MAGAZİN - 01 Aralık 2015 Salı 12:33

İHA’ya bir ödül de Moon Life Dergisi’nden

A
A
A
İHA’ya bir ödül de Moon Life Dergisi’nden

Bu yıl ikincisi düzenlenen Moon Life Dergisi’nin ödül töreninde ‘en iyi haber ajansı’ ödülünün sahibi İhlas Haber Ajansı oldu.

Sanat, spor, siyaset, müzik ve iş dünyasının en iyilerinin seçildiği Moon Life Dergisi’nin ödül töreni birçok ünlü ismi bir araya getirdi. Maslak Steigenberger Hotel’de gerçekleşen sunuculuğunu Özlem Yıldız yaptığı gecede Yılın en iyi haber ajansı ödülünü İhlas Haber Ajansı (İHA)adına, İHA Reklam Koordinatörü Mehmet Tekin aldı.
Alanında en iyi isimlerin ödül aldığı törende, İstanbul Eski Valisi Hüseyin Avni Mutlu Yaşam boyu Onur Ödülü’nü, Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu Spora Destek ve Proje Ödülü’nü, Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak En İyi Belediye Başkanı Ödülü’nü, Süheyl ve Behzat Uygur kardeşler ile anneleri Necla Uygur En İyi Tiyatro Müzikali Ödülü’nü, Gülben Ergen En İyi Sosyal Sorumluluk Ödülü, Hande Yener Yılın En İyi Türk Pop Müziği Kadın Sanatçısı Ödülü’nü, Berksan En İyi Türk Pop Müziği Erkek Sanatçısı Ödülü’nü, Serdar Gökhan Meslek Yaşam Onur Ödülü’nü, Diriliş Ertuğrul dizisi oyuncusu Uğur Güneş En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü’nü, Gül Cebeci En İyi Yatırımcı İş Kadını Ödülü’nü aldılar.
Usta Oyuncu Nejat Uygur’un vefatından sonra ilk kez böyle bir geceye katılan Necla Uygur’un heyecanlı ve duygusal anlar yaşadığı gözlemlendi.


ÖDÜLLER GENÇLERİN FİKİRLERİ İLE SAHİPLERİNİ BULUYOR
Moon Life Dergisi’nin Sahibi Alper Alp geceye dair yaptığı değerlendirmesinde, bu yıl ikincisini yaptıkları ödül törenine yoğun bir tempo ile hazırlandıklarını, ödülleri verecekleri kişileri seçerken genelde üniversitelerdeki gençlerden yardım aldıklarını ifade etti. Alp, ‘’Hangi kategoride hangi ismin daha iyi olduğu konusunda gençlerimizin fikirlerine başvuruyoruz’’ dedi.


SPORA KATKI ÖDÜLÜ BAHÇELİEVLER BELEDİYESİ’NİN
Spora sağladığı katkılar ile ödül sahibi olan isimlerden biri olan Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, göreve geldikleri günden bu yana birçok alanda yatırım yaptıklarını ifade etti: ‘’Gençlerimize sağlam kafa sağlam vücutta bulunur mantığı içinde hareket edebilmeleri için spora fazlaca yatırım yaptık. İlçemizde o zamana kadar hiçbir okulun bahçesinde kapalı spor salonu yoktu. Şimdi ise yarısını bizim yarısını İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin yaptığı 20’yi aşkın okulda kapalı spor salonu var’’. Develioğlu, parklarda bulunan spor aletlerini de ilk olarak kendilerinin gerçekleştirdiğini dile getirdi.
İnsanların spor yapabilmesi için pek çok tesisi yaptıklarını, sporcu sayısını arttırdıklarını, kulüplere maddi ve manevi destekte bulunduklarını söyleyen Develioğlu, okullara desteklerde bulunarak ilkokul 4. Sınıf öğrencilerinin beden derslerini havuzlara yaptırmaya karar verdiklerini, böylece çocukların hem yüzme öğrendiklerini hem de spor alışkanlığı elde ettiklerini ifade etti.
Spora alışan çocukların kötü alışkanlıklardan uzak durduğunu bildiğimizden bu uygulamaları gerçekleştiriyoruz diyen Develioğlu, bu çalışmaların karşılığı olarak böyle bir gecede ödül almaktan mutlu olduğunu söyledi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."