Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dürümlü mezrasında 16 köylüyü şehit edenlerin dinle, diyanetle, insanlıkla ve vicdanla ilgisinin olmadığını belirterek, “Paramparça olan bedenlerin hesabını hep beraber sormamız lazım. Özgürlük, barış, hukuk gibi cilalı kavramları siper alarak yaptıkları tek şey demokrasiye kurşun sıkmaktır. Niye kaçıp gidiyorlar. Kaçmasınlar, kalsınlar burada. Nereye kaçarsa kaçsınlar kovalayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile eşi Semiha Yıldırım, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mehdi Eker ve Çiğdem Karaaslan ile birlikte katıldığı Diyarbakır'daki 116 projenin toplu açılış töreninin ardından, bir otelde sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ile bir araya geldi.
Bir yıl aradan sonra medeniyet, tarih ve peygamberler şehri Diyarbakır’da olmaktan ve bu şehrin manevi iklimini teneffüs etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, “Bugün hem toplu açılış yapmak hem de Diyarbakır’ın acısını paylaşmak üzere burada bulunuyoruz. Terör örgütünün baskısına ve tehdidine aldırmadan bu hizmetleri Diyarbakır’a sunan tüm kurum ve kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Türkiye’de taş üstüne taş koymak hiçbir zaman kolay olmamıştır. Bürokrasiden, mevzuattan ve kimi zaman imkansızlıktan kaynaklanan birçok sorunla uğraşmanız gerekir. Doğu ve Güneydoğu’da bu 2-3 kat daha zordur. Burada diğer güçlüklerin yanı sıra terör örgütü uzantılarının önünüze çıkardığı engelleri de aşmak zorundasınız. Havalimanı açmak istersiniz, terör örgütü müteahhidi, işçiyi, mimarı, mühendisi tehdit eder. Yeni fabrika kurmak istersiniz, yatırımcıyı tehdit eder. Okul, kütüphane yaparsınız, örgüt tahrip eder. Bütün bu zorlukları bilen birisi olarak her şeye rağmen yılmadan bugün açılışını yaptığımız eserleri Diyarbakır’a kazandıran herkesi tebrik ediyorum. Öğretmenlerimizden sağlık personellerimize, güvenlik görevlilerimizden din adamlarımıza kadar herkes vazifelerini hakkıyla yerine getirmeye çalışıyor. Terörle mücadele kaybettiklerimiz başta olmak üzere bu ülke ve millet için canlarını feda eden tüm kamu görevlilerine Allahtan rahmet diliyorum” dedi.
“SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”
Türkiye’nin temmuzdan beri kalleş saldırılara maruz kaldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Örgüt Suriye’de elde etti kazanımları ülkemize taşımaya çalıştı. 2,5 yıl boyunca büyük bir sabırla devam ettirdiğimiz süreci bazı ülkelerin kulaklarına fısıldadığı ihtiraslarla kaybetti. Bölücü terör örgütü 30 yıldır bölgemize ve ülkemize kan, gözyaşı ve acıdan başka bir şey vermemiştir. Bu terör örgütünün bizi yaradan rabbimizle işi var mı? Kula kulluk diye bir şey var mı bunlar da? Var. Ancak Allah’a kulluk diye bir şey yok. Bunlar Zerdüştlük diye bir inancın mensubudurlar. Bütün belgeler elimizde. Bunlar da ateizm var mı? Var. Bunu dindar Kürt kardeşime anlatmaktan niye çekiniyoruz. Anlatacağız ki Kürt kardeşim bunların ne mal olduğunu bilsin, görsün ve safını belirlesin. Kardeşlerim, eğer dindar, namuslu, inançlı Kürt kardeşlerim sonuna kadar yerini almazsa bu mücadeledeki süreç zor olur. Biz sonuna kadar bu mücadeleyi yılmadan usanmadan vereceğiz” diye konuştu.
“OMUZ OMUZA BU İŞİ BİTİRECEĞİZ”
Dürümlü mezrasında 16 köylünün hayatını kaybettiği terör saldırısına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Düşünün 15 ton bomba ile oraya gelmek suretiyle, bunu orada patlatan ve 16 kardeşimizi şehit edenlerin dinle, diyanetle, insanlıkla ve vicdanla ne ilgisi var. ‘Kürtlerin temsilcisiyim’ demek gibi bir yaklaşımla ne ilgisi olabilir. Hiçbir ilgisi olamaz. Onlarda insanlıktan nasibini almak diye bir şey yok, vicdan diye bir şey yok. Paramparça olan bedenlerin hesabını hep beraber sormamız lazım. Her şey devletten beklenmez. El ele, omuz omuza vereceğiz ve bunun hesabını da soracağız. Özgürlük, barış, hukuk gibi cilalı kavramları siper alarak yaptıkları tek şey demokrasiye kurşun sıkmaktır. Niye kaçıp gidiyorlar. Kaçmasınlar, kalsınlar burada. Nereye kaçarsa kaçsınlar kovalayacağız. Eğer demokrasi ve hak ile özgürlük diyorlarsa silahı bombayı gömerler, koordinatları da verirler. Gelsinler parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler. Gelecek benim Kürt kardeşimi tehdit edecek, muhtarı tehdit edecek, ‘Buradan bir başka partiye oy çıkarsa biz bu köyü yakarız, yıkarız’ diyecek. Yaptılar mı, yaptılar. Buna fırsat vermemeliyiz. Hep beraber omuz omuza bu işi bitireceğiz.”
“EN VAHŞİ KATLİAMLARI YAPMAKTAN ÇEKİNMİYORLAR”
Halen safını belirlememiş olanların olduğunu ancak onların da saflarını belirleyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz de safımızı belirleyeceğiz. Biz safımızı belirlersek o zaman bilesiniz ki er ya da geç hak batıla galip gelecektir. Bunun önünde kimse duramaz. 30 yıl boyunca tam gözü dönmüşlükle sadece yaktılar ve yıktılar. Benim Kürt kardeşlerime de dünyayı zindan ettiler. Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi halkına bu kadar düşmanlık eden başka bir yapı bulamazsınız. Bir yıl önce, batılı ülkelerden, ‘Yolu kapattık, trafiği aksattık’ diye özür dileyenler ülkemizde en vahşi katliamları yapmaktan çekinmiyorlar. Biz terör örgütünün ülkeyi bölmek isteyenlerin taşeronu olduğunu yıllardır söylüyoruz. Son bir yıldır yaşadıklarımızın bunun ispatı durumundadır.”
“TÜRKİYE’NİN GÖNLÜ YARALANDI”
Terör örgütünün, bölgede güven ve istikrar ikliminin hakim olduğu bir süreçte “öz yönetim” demeye başladığını anlatan Erdoğan, şu ifadelerde bulundu:
“Ancak bunu ‘Öz katliama’ çevirdiler. Bunun sebebi ne? Rızkının peşindeki garsonu, müşteri bekleyen esnafı, şifa veren doktoru öldürmenin kime ne faydası var. Camileri, kütüphaneleri, okulları yakmanın, ambulanslara saldırmanın ne gerekçesi olabilir. Bunu izah edebilirler mi? Çocuk sesleriyle şenlenen sokakları kana bulamanın haklı bir mazereti olabilir mi? Sadece Diyarbakır, Mardin, Şırnak’ın değil, tüm Türkiye’nin gönlü yaralandı.”