Ağrılar yaşamaya başlayan bu durumdan giderek daha fazla rahatsız olanlar için Hisar Intercontinental Hospital İç Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr. Fatma Kural Aydın, bazı ağrıların geçiştirilemeyeceğini belirterek özellikle gözardı edilemeyecek 7 ağrı olduğunu açıkladı.
Kural şunları söyledi; "Bazı ağrılar geçiştirilemez, gözardı edilemez özellikle 7 ağrı bunların en önemlileridir. Bu ağrıları şöyle sıralayabiliriz;
GEÇMEYEN VE TEKRARLAYAN BAŞ AĞRISI
Nedeni belli olmayan ve ne yaparsanız yapın geçmeyen özellikle daha önce olmadığı kadar şiddetli olan, ağrı kesiciye cevap vermeyen, bulantı, kusma ve görme probleminin de eşlik ettiği bir baş ağrınız söz konusuysa mutlaka bir uzmana başvurun. Çünkü geçmeyen baş ağrıları bazen beyin içinde kitle, serebrovasküler hastalık ya da anevrizmanın habercisi olabilir. Solunum problemlerinin de gün içinde baş ağrısı yapabileceği bilinmelidir. Özellikle horlayan ve uyku apne sendromu olan kişilerde (uyku sırasında nefes durması atakları) gün içinde devam eden baş ağrısı olur. Bu duruma neden olabilecek solunum yolu hastalıklarının değerlendirilmesi için bir uzmana başvurulmalıdır. Gözlük kullanan kişilerde görme problemi ilerlemişse bu da ağrı kesiciye cevap vermeyen baş ağrısına neden olabilir. Glokom olarak bilinen göz tansiyonu da özellikle gözde kızarıklık ve bulanık görmenin eşlik ettiği baş ağrılarında akla gelmeli, bu problemlerin değerlendirilmesi için bir uzmana danışılmalıdır.
GÖĞÜS, BOĞAZ ÇENE, OMUZ, KOL VE KARIN BÖLGESİNDEKİ ŞİDDETLİ AĞRILAR
Göğüs, boğaz, çene, omuz, kol ya da karın bölgesinde görülen şiddetli ağrılar: Geçmeyen göğüs ağrısı zatürre pnömotoraks denilen akciğer sönmesi, akciğer zarında sıvı toplanması ya da kalp krizinin habercisi olabilir. Kalp rahatsızlıklarının genellikle ağrıyla ortaya çıktığını unutmayın. Kalp problemi yaşayan hastalar şikayetlerini genellikle ‘kalbimi sanki bir el sıkıyor, göğsüme bir fil oturmuş gibi hissediyorum’ şeklinde ifade ederler. Kalp rahatsızlıklarında göğüs ağrısına ayrıca üst göğüs, boğaz, çene, sol omuz, kol ya da karın içinde görülen ağrı ve bulantı eşlik edebilir. Ayrıca kalp hastalığı, şişkinlik, sıkıntı veya karında rahatsızlık gibi semptomları da taklit edebilir. Diyabeti olan kişilerde kalp krizleri hiç göğüs ağrısı olmadan sadece bulantı şeklinde de bulgu verebilir.
ALT SIRT VEYA KÜREK KEMİKLERİ ARASINDAKİ AĞRILAR
Bu tür ağrıların en sık nedeni artrittir. Özellikle sabah tutukluğunun eşlik ettiği ve hareketle geçen ağrılarda romatizmal durumlardan şüphelenmek gerekir. Safra kesesi problemlerinde omuza vuran ağrı olabilir.
ŞİDDETLİ KARIN AĞRILARI
Safra kesesi ve pankreas sorunları, mide ülseri ve bağırsak tıkanıklıkları kendisini şiddetli karın ağrısıyla ortaya koyabilir. Çocukluktan bu yana devam eden ve nedeni bulunamayan ağrılarda Ailevi Akdeniz Ateşi denilen bir tür romatizmal hastalık ağrının sebebi olabilir.
BALDIR AĞRISI
Az bilinen tehlikelerden biri derin ven trombozu (DVT)’dur. İki bacak arasındaki çap farkının eşlik ettiği bacak ağrısı bacağın derin damarlarında meydana gelmiş bir kan pıhtısının habercisi olabilir. DVT, ameliyat ya da obezite nedeniyle uzun süreli yatak istirahatı ya da uzun mesafeli seyahatten kaynaklanan hareketsizlik, gebelik, pıhtılaşma eğimi olan ve bunu bilmeyen kişilerde doğum kontrol haplarının kullanımı sonrası, sigara kullanımı nedeniyle bazen de kanser durumlarında görülebilir.
YANAN BACAKLAR VE AYAKLAR
Ülkemiz nüfusunun yaklaşık dörtte birinin diyabet hastası olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak en sık görülen şikayetlerden biri de özellikle ayak ve bacaklarda görülen yanma hissidir. Ayak ve bacaklarda görülen yanma periferik nöropatinin ilk işaretlerinden biri olabilir. Bu durum diyabet dışında vitamin eksiklikleri, alkol kullanımı gibi nedenlere bağlı olabilir.
KOMBİNE VE TIBBEN AÇIKLANAMAYAN AĞRILAR
Yapılan muayene ve testlerle hiçbir nedene bağlanamayan ağrılarda kendisini fiziksel belirtilerle gösteren depresyon da dikkate alınması gereken hastalıkların başında gelir. Bazen hastalarda hiçbir neden olmadan şiddetli baş ağrısı, karın ağrısı ya da uzuv ağrıları görülebilir. Bu durumda mutlaka bir uzman psikiyatristten destek almak gerekir."