SAĞLIK - 23 Ekim 2013 Çarşamba 10:18

Doç. Dr. Cengiz Bahadır, 'Protez operasyonu fizik tedavisiz olmaz'

A
A
A
Doç. Dr. Cengiz Bahadır, 'Protez operasyonu fizik tedavisiz olmaz'

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Bahadır protez operasyonu hakkında açıklamalarda bulundu.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Bahadır, eklemlerin zarar gördüğü ve başka tedavi yönteminin kalmadığı durumlarda protez operasyonlarının yardıma yetiştiğini yalnız protez operasyonları sonrası fizik tedavinin büyük önem taşıdığını belirtti.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Bahadır, ilerleyen protez biyomekanikleri ve gelişen cerrahi teknikler sayesinde günümüzde özellikle kalça ve diz protez operasyonlarının çok sık yapıldığını ifade ederek, şöyle konuştu;“Kalça ve diz protezlerinin başarı oranları yüksektir. Bununla beraber daha seyrek yapılan omuz protezi operasyonlarında sonuçlar kalça ve dizdeki kadar başarılı değildir. Protez operasyonunun zamanı kişiye ve hastalığın derecesine göre değişmektedir. Hastanın bozulan eklemi dolayısıyla yaşam kalitesi çok etkilenmemişse genellikle 65 yaşından önce operasyon önerilmez. Hasta ömrü boyunca o protez ile yaşayacağından operasyonunun geri dönüşü mümkün değildir. Bu nedenle hasta seçimi son derece iyi yapılmalıdır. Hastanın o eklemi için alternatif tedavilerin tamamı denenmiş olmalıdır. Öte yandan denenen tüm tedavilerin başarısız olduğu ve mutlak protez gereken bir hastada protezi geciktirmenin de bazı sakıncaları vardır. Yaş ilerledikçe kalp tansiyon gibi diğer sistem hastalıkları ortaya çıkabileceğinden yada var olanlar ilerleyebileceğinden ameliyatın komplikasyon oranı artar ve başarı oranı düşer. Başarılı bir kalça-diz protezi operasyonu geçiren kişiler bu protezleri aktivite derecesine bağlı olarak 15-25 yıl kullanabilir. Özelikle genç hastalarda yapılan protezler bu kişilerde aktivite oranının yüksek olmasına bağlı olarak daha kısa sürede gevşeyebilir. Bu durumda hastanın tekrar revizyon cerrahisine gitmesi ve mümkünse protezin değiştirilmesi gereklidir. Bu ikinci ameliyatlarda ise başarı oranı daha düşüktür.”Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Bahadır, protezin başarısını belirleyen faktörleri de şöyle sıraladı:“Bir protez operasyonunun başarısını etkileyen faktörler; doğru hasta seçimi, uygulanan cerrahi teknik, hastaya protez operasyonu öncesi ve sonrası uygulanan fizik tedavi rehabilitasyondur.Günümüzde artık protez operasyonuna hangi hastaların gitmesi gerektiği üç aşağı beş yukarı bellidir. Cerrahi teknikler de artık ilerlemiştir ve bu operasyonlar asistan düzeyinde bile yapılabilmektedir. Dikkat edilmesi gereken ve en çok ihmal edilen nokta ise ameliyat öncesi ve sonrası fizik tedavi rehabilitasyondur. Ameliyat öncesi ve sonrası fizik tedavi rehabilitasyon neden gereklidir? Kalça yada diz protezi düşünülen hastalarda eklemler ağrı ve deformite nedeniyle az kullanıldığından o eklemi çalıştıran kaslar zayıflamıştır. Eklem hareketleri de genelde gelişen ikincil yumuşak doku problemleri nedeniyle kısıtlanmıştır. Eğer hasta bu halde fizik tedavi rehabilitasyon programına alınmadan operasyona giderse yapılan protez sadece ağrılarını giderir ve takılan protez eklemi etkili ve verimli bir şekilde kullanamayabilir. Halbuki operasyon öncesi uygulanan 15 seanslık bir fizik tedavi rehabilitasyon programı ile sertleşmiş dokular gevşetilir, eklem hareketleri mümkün olduğunca açılır ve kaslar kuvvetlendirilir. Bu özellikle normale yakın hareket açıklığı beklenen kalça protezi operasyonlarında daha da önemlidir. Protez operasyonları büyük operasyonlardır ve mekanik eklemi yerleştirirken bir çok dokuya zarar vermek kaçınılmazdır. Ameliyat sırasında bazı kaslar, bağlar, tendonlar ve damarlar kesilir. Operasyon sonrası hastanın eklemi ödemli , şiş, ağrılı ve kısıtlıdır. Operasyon sonrası takılan mekanik eklemi etkili kullanabilmenin tek şartı bu aşamada yapılacak fizik tedavi rehabilitasyondur. Takılan mekanik eklemin stabilitesi, ömrü ve normal eklemin biyomekaniklerine yakın bir şekilde kullanılması için hastanın eklem hareketlerinin açılması ve kaslarının eski gücüne getirilmesi şarttır. Protez takılan bir hastaya ev egzersizleri verip göndermenin modern tıp doktrininde yeri yoktur. Operasyonun bize sağladığı sadece ağrısız bir eklemdir. Bizim istediğimiz ise ağrısız ve fonksiyonel olarak yeterli bir eklemdir. Kalça kireçlenmesi nedeniyle protez operasyonu geçiren bir hasta hala aksayarak yürüyorsa veya çoraplarını hala başkası giydiriyorsa, aynı şekilde diz protezi takılan hasta hala merdiveni yardımsız çıkamıyorsa cerrahi teknik ne kadar iyi olursa olsun sonuç fonksiyonel açıdan başarısızlıkdır. Bu nedenle protez operasyonu sonrası diz ve kalça eklemine normal hareket açıklığının kazandırılması ve kaybedilmiş kas gücünün tekrar kazandırılması gereklidir. Yapılan fizik tedavi uygulamaları ve kullanılan bazı cihazlar ile hastanın cerrahiye bağlı olarak ortaya çıkan ağrısı , ödemi giderilir ve eklem hareket kısıtlılığı açılır. Fizyoterapist tarafından yaptırılan egzersizler ile kasları güçlendirilir. Bu amaçla genelde 20-30 seanslık bir fizik tedavi rehabilitasyon programı yeterli olmaktadır. Bu sayede hastanın eklemi hem ağrısız hemde fonksiyonel bir eklem haline gelir. Daha da önemlisi bu uygulamalar ile protezin uzun süreli başarısı artar ve komplikasyon oranı da belirgin bir şekilde düşer. Bu nedenlerden dolayı hastalar ameliyat sonrası fizik tedavi rehabilitasyon şartlarını sağladıktan sonra operasyona gitmelidir. Hastanede cerrahi sonrası başlanan fizik tedaviye taburcu olunduktan sonra gerekirse evde de devam edilmeli ve hasta bir hastaneye yada kliniğe gidip gelebilecek kadar iyi olduğunda ise ayaktan devam edilmelidir. Ameliyat öncesi rehabiltasyon bazı durumlarda mümkün olmayabilir ama unutulmamalıdır ki ameliyat sonrası rehabilitasyon protez operasyonlarının olmazsa olmazıdır. Kesinlikle ihmal edilmemelidir. Aksi takdirde protez operasyonunun fonksiyonel başarısı büyük oranda olumsuz etkilenecektir.

ELİF HASANÇEBİ

ERZURUM

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’un ambulans sürücülerinin zorlu eğitimi, istekleri ise "Duyarlı olunması" Hastaları en zor şartlarda bile hızlı ve güvenli şekilde hastanelere ulaştırmaya çalışan İstanbul’un ambulans sürücülerinin zorlu eğitimleri havadan görüntülendi. İstanbul Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Murat Lafcı, “İstanbul trafiği ya da dar sokaklarda ambulansların hareket alanları çok kısıtlı olduğu için eğitim, bulundukları alana uygun manevra yeteneklerini geliştiriyor. Vatandaşlardan empati kurmalarını rica ediyoruz, o ambulansta yakınları olabileceğini düşünerek bir fermuar uygulamamız var, destek rica ediyoruz” dedi. Sağlık Bakanlığı ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hastaları en zor şartlarda bile en hızlı ve güvenli şekilde hastanelere ulaştırmak amacıyla görevlerini yapan İstanbul’un ambulans sürücülerine yönelik eğitimler gerçekleştirildi. 4 günlük eğitimde ambulans sürüş tekniklerine yönelik teorik ve uygulamalı eğitimler alan sağlık çalışanları, teorik sınavlarını geçmeleri sonrası ambulans kullanım eğitimlerine katılma hakkı elde etti. Başakşehir’de Atatürk Olimpiyat Stadı otoparkında kurulan parkurda sağlık çalışanları tek tek ambulanslara binerek kayma kontrolü, şerit değiştirme, kavşaklarda sürücü davranışları, kazadan kaçış manevraları, takip mesafesi, güvenli sollama, çıkmaz sokakta manevralar gibi konularda deneyimli eğitmenlerden dersler aldı. Ardından kimi belirli aralıklarla yeniden sınava tabi tutulan kimi ise ilk kez eğitimlere katılan sağlık çalışanları, direksiyon başına geçti, parkurlarda manevralarını daha iyi yapabilmek için çalıştı. Zorlu eğitimleri geçemeyen trafiğe çıkamıyor, istekleri “Duyarlı” olunması Eğitimlerde başarı sağlayamayan hiçbir sürücü ise sahaya çıkamazken başarıyla tamamlayan kişiler ise Sağlık Bakanlığı onaylı sertifikalarıyla ambulanslarla trafiğe çıkabiliyor. Sağlık çalışanlarının alandaki zorlu eğitimi, manevraların ustalıkla yapıldığı anlar ile 112 ekibinin trafikte seyrettiği anlar havadan görüntülendi. Eğitimlerde kimi sürücülerin manevraları ustalıkla kullandığı o anlar dikkat çekerken trafikteki sağlık ekibinin fermuar sisteminin uygulanmasıyla yoluna hızla devam ettiği anlar da gözler önüne serildi. Eğitimlerle sürücülerin olağan dışı yollar, kaygan zemin, sıkışık trafik şartları, dar yollar ve çeşitli zorlu şartlarda ambulans kullanabilme kabiliyetlerinin arttırılması hedefleniyor. Avrupa Yakası İl Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Murat Lafcı ve 112 ekibinin ortak isteği ise hastaların yaşam mücadelesine katkı sunmak amacıyla çıktıkları yollarda vatandaşların duyarlı davranmaları oldu. “Vatandaşlardan empati kurmalarını rica ediyoruz" Kimi sağlık çalışanlarının sınava ilk kez girdiğini kimi ambulans sürücülerinin ise belirli aralıklarla yeniden sınava tabi tutulduklarını aktaran İstanbul Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Murat Lafcı, zamanla yarışan ekiplere vatandaşların destek olması gerektiğini söyledi. Sözlerini sürdüren Lafcı, “Ayda en az 2 hafta olmak üzere düzenli periyotlarla bu eğitimi vermekteyiz. Bu eğitimdeki amacımız da şöyle; sahada çalışan arkadaşlarımız motor, nörolojik yeteneklerinde ya da yetilerin bir kayıp olup olmadığını tespit etmek, aynı zamanda 4 günlük eğitimde de araçla ilgili mekanik bilgileri vermek üzerine kurulu bir eğitim. Eğitim hava şartlarına göre değişiyor, arkadaşlar yağışlı, karlı ortamlarda da alıyor. Arkadaşların trafikte yaşadığı sorunları minimuma indirebilmek için bu eğitim veriliyor. Geçene kadar aktif olarak sahaya göndermiyoruz, bugüne kadar en fazla 2 eğitimden sonra tekrar sahaya dönüyorlar. İstanbul trafiği ya da dar sokaklarda ambulansların hareket alanları çok kısıtlı olduğu için arkadaşlar eğitim sayesinde bulundukları alana uygun manevra yeteneklerini geliştiriyor. Vatandaşlardan empati kurmalarını rica ediyoruz, o ambulansın içinde bir gün kendi yakınları; eşi, dostu, çocuğu olabileceğini düşünerek buna göre ambulansa bunun dışında itfaiye, polis ekiplerine de bu konuda destek vermelerini rica ediyoruz. Bunun için de bir fermuar uygulamamız var. Bakanlığımızın da talimatıyla fermuar sistemini bütün vatandaşlarımıza anlatmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. “Çoğu zaman hastaya ulaşmakta zorluk çekiyoruz, olağanüstü bir çaba sarf ediyoruz" Eğitimlere katılan sağlık çalışanlarından paramedik Cuma Yalçın, "İleri sürüş eğitimi alıyoruz. İstanbul büyük bir metropol, tabi ki trafik sıkıntımız var. Çoğu zaman hastaya ulaşmakta zorluk çekiyoruz, bunun için olağanüstü bir çaba sarf ediyoruz. Dar yollar var, oraya girmek ve hatta çıkmakta da zorluk çekiyoruz” dedi. “Bizi yadırgayanlar da takdir edenler de oluyor" Eğitimlerin büyük katkı sunduğuna dikkat çekerek trafikte kadın sürücü olmakla ilgili konuşan sağlık çalışanlarından İnci Kurukuma, “Kadınlar olarak özellikle bu eğitimi almamız gerektiğini düşünüyorum. Normal araç kullanmak ile ambulans kullanmak bambaşka şeyler. Araba kullanıyorsunuz ama ambulans kullanmak hem hastayı taşıyorsunuz hem arkadaşlarınızın sorumluluğu hem kendi sorumluluğunuz. Yüksek, büyük araç bambaşka bir duygu, tecrübe kazanmamız gerektiğini düşünüyorum. Bizi yadırgayanlar da takdir edenler de oluyor. Özellikle yol vermeyenler bazen kadınlarımıza trafikte de yapılan şeyler, özellikle yol kesenler, arkamızdan bizi takip edip yol avantajını kullanmaya çalışanlar bunlar trafiği tehlikeye atıyor. Biz hasta taşıdığımız için hem bizim hem hastanın güvenliğini de tehlikeye atıyorlar. Rica ediyoruz; lütfen bu şekilde davranmazlar, daha anlayışlı olurlarsa çok memnun oluruz” şeklinde konuştu.