GÜNDEM - 14 Ekim 2020 Çarşamba 10:11

Emlak sektörüne yeni düzenleme

A
A
A
Emlak sektörüne yeni düzenleme

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ticaret Bakanlığınca emlakçılık faaliyetlerine yönelik Resmi Gazetede yayımlanan yeni düzenlemeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Emlak sektörüne yönelik Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik değişikliğinin sektör temsilcilerinin yanı sıra ilgili tarafların görüş ve katkılarının alınarak hazırlandığını anlatan Bakan Pekcan, düzenleme ile emlakçılık faaliyetlerinde hizmet kalitesinin artırılmasının, haksız rekabetin ortadan kaldırılmasının ve kayıt dışılığın önlenmesinin amaçlandığını vurguladı. Pekcan, düzenleme ile emlakçılık faaliyetlerinin adil rekabet koşulları altında kolay, hızlı ve güvenli bir ortamda yapılmasını sağlamayı ve sektörün daha nitelikli hale getirilerek sağlıklı bir işleyişe kavuşturulmasının hedeflendiğini bildirdi. 2019 yılında yaklaşık 2 milyon 400 bin gayrimenkul satışı yapıldığına, bu satışların kayıtlı ekonomik değerinin yaklaşık 390 milyar lira olduğuna işaret eden Pekcan, şunları kaydetti:

“Ülkemizde gayrimenkul satışlarının yüzde 50’si emlak işletmeleri aracılığıyla yapılıyor ve emlakçılık faaliyetinde bulunan 60 binin üzerinde işletme bulunuyor. Ancak, kayıt dışı faaliyetler nedeniyle bu sayının çok daha üzerinde kişinin taşınmaz alım satımı ile kiralanmasına aracılık ettiği tahmin ediliyor. Yaptığımız düzenleme ile şeffaf, hesap verebilen ve kayıt altında bir emlak sektörü oluşturulmasını ve sektörün yakından takip edilerek haksız rekabetin ortadan kaldırılmasını amaçlıyoruz.”

Kayıtlı ve nitelikli emlakçılığın kapıları açılıyor

Halihazırda faaliyette olan emlak işletmelerine yetki belgesi almaları için verilen geçiş sürecinin 31 Ağustos tarihinde sona erdiğini hatırlatan Pekcan, yetki belgesi almadan emlakçılık faaliyetinde bulunulamayacağını, yetki belgesi olmadan emlakçılık yapanlar hakkında idari yaptırım uygulanacağını kaydetti. Daha önce bir iş yerinde birden fazla emlak işletmesi faaliyet gösterse dahi bunlardan yalnızca biri için yetki belgesi verildiğini hatırlatan Pekcan, bundan böyle aynı iş yerinde faaliyet gösteren tüm işletmeler için ayrı ayrı yetki belgesi verileceğine dikkat çekti. Bakan Pekcan, bu sayede hem işletme ve sözleşmeli işletme ilişkisinin takip edileceğini hem de sektördeki tüm aktörlerin belgelendirilerek sektörde faaliyet gösterenlere ilişkin net verilere ulaşılacağını belirtti. Gelişmiş emlak piyasası bulunan ülke örneklerinde olduğu gibi Türkiye’de de emlakçılık faaliyetlerinin eğitimli, gerekli yetkinliğe ve iş tecrübesine sahip kişiler marifetiyle yürütüleceğini vurgulayan Pekcan, “Bundan böyle yeni bir emlak işletmesi açılabilmesi için taşınmaz ticareti konusunda en az 100 saatlik eğitim alınması ve mezuniyet durumuna göre en az 12 ay veya 6 ay emlak danışmanlığı yapılmış olması gerekmektedir. En az 100 saatlik mesleki eğitim almayanlar ve mesleki deneyime sahip olmayanlar emlak işletmesi açamayacak. Ayrıca, emlak işletmesi sahipleri ile şirket yetkililerinin seviye 5, emlak işletmesinde sigortalı çalışanların ise seviye 4 mesleki yeterlilik belgesi ile faaliyet gösterme yükümlülüğü olacak. Bu sayede sektördeki işgücünün niteliğine önemli katkı sağlanacak ve tüketicilerin daha kaliteli hizmet alması mümkün olacak” dedi.

Hizmet bedeli sınırı etkin şekilde denetlenecek

2018 yılında alım satıma aracılıkta hizmet bedeli üst sınırının yüzde 4, kiralamaya aracılıkta ise bu sınırın bir aylık kira bedeli olarak belirlendiğini hatırlatan Pekcan, geçtiğimiz iki yıllık süreçte vatandaşlara ek hizmetler veriyormuş gibi göstererek bu sınırların üzerinde hizmet bedeli tahsil eden emlak işletmelerinin görüldüğünü ve bu duruma kesinlikle müsaade edilmeyeceğini vurguladı. Pekcan, “Emlak alım satımına aracılıkta yüzde 4 olan hizmet bedeli üst sınırı ile kiralamaya aracılıkta bir aylık kira bedeli olarak uygulanan hizmet bedeli üst sınırı etkin şekilde denetlenecek ve vatandaşlarımızdan bu sınırların üzerinde hizmet bedeli tahsil eden emlakçılara idari yaptırım uygulanacak ve bu uygulamada ısrar eden işletmelerin yetki belgeleri iptal edilecek” ifadesini kullandı.

Bakan Pekcan, bu sayede hizmet kalitesinin artırılmasına ve tüketici mağduriyetlerinin önlenmesine katkı sağlanacağını ve mevzuata uygun faaliyet göstermeyen işletmelerin sektörden arındırılacağını söyledi.

“Tüketiciyi yanıltıcı ilanlara son”

Taşınmaz ticaretine yönelik ilanlara ilişkin de ilk kez düzenleme yapıldığını anlatan Pekcan, yetki belgesine sahip olmayan işletmelerin ilan sitelerine üye olamayacağını kaydetti. Pekcan, verilen tüm ilanlarda yetki belgesi numarasına yer verilmesinin ve yetki belgesindeki işletme adı veya unvanının kullanılmasının zorunlu olacağına dikkati çekti. Bakan Pekcan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Taşınmaz ilanlarında, taşınmaza ilişkin bilgilerin eksik veya yanlış verilmesi ya da harita üzerinde taşınmazın yerinin hatalı işaretlenmesi gibi tüketicileri yanıltıcı hiçbir bilgiye yer verilemeyecek. Bu yükümlülüklere uymayan işletmelere Bakanlığımızca idari para cezası uygulanacak. Diğer taraftan, işletmelerin taşınmaz satış ilanlarının yayınlandığı ilan siteleri yetki belgesine sahip olmayan işletmeleri üye yapamayacak, ilanlara ilişkin talep ve şikâyetleri etkin şekilde sonuçlandıracak, ilan ve üyeliklere ilişkin ihtiyaç duyulan tüm bilgileri Bakanlığa iletecek. Vatandaşlarımızın, ticari faaliyet kapsamında olmayan taşınmaz ilanlarına ise herhangi bir kısıtlama getirilmemektedir, bu ilanlar eskiden olduğu gibi verilmeye devam edecek. Yapılan düzenlemeler sayesinde yetkisiz verilen ve aldatıcı niteliği bulunan ilanların sebep olduğu haksız rekabet ve tüketici mağduriyetleri önlenirken, yetki belgesiz ticari faaliyetler de Bakanlıkça takip edilerek, cezalandırılabilecek.”

“Yetki belgesine ilişkin süreçlerde dijitalleşme artırılarak bürokrasi azaltıyor”

Bugüne kadar yaptıkları tüm düzenlemelerde olduğu gibi ticarete ilişkin tüm süreçlerde bürokrasinin azaltılmasına yönelik Bakanlıkça büyük gayret sarf ettiklerini belirten Pekcan, düzenleme ile yetki belgesi verilmesi ve yenilenmesinde de bürokratik süreçlerin azaltıldığını bildirdi. Pekcan, “Bugüne kadar hem belediyeler hem de ticaret il müdürlükleri tarafından iki ayrı iş yeri kontrolü yapılmakta iken, bundan böyle bu kontrol yalnızca belediyeler tarafından ruhsat düzenlenmeden önce yapılacak” ifadesini kullandı.

Yetki belgesine ilişkin işlemlerin tamamının Bakanlığın internet adresi üzerinden ulaşılabilen Taşınmaz Ticareti Bilgi Sistemi (TTBS) üzerinden gerçekleştirileceği bilgisini veren Pekcan, “İl müdürlüklerimiz, ilgili tüm kurumların mevcut elektronik sistemleriyle sağlamış olduğumuz entegrasyonlar sayesinde başvuruları hızlı biçimde sonuçlandıracak; ayrıca vatandaşlarımız da bu sistem üzerinden bir emlak işletmesinin yetki belgesine sahip olup olmadığını sorgulayabilecektir. Bu sayede daha kolay, hızlı, güvenli ve şeffaf emlak sektörünün temelleri atılmış olacak” dedi.

Taşınmaz ticaretine konu hizmetlerin çerçevesi çiziliyor

Düzenleme ile taşınmaza yönelik alım satım ve kiralama hizmetleri ile birlikte verilebilecek hizmetlerin çerçevesinin çizildiğini ifade eden Pekcan, sektörün en çok talep ettiği konuların başında gelen yetki belgesine sahip işletmelerin tapu ve kadastro müdürlükleri, vergi dairesi müdürlükleri, belediyeler ve diğer kurumlardaki işlemlere aracılık etme ve bu kurumlardan bilgi ve belge temin etme taleplerinin de Yönetmeliğe eklenen hüküm ile karşılandığını sözlerine ekledi.

Emin Kuvat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Orman yangınlarıyla mücadelede yerli güç: Yeni nesil itfaiye arazözü "Koca Yusuf" teslim edildi Yerli mühendislik gücüyle geliştirilen ve özellikle orman yangınlarına müdahale için tasarlanan yüksek donanımlı itfaiye arazözü, Yakın Doğu Üniversitesi’nce KKTC Sivil Savunma Teşkilatı’na teslim edildi. GÜNSEL ve Sancaklı İtfaiye iş birliğinde tamamlanan araca; gücü, cesareti ve azminden esinlenilerek "Koca Yusuf" adı verildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yerli mühendislik kapasitesini somut bir başarıya dönüştüren önemli bir proje daha hayata geçirildi. GÜNSEL ve Sancaklı İtfaiye iş birliğinde tasarlanarak kullanıma hazır hale getirilen yüksek donanımlı itfaiye arazözü, düzenlenen törenle KKTC Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’na teslim edildi. Teslim töreni; KKTC Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Hakan Balaban, Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel ve Sancaklı İtfaiye Genel Müdürü Halil Erçin, protokol üyeleri ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi. Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünde geliştirilen yerli mühendislik projeleri kapsamında geçtiğimiz Temmuz ayında, GÜNSEL mühendislerince tasarlanıp üretilen 8 adet arama-kurtarma aracı üstyapısı, KKTC Sivil Savunma Teşkilatı’na teslim edilmişti. Dün gerçekleştirilen itfaiye arazözü teslimi ile bu stratejik iş birliğine yeni bir halka eklendi. "Gücü, cesareti, azminden esinlenilerek "Koca Yusuf" adı verildi" GÜNSEL ve Sancaklı İtfaiye iş birliğiyle geliştirilen itfaiye arazözü, üstün teknik özellikleriyle KKTC Sivil Savunma Teşkilatı’nın yangınla mücadele kapasitesini güçlendiren, çağdaş ve stratejik bir acil müdahale aracı olarak hizmete alındı. Gücü, cesareti, azminden esinlenilerek "Koca Yusuf" adı verildi. Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel ve KKTC Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Hakan Balaban’ın konuşmalarının ardından gerçekleştirilen teslim töreni, SSTB personelinin aracın teknik kabiliyetlerini uygulamalı olarak sergilediği gösteriyle sona erdi. Hakan Balaban: "Afetlerin ilk anlarında umut olacak, canlar kurtaracak" GÜNSEL ve Sancaklı İtfaiye iş birliğinde tamamlanan itfaiye arazözünü teslim alan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Hakan Balaban, bu adımın ülkenin afetlere müdahale kapasitesinin güçlendirilmesi açısından çok değerli olduğunu vurguladı. Ülkenin, orman yangınları ve farklı afetler sonrasında ortaya çıkabilen çok yönlü risklerle sıkça karşı karşıya kaldığını hatırlatan Balaban, envantere dahil edilen modern yangın söndürme aracının zorlu arazi şart larında etkin görev yapabilme kabiliyeti, yüksek su kapasitesi ve gelişmiş teknik donanımıyla yangınlara daha hızlı, daha güçlü ve daha güvenli müdahale imkanı sağlayacağını söyledi. Söz konusu aracın yalnızca yangınlarla mücadelede değil, afetlerin ilk anlarında da umut olacağını vurgulayan KKTC Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Hakan Balaban, "Bu araç sadece alevlerle mücadele etmeyecek; afetlerin ilk anlarında umut olacak, canlar kurtaracak ve milletimizin yanında dimdik duracaktır" dedi. Araca verilen "Koca Yusuf" isminin özel bir anlam taşıdığını da ifade eden Balaban, "Koca Yusuf, Türk spor tarihinin en önemli pehlivanlarından biridir. Gücü, cesareti, azmi ve vatan sevgisiyle milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahiptir. O, yalnızca cüssesiyle değil; iradesi ve kararlılığıyla zorluklar karşısında asla pes etmeyen bir duruşu temsil etmektedir" ifadelerini kullandı. "Koca Yusuf" adının taşıdığı sembolik anlamlara da değinen Balaban, "Bu isim, afetler karşısında sergilediğimiz güçlü duruşu, durmadan mücadele eden teşkilatımızın ve milletimizin kararlılığını simgeliyor. Tıpkı ismini aldığı büyük pehlivan gibi bu aracımız da en zorlu şartlarda görev alacak ve gücünü milletimiz için kullanacaktır" diye konuştu. KKTC Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Hakan Balaban, aracın mühendislik ve üretim süreçlerini tamamlayan GÜNSEL ve Sancaklı İtfaiye çalışanlarına ve Yakın Doğu Oluşumu’na teşekkür etti. Prof. Dr. İrfan Suat Günsel: "Bu aracın, insan hayatını ve doğamızı koruma yolunda önemli bir rol üstlenmesini temenni ediyorum" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yerli üretim gücünü, mühendislik yetkinliğini ve kurumsal iş birliği vizyonunu somut bir başarıya dönüştüren çok anlamlı bir projeyi daha tamamladıklarını söyleyen Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel ise, "Dünyanın en iyi ilk 500 üniversitesi arasında yer alan Yakın Doğu Üniversitesi, bilimsel üretimini sahaya yansıtan; bilgiyi, insan hayatını koruyan stratejik projelere dönüştüren bir anlayışla yoluna devam ediyor" ifadelerini kullandı. Temmuz ayında, KKTC Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’na 8 aradet arama kurtarma aracı üstyapısı teslim ettiklerini hatırlatan Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, "Bugün ise bu iş birliğini bir adım daha ileri taşıyoruz. Teslimini gerçekleştirdiğimiz itfaiye arazözü; yalnızca bir araç değil, yerli mühendislik aklının, sanayi iş birliğinin ve kamu kurumlarıyla kurulan güçlü ortaklığın somut bir ürünüdür" dedi. Projede, GÜNSEL mühendislerinin teknik birikimi ile Sancaklı İtfaiye’nin saha deneyiminin birleştiğini belirten Prof. Dr. Günsel, bu iş birliği sayesinde zorlu arazi şartlarında ve özellikle orman yangınlarına karşı yüksek etkinlik sağlayan çağdaş bir acil müdahale aracının ortaya çıktığını ifade etti. "Bizler Yakın Doğu Oluşumu olarak yerli üretimin yalnızca ekonomik bir tercih değil; bağımsızlığın, sürdürülebilirliğin ve gelecek güvenliğinin temeli olduğuna inanıyoruz. Üniversiteler ise bu sürecin sadece izleyicisi değil, öncüsü, taşıyıcısı ve sorumluluk sahibidir" diyen Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, "Sivil Savunma Teşkilatımızın yangınla mücadele kapasitesine güç katacak bu aracın, sahada görev yapan tüm personelimize destek olmasını; en önemlisi de insan hayatını ve doğamızı koruma yolunda kritik bir rol üstlenmesini temenni ediyorum" ifadelerini kullandı. Orman yangınları için yüksek performans Özellikle orman yangınları ve zorlu arazi şartlarında yüksek etkinlik sağlamak üzere tasarlanan itfaiye arazözü, 20 ton su taşıma kapasitesine sahip. Araç; hem sabit pozisyonda hem de hareket halindeyken su atabilme kabiliyetiyle müdahale esnekliğini en üst seviyeye taşıyor. Yüksek performanslı pompa sistemi, uzaktan kontrollü ve manuel su monitörleri, gelişmiş kamera sistemleri ve elektronik kontrol altyapısı sayesinde yangınlara hızlı, güvenli ve hassas müdahale imkanı sunuyor. Dayanıklı ve hafif alüminyum üstyapısı, gelişmiş ikaz ve güvenlik sistemleriyle desteklenen araç; kişisel koruyucu donanımlar ve solunum setleriyle birlikte eksiksiz donanımla teslim edildi.
Samsun Samsun’da yolcu uçağı martı sürüsüne çarptı Samsun’dan İzmir’e gitmek üzere kalkışa hazırlanan SunExpress’e ait yolcu uçağı, havalanma anında martı sürüsüne çarpınca sefer iptal edildi, uçak aprona geri döndü. Edinilen bilgiye göre, Samsun-İzmir seferini yapacak SunExpress yolcu uçağı, saat 08.20’de Samsun-Çarşamba Havalimanı’nda pistte kalkış için harekete geçti. Uçak, tam havalanacağı sırada martı sürüsüne çarptı. Olay sırasında uçak içinde kısa süreli panik yaşanırken, pilot kalkıştan vazgeçerek uçağı güvenli şekilde aprona geri döndürdü. Aprona çekilen uçakta teknik ekip tarafından inceleme yapıldı ve uçağın bakıma alındığı öğrenildi. Yolcular ise terminal binasında bekleme salonuna alındı. Firmadan yolculara bilgilendirme SunExpress tarafından yolculara yapılan bilgilendirmede, 25 Aralık 2025 tarihli XQ9159 sefer sayılı SZF-ADB uçuşunun mücbir sebeplerle tehir edildiği, uçuşun aynı gün saat 11.00’de yeniden planlandığı bildirildi. Açıklamada, check-in ve bagaj işlemlerinin uçuşun orijinal tarifeli saatine göre yapılacağı, yolcu haklarına ilişkin detaylı bilginin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün SHY-Yolcu düzenlemeleri kapsamında internet sitesinde yer aldığı ifade edildi. Yetkililerden alınan bilgiye göre, uçağın kalkış esnasında henüz havalanmadan martıya çarptığı, bu nedenle pilotun kalkıştan vazgeçtiği belirtildi. Açıklamada, teknik personel ve uçak teknisyenlerinin kontrolleri sürdürdüğü, yolculara terminal salonunda ikram verildiği ifade edildi. Kontrollerin tamamlanmasının ardından herhangi bir olumsuzluk tespit edilmemesi halinde uçağın aynı yolcularla yeniden kalkış yapacağı, teknik bir sorun belirlenmesi durumunda ise firmanın başka bir uçakla planlama yapacağı kaydedildi. Uçakta yaklaşık 160 yolcunun bulunduğu, olayın uçağın havalanmasından önce meydana geldiği ve operasyon sürecinin devam ettiği vurgulanarak, yaşanan durumun havacılıkta karşılaşılabilen olağan bir durum olduğu bildirildi.
Yozgat Babasıyla tartıştı, vadeli koyun alarak kendi sürüsüne sahip oldu Yozgat’ta yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan İbrahim Tamer, 40 yıldır küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapıyor. Babası ile tartıştıktan sonra vadeli koyun ve kuzu alarak hayvancılığa başlayan ve yıllar içerisinde sürüsünü büyüten Tamer, zorlu kış şartlarına rağmen sürüsünü yaylıma çıkarıyor. Boğazlıyan ilçesinde yaşayan İbrahim Tamer, çocuk yaşlarında baba mesleği olan hayvancılıkla ilgilenmeye başladı. Sürüye çobanlık yapan Tamer, 1996 yılında babası ile tartışarak yollarını ayırdı. Sıfırdan başlamak isteyen Tamer, vade ile koyun ve kuzu satın aldı. Zaman içerisinde sürüsündeki hayvan sayısını artıran Tamer, yaklaşık 3 bin küçükbaş hayvan sahibi oldu. Kış şartlarına rağmen sürüsünün peşinden ayrılmayan İbrahim Tamer, hayvancılıkla uğraşan kişilere sağlanan destekler için teşekkür etti. "Bu işte eğlence merkezlerine, kumar sitelerine dalmazsanız para kazanırsınız" Baba mesleği olan hayvancılığı yıllardır aynı heyecanla sürdüren İbrahim Tamer, 12 kardeş olduklarını ve hepsinin de tarımla uğraştığını söyledi. Tamer "1996 yılında dağda yaylaya gelmiştik. Çobanımızla koyun otlatıyorduk. Ben babamın koyunlarını aldım, ovaya indirdim. Babam da koyunları yayladan indirdiğim için kızdı, beni evden kovdu. Ondan sonra ben ayrıldım, sıfırdan başladım. Vadeli koyun, kuzu aldım. Bugünlere geldik. Bu işte eğlence merkezlerine, kumar sitelerine dalmazsanız para kazanırsınız. Hayvanı bırakıp eğlence merkezlerinde gezersen para kazanamazsın" dedi. "Masa başında memur olsaydım bu kadar para kazanamazdım" Hayvancılıkla uğraşan kişilere sağlanan destekleri geçmiş ile kıyaslayan İbrahim Tamer, "Şimdiki devletin verdiği kredileri bize verseler daha çok zengin olurduk. Yüzde 45 faizle kredi çekiyorduk hayvancılıkta. Şimdi devlet 20-24 yaşında traktör, koyun, ahır desteği veriyor. Masa başında memur olsaydım bu kadar para kazanamazdım. Rahatım, sıhhatliyim, hastalığım yok, derdim yok. Yürüyorum, geziyorum, stresim yok. Bu işten zevk alarak yapıyorum. Tarımı, hayvancılığı seviyorum. 2-3 bin dönüm yer ekip biçiyorum. Hayvancılık evdeki çocuğa benzer. Bakarsan olur bakmazsan olmaz. İlacını, iğnesini ben yaparım" ifadelerine yer verdi.