GÜNDEM - 05 Aralık 2014 Cuma 17:37

'E-defter' semineri İstanbul’da yapıldı

A
A
A
'E-defter' semineri İstanbul’da yapıldı

Baker Tilly Yeminli Mali Müşavirlik ve Link Bilgisayar tarafından İstanbul’da “e-Defter” semineri gerçekleştirildi.

Seminerde, 2015 Ocak ayında geçilecek olan uygulamayla mükelleflerin, vergisel ve hukuki anlamda sıkıntıya düşmemeleri ve cezai işlemlere maruz kalmamaları için bilgilendirme yapıldı.

Baker Tilly Yeminli Mali Müşavirlik ve Link Bilgisayar tarafından Grand Cevahir Otel’de “e-Defter” semineri gerçekleştirildi. Seminere, Baker Tilly Güreli Yeminli Mali Müşavir (YMM) Yönetim Kurulu Başkanı Av. A. Hüsnü Güreli, Link Bilgisayar Genel Koordinatörü Hayguyi Antikacıoğlu, Baker Tilly Güreli YMM Eski Hesap Uzmanı Burhan Gezgin, Link Bilgisayar Ankara Bölge Müdürü Feride Aksoy, çok sayıda YMM, mali müşavirler ve davetliler katıldı.

Seminerin açılış konuşmasını yapan Baker Tilly Güreli YMM Yönetim Kurulu Başkanı Av. A. Hüsnü Güreli, Türkiye’de çok önemli bir yeniliğe adım attıklarını belirtti. Güreli, “6 bin 102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yıllar boyu problem yaşadığımız ticari defterler, vergi usul kanunları ve ticaret kanunları arasındaki uyumsuzluklar, bu son ticaret kanunu ile bir yerde birbiriyle paralellik açısından yaklaşmaya çalıştı. Tabi bu arada Yeni Ticaret Kanunu yazılıp 2012 yılında yürürlüğe girmesiyle birlikte orada defterleri esaslı bir şekilde tarif etti. Bu arada bir Maliyet Bakanlığı kendi çalışmaları açısından da hiç boş durmadı. Maliye Bakanlığı da e-Devlet konseptiyle her türlü konuda bu elektronik sistemlere yavaş yavaş başarılı bir çalışma ile son 5-6 sene içerisinde yavaş yavaş geçmeye başladı” dedi.

Baker Tilly Güreli YMM Yönetim Kurulu Başkanı Av. A. Hüsnü Güreli konuşmasını şöyle sürdürdü: “E-Vergi levhasından her sene beyannameler verirken Ekim’de e-nizam veriyoruz. Beyannameyi e-beyanname olarak veriyoruz. Devletin e-haciz, e-tebligat ve e-formları var. E-yoklamaya geçtiler, eskiden memur gelirdi şimdi e-yoklama var. E-defter, e-fatura var. Bunun gideceği yer ise e-denetimdir. Demek ki bundan sonra dikkatli olmamız gerekiyor. E-defter ve e-faturaya çok önem vereceğiz. Dünyada bir globalizasyon var. Dünyada çok fazla peşinde koşulan kavram, şeffaflık ve kayıt içine alınma kavramlarıdır. Dünyanın büyük güçleri kimlerdir bilmiyorum ama şöyle bir sistem var. O güçler Türkiye’deki değil dünyadaki bütün ülkeleri kayıt altına almaya çalışıyorlar. Bu arada da bir takım regülasyonları biz Türkiye olarak da imzalamak zorundayız. Bu elektronik sistemin gideceği yer, her ülke kendi vergisini artırmak istiyor. Her ülke kendisi için daha fazla vergi toplamak istiyor. Dolayısıyla şeffaflık çok önem arz edecek. Kayıt dışılık gittikçe azalacak. Artık her şey defterlerde ve defterleri online uzaktan denetim yapılacak. Devlette bunu bir gün bir yerde yapacak.”

Açılış konuşmasının ardından sunumlara geçildi. Baker Tilly Güreli YMM Eski Hesap Uzmanı Burhan Gezgin “e-Fatura ve e-Defter Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar” adlı bir sunum gerçekleştirdi. Ardından Link Bilgisayar Genel Koordinatörü Hayguyi Antikacıoğlu, “e-Defter Uygulaması Hakkında Bilinmesi Gerekenler” konulu bir sunum yaptı. Son olarak da Link Bilgisayar Ankara Bölge Müdürü Feride Aksoy, “Link e-Defter Uygulamaları” konulu bir sunum gerçekleştirdi.
Seminerde, Türkiye’deki yaklaşık 2 buçuk milyon gelir ve kurumlar vergisi mükellefini ilgilendiren e-Defter uygulaması hakkında katılımcılar, alanındaki uzman isimler tarafından detaylı olarak bilgilendirildi. Ayrıca uygulama kapsamında zorunlu olmayan firmalarda e-Defter uygulaması ile ilgili detaylı bilgi edinmek için seminere katılım gösterdi.

DOĞAN CAN CESUR 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri 890 yıllık Cami-i Kebir’in ’7 tuğla’ hikayesi Kayseri’de 1135 yılında Danişmend hükümdarı Melik Mehmet Gazi tarafından yaptırılan Ulu Cami olarak da bilinen Cami-i Kebir’in yapımı esnasında yaşlı bir kadının kullanılması için bağışladığı 7 tuğla ve hikayesi asırlardır anlatılıyor. Melik Mehmet Gazi tarafından tamamen kendi imkanları ile yaptırılan ve 1135 yılında yapımı tamamlanan Cami-i Kebir’in 7 tuğla hikayesini anlatan Kayseri Cami-i Kebir Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği Başkanı Ömer Faruk Çarşıbaşı, "Kayseri Cami-i Kebir’i farklı kılan özelliklerinden birisi de bu 7 tuğla. Diğer camilerden farklı kılan kısmını ben kısaca şöyle aktarabilirim. Melik Muhammed Gazi 1134 yılında bu caminin yapımına başladığı esnada hiç kimseden yardım alınmayacak diye bir şart koşmuş. 1143 yılına kadar da neredeyse hiç kimseden yardım alınmamış ama bir yaşlı, elinde 7 tane tuğla ile bir teyze Cami-i Kebir’de çalışan ustalara gelmiş bunları kullanın demiş. Hiç kimse kullanmak istememiş. Halk arasında Mehmet Gazi ismiyle anılan Muhammed Gazi’nin bu emirlerinden dolayı. Fakat ustanın birisi teyzenin yalvarmalarına dayanamamış ve bu 7 tane tuğlayı burada kullanmış. O gece Peygamber Efendimiz 2-3 defa Melik Muhammed Gazi’nin rüyasına girmiş. O da sabah geliyor buraya ve ustaların hepsini topluyor. ’Burada ne oldu da olağanüstü, rüyama Peygamber Efendimiz girdi’ diyor. ’Cenab-ı Hakk o tuğlalar kullanılmasaydı senin hayrını kabul etmeyecekti’ diye soruyor. Bununla ilgili hemen ustalardan biri bir yanlışlık yaptığımın farkındayım ama yalvarmalarına dayanamadım. Onun için de biz bu tuğlaları kullandık deyince gidiyor teyzenin elini öpüyor, rızasını alıyor" dedi. Çarşıbaşı, caminin yapımında şüpheli hiçbir paranın kullanılmamasının burayı özel kıldığını söyleyerek, "Burası Peygamber Efendimizin şefaatleri ile Cenab-ı Hakk’ın nazarını celbetmiş bir mabet. Buraya namaza gelenler namazı bırakamıyor, Cami-i Kebir’e alışanlar da burayı bırakamıyor. Buranın huşu ile namaz kılınma sebeplerini ben çok düşündüm. Melik Muhammed Gazi acaba bu yardım alınmasını istememiş diye çok araştırdım. Şüpheli hiçbir paranın buraya girmediğini hatta buranın yapımının da kendi cebinden olduğunu öğrendiğim an bu sorunun da cevabını bulduğumu zannediyorum" ifadelerini kullandı. Kaynaklara göre Cami-i Kebir, Kayseri şehir merkezinde olup Kapalıçarşı’nın yanında yer alıyor. Ulu Cami olarak bilinmekle beraber değişik kaynaklarda Cami-i Kebir veya Sultan Cami olarak da anılıyor. Cami 1135 yılında, Danişmend hükümdarı Melik Mehmet Gazi tarafından yaptırıldı. Caminin kuzeye açılan kapısının yanındaki kitabe ise bir onarım kitabesi olarak biliniyor. Melik Mehmet Gazi’nin yeğenlerinden olan Yağıbasanoğlu, Muzaffereddin Mahmud tarafından 1206 yılında onartıldı. Kızı olan Atsuz Elti Hatun da Gülük Camii’ni aynı dönemde onarttı. Abidenin bugün taşıdığı tek kitabe olan onarım kitabesi, kuzey duvarın dış yüzüne, kapının yakınına konuldu. Onarım kitabesinde ise "Bu cami, Kılıçaslan oğlu, büyük Sultan Keyhusrev devrinde -Allah onun yardımını yüceltsin- H.602/M.1206 yılında Yağıbasanoğlu, Muzaffereddin Mahmud tarafından onarılmıştır" ifadeleri yer alıyor. Ulu Cami, 1716 yılında meydana gelen büyük depremden zarar görmüş, 5-6 yıl gibi bir süre harap halde kullanılmadan kaldıktan sonra 1723 yılında Matbah-ı Amire Emini (Saray mutfak sorumlusu) Kayserili Hacı Halil Efendi tarafından onartıldı. Bu onarımda minarenin yıkılan külah kısmı da yenilenmiş, çöken kubbesi ve minareleri de onartıldı. Öte yandan, yapımı esnasında yaşlı kadının bağışladığı ve camı duvarında kullanılan 7 tuğlanın yeri ise 7 adet kırmızı çizgi ile belirtildi.
Konya Suriçi Çarşısı açılan iş yerleriyle hareketleniyor Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi tarafından yapılan Suriçi Çarşısı gün geçtikçe daha da hareketleniyor. Konya’nın kalbinde, zengin tarihi dokuyu koruyarak bölgeyi yeniden ihtişamlı günlerine döndürmek amacıyla Meram Belediyesi tarafından hayata geçirilen Suriçi Çarşısı, birer birer açılan iş yerleriyle canlanmaya başladı. Çarşıda bazı esnaflar hazırlıklarını tamamlayarak iş yerlerini açarlarken, bazıları da açılış öncesi son hazırlıklarını yapıyor. "Suriçi Çarşısı’nın önemi ve değeri gün geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır" Açılış sevinci yaşayan esnafların heyecanına da ortak olan Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, çarşıda açılan iş yerlerini ziyaret ederek esnafa hayırlı işler diledi. Ziyaretinde esnaflarla sohbet eden Başkan Kavuş, projeyle ilgili değerlendirmelerde bulunarak çarşının şehre kattığı değeri vurguladı. Suriçi Çarşısı’nın ticaretten turizme, tarihi dokusundan sosyal hayata kadar her yönden Konya’ya değer katan en önemli projelerden biri olduğuna vurgu yapan Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, "Esnaflarımız dükkanlarını açtıkça her geçen gün daha da canlanan Suriçi Çarşısı, şehrimizin ve ilçemizin ekonomik ve sosyal hayatına yeni bir soluk getirecek. Esnaflarımız burada işlerini büyüttükçe ve vatandaşlarımız keyifle alışveriş yaptıkça projenin önemi ve büyüklüğü, gün geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır" dedi. "Tüm esnaflarımıza bol, bereketli kazançlar diliyorum" Konya’nın tarihi dokusunu koruyarak yeniden canlandırmak amacıyla Meram Belediyesi tarafından hayata geçirilen Suriçi Çarşısı’nın, yakın zamanda hizmete başlamasına rağmen esnafların ve ziyaretçilerin ilgisini çektiğini belirten Başkan Kavuş, "Çarşıda ilk iş yerini Haki Kafe ile belediyemiz açtı. Sonrasında iş yerlerini açan hemşehrilerimizin de yanında olmaya gayret ettik. Açılışlarda heyecanlarına, sevinçlerine ortak oluyoruz. Çarşıya yaptığımız ziyaretler ile de istişarelerimizi devam ettirip insanımıza en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Bu ziyaretimizde hemşehrilerimizin açtığı yeni iş yerleriyle birlikte çarşıda hareketliliğin arttığını ve esnafımızın yüzünün güldüğünü görmek bizim için büyük mutluluk oldu. Hepsine hayırlı işler, bol, bereketli kazançlar diliyorum. Öte yandan, bu özel projede yerini almak isteyen hemşehrilerim de fırsatı kaçırmadılar. Çarşıda yer alan iş yerleri için ihale sürecimiz devam ediyor. Bu tarihi fırsatı değerlendirmek isteyen vatandaşlarımız iş yerlerinin ihalelerine katılabilirler" diye konuştu. Suriçi Çarşısı esnafları da Başkan Mustafa Kavuş’un ziyaretinden duydukları memnuniyeti dile getirerek, tarihi atmosferiyle Suriçi Çarşısı’nın Konya için önemli bir cazibe merkezi haline geleceğine ve çarşının kendileri için yeni bir kazanç kapısı hem de Konya halkı için keyifli bir buluşma noktası olacağına inandıklarını belirtti.