GÜNDEM - 13 Nisan 2023 Perşembe 14:57

Edirne Belediyesi, Ramazan'da Fatih Sultan Mehmed Han'ın hocası ile hocasının eşine ait mezar ve türbeyi yıktı

A
A
A
Edirne Belediyesi, Ramazan'da Fatih Sultan Mehmed Han'ın hocası ile hocasının eşine ait mezar ve türbeyi yıktı

Edirne Belediyesi, Fatih Sultan Mehmet’in hocalığını da yapan Mızraklı İlmihal’in müellifi Muhammed bin Kutbüddîn-i İznikî hazretlerinin türbesini ikinci defa yıktı.

Daha önce CHP’li Edirne Belediyesi tarafından nikah salonuna çevrildiği bahanesiyle yerle bir edilen Tatarhaniler Mezarlığındaki tarihi kabirler arasında bulunan Mızraklı İlmihal’in müellifi Muhammed bin Kutbüddîn-i İznikî hazretlerinin aslına uygun yeniden yapılan türbesi, belediye tarafından bir kez daha yıkıldı. Vatandaşlar, belediyenin Ramazan ayında, aslına uygun yeniden inşa edilen türbe ve mezarları yıkmasına tepki gösterdi.

Edirne Belediyesi, Ramazan'da Fatih Sultan Mehmed Han'ın hocası ile hocasının eşine ait mezar ve türbeyi yıktı

“Hem topluma hem de dine saygısızlık”

Duruma tepki gösteren Edirneli Hasan Künteci, “Buranın Muhammed bin Kutbüddîn-i İznikî Hazretlerinin mezarı olduğunu biliyorum. İkinci ziyaretimde mezar yıkılmış, kaybolmuş. Yaptığım araştırmalara göre mezarın belediye ekipleri tarafından yıkıldığını öğrendik. Bu çok çirkin bir tavır, hem topluma saygısızlık, hem dine saygısızlık, hem de insanların geçmişine, değerlerine saygısızlığı ortaya koyuyor. Utanç verici bir manzara. Yazık, yazıklar olsun. Ben hiç tasvip etmiyorum, böyle şeyleri gördükçe üzülüyorum. Bu vatanın bir evladı olarak utanıyorum. Yazıklar olsun. Üstelik de böyle Ramazan ayında böyle bir yıkımın yapılması çok çirkin bir olay, yadırgıyorum" dedi.

Edirne Belediyesi, Ramazan'da Fatih Sultan Mehmed Han'ın hocası ile hocasının eşine ait mezar ve türbeyi yıktı

"Aynısının yapılmasını istiyoruz"

Vatandaşlardan Mustafa Ertaş ise “Bütün Müslümanların Ramazan'ı mübarek olsun. Bu mübarek günde çok üzüldüm. Bu türbenin kaldırılmasına çok üzüldüm. Kaldırmaması lazımdı. Yani kaldırılmış, kamyona konulup, götürülmüş. Çok üzgünüz yani bu tür şeylerin olmaması lazım. Hani onların niyeti nedir ki yıkıyorlar. Tekrardan yapılmasını istiyoruz. Bu Ramazan-ı şerifte bunun yapılmaması lazım. Tabii bir Müslüman olarak üzüldüm. Dünyada görülmüş böyle bir şey yok, yetkililere sesleniyoruz; bunun tekrar düzeltilmesi lazım" ifadelerini kullandı.

Edirne Belediyesi, Ramazan'da Fatih Sultan Mehmed Han'ın hocası ile hocasının eşine ait mezar ve türbeyi yıktı

Vatandaşlar ziyaret ediyordu

Edirne’de geçtiğimiz yıl aslına uygun bir şekilde inşa edilen Osmanlı İmparatoru Fatih Sultan Mehmed Han'ın hocası olan İslam alimi Muhammed bin Kutbüddîn İznîkî Hazretlerinin ve eşinin mezar hazireleri ile türbe binlerce vatandaş tarafından ziyaret ediliyordu. Tunca Nehri’nin hemen yanında bulunan mezar hazireleri ile türbe belediye ekipleri tarafından yıkıldı. Bölgedeki Balaban Paşa Mescidi ise inşa edildiği noktada yerini koruyor. Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık da daha önce alanda yapılan çalışmaları incelemişti.

Edirne Belediyesi, Ramazan'da Fatih Sultan Mehmed Han'ın hocası ile hocasının eşine ait mezar ve türbeyi yıktı

Öte yandan, Edirne Belediyesi tarafından bu konuyla ilgili şu ana kadar herhangi bir açıklama yapılmadı.

Mehmet Basmacı

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.