GENEL - 30 Mayıs 2010 Pazar 12:13

'Gözcü' Mehmetçik'in gözü olacak

A
A
A
'Gözcü' Mehmetçik'in gözü olacak

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), İzmir-Doğanbey'de yapılan Efes 2010 Tatbikatı'nda Türkiye'nin ilk mini insansız hava aracı "Bayraktar"ı görücüye çıkardı. Bu başarının ardında ise Makine Yüksek Mühendisi Özdemir Bayraktar ve üç oğlu Haluk, Selçuk ve Ahmet'in aralıksız çalışmaları var.

İBRAHİM EVRİM AYRAL/İSTANBUL

Küçük bir atölyede başlayıp, dünyanın en büyük teknoloji gruplarına kafa tutan çalışma, sınırda gerçekleşen operasyonlarda test edildi. Tüm testlerde başarılı olan, proje adıyla "Bayraktar", resmi adıyla "Gözcü" sınavı geçti. Önümüzdeki günlerde doğu bölgesinde bulunan her karokolu mehmetçikle birlikte o gözleyecek ve kalleş teröristlerin korkulu rüyası olacak. Gelişen teknoloji ile birlikte modern savaşlarda, pilotsuz uçak ve helikopterler yani İnsansız Hava Araçları (İHA) ön plana çıkıyor.

Bu araçlar düşmana sessizce yaklaşıp, özel kamera sistemiyle istihbarat bilgilerini kilometrelerce uzaktaki komuta merkezine aktarıyor, operasyona yön veriyor, diskleri azaltıyor. Düşmanın evini, tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

400 KARAKOLA "GÖZCÜ" DESTEĞİ


Ankara'da TAI Tesisleri'ndeki testlerde dört katılımcı arasından sadece Bayraktar başarıyla uçtu. Aralık 2006'da imzalanan sözleşmeyle ilk etapta 76 sipariş alındı. Uçaklar imal edilmeye başladıktan sonra Genelkurmay Başkanlığı projeyle yakından ilgilendi.

Tüm test ve geliştirme aşamaları Güneydoğu'da gerçek operasyonlar sırasında yapıldı. Yeni anlaşmayla 400'den fazla mini pilotsuz uçak sipariş alan Kale-Baykar'ın uçağı, Güneydoğu'da tüm karakollara konulacak. Yeni uçak ise taktik insansız hava aracı Bayraktar-Çaldıran. Projede, tamamen kompozit gövdeye sahip uçak, hangardan çıkarıldıktan sonra otopilotlu havalanabiliyor. Uçak 450 kilogram ağırlığında ve havada 12 saat kalabiliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Ahıska Türkleri’nin Sürgün Edilişinin 80. Yılı Anma Programı’ düzenlendi Bitlis’in Ahlat ilçesinde, Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 80.yıl dönümü dolayısıyla bir anma programı düzenlendi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü konferans salonunda gerçekleşen anma programı Saygı Duruş’unda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra Kur’an’ı Kerim tilavetinin okunması ve sürgün belgeselinin izlenmesiyle program sürdü. Programda konuşan Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, “Öncelikli bu üzücü, acı olayın yıl dönümünde burada dualarla anmak için sizlerle bir araya geldik. Mevlam Ahıska Türklerini sürgünde vefat eden bütün soydaşlarına rahmet eylesin. Ve onların torunları olan siz güzel kardeşlerimiz de ülkenize, yurdunuza hoş geldiniz. Şeref verdiniz. Sene 1944, Kasım ayının 14’ü büyük bir zulmün işaret fişeği, evlerinden alınan kardeşlerimiz, soğuk havada tren vagonlarında uzun bir yolculukla Orta Asya’ya sürgün edildiler. Erkekleri savaşta bulunuyorlar, kendileri ise sürgün edildiler ve bu sürgünde zor şartlarda binlerce kardeşimiz hayatını kaybetti. Tekrar rahmetle arıyoruz. Bayrak, ezan, vatan nedir? diye sorduğumuzda, bunların kıymetini en iyi bilecek olan işte bu salondaki Ahıska Türkü kardeşlerimizdir. Yıllar, yüzyıllar ne kadar değişse de emperyalizm çeşitli oyunlarıyla bizleri ayrı düşürmüştür. Bizler bir olmak, birlik olmak zorundayız ki bütün gönül coğrafyamızdaki mazlum kardeşlerimize el uzatabilelim. Türkiye bütün mazlumların ana yurdudur. Türkiye medeniyetlerin en kavi noktasında bulunan bir memlekettir. Türkiye dünyanın en zor coğrafyaları, Orta Doğu, Kafkasya, Balkanların bulunduğu bir coğrafyadır. Tam bunların ortasında yer almaktadır. O sebeple bizden her daim güçlü olmak zorundayız. Bizler güçlü olacağız ki inşallah hem 86 milyon vatandaşımız ve hem de bütün gönüllü coğrafyamız tüm kardeşlerimiz bizden destek görecekler. Biz buna yürekten inanıyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti savaşlarda olan yorgunluğunu ve bitkinliğini üzerinden atmış ve ayağa kalkmıştır. Bundan sonra ikinci yüzyılımızda inşallah şaha kalkacak ve koşarak ilerleyeceğiz. Medeniyetimiz dünyadaki barışın, huzurun ve kardeşliğin güvencesidir. Bizler hiçbir zaman mazluma zulmetmedik ve etmeyeceğiz. Ama soydaşlarımızın, dindaşlarımızın zulüm görmemesi için de güçlü olmak zorundayız. İnşallah bu gücü de birbirimizi daha çok severek, elbette daha fazla çalışarak takip edeceğiz ve bu Yüzyılı Türkiye Yüzyılı ve Türk asrını hep birlikte yapacağız. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her tarafta Türk milleti bulunduğu coğrafya da her zaman huzurun ve güvenin temsilcisi olmuştur. Yine aynı şekilde Ahıskalı Türk kardeşlerimizde hem temizlikleriyle hem dürüstlükleriyle hem çalışkanlıklarıyla bulundukları şehre güç, güzellik ve direnç katan bir yapıya sahiptir. Allah onları var etsin diyorum. Biz de Bitlis Valiliği olarak kaymakamlığımızla, belediyelerimizle, Göç Müdürlüğümüz ve bütün müdürlüklerimizle beraber Ahıska Türkü kardeşlerimizin Ahlat’ta, şehrimizde en iyi şartlarda yaşaması için elimizden gelen gayreti sarf edeceğiz. Her daim sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bunu daha da güçlendireceğiz. İnanıyoruz ki Ahlat’ımız, Bitlis’imiz sizlerle çok daha güzel olacak. Sürgünde hayatını kaybeden ecdadımızı rahmetle anıyorum. Sizlere de öz yurdunuza tekrar hoş geldiniz diyorum” dedi. Daha sonra konuşan Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Ahlat Temsilcisi Murat Resuloğlu, sürgünde çok acı çektiklerini ve bugün burada olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, Türkiye’ye gelmelerinde başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti. Konuşmalar sonrasında sürgün tanığı 89 yaşındaki Numan Binalioğlu tarafından acı dolu yılları anlatılırken, Ahıskalı öğrenciler tarafından da çeşitli şiirler seslendirildi. Anma programı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından seslendirilen ‘Ahıska’ adlı şiirin video gösterisinin izlenmesiyle sürdü. Programda Vali Karakaya ve Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl tarafından Ahıska Sürgünü tanıklarına hediye verilmesi ve toplu hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.
Ankara 40 yıl önce mezun olan öğrencilerden ilkokul öğretmenlerine anlamlı sürpriz Ankara’daki 1985-1989 yılı İnönü İlköğretim Okulu mezunları, öğretmenleri Canan Baydar’ın Öğretmenler Günü’nü düzenledikleri programla kutladı. Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde 1985-1989 yıllarında İnönü İlköğretim Okulu’nda okuyan mezunlar, sosyal medya ve çeşitli iletişim kanallarından birbirlerine ulaştı. Öğretmenleri Canan Baydar için Gölbaşı’nda kahvaltılı bir program organize eden mezunların bu anlamlı sürprizi 72 yaşındaki emekli öğretmen Canan Baydar’a duygu dolu anlar yaşattı. 40 yıl sonra öğrencilerini karşısında gören Baydar gözyaşlarını tutamadı. Eski günlerin yad edildiği programda öğrenciler öğretmenleri ile bol bol fotoğraf çektirerek bu anlamlı günü ölümsüzleştirdi. Mezun öğrenciler, Canan Baydar’a ilkokuldan mezun olurken çektirdikleri toplu fotoğrafı hediye etti. Baydar tek tek öğrencilerine teşekkür ederek, “Öğretmen olmanın en güzel yanı da bu. Hatırlanmak, unutulmamak ve seviliyor olmak güzel. Vefa çok başka bir şey. Öğrencilerimle gurur duyuyorum. Beni çok mutlu ettiler, duygulandırdılar ve iyi ki varlar. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. Yıllar sonra öğretmenleri ve sınıf arkadaşları ile bir araya gelen mezun öğrenciler, “Hepimizin böyle bir programa ihtiyacı vardı. 80’li ve 90’lı yıllarda çocuk olmak bambaşkaydı. Biz hep saygı ve sevgi ile büyütüldük. Bugün de bizlerin üzerinde emeği olan öğretmenimize bir sürpriz yapmak istedik. Çok güzel bir gün oldu. Hem öğretmenimizi hem sınıf arkadaşlarımızı görmek muhteşemdi. İnşallah en kısa zamanda tekrar bir araya geleceğiz” dediler. Program göl kenarında toplu fotoğraf çekiminin ardından son buldu.