Çalıştay, Suriye’nin geleceğini ilgilendiren ulusal uzlaşma, devlet inşası, yeniden yapılanma ve güvenlik konularıyla ilgili uzman akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini bir araya getirdi. Çalıştay, Avrupa Birliği ve European Institute of the Mediterranean (IEMed) tarafından finanse edildi.
“Suriye’de barış için bölgesel anlaşma şart”
Basına kapalı düzenlenen çalıştayın açılış konuşmasını yapan Arab Reform Initiative (ARI) düşünce kuruluşunun Direktör Yardımcısı Dr. Salam Kawakibi, “Rusya’nın bölgeye müdahalesi söz konusu, bu müdahale daha çok yıkıcı oldu. Aynı zamanda PYD’nin bölgede kendi ajandası var, Suriye’nin PKK’sı konumunda. Suriye için ulusal bir planları yok; kendi bölgesel planları ön planda. Suriye’de istikrar ve barış için uluslararası ve bölgesel bir anlaşma olması gerekiyor, bölgedeki aktörlerin uzlaşması lazım. Türkiye’nin müdahalesi söz konusu olunca Halep’te herhangi bir müdahale olmadığı için Türkiye sadece Cerablus bölgesine yoğunlaşmış durumda. Oradaki PYD’nin durumuyla alakalı müdahale söz konusu. Ancak Halep’te durum git gide kötüleşiyor. Sivil toplum kuruluşlarının Suriye’nin geleceği ile ilgili çok rolü olacak. Sadece siyasi boyutta değil; aynı zamanda insan hakları, eğitim gibi birçok alanda rolü var. Aynı zamanda adalet kavramının da olması gerekiyor. Suriye’deki kardeşlik ve barış için STK’lar arasında dayanışma olması lazım. Türkiye’de şöyle bir sorun var: Türkiye’deki bazı muhalefet grupları Suriye meselesini, mülteci krizini iç siyasete karıştırmak istiyor. Hükümete bunu eleştiri aracı olarak kullanıyor, bundan kaçınmamız lazım. Türkiye birçok iyilik yaptı. Türkiye’de bulunan Suriyelilere yardım etti” dedi.
“Üniter devlet yapısı içerisinde Suriye’nin geleceği olabilir”
İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mensur Akgün ise “Suriye’nin bir geleceği var mı? Aslında baktığımız zaman çok zor. Herkes farklı bir telden çalıyor. Amerika ile Rusya arasında varılmış olan ateşkes bile iki ülkeden kaynaklanan nedenlerden dolayı sürmedi. Nasıl bir gelecek olduğunu şu an kestirmek mümkün değil. Ama ne olursa olsun akademisyenlerin, düşünce kuruluşu çalışanlarının Suriye’nin geleceğini konuşmaları gerekiyor. Biz, Suriye’nin üniter devlet yapısı içerisinde geleceğinin olabileceğini düşünüyoruz. Bu konuda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. ‘Nasıl bir anayasa olabilir mesela? 1950’deki Anayasası olur mu, olmaz mı? Silahlı kuvvetler ne şekilde kontrol altına alınabilir?’ bugün burada tartışacağımız konulardan bazıları. Düşünce kuruluşları, üniversiteler, akademisyenler olarak farklı opsiyonları masaya koymak, karar vericilere imkânlar sunmak zorundayız. Burada onu yapmaya çalışıyoruz. Yakında büyük kapsamlı bir rapor çıkacak. Rapor EuroMeSCo çerçevesinde yayınlanacak. Umut ediyoruz ki çıkardığımız raporlar AB temsilcileri, Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’deki karar vericiler tarafından da okunacak ve onlara ışık tutacaktır” diye konuştu.