıyla üretime ara vermeden devam etti. Böylece en büyük ihracat pazarlarımızdan olan AB ülkeleri, Uzak Doğu’da yaşanan tedarik sıkıntısını ülkemizden karşılama yoluna gitti. Tedarik Zincirinde elde ettiğimiz bu pozitif algının devamını sağlamak çok önemli.
2021 yılı büyüme verilerine göre ülkeler arası karşılaştırma yaptığımızda, 2020 yılında ekonomilere simetrik bir şekilde etki eden salgın krizi sonrasında, ülkelerin dipten çıkışlarının eş anlı ve aynı ölçüde olmadığını izliyoruz. Bir başka deyişle, ülkeler 2021 yılında tarihsel ortalamaların üzerinde büyüme kaydetse de asimetrik sonuçlar mevcut. Örneğin, AB GSYH’si 2021’in ikinci yarısında salgın öncesi seviyelerine dönebildi ancak Almanya, İspanya ve diğer bazı AB ülkeleri hala kriz öncesi GSYH seviyelerine ulaşamadı. Aynı şekilde, 2021 yılında yüzde 7,5 büyüyen Birleşik Krallık ve yüzde 1,7 büyüyen Japonya da 2019 yılı seviyelerinin altında yer alıyor. Meksika ise 2021 yılını yüzde 5,1 büyüme ile tamamlasa da son çeyrekte teknik resesyona girdi. Dolayısıyla böylesine sancılı bir süreçte, Türkiye’nin büyüme patikasındaki güçlü tırmanışını değerli buluyoruz.
2021 yılı büyümemizin çift haneli olmasının yanı sıra büyümenin niteliğine de baktığımızda, iş dünyamız adına önemli başlıklar görüyoruz:
Bunlardan ilki; net dış talep ve yatırım kalemlerinin, bu dönemdeki toplam GSYH büyümesinin yarısından fazlasını oluşturarak büyümenin talep bileşenleri itibarıyla dengeli geliştiğine işaret etmesidir.
Bu noktada, ana gündem maddemiz olan “dış talebe dayalı büyüme stratejisi” ön plana çıkıyor. Geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak iç tüketim kaynaklı yüksek büyüme sağlandığında, beraberinde ithalat kanalından dış ticaretin büyümeye negatif katkı sağladığına şahit oluyorduk. Bu yıl çift haneli büyümeye, 225 milyar dolarlık Cumhuriyet tarihi ihracat rakamlarıyla ulaşmak önemli.
Bugünkü verilere baktığımızda, 2020 yılında başta ana ihracat pazarımız AB olmak üzere küresel ekonomideki küçülmenin etkisiyle yaklaşık yüzde 15 daralan ihracat kaleminin, 2021 yılında büyümesini yüzde 24,9’a yükselttiğini görüyoruz. İthalat ise önceki yıla göre yüzde 2 genişlemiş ve netice olarak net dış talep toplam GSYH artışına 4,9 puanlık yüksek bir katkıda bulunmuş ki son 20 yılın en yüksek katkısından söz ediyoruz.
Verinin detaylarında okuduğumuz bir başka olumlu gelişme ise son 2 yıldır makine teçhizat yatırımlarının \%20 üzeri büyüme kaydetmesidir.
2021 yılında yatırım harcamaları yıllık yüzde 6,4 arttı ve toplam GSYH büyümesine 1,7 puan katkıda bulunmuş. Yatırımlar kaleminin detayında, inşaat faaliyetleri bu yıl yüzde 2 küçülmüş. Öte yandan, makine ve teçhizat yatırım harcamaları ise yıllık yüzde 20,5 büyüyerek gelecek dönem üretim faaliyetleri için pozitif sinyal vermeye devam ediyor. Kapasite Kullanım Oranlarının 2022 yılına yüzde 78’ler seviyesinde başlangıç yapmasını ki bu oran son 10 yıllık tarihsel ortalamanın üzerindedir, yatırım iştahındaki artışın süreceğine işaret eden önemli bir gösterge olarak değerlendiriyoruz. Hükümetin salgın dönemindeki istihdamı destekleyen duruşu, iç talebin canlı kalmasında belirleyici oldu.
Tüketim harcamaları, 2021 yılında yüzde 15,1 artarak GSYH büyümesinin 8,9 puanlık kısmını oluşturdu. 2020 yılında salgın kaynaklı uzun süreli kapanma yaşanması, tüketim harcamaları kalemindeki değişim için düşük baz etkisi oluşturmaktaydı. Bu tabloda, ilgili dönemde istihdamın korunması ve tüketici talebinin canlandırılması için uygulanan destekleyici politikaların etkisi belirleyici oldu. Bu politikaların bir başka yansımasını ise, işsizlik verileri üzerinde gördük. 2021 yılı genelinde ortalama işsizlik oranı önceki yıla göre
1,1 puan iyileşerek yüzde 12’ye geriledi.
Türk iş dünyasının “Dünyaya Açılan Penceresi” ve misyonu “Ticari diplomasi” olan kuruluşu DEİK olarak, önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin daha fazla nitelikli büyümesi, büyümenin tabana dengeli yayılması için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemizin küresel ticaretten aldığı payı en üst seviyeye taşımak için dünyanın dört bir yanına daha fazla dokunmaya, dış talebe dayalı büyümesine daha fazla katkı sunmaya devam edeceğiz.