SAĞLIK - 25 Nisan 2017 Salı 11:29

Diyabet, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle önlenebilir

A
A
A
Diyabet, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle önlenebilir

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Özgür Sirkeci diyabetin sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle önlenebildiğini, en sık görülen diyabet tipinin ise obezite ve insülin direnciyle ilişkili tip 2 diyabet olduğunu ifade etti.

Diyabetin Türkiye’de görülme sıklığı yüzde 13.7

Şeker hastalığının günümüzde en önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Özgür Sirkeci, diyabetin görülme sıklığının gittikçe arttığını, örneğin Türkiye çapında yapılan bir araştırmada diyabet sıklığının yüzde 13.7 olarak tespit edildiğini ifade etti. Şeker hastalığının sadece kan şekeri yüksekliği anlamına gelmediğini de belirten Uzm. Dr. Sirkeci, diyabetin yıllar içerisinde kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, mide ve bağırsak hastalıkları, nörolojik rahatsızlıklar ile göz hastalıklarına da yol açtığını söyledi.

Sağlık sorunlarının giderek artmasının temel nedeni düzensiz ve sağlıksız beslenme

Sağlık sorunu sıklığının giderek artmasının temel nedeninin, düzensiz ve sağlıksız beslenme ve buna bağlı olarak görülen obezite olduğunu belirten Uzm. Dr. Özgür Sirkeci, diyabetin sadece diyetsel ve hareketli bir yaşam tarzı ile önlenebilir, gelişimi geciktirebilir bir hastalık olduğunu, obezite ve sedanter yaşam tarzının ise şeker hastalarının en büyük düşmanı olduğunu söyledi.

Erken teşhisle yıllar içerisinde oluşabilecek diyabete bağlı hastalıklar kontrol edilebilir

Erken teşhis edilip gerekli önlemler alındığında yıllar içerisinde oluşacak birçok diyabete bağlı hastalıkların kontrol edilebilir olabildiğini anlatan Uzm. Dr. Özgür Sirkeci, bu yüzden özellikle karın çevresi geniş, kilolu, kilo vermekte zorlanan, ailesinde şeker hastalığı hikayesi olan kişilerin mutlaka sağlıklı yaşam tarzını benimsemelerinin yanında, düzenli sağlık kontrolleri yaptırmaları önerisinde de bulundu.

En sık görülen diyabet tipi “Tip 2 Diyabet”

Uzm. Dr. Özgür Sirkeci sözlerine şöyle son verdi; “Temel olarak iki tip diyabet olmakla birlikte özel diyabet tipleri de mevcuttur. Fakat en sık görüleni ve obezite ve insülin direnci ile ilişkili olanı Tip 2 diyabettir. İnsülin direnci kan tetkikleri ile ölçülebilir, hastanın karın çevresinin geniş olması, obezite varlığı ile tahmin edilebilir bir parametredir. Tip 2 Diyabet’in gelişiminde temel rolü oynayan insülin direncinin ortadan kaldırılması ile diyabetin gelişiminin önlenmesinde büyük bir adım atılmış olur. Sadece diyet ve egzersiz, bazen de eklenebilecek birtakım ilaçlarla kontrol edilebilecek bir durum haline gelir. Özetle diyabet önlenebilir bir hastalıktır, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz ise sağlıklı yaşamanın temel yapı taşlarıdır”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Ordu’nun fındığı Antalyalı miniklere tanıtıldı Ordu’nun Ünye ilçesi Meçhul Asker Ortaokulu Baykuşlar Anasınıfı öğretmen ve öğrencileri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’nın Maarif Programı kapsamında “Kardeş Okul Kart Etkinliği” düzenlendi. Ünye Meçhul Asker Ortaokulu’na bağlı Baykuşlar Anasınıfı Öğretmeni Tuğba Cinek öncülüğünde sosyal medya üzerinden oluşturulan iletişimle kardeş okul olarak belirlenen Antalya’nın Kepez ilçesi Fatih Selek Ali Işıkhan Anaokulu’ndaki öğrencilere ve öğretmenleri Ayşe Arıtürk Keskinkılıç’a fındık hediyesi gönderildi. İki farklı coğrafyadaki çocukları bir araya getiren dostluk köprüsü projesinde minik öğrenciler hazırladıkları yılbaşı kartlarıyla Antalya’daki arkadaşlarıyla duygularını paylaştı. Fındık ve çeşitli hediyelerinde olduğu 20 öğrencinin hazırladığı koli, öğretmenleri Tuğba Cinek öncülüğünde Antalya’ya gönderildi. “Hazırladığımız fındığımızı Antalya’daki kardeş okula gönderdik” Kardeş okul olan Antalya’nın Kepez ilçesinde öğrencilere Ünye’nin meşhur fındığını gönderdiklerini ifade eden Meçhul Asker Ortaokulu Baykuşlar Anasınıfı Öğretmeni Tuğba Cinek, “Bizler her sene yeni yıla girerken böyle bir ’Kardeş Okul Kart Etkinliği’ düzenliyoruz. Bu projemiz çocuklarımız açısından da çok faydalı oluyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yeni uygulanan Maarif programa uygun olarak tüm Türkiye’deki okul öncesi öğretmenlerle iletişimde olmak amacıyla böyle bir etkinliğimizi gerçekleştirdik. Öncelikle sosyal medyadan bir okulla eşleşiyoruz ve eşleşen bu okullar birbirlerine yılbaşı kartları hazırlayarak ufak hediyeler gönderiyorlar. Biz de bu projeyle Antalya’nın Kepez ilçesinde bulunan bir okulla eşleştik. Daha sonra çocuklarımız kendi emekleriyle birer yılbaşı kartı hazırladılar. Yine velilerimiz bölgemizin ekonomideki en önemli yeri olan fındığı Antalya’ya göndermek için bizlere ulaştırdılar. Biz de çocuklarla beraber bunları poşetledik” dedi. “Antalya’nın Ünyemizi tanımasını istedik” Kardeş okul olarak Ünye’nin tanıtılması için fındık gönderdiklerini ifade eden Tuğba Cinek, ”Neden sadece fındık gönderiyoruz dersek çünkü bölgemizin geçim kaynağı hem fındık hem de bu ürünü Akdeniz Bölgesi’ndeki çocuklarımızın da görmesini sağlamak amacıyla bunu yapıyoruz. Hazırladığımız fındıklara ilçemizi tanıtmak için Ünyemizin logosunu yapıştırdık. Yani gönderdiklerimizle Antalya’nın Ünyemizi tanımasını istiyoruz. Gönderdiğimiz hediyelerimiz Antalya’nın Kepez ilçesi Fatih Selek Ali Işıkhan Anaokulu’ndaki öğrenci ve Ayşe Arıtürk Keskinkılıç öğretmenimize gidecektir” diye konuştu. (ÜG-
Kütahya Kütahya’nın tarihi dokusunun korunup tanıtılması için harekete geçtiler Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi, şehrin tarihi bölgelerinden Germiyan Sokağı’nın tanıtımını yapmayı ve tarih bilincini artırmayı amaçlayan kapsamlı bir proje başlattı. "Yaşayan Hazine: Germiyan Sokağı" adlı proje, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu 2204-A Lise Araştırmaları Proje Yarışması kapsamında "Tarih" ve "Kültürel Miras" temaları altında geliştirildi. Projenin danışmanı Gülten Özyurt ile öğrenciler Ömer Yiğit Sönmez ve İsmail Afyon’un katkılarıyla gerçekleştirilen çalışma, Kütahya’nın tarihi dokusunun korunmasına ve tanıtılmasına önemli bir katkı sağlıyor. Gülten Özyurt, projenin amacını, "Germiyan Sokağı’nı daha bilinir hale getirmek, tarih bilincini artırmak ve sokaktaki tarihi konakları daha aktif bir şekilde kullanmaya teşvik etmek" olarak açıkladı. Özyurt, projenin odak noktalarından bazılarını şu şekilde sıraladı: "Germiyan Sokağı halk ve öğrenciler tarafından yeterince biliniyor mu? Sokak yeterince ziyaret ediliyor mu? Konaklar hangi amaçlarla kullanılıyor? Germiyan Sokağı’nı daha bilinir hale getirmek için neler yapılabilir?" "Tarihi sokağın dokusu korunmalı" Öğretmen Gülten Özyurt, "UNESCO tarafından "Oluşturucu Şehir" unvanı verilen Kütahya, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çekerken, Germiyan Sokağı ise 19. yüzyıl sivil mimarisini yansıtan Kütahya evleriyle bu zenginliğin önemli bir parçasını oluşturuyor" diye konuştu. Özyurt, projenin bu tarihi sokakta bulunan konakların ve sokak dokusunun korunarak daha canlı hale getirilmesini hedeflediğini belirtti. Gülten Özyurt, "Proje kapsamında, Germiyan Sokağı hakkında lise öğrencilerinin bilgi seviyesini ölçmek amacıyla anketler yapıldı, sokaktaki konakların tarihini öğrenmek için konak sahipleriyle görüşüldü ve konaklarla ilgili kaynak taraması için kütüphaneler araştırıldı. Germiyan Sokağı’nı tanıtmak amacıyla bir video hazırlandı, okul bünyesinde fotoğraf yarışması düzenlendi, broşürler tasarlandı ve sergi ile video gösterimleri gerçekleştirildi. Bu proje, Kütahya’nın tarihi ve kültürel zenginliklerini genç nesillere aktarmayı ve Germiyan Sokağı’nın daha geniş kitlelere tanıtılmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Ayrıca, bölgedeki farkındalığı artırarak tarihi alanların daha etkin bir şekilde değerlendirilmesine öncülük etmesi bekleniyor" ifadelerini kullandı.
Erzurum ETÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’ni yeni laboratuvarlarla güçlendirdi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde iki laboratuvarın açılışı düzenlenen törenle gerçekleştirildi. Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünde öğrenim gören öğrencilerin daha nitelikli bir eğitim almasına ve teorik bilgilerini pratiğe dökmesine imkan sağlayacak olan Beslenme İlkeleri ve Besin Kimyası Laboratuvarları düzenlenen törenle hizmete girdi. Açılış programına ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Fatih Yetim, Prof. Dr. Naim Ürkmez, Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, Genel Sekreter Prof. Dr. Ahmet Dumlu, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Elanur Yılmaz Karabulutlu, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Dekan Prof. Dr. Elanur Yılmaz Karabulutlu, yeni laboratuvarların Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne güç katacağını belirterek: “Günümüzde beslenmenin önemini her zamankinden çok daha fazla gündemde görüyoruz. Gıdanın içeriğini doğru anlamak, beslenme ilkelerinin bilimsel temellere dayandırmak ve bireyin yaşam kalitesini arttıracak çalışmalara yön vermek bizler için hem bir sorumluluk hem de bir gelecek vizyonudur. Bu laboratuvarlar yalnızca eğitim ve araştırma alanı değil aynı zamanda öğrencilerimizin teorik bilgilerini pratiğe dönüştürebildiği, bilimsel bilgiye katkı sağlayabilecekleri ve mesleki yeterliliklerini pekiştirebilecekleri bir ortamdır. Bu vesileyle laboratuvarlarımızın üniversitemize ve fakültemize kazandırılmasında emek harcayan başta Rektörümüz olmak üzere herkese teşekkür ediyor, laboratuvarlarımızın hayırlı olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. Dekan Karabulutlu’nun ardından konuşan Rektör Çakmak ise laboratuvarların teorik derslerin uygulamasının yapılabilmesi için büyük önem taşıdığına dikkat çekerek: “Halihazırda mevcut bulunan bölümlerimizin tamamında laboratuvar imkanlarımızın en üst düzeyde olması gerekiyor. Bu anlamda eksikliklerimizi gidermek için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Elbette bugün laboratuvar açmanın sevinci ve gururu içindeyiz. Fakat biz her zaman ileriyi düşünerek daha fazlasını yapmamız gerektiğinin de bilincindeyiz. Sağlık alanının insana dokunan bir alan olması hasebiyle öğrencilerimizin nitelikli bireyler olarak buradan mezun olması bizler için çok önemli. Sizlere sunulan imkanları daha da iyileştirmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu vesileyle Beslenme İlkeleri ve Besin Kimyası Laboratuvarlarımızın hepimiz için hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Ankara Sağlık-Sen çalıştay serilerini Türkiye geneline yayıyor Sağlık-Sen çalıştaylarını yerele yaydıklarını bildiren Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, “Yerelde Şubelerimizin düzenleyeceği bu çalıştay serisinin ilkine, Ocak ayında Hemşirelik Çalıştayı ile başlıyoruz” dedi. Tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini birebir belirlemek, bizzat sorun yaşayan çalışanların kendisinden sıkıntıları dinlemek ve tartışmak için çalıştaylara önem veren Sağlık-Sen, bu kapsamda çalıştaylar serisini Türkiye geneline yayma kararı verdi. Sağlık-Sen çalıştaylarının yerelde şubeler tarafından devam ettirileceğini duyuran Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, “Sağlık-Sen olarak, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızın sorunlarını yerinde dinlemek, çözüm önerileri geliştirmek ve geleceğe yönelik stratejiler oluşturmak amacıyla yeni bir çalıştay serisi başlatıyoruz. Yerelde Şubelerimizin düzenleyeceği bu çalıştay serisinin ilkine, Ocak ayında Hemşirelik Çalıştayı ile başlıyoruz” ifadelerini kullandı. “Ortak bir yol haritası oluşturmayı hedefliyoruz” Akademik sendikacılık anlayışıyla çalışanların gerçek sorunlarını bizzat kendilerinden dinleyip tespit etmeyi amaçladıklarını belirten Doğan, “Ocak ayında başlayacak Hemşirelik Çalıştayı ile hemşirelerimizin sahadaki sorunlarını detaylı bir şekilde ele almayı, taleplerini ve beklentilerini dinlemeyi, her ildeki farklı sorunları ve çözüm önerilerini anlamayı, sağlık sistemindeki iyileştirmelere yönelik ortak bir yol haritası oluşturmayı hedefliyoruz” açıklamasında bulundu. “Çalışanlarımızın sesi olmaya devam ediyoruz” Hemşirelerin düşük ücret sorununa dikkat çeken Doğan, “Hemşirelerimizin hak ettikleri ücretlerin artırılması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Onların emeği ve fedakarlığı, sağlık sistemimizin temel direğidir ve hak ettikleri değeri görmeleri için mücadelemizi sürdürüyoruz. Farklı illerden gelecek farklı bakış açıları ve çözüm önerileriyle, Sağlık-Sen, üyelerinin sesi olmaya ve sağlık mesleklerinin geleceğini şekillendirmeye devam ediyor” diye konuştu.
Kayseri Deniz Niğdelioğlu’nun cezası belli oldu Futbolcusunu dövdüğü için Amatör Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edilen Talas Denizspor Teknik Sorumlusu Deniz Niğdelioğlu’nun cezası belli oldu. Deniz hocaya, 3 farklı maddeden toplam 210 gün hak mahrumiyeti cezası verildi. Kayseri’de faaliyet gösteren Talas Denizspor Teknik Sorumlusu olan Deniz Niğdelioğlu’na Amatör Futbol Disiplin Kurulu tarafından ceza verildi. Deniz Niğdelioğlu; 3 farklı maddeden toplam 210 gün Hak Mahrumiyeti cezası aldı. Amatör Futbol Disiplin Kurulu’nun aldığı kararda; "Talas Denizspor Teknik Sorumlusu Deniz Niğdelioğlu hakkında, TFF C lisansına sahip Amatör Takım teknik sorumlusu olduğu bununla birlikte ilgili Kulübün başkanı yani yöneticisi de olması nedeniyle Antrenörlerin Statüsü ve Çalışma Esasları Talimatının Antrenörlerin Yükümlülükleri başlıklı 15/1-j maddesine aykırılık nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı madde 46 uyarınca takdiren 90 gün hak mahrumiyeti cezası verilmesine, farklı soyunma odalarında kendisinden yaşça küçük futbolcuya hakaret ederek saldırması nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı madde 44/1-c uyarınca 90 gün hak mahrumiyeti cezası verilmesine ve spor ahlakına aykırı hareket eden, tutum ve davranışlarıyla TFF’nin saygınlığını zedelemesi, futbolun değerini düşüren, sporda şiddet ve düzensizliği teşvik eden nitelikte mahiyette hareketlerde bulunması nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı madde 36/1-a uyarınca 30 gün hak mahrumiyeti cezası verilmesine, sonuç ceza olarak toplamda 210 gün hak mahrumiyeti cezası verilmesine, infazın tedbir tarihi olan 20.12.2024 tarihinden itibaren başlatılmasına karar verildi" açıklaması yapıldı.