GÜNDEM - 26 Şubat 2017 Pazar 12:04

Diyarbakır’daki Ezidiler Midyat’taki kampa nakledildi

A
A
A
Diyarbakır’daki Ezidiler Midyat’taki kampa nakledildi

Diyarbakır’da yaklaşık 3 yıl belediyelerin kurduğu kampta sağlıksız koşullar altında yaşam mücadelesi veren Ezidiler, şüpheli ölümlerin, intiharların ve tecavüzlerin yaşandığı, terör örgütü PKK tarafından çocuklarının kullanıldığı kamptan kurtarıldı.

Midyat’taki kampa nakledilen Ezidiler, burada kendilerine sunulan imkanla yeniden hayata tutundu. 

Musul’un Sincar bölgesinin 3 Ağustos 2014'te DEAŞ’ın eline geçmesinin ardından kaçarak Türkiye’ye sığınan Ezidilerin yaklaşık 4 bini, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından Yenişehir Belediyesine bağlı piknik alanına yerleştirildi. Ancak kamp, kısa sürede kan dondurucu iddialarla gündeme gelmeye başladı. Şüpheli ölümlerin, intiharların ve tecavüzlerin yaşandığı kampta terör örgütü PKK’nın Ezidi çocukları eylemlerinde kullandığı iddiası da ortaya atıldı.

Bu iddianın doğruluğu ise 6-8 Ekim Kobani olaylarında hastane tutanaklarının basına yansımasıyla kanıtlandı. Bunların yanı sıra kamptaki sağlıksız koşullar, mülteci çocuklara eğitim imkanı verilmemesi, altyapı yetersizliği, sağlık hizmeti verilmemesi ve benzeri gibi nedenler yüzünden binlerce Ezidi zaman içerisinde kamptan ayrılarak ya Avrupa’ya gitti ya da Kuzey Irak Kürt Yönetimi Bölgesi’ne döndü. Kampta kalan bin 86 Ezidi ise, zor şartlar altında yaşam mücadelesi vermeyi sürdürdü.

Kamp, Yenişehir Belediyesine kayyum atanmasının ardından AFAD’a devredildi. AFAD ekipleri, yaptıkları çalışma sonucunda kamp alanında sondaj suyu içildiğini, altyapının yetersiz olduğunu, kış koşullarına uygun olmayan çadırların üç yıldır kullanıldığını, ayrıca kampın dört parçaya bölünerek her bir parçasının bir belediyenin kontrolüne verilmesi nedeniyle standardın bulunmadığını belirledi.

Bunun üzerine kampın tahliye edilmesi kararı alındı. Ezidiler arasından bir heyet kuran AFAD, bölgedeki kampları gezdirerek, kalmak istedikleri kampı kendilerinin belirlemesini sağladı. Mardin'in Midyat ilçesindeki kampı seçen Ezidiler, 4 Ocak’ta buraya yerleştirildi.

Mardin Göç İdaresi Müdürlüğünce uluslararası koruma başvuruları alınan Ezidilerin kimlik, sağlık, sosyal yardım, eğitim ve benzeri kamusal hizmetlere erişimleri sağlandı. Diyarbakır’da belediyelerin kurduğu kampta yaklaşık 3 yıl yaşam mücadelesi veren Ezidiler, Midyat’ta yeniden hayata tutundu.

İhlas Haber Ajansı (İHA), Midyat’taki kampa girerek Ezidilerle görüştü. Kampın Diyarbakır’daki kamp ile kıyaslanamayacağını belirten Ezidiler, daha sağlıklı koşullarda yaşadıklarını anlattı. Burada çocuklarının eğitim gördüğünü, sağlık hizmetine 24 saat eriştiklerini, taziye çadırında taziyeleri kabul ettiklerini ifade eden Ezidiler, devletin tüm imkanlarını kendileri için seferber ettiğini, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm yetkililere teşekkür ettiklerini vurguladı.

“Diyarbakır’da bir sürü sıkıntı yaşadık”

DEAŞ’ın saldırmasının ardından kaçarak Türkiye’ye sığındıklarını anlatan Ahmet Hacı, “Kaçıp Türkiye Cumhuriyeti'nin kapısını çaldık, bizlere kapılarını açtılar. İlk geldiğimizde Diyarbakır kampına gittik. Orada maalesef bir sürü sıkıntı yaşadık. Çocuklarımız 3 sene okula gitmediler. Bizim hastalarımız da oluyordu, hastaneler de bizleri almıyorlardı. Yani biz orada bir sürü sıkıntılar yaşadık. Daha sonra AFAD’ın kampı olan buraya geldik. Şuanda iyi bir şekilde yaşıyoruz. Bizim için önemli olan sağlık ve eğitimdi. Şuanda çocuklarımız okullarına gidiyorlar, sağlık sorunlarımız olduğunda burada kampımızın içinde hastanemiz var. Sonuçta bizler mülteciyiz, evimizde olmadığımız için mutlaka burada eksikliklerimiz olacaktır. Sanırım şuan da Türkiye Cumhuriyeti'nde 3 milyon mülteci yaşıyor. Biz kendi durumumuzdan memnunuz” dedi.

“Çocukların okumasını sağladılar”

Kampta sığınmacı olarak yaşayan ve Ezidi çocuklara eğitim veren öğretmen Rose Acır Reşo, “DEAŞ tarafından mağrur edildik ve ailemle birlikte buraya sığındık. Çocuklarımla buraya geldim ve orada yaptığım öğretmenlik görevimi burada yapıyorum. Türkiye bize her türlü imkanı sağladı. Çocukların okuması için her türlü maddi ve manevi destekler bizlere verildi. Türk halkı çok iyi” diye konuştu.

“Burada geleneklerimizi yaşatabiliyoruz”

Kamptaki taziye çadırında bir yıl önce Diyarbakır’daki kampta hastalık yüzünden kaybettiği kuzeninin taziyelerini kabul eden Ezidi Piri Tahsin Musa, “1 yıl önce amcamın oğlunu Diyarbakır kampında hastalığından dolayı kaybettim. Amcamın oğlunun senelik hayrını buradaki kampın taziye evinde veriyoruz. Bu bizde bir gelenektir, adetimizdir. Geleneklerimizi burada yaşatabiliyoruz. Biz burada onun yemeğini verdik, hayratını verdik, taziyesini yapıyoruz” ifadelerini kullandı. 

Nesrin İlyas Murat, kampta kendilerine çok iyi davranıldığını anlatarak, Diyarbakır’dan buraya getirildikleri için memnun olduklarını kaydetti.

“Burası Diyarbakır’daki kamptan daha iyi”

Diyarbakır’daki şartların buradaki kadar iyi olmadığını söyleyen Hayri Süleyman, şunları kaydetti:
“Diyarbakır’da eğitim ve sağlık konusunda çok sıkıntılar yaşıyorduk. Bizleri AFAD ekiplerine de teslim etmiyorlardı. Daha sonra AFAD’a teslim edildikten sonra bizleri buraya getirdiler. Buradaki durumumuz Diyarbakır’dan daha iyidir. Burada imkanlarımız yavaş yavaş daha iyiye gidiyor, eksikliklerimiz tamamlanıyor.”

“Bizden hiçbir şeyi esirgemediler”

Kampta sunulan olanaklar nedeniyle kendilerini evlerinde hissettiklerini anlatan Davut Murat Kari, şunları söyledi:

“Biz Türkiye’ye giriş yaptığımızdan bu yana devletten tutun kaymakama, Milli Eğitime varana kadar bize her türlü desteği, olanağı sağladılar ve hiçbir şeyi bizlerden esirgemediler. Hatta bizleri Türk vatandaşlarından öncelikli yaptılar. Ben bizzat Recep Tayyip Erdoğan ile iki defa görüştüm. Hatta buraya geldiğinde de kendisiyle görüştüm. Bize söyledikleri şunlardı; ‘Bir lokma ekmeğimiz olsa o lokmayı sizlerle paylaşırız, ekmeğimizin yarısı bizimdir, yarısı da sizlerindir. Kendinizi burada yalnız hissetmeyin, sizlere her türlü imkanımızı sağlayacağız.’ Kendisine çok teşekkür ediyoruz.”

“Günde 80-100 hastaya bakıyoruz”

5 ay önce Midyat Devlet Hastanesinde göreve başladığını ve kampta nöbetçi olduğunu anlatan Dr. Ozan Dörtkol ise, “Her gün bir tabip Midyat Devlet Hastanesinden görevli olarak kampa geliyoruz. Bugünkü nöbetçi hekim benim. Öğleden önce poliklinik, sonra sevklerin işlemlerini yapıyoruz. Günde 80 ila 100 civarında hastamız geliyor. 24 saat burada bir hekim, bir hemşire ve bir otomasyoncu görev yapmaktayız. Burada acil bir durum olduğunda öncelikle biz müdahale ediyoruz. Burada halledemediğimiz bir işlem olduğunda da istediğimiz vakit de Midyat Devlet Hastanesine sevk yapabiliyoruz. Bunun dışında Midyat Devlet Hastanesinde olmayan uzmanlık alanlarımız var. Mesela dermatoloji gibi. Bunların olduğu durumlarda da hafta içinde Mardin Devlet Hastanesine sevk ediyoruz” dedi.  

Neriman Çelebi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Nemrut Kalderası’na ziyaretçi akını Bitlis’in Tatvan ilçesindeki Nemrut Kalderası, doğaseverlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. 2 bin 250 rakım zirve yüksekliğiyle dünyanın ikinci büyük krateri olan Nemrut Krater Gölü’nün yer aldığı Nemrut Kalderası, doğal güzellikleri ve eşsiz manzarasıyla her mevsim ziyaretçilerini cezp etmeye devam ediyor. Bitlis Valiliği, Tatvan ilçesindeki Nemrut Kalderası’nda meydana gelen ayı saldırıları ve ayıların beslenme alışkanlıklarının bozulması nedeniyle 31 Ekim 2024 tarihinden itibaren kış sezonu boyunca kalderanın iç kısmına inişi yasaklamıştı. Yasağa rağmen, doğaseverler ve fotoğraf tutkunları Nemrut Kalderası’na olan ilgilerini sürdürüyor. Bölgenin doğal güzelliklerine hayran kalan doğaseverler, zirveye çıkarak kalderanın muhteşem manzarasını seyretmenin keyfini yaşıyor. Tatvan ilçesi ile Van Gölü’nün panoramik görüntüsünü de aynı noktadan görebilen ziyaretçiler, doğanın sunduğu bu görsel şöleni fotoğraflamayı da ihmal etmiyor. Nemrut Kalderası, her mevsim farklı bir güzellik sunmasıyla biliniyor. İlkbaharda bin bir çeşit çiçekle renklenen kaldera, yazın serinliğiyle sonbaharda ise sararan yapraklarla ve kışın ise karla kaplı zirveleriyle ziyaretçilerini mest ediyor. UNESCO Küresel Jeopark Ağı’na aday gösterilen bölge, bilimsel ve turistik açıdan da büyük önem taşıyor. Doğallığı ile güzel manzaralar sunan Nemrut Kalderası’ndaki yasağın gerekli tedbirlerin alınarak kaldırılmasını isteyen vatandaşlar, "Nemrut’u çok özledik, içeri giremiyoruz ama zirveden de olsa bu güzelliği görmek yetiyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul Aylık en yüksek reel getiri euroda oldu Aylık en yüksek reel getiri, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 3,83 oranlarıyla euroda gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart ayı Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları’nı açıkladı. Buna göre, aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 4,42, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 3,83 oranlarıyla euroda gerçekleşti. Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 2,90, BIST 100 endeksi yüzde 1,66, mevduat faizi (brüt) yüzde 1,27 ve Amerikan Doları yüzde 0,64 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 1,90 oranında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 2,31, BIST 100 endeksi yüzde 1,08, mevduat faizi (brüt) yüzde 0,69 ve Amerikan Doları yüzde 0,07 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; DİBS yüzde 2,46 oranında yatırımcısına kaybettirdi. Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 10,90, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 8,05 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 4,95, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 7,40 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 13,83, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 6,83 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 5,99, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 11,77 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 22,20, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 9,28 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 12,70 ve DİBS yüzde 6,18 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Amerikan Doları yüzde 6,23, Euro yüzde 6,79 ve BIST 100 endeksi yüzde 8,70 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) yüzde 0,78 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; DİBS yüzde 5,05, Amerikan Doları yüzde 16,14, Euro yüzde 16,65 ve BIST 100 endeksi yüzde 18,35 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
Adana Limonda stokçuların oyunu ortaya çıktı Ticaret Bakanlığı’nın limon ihracatını durdurma kararı sonrası Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Depolardaki limonlar tüccar ve çiftçiler tarafından il ve ilçe tarım müdürlüklerine eksik beyan edildiği için bakanlığımız ihracata kısıtlama getirdi. Limonumuz yeni sezona kadar ülkemize yeter ve artardı" dedi. Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden Adana ve Mersin’de binlerce dönüm alanda üretimi yapılan limondan yaklaşık 1,5 milyon tonun üzerinde rekolte alındı. Bahçelerde hasadın yüzde 99’u biterken Ticaret Bakanlığı, Şubat ayının sonunda Adana, Mersin ve Hatay’da yaşanan soğuk hava ve don afetini gerekçe göstererek bugünden itibaren limon ihracatını geçici süreyle durdurdu. İhracatın durması nedeniyle alınan kararın tekrar gözden geçirilmesi istendi. Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan ise depolardaki limonların tüccar ve çiftçiler tarafından ilgili kurumlara eksik beyan edildiği için bakanlığın kısıtlama getirdiğini belirterek duruma dikkat çekti. "Depolarda limon çok" Konuyla ilgili Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, açıklamalarda bulundu. Doğan, "Ticaret Bakanlığı tarafından limona ihracat kısıtlaması getirildi. Geçen sezon limon depolara az girip para ettiği için çiftçimiz bu sene geçen seneki limonun 2 katından fazla 3 katına yakınını depolara gönderdi. Ancak depolardaki limonlar tüccarlar tarafından il ve ilçe tarım müdürlüklerine eksik beyan edilmediği için bakanlığımız ihracata kısıtlama getirdi. Aslında limonumuz yeni sezona kadar ülkemize yeter ve artardı" ifadelerini kullandı. "Hasat süresi gelene kadar depolardaki limon çürür" Depolardaki limonun kilogram fiyatının 35-40 liradan satıldığını vurgulayan Doğan, daha sonra şunları söyledi: "Ticaret Bakanlığı bu yasağı almamalı. Bu yasak devam ederse bizim hasat süresi gelene kadar depolardaki limon çürür. Arjantin ve Güney Afrika ülkeleri Mayıs sonu ve Haziran ayının başından sonra limon ihracatı yaptığı için aslında Haziran’a kadar bu karar alınmasa daha iyi olurdu. Depolardaki limonları çiftçi ve tüccarlar bakanlığı bildirmedi, bakanlıkta bu yasağı aldı. Keşke bu yasak alınmadan önce ziraat odası başkanlarının da görüşü alınsaydı. Şu anda tüccara limonun maliyeti 20 lira. Eğer tüccar buradan para kazanamazsa seneye yatak limonu depoya hiç koymayacak. Bakanlık bu kararı önceden bildirse çok daha iyi olurdu." Doğan, ayrıca karar sonrası limon fiyatlarında düşüş yaşanacağını ancak çiftçi ve tüccarın zarar edebileceğini belirtti.