EKONOMİ - 24 Mayıs 2023 Çarşamba 14:23

Deprem bölgesinde 141,5 bin kişi işsizlik ödeneğinden faydalanıyor

A
A
A
Deprem bölgesinde 141,5 bin kişi işsizlik ödeneğinden faydalanıyor

Şubat ayı itibarıyla işsizlik ödeneğinden faydalananların sayısı 53 bin 265 artarak 141 bin 514 oldu. Kısa çalışma ödeneğinden faydalanan sayısı 81 bin 707’ye ulaştı. Ödeme miktarı ise 1,3 milyon TL’den 231 milyon 289 bin TL’ye yükseldi.

Deprem sonrasında sağlanan istihdam destekleriyle işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı 134 bin 686 artarken kısa çalışma ödeneği alanların sayısı 81 bin 707 oldu. Deprem nedeniyle OHAL bölgesi ilan edilen illerde işten çıkarma yasağı getirilmiş ve kısa çalışma ödeneği ile nakdi ücret desteğinden yararlanabilme imkânları tanınmıştı. Bu çerçevede İŞKUR verilerine göre, Şubat 2023 itibarıyla işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı aylık olarak 134 bin 686 kişi artarak 319 bin 703, faydalananların sayısı ise 53 bin 265 artarak 141 bin 514 oldu. Diğer taraftan, kısa çalışma ödeneğinden faydalanan sayısı bir önceki ay bin 261 iken, deprem sonrasında 81 bin 707’ye ulaştı. Ödeme miktarı ise 1,3 milyon TL’den 231 milyon 289 bin TL’ye yükseldi.

TEPAV İstihdam İzleme Bülteni’nin Şubat 2023 sayısında aktarılanlara göre, kayıtlı istihdam verileri, Şubat 2023’te deprem öncesine kıyasla 580 bin üzerinde istihdam kaybına işaret ederken Kahramanmaraş, Malatya, Hatay ve Adıyaman’da çalışan sayısındaki düşüşler yüksek seviyelerini korudu. Ocak ayında deprem bölgesine ait istihdam bildirimlerinde yaşanan keskin düşüşler toplam kayıtlı istihdamda aylık olarak yüzde 3,4 gerilemeye neden olurken Şubat ayında ise yüzde 1 artış kaydedildi. Söz konusu iki aylık değişim toplam istihdamda 2022 yılı sonuna göre 580 bin 394 gerilemeye işaret etti. Diğer taraftan, Şubat 2023 itibarıyla yıllık veriler Kahramanmaraş, Malatya ve Hatay’da yüzde 30 ve üzeri, Adıyaman’da da yüzde 20 dolayında istihdam kayıplarının bulunduğunu; Osmaniye, Gaziantep ve Elazığ’da daha sınırlı da olsa istihdamda daralmaların yaşandığını gösteriyor.

Birçok sektörde istihdam artışları deprem öncesi döneme göre geriledi

Şubat ayında imalat ve toptan-perakende ticaret sektöründe gözlenen yıllık istihdam artışlarının deprem öncesi seviyelerin altında olduğu görüldü. Hizmet sektörlerinden finans ve sigorta faaliyetlerinde geçen ay gözlenen keskin istihdam kaybı büyük ölçüde telafi edildi. Yıllık istihdam değişimlerine bakıldığında, imalat ve toptan-perakende ticaret sektörlerinde artışların deprem öncesine kıyasla önemli oranda gerilediği; imalatta yüzde 2,5’e, toptan ve perakende ticaret sektöründe ise yüzde 3,7’e düştüğü gözlemlendi. Bunun yanı sıra, inşaat sektöründe geçtiğimiz aylarda yaşanan hızlı artış eğilimi yüzde 12,8 ile korundu. Depremde en fazla etkilenen sektörlerden biri olarak yıllık istihdamı Ocak ayında yüzde 5,1 oranında daralan finans ve sigorta faaliyetlerinde, Şubat ayında yüzde 6,5 oranında artış kaydedildi. Diğer hizmet sektörlerinden eğitimde yüzde 2,7, ulaştırma ve depolamada yüzde 4,5 düzeyinde istihdam artışları yaşanırken her ikisi de deprem öncesi düzeylerinin altında kaldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.