DÜNYA - 03 Şubat 2018 Cumartesi 01:35

Hacızade: 'Ermenistan, PKK'lılara Karabağ'da eğitim veriyor'

A
A
A
Hacızade: 'Ermenistan, PKK'lılara Karabağ'da eğitim veriyor'

Rusya'nın Esad'ın hakimiyetini güçlendirmek için çabaladığını ifade eden ve işgal altındaki Karabağ'daki terör örgütü PKK varlığına da değinen Büyük Orta Doğu'nun Genel Yayın Yönetmeni Ali Hacızade, Azerbaycan halkı ve devletinin Zeytin Dalı Harekâtı'na verdiği desteği yineledi. Azerbaycanlı uzman ayrıca, Türkiye ve Azerbaycan'ı İran'daki Azerbaycan Türkleri'nin hakları konusunda daha duyarlı olmaya çağırdı.

Azerbaycan merkezli haber ağı Büyük Orta Doğu'nun Genel Yayın Yönetmeni Hacızade, bölgedeki son gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu. 

Rusya'nın Soçi şehrinde düzenlenen ve Suriye'de siyasi çözümü hedefleyen Suriye Ulusal Kongresi'ne, Suriyeli muhalif temsilcilerin kararı ve terörist Mihraç Ural'ın katılımı damga vurdu. Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu, toplantının sonuçlarının olumlu olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu ayrıca, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki bombalı katliamın sorumlularından terörist Mihraç Ural ile ilgili de Rusya'dan izahat istendiğini, bu teröristin Türkiye'ye iade edilmesi gerektiğini bildirdi.

"MUHALİF TEMSİLCİLERİN KATILMAMASI RUSYA'NIN İŞİNE YARIYOR"

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Azerbaycan merkezli uluslararası haber ağı The Great Middle East (Büyük Orta Doğu)’nun Genel Yayın Yönetmeni Ali Hacızade, toplantının Soçi'de gerçekleşmesine dikkat çekerek Rusya'nın Beşşar Esad hakimiyetini muhafaza etmeye çalıştığını ifade etti. Soçi'deki zirveye meselenin çözümüne katkı sağlayacak muhalif temsilcilerin katılmamasına tepki gösteren Hacızade, bu tavrın Rusya'nın işine yarayacağını belirtti.

"Bana sorarsanız Soçi, çözüme bu şekilde katkı sağlayamaz. Çünkü Suriye meselesini çözücek güçleri temsil eden kişiler o zirveye katılmayı reddetti. Bu zirveyi Rusya bölgedeki kendi ulusal çıkarları doğrultusunda istediği gibi kullanacaktır. Ayrıca, Moskova açısından bu zirvenin Soçi’de yapılması, Rusya’nın Suriye meselesinde Esad hakimiyetini koruma ve güçlendirme yolundaki çabalarına katkı sağlayabilir" ifadelerini kullanan Hacızade ayrıca, terörist Mihraç Ural'ın bu toplantıya katılmasının Türkiye açısından haklı olarak kabul edilemez olduğunu vurguladı.

"ZEYTİN DALI, TÜRKİYE'NİN ULUSAL GÜVENLİĞİ İÇİN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR"

Azerbaycan yönetimi ve halkının Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye'nin Afrin bölgesindeki terörist yapılanmalara yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı'na verdiği desteğe de değinen Hacızade, harekâtın mutlak süreçte devam etmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin ulusal güvenliği ve bölgedeki konumu gereği harekât büyük önem arz ediyor" dedi.

Hacızade, açıklamasında şu değerlendirmede bulundu; "Zeytin Dalı Harekâtı, geç olsa da olumlu bir operasyon. Eğer TSK bu operasyonu daha önce ve kapsamlı bir şekilde gerçekleştirseydi, Türkiye ile PYD/PKK/DEAŞ arasında tampon bölge oluşturulabilirdi. Bu vesileyle de hem Türkiye'nin sınır güvenliği daha iyi koşullara kavuşur, hem de sayıları milyonları aşan mülteciler bu bölgelere yerleştirilebilirdi. Türkiye'nin dışarıdan gelen tepki ve baskılara aldırış etmeden kesinlikle bu harekâtı sürdürmesi gerekiyor. Harekât, Türkiye'nin ulusal güvenliği için büyük önem arz ediyor."

Ayrıca, Rusya ve İran etkisinde bulunan bazı kesimlerin harekâta karşı kışkırtıldığını sözlerine ekleyen Hacızade, bu kesimlerin dışında Azerbaycan halkının her zaman Türk halkı ile dayanışma içerisinde olduğunu vurguladı.

"ERMENİSTAN, PKK'LILARA KARABAĞ'DA EĞİTİM VERİYOR"

Ermenistan işgali altındaki Azerbaycan toprağı Karabağ'daki terör örgütü PKK varlığına dikkat çeken Hacızade, Ermenistan ordusunun işgal bölgelerindeki askerî kamplarda terör örgütü PKK militanlarına eğitim verdiğini söyledi. Hacızade ayrıca, Ermenistan-PKK ilişkisinin her alanda sürdüğünü belirterek, Ermenistan'ın teröristlere barınma, tedavi ve istihbarat sağladığını belirtti.

Hacızade konuyla ilgili, "Ermenistan, işgal ettiği Karabağ'ı PKK ile iş birliği içerisinde kullanıyor. Suriye ve Irak'tan getirilen PKK yandaşları bu bölgelere yerleştiriliyor. Görünürde hususi PKK kampları olmasa da, Ermenistan'ın PKK'lı teröristlere kendi ordu kamplarını açtığını biliyoruz. Ayrıca Ermenistan, PKK'lı militanlar için barınma, tedavi ve istihbarat ağı sağlıyor, bu kamplar Türkiye ve Azerbaycan'a karşı kullanılıyor" dedi.

"TÜRKİYE VE AZERBAYCAN, İRAN'A KARŞI DAHA DİKKATLİ OLMALI"

Son olarak Türkiye'nin İran'a karşı yapıcı tutumuna da değinen Hacızade, durumun Türkiye tarafından olumlu görüldüğünü fakat Tahran yönetiminin sanıldığı kadar masum olmadığını vurguladı. Ankara'nın geçtiğimiz aylarda İran'da yaşanan olaylara yönelik Hasan Ruhani hükûmetine destek vermesine karşın, İran rejiminin Zeytin Dalı Harekâtı'na karşı çıkmasının hayal kırıklığı oluşturduğunu belirten Hacızade, İran'ın bölgede kendi hibrit savaşını yürüttüğünü bildirdi. Hacızade ayrıca, Türk ve Azerbaycanlı siyasilere, İran'da azınlık durumunda olan Türklerin/Azerbaycanlıların hakları için daha etkili olunması yönünde çağrıda bulundu.

Hacızade'nin değerlendirmesi şöyle; "İran'daki olumsuz gelişmeler, hem Türkiye'yi hem de Azerbaycan'ı etkileyecektir. Fakat, Türkiye'deki bazı siyasilerin İran'daki durumu tam olarak anlamadığını düşünüyorum. Olaylar, İran ve ABD arasında yaşanan gerginlik ekseninde değerlendiriliyor. İran için, komşularının yanı sıra sınırlarından uzakta olan Suriye, Lübnan ve Yemen gibi ülkelerin içişlerine karışmak yönetim politikasının genel istikameti haline geldi. Tahran rejimi, tüm Orta Doğu'da kendi hibrit savaşını sürdürmek için muazzam paralar harcıyor. İran halkı ise farklı ülkelerdeki savaşların ve ülkelerine yönelik ekonomik yaptırımların etkisi altında hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Yanı sıra ülkede hiçbir millî hakları bulunmayan başta Azerbaycan Türkleri olmak üzere farklı azınlıklar mevcut. Bu nedenle İran, her an patlamaya hazır barut gibi. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda siyasilerin İran konusunda fikir bildirirken daha dikkatli olması gerekir. Bölgede yaşayan on milyonlarca Azerbaycan Türkü, hayal kırıklığı yaşıyor. Bu nedenle hem Türkiye, hem de Azerbaycan, İran konusunda son derece hassas olmalı."

Okan Ukav - Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Nartugan film festivali ödülleri sahiplerini buldu İstanbul Uluslararası Nartugan Film Festivali Aralık ayında 5’inci kez Türk sinemaseverlerle buluştu. Dünyadaki tüm Türk Devletlerinden gelen filmleri, Türkiye’de üretilenleri ve dünya sinemasının seçkin örneklerini jüri karşısına sunarak 4 kategoride ilk 3’e giren film ve belgesellere ödüller verildi. İstanbul Uluslararası Nartugan Film Festivali ödülleri sahiplerini buldu. Festivalin bu seneki küratörü ünlü Türk yönetmen Serdar Akar, direktörü ise Gültekin Bayır oldu. Festival jüriliğini yönetmen ve senarist Ümit Ünal, oyuncu Ertan Saban, yönetmen Aydın Bulut, senarist Ali Can Yaras ve görüntü yönetmeni Gökhan Atılmış yaptı. Belgesel Jürisinde ise üç belgesel yönetmeni Vedat Atasoy, Burcu Camcıoğlu ve Sevinç Yeşiltaş yer aldı. Nartugan film Festivali son dört yıldır olduğu gibi bu yılda 5 gün boyunca film gösterimleri, sinema söyleşileri ve atölyeler yaparak önemli bir kültürel etkinliğine imza attı. İlteriş Vakfı ile işbirliği yapan festival 20 Aralık 2024 akşamı Altunizade Kültür Merkezinde Usta Oyuncu ve Yönetmen Bahtiyar Engin’in hazırlayıp sunduğu ödül töreni ve kapanış gecesiyle tamamlandı. Festivalde ödüller kısa film, kısa belgesel, uzun film ve uzun belgesel olmak üzere 4 ayrı kategoride sahiplerini buldu. “Uluslararası bin 50 film yarışmaya katıldı” Festivalin uzun yıllar devam edeceğini belirten Kaptan Mustafa Can, “İlteriş Vakfı’nın ana sponsorluğunda yapılan bu film festivalinin nihayet 5’incisine geldik. Festivale uluslararası bin 50 film katıldı. Bu filmler arasından dereceye girenler oldu. Jüri üyelerinin seçtiği bu filmlere burada ödülleri verildi. Çok başarılı filmler oldu. Bizim amacımız amatör ve yarı profesyonel yönetmenlere oyunculara destek vermek. Bu festivalde başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Köy enstitüleri belgeseli beni çok etkiledi. Bu belgesel yaklaşık 13 yılda çekilmiş. Katılım çok fazlaydı, buda bizi mutlu etti. Bu festivalin uzun yıllar devam edeceğine inanıyorum. Büyüyerek ve güçlenerek devam eden bir festival haline geldi. 6’ncı festivalimize yaklaşık 5 bin film katılacak. Umarım bu böyle her sene artarak devam eder” dedi “4 kategoride ilk 3’e giren film ve belgesellere ödülleri dağıtıldı” 4 kategoride ilk 3’e girenlere ödüller verildiğini belirten Serbest film yönetmeni Gültekin Bayır, “Bu festivalin 5 yıldır direktörlüğünü yapıyorum. Festivalimiz uluslararası bir festival. Bu sene jürimizde çok değerli kişiler vardı. Küratörümüz Serdar Akar, Oyuncu Ertan Saban, Senarist Ali Can Yaras, Yönetmen Aydın Bulut ve Görüntü Yönetmeni Gökhan Atılmış jüri koltuğundaydı. Burada verilen ödüller ve seçilen filmler bizim için çok değerli. Umarım her sene yenileri eklenerek gelir ve bu festivalimizi uzun yıllar devam ettiririz. Festivalimizde binden fazla film yer aldı. Biz bunu ön eleme ile 500’e sonrada ön jüri elemesiyle 60’a indirdik. Bu gece kısa film, kısa belgesel, uzun film ve uzun belgesel kategorisinde ilk 3’e giren filmlere ödüllerini verdik” ifadelerini kullandı. “Artık yönümüzü doğuya çevirdik” Gözlerini doğuya çevirdiğini ve buradaki filmleri dikkate aldığını belirten Oyuncu Erkan Can, “Bu festivale ilk defa katıldım. Bundan sonra festival için devrede bende olacağım. Biz hep batıya yönümüzü döndük, oraların filmlerini çok izledik. Hiç kuzey doğuya bakmadık. Biraz o taraflara da bakmak gerektiğini fark ettim. Bu sene festivalin 5’incisi düzenlendi. Sinemacılar sanatçılar bu yöne bakıyorlar. Bende artık onlar gibi yönümü çevirdim. Çok güzel filmler var. Umarım bu şekilde yıllarca festivalimiz devam eder ve örnek olur” şeklinde konuştu. “Önemli bir festival olduğunu düşünüyorum” Bu festivalin önemli olduğuna vurgu yapan sinema oyuncusu Bahtiyar Engin, “Önemli bir festival olduğuna inanıyorum, Türkçe dili, Türkçe sinema, sadece Mîsâk-ı Millî sınırları içerisinde değil dünyanın başka yerlerinde de yapılan Türkçe sinemalarının bir yaka iliklemek ve saygı duruşunda bulunmak istedik. 5 yıldır da bu festivali yapıyorlar. 5’inci yılında Serdar akar ve bende dahil olduk. Elimizden geldiğince bu festivali sürdürmeye çalışacağız. Umarım sinemamıza bir katkı sağlamış oluruz” dedi.