Samsun 19 Mayıs Üniversitesi ve Ankara Gazi Üniversitesinden bir öğretim görevlisi ve bir araştırma görevlisinin Türkiye’deki papağan nüfusunu tespit etmek için başlattıkları araştırma ve bu araştırmaya yönelik İHA’nın yaptığı “Gördüğünüz papağanları ihbar edin” şeklindeki haberin ardından vatandaşlar gördükleri papağanları ihbar ederek Türkiye’de doğadaki durumlarına ilişkin verilerin toplanması, papağan popülasyonu, habitat tercihi ve türler arası etkileşiminin araştırılmasına büyük destek verdi. Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Esra Per, çalışmanın bu yılsonunda tamamlanacağını ve yılın sonunda 1 yıllık sonuçları açıklayacaklarını söyledi.
Papağanların 40 yılı aşkın süredir Türkiye’de varlıklarını devam ettirdiklerini ve Türkiye’de iki farklı papağan türünün doğal olarak yayılış gösterdiğinin bilindiğini söyleyen Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Esra Per, ilk kayıtın 1976 yılında Ankara'dan geldiğini, ikinci kayıtın İstanbul’dan, üçüncü kayıtın ise Mersin’den geldiğini kaydetti. 90’lı yıllardan itibaren hem Ege’den hem de Akdeniz kıyı şeridindeki birçok şehirden papağan kayıtlarının gelmeye başladığının altını çizen Dr. Esra Per, papağanların Türkiye’ye ilk olarak nasıl geldiğinin bilinmediğini söyledi. Dr. Esra Per “Ankara ile ilgili elimizde hiçbir gözlem yok, sadece ilk gözlem kayıtları var. İstanbul ve İzmir ile ilgili gemiden salınma, kamyon devrilmesi gibi hikayeler var. İstanbul ile ilgili net bilgiyi 1997 yılında havalimanına getirilmiş olan phetshop kafeslerinin devrilmesi ile kaçan yaklaşık 200 papağan olduğunu biliyoruz. Türkiye’ye gelişiyle ilgili en net bilgi 1900’lü yılların başında saraylarda yeşil papağanların olduğu. Bunların salındığı ile ilgili görüşlerde var ama güncel kayıt olmadığı için bu konuda bir açıklama yapamıyoruz” dedi.
“Günde yaklaşık 100 papağan kaydı gelmeye başladı”
“Papağanlar sadece Türkiye’de yaşamıyor. Anavatanları aslında Afrika’nın merkezi, Himalayalar, Pakistan, Hindistan’ın dağlık kesimleri ama birçok Avrupa kentinde papağanlarla karşılaşabiliyoruz” ifadelerini kullanan Dr. Esra Per, Londra, Brüksel, Amsterdam gibi şehirlerde genel olarak papağanların doğadaki durumlarının netleşmiş durumda olduğunu, fakat Türkiye’de bununla ilgili bir çalışma olmadığını söyledi. Dr. Esra Per “Bu nedenle 19 Mayıs Üniversitesinden Doç. Dr. Kiraz Erciyas ile birlikte geçen yıl önümüzdeki 40 yıllık verileri derledik ve genel olarak papağanlarla ilgili değerlendirme yapmak istedik. Bu papağanlar yeşil papağanlar ve İskender papağanı. Genellikle İstanbul, İzmir ve Ankara da yaygın olarak görülüyor ama diğer şehirlerden de kayıtlar var. Biz bu araştırmada toplam 25 şehirden papağan gözlemi olduğunu tespit ettik. Bunlardan bazıları günümüze güncel olarak geliyor ama bazıları örneğin Diyarbakır, Kırşehir, Burdur gibi birkaç kez görülmüş ondan sonrası gelmemiş. Biz geniş katılımlı bir sayım yapmayı düşündük ve bunun için de ‘Türkiye papağan sayımları’ adında bir proje geliştirdik. Bu çalışma için bir gözlem formu oluşturduk. Bu formda bazı hayvanlarla ilgili genel sorular var ve bir blog açtık ‘Türkiye papağan sayımları’ diye. Bu araştırmamız öncelikle kuş gözlemleri ve kuş fotoğrafçıları ile paylaştık. Onlar verileri girerken şöyle bir sorunla karşılaştık, genellikle kuş gözlemcileri ve kuş fotoğrafçıları büyükşehirlerde yasadıkları için bize gelen papağan kayıtları büyük şehirlerle sınırlı kaldı. Ama İHA’nın ‘Gördüğünüz papağanları ihbar edin’ şeklinde yaptığı haberden sonra bize günde yaklaşık 100 papağan kaydı gelmeye başladı. Bu çok sevindirici çünkü içinde çok değerli bilgiler var kayıtların ve şuanda 11 aylık bu çalışmanın sonucunda 15 farklı şehirden güncel olarak papağan kayıtları almaya başladık” diye konuştu.
“Araştırmamızdaki soru işaretlerinden biri de buydu”
Bu araştırmada vatandaşların çok önemli bir yeri olduğunu kaydeden ve “Genellikle ev hanımları evlerinin balkonlarından, işe giden vatandaşların ise girerken gelirken gördükleri papağanları, üniversite öğrencileri kampüslerindeki, lise öğrencileri okulun bahçesindeki papağanlarla ilgili gözlemlerini bizimle paylaşıyor” açıklamasında bulunan Dr. Esra Per, papağanların Türkiye'de genellikle kentsel alanlarda yaşadıklarını belirtti. Dr. Esra Per “Bizim araştırmamızdaki soru işaretlerinden biri de buydu. Çünkü başka ülkelerde papağanlar artık kırsal alanlara da kaymaya başlıyor. Mesela meyve bahçelerine ve tarım arazilerine zarar vermeye başladı. Türkiye de bununla ilgili bir bilgi boşluğu vardı. Biz bu sayımlarla bunu aşmaya çalışıyoruz aynı zamanda. İstanbul ve Ankara için kentsel alanlarda kayıt devam ediyor ama İzmir’de kayıtlar kırsala kaymaya başladı” şeklinde konuştu.
“Çünkü amacımız eş zamanlı veri sağlamaktı ve biz bu veriyi sağladık”
Çalışmanın bu yılsonunda tamamlanacağının altını çizen ve yılın sonunda 1 yıllık sonuçları açıklayacaklarını kaydeden Dr. Esra Per “Sonuçlar genelde il bazında olacak. Mesela il bazındaki popülasyonlarını, nüfuslarını açıklayacağız ve bu papağanların çevrelerindeki diğer türler ile olan rekabetleri var mı, yok mu onu açıklayacağız. Çünkü diğer Avrupa ülkelerinde bildiğimiz kadarıyla ağaçkakanlar ya da sığırcıklarla rekabete girdiklerini, hatta baskın olduklarını biliyoruz. Bize gelen gözlemlerde genellikle kargalarla ve saksağanlarla rekabete girdiğini biliyoruz. Genellikle kentsel alanlardan kayıtlar geldiği için parklardaki ve bahçelerdeki meyvelerle besleniyorlar. Papağanların bu meyveleri yemesinden kimse rahatsız değil ama bunların habitat tercihleri kırsala doğru kayarsa meyve bahçelerinde ve tarım arazilerinde zararlar oluşabileceği için gelecekte risk oluşturabilecek. Bu iki papağan durumu istilacı olarak değerlendirilmiyor, bunlar yabancı kökenli egzotik türler olarak biliniyor ama gelecekte istilacı olursa bununla ilgili de çeşitli çalışmalar yapmak gerekecek. Bütün bunların temelinde varlık yokluk verisine ihtiyaç duyduğumuz için biz bu geniş kapsamlı araştırmayı önce kuş gözlemcilerine ve vatandaşlara duyurduk. Çünkü amacımız eş zamanlı veri sağlamaktı ve biz bu veriyi sağladık” ifadelerini kullandı.
Belirli şehirlerde ve belirli bölgelerde papağanları araştırmaya devam edeceklerini kaydeden Dr. Esra Per, yapılan araştırmanın tamamen gözlem temelli bir çalışma olduğunu, vatandaşlardan gördükleri papağanların kayıtlarını papağan sayımları bloğundaki gözlem formuna iletmelerini beklediklerini söyledi. Yapılan çalışmada papağanların toplanması ile ilgili bir aşama olmadığını ve bu papağanların Türkiye’de artık doğal olarak yayılış gösterdikleri için Orman ve Su İşleri Bakanlığının bu konuda cezaî yaptırımları olduğunu ifade etti. Papağanların doğadan toplanması yasak olduğunu belirten Per, papağanların doğadan toplandığının görülmesi durumunda bulundukları yerlerdeki Orman ve Su İşleri Müdürlüklerine ihbar etmelerini istedi.