EKONOMİ - 18 Mayıs 2017 Perşembe 10:06

Gökçeada Rum Okulu Turkcell ile hayat buldu

A
A
A
Gökçeada Rum Okulu Turkcell ile hayat buldu

Turkcell eğitim ve teknolojiyi buluşturan sosyal sorumluluk faaliyetlerine kapsamında, yarım asır sonra 2015 yılında yeniden açılan tarihi Gökçeada Rum Ortaokulu ve Lisesi'ne çocukların yararlanabileceği bir teknoloji sınıfı oluşturdu. Ayrıca, öğrencilerin eğitim süreçlerinde yararlanabilecekleri açık spor alanı, amfitiyatro ve botanik bahçesinin bulunduğu spor ve sosyal tesisi inşa etti.

Turkcell eğitim ve teknolojiyi buluşturan sosyal sorumluluk faaliyetlerine kapsamında, yarım asır sonra 2015 yılında yeniden açılan tarihi Gökçeada Rum Ortaokulu ve Lisesi'ne çocukların yararlanabileceği bir teknoloji sınıfı oluşturdu. Teknoloji sınıfında öğrenciler 3 boyutlu yazıcı, Arduino elektronik öğrenme kitleri ve yazılım ekipmanlarıyla teknoloji konusunda eğitim alabilecek, kendilerine hediye edilen kodlama kitleri ile kendi yazılımlarını oluşturarak geleceğin yerli yazılımlarını ortaya çıkartabilecekler. Bunların yanı sıra inşa edilen spor ve sosyal tesis ile öğrenciler eğitim süreçlerinde açık spor alanı, amfitiyatro ve botanik bahçesinden de yararlanabilecek.

"Mübadeleyle Türkiye’ye dönmüş bir ailenin mensubuyum"

Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, konu ile ilgili İHA'ya yaptığı açıklamada, "Bugün Gökçeada’dayız. Beni çok duygulandıran bir olaya tanıklık ediyoruz. Gökçeada evine geri dönen çocuklarını yepyeni bir okulda ağırlıyor. Gökçeada’da çocukların yeni okulunda olması bana çocukluk günlerimi anımsattı. Çünkü ben mübadeleyle Türkiye’ye dönmüş bir ailenin mensubuyum. Büyükada’da çocukluğumu yaşarken hep sokaklarda Rum, Ermeni, Yahudi, Süryani komşularımızın seslerini duyardım. Burada da o sesleri duyuyorum. Ümit ediyorum ki bu sesler Türkiye’nin zenginliği olarak ileride de her yerde duyulur. Gerçekten Turkcell olarak Gökçeada’daki bu okulumuza teknoloji odasını, spor sahalarını, botanik bahçesini, amfi tiyatrosunu yaparken bu çocuklar eşit imkanlara sahip olsun ve Türkiyeli olarak, Türkiye’den gurur duyarak ileride mutlu ve huzurlu hayatlarını devam ettirsinler istiyoruz" dedi.

Laki Vingas: "Doğru eğitim çocuklarımız verebileceğimiz en büyük hediyedir"

İmroz Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Laki Vingas ise İHA'ya şunları söyledi: "Bu kurumları yöneten kurum olarak çok çok mutluyuz. Çünkü 2013’ten beri çok güzel günler yaşamaktayız. Doğru eğitim çocuklarımız verebileceğimiz en büyük hediyedir, mirastır. Bizde bunu vermeye çalışacağız. Yalnız çocuklara iyi bir bina değil doğru bir eğitimi ve çok kültürlü insan olmaları konusunda mutlu olmaları açısından hem de bütün kültürleri öğrenmeleri açısından, Türkçeyi de çok iyi öğrenmeleri için bir gayret içindeyiz. Bu çabalarımız hem yerel halk hem yerel makamlar, Gökçeada halkı özellikle artı siyasi iktidarımız konuşmamda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan şahsında bütün başbakanı, bakanları bu konuda emek vermiş insanlara teşekkür ettim. Sanıyorum böyle bir günü hep birlikte kutluyor olmaktan Turkcell’in katkılarını birlikte paylaşıyor olmaktan bu hazzı bize verdikleri için çok teşekkür ederiz. Hem genel müdür nezdinde hem de bütün kurum nezdinde büyük emekler var, büyük çabalar var. Geleceği oluşturmak için bütün bu değerler gerekiyor ve geleceği ortak değerler üzerinde oluşturmak hepimizin insanlık adına yapacağı en büyük şereftir".

Makis Kamburopulos: “Şu an bulunduğumuz yer su birikintisi ve çamurdan ibaretti”

Gökçeada Rum Ortaokulu ve Lisesi Müdürü İoakim Makis Kamburopulos, ise İHA'ya şu açıklamayı yaptı: "2015 yılında okulumuz yeniden açıldı. 50 yıllık bir aradan sonra çok mutluyuz. Bu köye hüzün ve yalnızlık çökmüştü. Okulun açılmasıyla yalnız öğrencilerimiz gidecek bir okul bulmadılar daha adamızın diğer köylerinin halkı özellikle Rumlardan bahsediyorum tabi ümitleri yeşerdi. ‘Daha güzel günler geliyor inşallah’ diye düşünüyorlar. Bu psikolojik anlamda çok önemli ve biz yalnız eğitim meselesiyle uğraşmıyoruz. Daha çok birlikte yaşamayı savunmak, birbirimize saygıyı, sevgiyi öğrenmek gibi konularla da hem öğrencilerimize aşılıyor hem de günlük hayatımızda adada yaşayan Türk, Rum, Laz, Çerkez ayırmaksızın hep beraber kardeşçe çeşitli ve farklı kültürlerimize saygı göstererek çok güzel günler geçiriyoruz. İnşallah geçirmeye devam edeceğiz. Örnek olarak da tarihe geçeceğiz. Herkes görsün ve beraber, dostça sevgi dolu bir yaşam sürdürebilsin" şeklinde konuştu.

Okulun öğrencisi Panes Gerau, de "İki yıl önce geldim adaya. Direk bu okulda başladım. Geçen senden bu seneye çok şeyler değişti. Çünkü Turkcell bize teknoloji odası ve basketbol sahası yaptı çok güzel oldu. geçen yıldan daha eğlenceli oldu" dedi.

Bartholomeos: "Adamız yine çok kültürlü, üretken ve mutlu insanların yaşam alanı olsun"

İstanbul Rum Patriği Bartholomeos ise şunları söyledi: “Bizler yanlış uygulamalarla en önemli ve değerli yaşam kaynaklarımızdan biri olan eğitimden yarım asır mahrum bırakıldık. Eğitimsiz kalan bir toplum, kendisine de, cemaatine de ülkesine de fayda sağlayamayacağı için adadaki Rum Toplumu göç etmek zorunda kaldı. Halbuki bu adada ilk kurumsal eğitim 19. Yüzyılın ilk yarısından beri sürmekteydi. İmrozlulara sesleniyorum, bu okullara sahip çıkın, verilen çabaları destekleyin ki adamız tekrar çok kültürlü üretken, misafirperver, mutlu insanların yaşadığı, doğanın ve kültür mirasının korunduğu eğitimli insanların var olduğu bir yaşam alanı olsun. Gelin hep birlikte ortak yaşamın en iyi örneğinin sağlam temeller üzerinde geliştiği Gökçeadamız, Yunanistan ve Anadolu arasında binlerce yıl var olmanın yanı sıra barış ve huzura da destek olarak toplumlarımıza ilham versin".

Beraber yaşama kültürünü yaşatacak

Eski adı Tepeköy Rum İlkokulu, bugünkü ismiyle Gökçeada Rum Ortaokulu ve Lisesi, Çanakkale’nin Gökçeada ilçesine bağlı bir köy olan Tepeköy’de yer alıyor. 1954 yılında köylüler tarafından imece usulüyle inşa edilen okul, çocuklarını okula göndermek isteyen ailelerin birebir emekleriyle gerçekleşmiş. Bu sebeple bina gerek yapım kalitesi, gerekse detaylarıyla dikkat çeken bir özen içeriyor. Gökçeada Rum Okulu, burada eğitim gören öğrencilerin eğitim süreçlerinin iyileşmesinin çok ötesinde, Rumların evlerine tekrar dönebilmesi ve asıl evleri olan Gökçeada’da kalıcı bir hayat kurabilmeleri, coğrafi ve kültürel aidiyeti yaşatabilmeleri açısından da büyük değer taşıyor. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Dışişleri Bakanı Fidan: "(Schengen başvuruları) 2023’te bizde ret oranı 16.1, dünyada yüzde 16, bizim ile dünya arasında dramatik bir sorunumuz yok" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Schengen başvurularıyla ilgili, "2023’te bizde ret oranı 16.1, dünyada yüzde 16. Bizim ile dünya arasında dramatik bir sorunumuz yok” dedi. Dışişleri Bakanlığın 2025 yılı bütçesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sabah saatlerinde başlayan komisyon görüşmelerinde önce sunum yaptı. Sunumun ardından milletvekilleri, bütçeye ilişkin eleştirilerini ve görüşlerini dile getirdi. Milletvekillerinin konuşmalarının ardından milletvekilleri Bakan Fidan’a, bakanlığa ve bütçeye ilişkin sorularını iletti. Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) Dışişleri Bakanlığı’na geçen bürokratlar hakkındaki soru üzerine Bakan Fidan, “Bizim şu anda 39 tane genel müdürlüğümüz var. Ben MİT’ten 6 tane genel müdür arkadaş getirdim. Bunlardan birisi Personel Genel Müdürü. Bu arkadaş devlet personel kökenlidir. MİT’e de dışarıdan geldi. Örneğin Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü, hukukçu. Başbakanlık hukuk müşaviriydi. MİT’te benimle beraberdi. İstirham ettim tekrar geldi. Daha sonra Bilgi İşlem Genel Müdürü. Göreve geldiğimde eğer ihtisas sahibi bir arkadaş konunun başında olsaydı ben buna ihtiyaç duymazdım. MİT’ten bu konuyu halledecek arkadaşı aldım getirdim. Yani çalışmalarını gördüm. Onun dışında İstihbarat ve Güvenlik Genel Müdürlüğü var. MİT’te benim yerimde daha sonra Libya’ya büyükelçi olmuş, dolayısıyla hem dış politikada hem de dış işlerinde hem de MİT’i bilen bir arkadaşımızı getirdik. İstihbarat Güvenlik Genel Müdürlüğü’nün başına koyduk. Ondan sonra MİT’te benimle beraber çalışmış Eşgüdüm Genel Müdürü var. Üstün başarılar üretmiş. Burada da eşgüdüm genel konusundaki gerekli sistemi kuran çok değerli seçkin bir arkadaşımız. Diplomatik Güvenlik Birimi var. Birim yeni kuruldu. Bizim dış elçiliklerimizin fiziki, haberleşme ve evrak güvenliği konusunda ihtisas sahibine arkadaşlara ihtiyaç var. Arkadaşımızı Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan ödünç aldık. Yani bu arkadaşlar Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan ödünç aldığımız iktisat sahibi arkadaşlar” dedi. "Benim kurumsallaşmaya ne kadar önem verdiğimi beni tanıyan herkes bilir" MİT ve Dışişleri Bakanlığı’nın kardeş teşkilat gibi çalıştığını belirten Fidan, "Buradan personel değişiminin olması sorun olmamalı. Benim Milli İstihbarat Teşkilatı’ndayken de Dışişlerindeyken de dikkat ettiğim bir husus var. Özellikle kariyer ve gruplarına dışarıdan pek atama yapmayı tercih etmiyorum. Ama iktisat konularına az önce ifade ettiğim gibi atamaları yapıyorum. Bunun dışında dışarıdan atadığım Strateji Bütçe başkan arkadaşımız var. Benim kurumsallaşmaya ne kadar önem verdiğimi beni tanıyan herkes bilir. Yani kurumsal verim ve derinleşme önemli. Bunun için de alanında iktisat sahibi arkadaşlarla çalışmak her zaman için benim tercihim. Çünkü taşıdığım emaneti en iyi şekilde taşımaya gayret ediyorum” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanlığına ait vakıflara ilişkin atamalar hakkındaki eleştirilere ilişkin Fidan, “Vakıf Kanunu geçtikten sonra biz mütevelli heyeti olarak atamayı yaptık. Yönetim kurulunu da atadık. Bakanlıkta atamalarımızı biz yaptık. Dışarıdan bir mali uzman atamamız gerekiyordu. Bir eski banka genel müdürünü mali uzman olarak atadık. Faaliyetimize başladık. Şirket kurulumunu yaptık. Vize şirketleriyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Vize şirketlerinin daha önceden bakanlık ile yapmış olduğu sözleşmeler var. Bunlar hukuken bağlayıcı olan sözleşmeler. Bunlara uygun şirketlerle de oturarak ve konuşarak, belli bir yol bularak yolumuzda gitmeye çalışıyoruz. Biliyorsunuz bu vize şirketleri gerçekten ülkemize olan rağbeti ve vize işlerini de yönetmek için iyi bulunmuş bir sistem. Vize verme sistemini de kolaylaştıran bir yapı. Örneğin bakanlık personelinin hayatı yurt dışında geçiyor. Çocukları yurt dışında büyütüyor. Yurt dışında okuyan çocukları var. Geldiği zaman da bu çocukların burada okuması gerekiyor. Bunlara özel orta dereceli eğitim kurumunun olması gerekiyor. Yani inşallah becerirsek ilk amacımız bir orta dereceli bir okul kurmak. Daha sonra bir üniversite vizyonumuz var. Becerebilirsek; bütün bunlar vakfın faaliyet arasında olacak” dedi. “Bakanlıkta çalışan insanların bindiği araçlar değil bunlar. Alıp dışarıya göndermeye çalışıyoruz” Bakanlığın araç alımları hakkındaki soru üzerine Bakan Fidan, “Bazı basın yayın organlarında Dışişlerine şu kadar Mercedes lastiği alındı, bu kadar şey alındı şeklinde haberler var. Bakanlığımızda 261 tane misyon var. Buradaki temsil gereği araç kullanan misyon şeflerinin araçlarıdır. Bunların hepsinin en iyi araç olması gerekiyor. Bütçemizin el verdiği ölçülerde buralara her türlü imkanı sağlamaya çalışıyoruz. Yani alınan araçlar Dışişleri Bakanı’nda çalışan insanların bindiği araçlar değil bunlar. Alıp dışarıya göndermeye çalışıyoruz” diye konuştu. Konuşmasının devamında Türk vatandaşlarının vize talepleri ve Türkiye’ye yönelik vize talepleri ilişkin rakamlar paylaşan Fidan, “Vize konusu Avrupa devletleriyle bizim aramızdaki bir konu. Avrupa devletleri şimdi kendileri Schengen meselesine bağladılar. Schengen meselesi girdikten sonra sadece bize karşı değil, dünyadaki herkese karşı bir ortalamayla hareket ediyorlar. Tamam Türkiye’de problemlerimiz var. Bunun sebebini araştırıyoruz. Sadece bize mi özel bir davranış var? 2014’ten başlayalım. 2014’te Türkiye başvurularına yapılan ortalama ret; yüzde 4.4, bütün Schengen başvurularına yapılan ret; yüzde 5.1. 2015’te Türkiye’de yüzde 3.9, dünyada 6.2; 2016’da bizde yüzde 4.4, dünyada 6.9; 2019’da bütün dünyada 9.7, bizde 9.7; 2020’de de bizde 12.7 dünyada 13.6; 2021’de 16.9. dünyada 13.4; 2022’de bizde 15.7, bütün dünyada 17.9; 2023’te bizde ret oranı 16.1, dünyada yüzde 16. Bizim ile dünya arasında dramatik bir sorunumuz yok” ifadelerini kullandı. “Vize serbestliği ve Avrupa Gümrük Birliği’nin güncellenmesi meselesi AB ile aramızda yürüttüğümüz iki tane önemli başlık” Avrupa Birliği ülkeleri ile Vize serbestliği konusundaki son duruma ilişkin bilgi veren Fidan, “Avrupa Birliği’nin vize serbestliğinin hayata geçmesi için altı tane madde var. Bu konuları biz kurumlarımızla konuşuyoruz, koordine ediyoruz. Bundan hayata geçmesi sizler eminim ki meclise gelirse destek verirsiniz. Ama öncelikli olarak politik iklimin hayata geçmesi için bizim biraz da onlarla belli konuları müzakere etmemiz gerekiyor. Vize serbestliği ve Avrupa Gümrük Birliği’nin güncellenmesi meselesi şu anda Avrupa Birliği’yle aramızda yürüttüğümüz iki tane önemli başlık. Bizim bu konudaki resmi politikamız devam ediyor” şeklinde konuştu. "Bizim BRICS ile ilgili sakladığımız hiçbir şey yok" BRICS ülkelerinin bugün oldukça gündeme geldiğini söyleyen Fidan, "Bizim BRICS ile ilgili sakladığımız hiçbir şey yok. Benim gerek basın toplantılarında gerek televizyon programlarında olmazsa olmaz soru BRICS sorusu. Aylardır bu soru soruluyor. BRICS kurumsal bir başvuru ve kabul mekanizması olan bir yer değil. Üyeler öyle bir kurumsallaşması yok. Üyeler bir araya geliyorlar. Birilerini davet ediyorlar. Ama sizin de bir şekilde ilginizi ifade etmeniz gerekiyor. Biz ilgimizi ifade ettiğimizi söyledik. Yani kaç defa söyledim ben. Ben ilgi duyuyoruz dedim. Bu ilgiyi de karşı tarafa ilettik. BRICS son özellikle 1-2 yıldır olan jeostratejik gelişmelerden dolayı bir önceki yıldaki genişleme hamlesinden sonra baktılar ki BRICS bir artık bir genişleme sürecine gitti. İkincisi şaşırtıcı bir şey. Aldığı üyelerin kompozisyonunda öyle bir izlenim veriyor ki dünyadaki en fakir ülkede BRICS üyesi olabilir. En zengin ülkede üyesi olabilir. Herkes açıklık kulüp haline geldiği izlenimi verdi. Dolayısıyla muazzam bir fırsatı kaçırmak istemeyenler tarafından hücum başladı. Ama bizimki tabii öyle değildi. Bizimki çok böyle hesaplı kitaplı incelenmiş, bakılmış. Avrupa Birliği’nin kurumsallaşması burada yok, derinleşmesi burada yok, birliği burada yok, işleyişi de burada yok. Bunu biliyoruz. Bunun burada olması mümkün olacak mı? Zor. Ama burada bir dünya oluşuyor, bir tartışma var. Alternatif ekonomik düzenler aranıyor. Çünkü sizin kendi kurucusu olmadığınız ve egemeni olmadığınız herhangi bir kulüpte sizin isteme, mevcut şartlar sizin aleyhinize döndüğü zaman her zaman için şarta tabi tutabilirsiniz. Türkiye bunu yaşıyor. Başka ülkeler bunu yaşıyor. Başka ülkeleri kurmadıkları sistemin üyesi oldukları zaman zaman zaman yaptırımla karşılaşabiliyor. Bütün finansal altyapınızı batıya bağlamışsınız. Bütün savunma altyapınızı NATO standardına bağlamışsınız" diye konuştu. “Eurofighter satışında sipariş aşamasına gelinmedi” F-16’ların son durumuna ilişkin Fidan, "Kongrede o süreci biz tamamlattık. O bitti, yapılan görüşmelerle. Daha sonra Milli Savunma Bakanlığı’nın teknik görüşmeleri yapıldı. Milli Savunma Bakanlığı o teknik görüşmeleri de bitirdi. Ön ödemeleri de yaptı. Siparişleri verildi. Ve artık o süreç başladı, F-16 süreci. Bizim için önemli olan askeri politik alanı, o siyasi iradenin orada oluşturmasını sağlamak daha sonra bunu onların firmasıyla bizim Milli Savunma Bakanlığı’nı bir araya getirmekti, o kısmı bitti. Eurofighter konusunda da aynı sistem. İlk önce Avrupalılarla siyasal irade kısmını hallettik. Şimdi Milli Savunma Bakanlığımızla teknik alanları konuşuluyor. Ama orada sipariş aşamasına gelinmedi. Onu biliyorum. Çünkü tartışılıyor şu anda" dedi.
Ankara Dahiliye Memurlarına İlişkin Kanun Teklifi kabul edildi TBMM Genel Kurulunda Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi. TBMM Genel Kurulunda Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi ve yasalaştı. Kanuna göre, kaymakam adaylarına ilişkin düzenleme yapılarak kaymakam adaylarının dört yıllık fakültelerin uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, iktisat, işletme, maliye, finans, ekonometri, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri bölümlerinden veya bu bölümlerden herhangi birinin müfredatında yer alan derslerin en az yüzde 80’ine sahip olan diğer bölümlerden ya da hukuk fakültelerinden mezun olmaları veya üniversitelerin mühendislik fakülteleri ile tarih, sosyoloji, halkla ilişkiler ve tanıtım, psikoloji bölümlerinden veya bu bölümlerden herhangi birinin müfredatında yer alan derslerin en az yüzde 80’ine sahip olan diğer bölümlerden en az 4 yıllık lisans eğitimi yapmış ve uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, hukuk, maliye ve iktisat alanlarında tezli lisansüstü eğitimini tamamlamış olmaları gerekecek. En az 3 yıl kaymakamlık yapmış olanlardan Cumhurbaşkanınca üst kademe kamu yöneticisi kadrolarına atananlar ile ilgili mevzuatına göre Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kadrolarına, belediye başkanlığı, belediye başkan yardımcılığı, büyükşehir belediyesi teşkilatında genel sekreterlik, büyükşehir belediyesi bağlı kuruluşlarında genel müdürlük kadrolarına seçilen veya atananların bu görevlerdeki hizmet süreleri Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında geçmiş sayılacak. Birinci sınıf mülki idare amirlerinin tespiti amacıyla yapılacak inceleme ve değerlendirmeler, her yıl en fazla iki defa İçişleri Bakanlığı tarafından yapılacak. Emniyet Genel Müdürlüğü personelinden kendisine tevdi edilen görevleri cesaret, feragat, kahramanlık veya üstün başarıyla yerine getirenlere, İçişleri Bakanı tarafından "Emniyet Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası", "Emniyet Şeref Madalyası", "Emniyet Üstün Hizmet Madalyası" verilebilecek. Emniyet Teşkilatı Kanunu’nda Polis Bakım ve Yardım Sandığı’na ilişkin düzenlemeler yapılacak. Buna göre de sandık üyeleri, Emniyet Teşkilatı mensupları ile üyelikleri devam etmekte iken emekli olup katılım payını sandıkta bırakanlardan oluşacak. Sandığın gelirleri; üyelik aidatları, katılım payı, bu aidat ve katılım paylarının nemalandırılması için yapılan her türlü yatırım ve faaliyetten elde edilen gelirler ile bağış ve yardımlardan oluşacak. Üyelik aidatı, emeklilik keseneğine esas aylık tutarının veya prime esas kazanç tutarının yüzde 9’u olacak. Sandığın Emniyet Teşkilatı mensubu olan üyelerine veya ölümleri halinde mirasçılarına emeklilik yardımı, maluliyet yardımı ve ölüm yardımı; emekli olan üyelerine ise katılım payı, kar payı ve ölüm yardımı yapılacak. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun hükümlerine göre armağan edilen silahlar için kişilere bulundurma veya taşıma izni veren kayıt ve belgelerde süre kaydı aranmayacak. Gaziler ile ana, baba, eş ve çocuklarına intikal eden veya intikal eden yoksa bu kişilerin edinecekleri ruhsatlar için de süre kaydı aranmayacak. Armağan edilen silahlar için kişilere bulundurma veya taşıma izni veren kayıt ve belgeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulacak. Ateşli silahların namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları da ülkeye sokanlara, ülkeye sokulmasına aracılık edenlere, kanun hükümleri dışında yapanlara, bir yerden bir yere taşıyanlara, satanlara 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Ruhsatsız silah taşıyan, satın alan ve bulunduranlara verilen hapis cezasının 1 yıl olan alt sınırı 2 yıla, 3 yıl olan üst sınırı da 4 yıla çıkarılacak. Böylece, ruhsatsız silah taşıyan, satın alan ve bulunduranlar 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Ateşli silahın, mermilerin veya namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde 5 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezasına hükmedilecek. Kimlik Bildirme Kanunu’ndaki değişikliğe göre, araç, gemi/deniz aracı kiralama faaliyeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere ait işletmenin sorumlu işletmecileri ve yöneticileri, kiralanan araç bilgileri ile aracı, gemi/deniz aracını kiralayanların kimlik bilgileri ve kira sözleşmesi ile buna ilişkin tüm bilgi, belge ve kayıtları usulüne uygun şekilde bilgisayarda tutmak, genel kolluk kuvvetlerinin her an incelemelerine hazır bulundurmak, bilgisayar terminallerini genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar terminallerine bağlamak ve kiralayan şahıs ile kiralanan araç bilgilerini araç teslimi esnasında genel kolluk kuvvetlerine sistem üzerinden anlık olarak bildirmek ve kiralanan araçlarda GPS cihazı (küresel uydu navigasyon sistemi) bulundurarak araçlara ait konum bilgisine ilişkin kayıtları 3 yıl saklamak zorunda olacak. Bilgi, belge ve kayıtları bilgisayarda tutmayanlara, bilgisayar terminallerini genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar terminallerine bağlamayanlara, gerçeğe aykırı kayıt tutan veya bilgi verenlere, kiralanan araçlarda GPS cihazı (küresel uydu navigasyon sistemi) bulundurmayanlara ve araçlara ait konum bilgisine ilişkin kayıtları saklamayanlara 99 bin 896 lira, ilgili bilgi, belge ve kayıtları genel kolluk kuvvetlerinin incelemelerine hazır bulundurmayanlara, kiralayan şahıs ile kiralanan araç bilgilerini araç teslim edilmeden genel kolluk kuvvetlerine sistem üzerinden anlık olarak bildirmeyenlere 49 bin 938 lira idari para cezası, mülki idare amirlerince verilecek,