11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NTV'de katıldığı programda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Gül, “Onlar (Beşir Atalay ve Ali Babacan) AK Parti'nin başarısında en büyük paya sahip olan insanlar. Bu arkadaşların çalışmaları olmasaydı bu başarı ortaya çıkar mıydı bilmiyorum. AK Parti'nin başarısı ekonomideki başarısıdır. Son 10 yılda yüzde 5,5-6 büyüme tesadüfi değildir. En büyük mesele ekonomik büyümedir. Yüzde 2 büyüme Amerika'da da var. Tüm semtlerimiz gelişecek. Muhakkak yüzde 6 büyümemiz lazım. Bu mümkündür. Yeter ki Türkiye'yi bu kavga ortamından çıkaralım ve yatırım yapılabilir bir ülke haline getirelim. Türk halkının tasarrufu yüzde 6 büyümeyi gerçekleştirmiyor. Almanın, İngilizin, Fransızın, Arapların yatırım yapması gerekiyor. Hukukun güven vermesi gerekiyor. Hukuk ekonomi için de çok önemlidir. Bunların durmaması, devam etmesi lazım. Arkadaşlarım bunun farkındalardır fakat bunu tekrar söylüyorum. Yoksa birkaç sene daha yüzde 2-3 büyüme ile G-20'nin dışına düşeriz. En önemli mesele bu. Her yıl 1 milyon kişiye iş bulmanız lazım. Yüzde 2-3 büyüme ile bulamazsınız. Geçmişteki gibi yüzde 9-10 büyümemiz lazım. Sadece seçimler ve milli irade ile gelmek ekonomik kalkınmayı getirmez” dedi.
“O KİTAPTA YALAN, HAKARET VEYAHUT DA BİR SAYGISIZLIK DA YOK”
Danışmanı Ahmet Sever’in tartışmalara yol açan kitabına ilişkin sorular üzerine Abdullah Gül, “Tüm cumhurbaşkanlarının basın müşavirleri sonunda kendi anılarını yazmışlardır. Süleyman Bey'in de, Turgut Bey'in de. Bunu normal görmek gerekir. Ben şüphesiz kendi şeylerimi kendim yazarım. Benim çok arzulamadığımı ama 'yapma' diye bir yasak koymamı da benden kimse beklemez. Burada önemli olan şey o kitapta yalan, hakaret veyahut da bir saygısızlık da yok. Yanlış bir şey belki olabilir. Benim yanımda çalışan bir kişi benimle ilgili olan şeyleri yazmış. Tabi ki 'Tayyip Bey'i neden anlatmamış 'diye sorular sorulabilir. Onun da cevap vereceği şey 'Ben Cumhurbaşkanı'nın Basın Danışmanıyım' olacaktır. Ben teşvik etmedim, istemedim. Tabi ki yanlış olmaması, polemik konusu çıkartmaması konusunda uyardım. Okuduğunuzda çok kıymetli şeyler de var. Irak Savaşı en büyük mesele. Kimsenin bilmediği şeyleri yazmış. Orada aslında AK Parti'nin bütün başarıları da var aslında. Tayyip Bey'in danışmanı da bir kitap yazarsa bizleri yazmayabilir. Bunlara çok takılmamak lazım. Ne ben takılırım ne de Tayyip Bey.”
“BİZ KENDİMİZE HİÇ 'İSLAMCI' DEMEDİK AMA DIŞARIDA HER ZAMAN BÖYLE DERLER”
“AK Parti'nin en büyük başarısı nedir?” şeklindeki soru üzerine Gül, “Biz kendimize hiç 'İslâmcı' demedik. Ama dışarıda her zaman böyle derler. Siyasetin her zaman inişi çıkışı olur. Biz kendimizi o zamanlar 'muhafazakar demokrat' olarak değerlendirdik. Birçok tabular gitti. Özgürlükler gelişti. Avrupa Birliği'ne tam üyelik müzakerelerine başlattık. Çok Anayasa değişikli gerçekleştirdik. Dışarıdan baktığınızda, İngiliz, Amerikan gazetelerini okuduğunuzda 'dindarlar, İslamcılar' derler. Böyle bir hareket Türkiye'yi başarılı kıldı. Eşlerimizle Beyaz Saray'a gittik. Neyi düşünüyorsak onu söyledik. Beyaz Saray'da benim yemeğimi, Tayyip Bey'in yemeğini özel hazırlıyorlardı. Avrupa ülkeleri bizi davet ediyorlardır. Senede 2 ülkeyi davet ederlerdi, biri Türkiye olsun diye rekabet ederlerdi. Büyük bir başarı doğrusu. Hamasi laflarla özgüven olmaz. Doğru politikalar sonrasında özgüven olur. Araplar neden bize hayran kaldılar? Biz neden yapamıyoruz dendi. Arap Baharı'nda AK Parti'nin itici bir etkisi vardır” dedi.
“CANI KALMAMIŞ BİR ANAYASA MEVCUT ŞUANDA”
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı siyasi irade açısından Türkiye tarihinin neresine yerleştirirsiniz?” sorusuna “Tayyip Bey şuan Cumhurbaşkanı. Bu şık olmaz” yanıtını veren Gül, “Türkiye'nin yönetim modelinde bir sorun düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine de şunları söyledi:
“Bir Anayasa hazırlattık. O zaman dedik ki 'Bize gerçekten demokratik ve evrensel anlamda çalışabilir bir anayasa'. Çok titiz çalıştılar ve bir taslak verdiler. Ben onun doğru olduğu kanaatindeyim. Arzu ederdim ki onu getirip masaya koyalım. Devlet idaresinde belirsizlikler, kuralsızlıklar olmaz. Sıkıntılar olabilir. Bunları gidermek lazım. Canı kalmamış bir Anayasa mevcut şuanda. Cumhurbaşkanıyken de bu yetkiler azaltılsın diye söyledim. Başkanlık sistemi tartışmaları oluyor. Fikrimi söyledim. Türkiye böyle bir tercih yapacaksa, bu o kadar önemli ki. Mevcut Anayasa'nın maddesini yıllar geçmesine rağmen değiştiremiyoruz. Sistem değişikliği konusunda çok açık bir şekilde yazılır, kuvvetler ayrılırsa. Ve bunlar kavgalı bir dönemde olmaz. Her şeyin uyum içerisinde olduğu dönemde olursa büyük bir destek de bulur. Ama her şeyin ikna edici bir şekilde ortaya konması gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 'Rejim fiilen değişmiştir’ şeklindeki sözleri sorulan Gül, “Bu konularla ilgili görüşlerimi az önce söyledim. Sayın Cumhurbaşkanı'nın sözlerini değerlendirip konuşmak polemik konusu olur” dedi.
“KÜRT VATANDAŞLARIMIZI ZAN ALTINDA BIRAKMAMAK GEREKİR”
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, teröre karşı düzenlenen mitingler için ise, “Bu kadar şehit verilirken ve bu şehitler maalesef hain ve kahpece oluyor. Bunun öfkesi ve bunun heyecanını anlamak gerekir. Bu hepimizin bir tepkisi. Devlet teröre karşı sağlam duracaktır, taviz verilmeyecektir. Toplumca bir araya gelinmesi takdir edilmesi gereken bir şey. Burada dikkat edilmesi gereken şey halkı kaybetmemek. Şöyle açayım. Doğu ve Güneydoğu'daki illerimiz ortada Türk vatandaşı olup Kürt aidiyeti olan vatandaşları incitecek hiçbir şey yapmamak gerekir. Onur çok önemli bir şey. Kürt vatandaşlarımızı zan altında bırakmamak gerekir. Türkiye'nin geleceğinde esas dikkat etmemiz gereken şeyi burada görürüm. Halkı daima düşünmeliyiz ve bağlılığını zedeletmememiz gerekir. Daha kucaklayıcı söylemler ve onur koruyucu söylemler çok önemli. Kardeşliğin esası buralardan geçiyor. Bunları göstermemiz gerekiyor” diye konuştu.
“BÜLENT BEY İÇİ DIŞI BİR OLAN BİRİSİDİR”
Bülent Arınç’ın koalisyona ilişkin açıklamalarının sorulması üzerine Abdullah Gül, “Bülent Bey bizim hareketimizin en önde gelen arkadaşlarımızdandır. İçi dışı bir olan birisidir. Hesapları, farklı düşünceleri yoktur. Oyunu olmayan, düşündüğünü söyleyen samimi bir arkadaşımızdır. Her zaman kendisini takdir ederim” dedi.
“BEN OLAYLARI DARBE GİRİŞİMİ OLARAK GÖRMEDİM”
Gezi olaylarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan 11. Cumhurbaşkanı Gül, “Hepimizin, herkesin bir psikolojisi var. Partilerin de psikolojisi var. Bu bir tuzak. Hükümet de parti de bunları aşacak bir güçte. O dönemde açıkça tavrımı söylemiştim. 'Londra'daki, Paris'teki olaylara benziyor' demiştim. Arap sokaklarındaki gibi sokaklara çıkmıyorlar demiştim. İlk günlerde kapatılabilirdi. İllegal örgütler ortaya çıktı sonradan. Çok açık söyledim fikirlerimi. Ben olayları darbe girişimi olarak görmedim. 'Ağaçları kestirmeyelim' diyen insanlar güzel yönlendirilseydi böyle olmazdı. Ama sonra ağaçlar için yola çıkan insanlara yasa dışı örgütler karıştı” dedi.
1 Kasım seçimlerine ilişkin öngörüleri ve ve 3. bir seçimin olup olmayacağı sorulan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Siyasi istikrar önemli. Önemli olan memleketin istikrarı. Tekrar 3. seçim olmaz sanırım. Yeterince vakit kaybediliyor, onlara hiç gerek kalmaz” dedi.