POLİTİKA - 28 Ekim 2023 Cumartesi 16:36 | Son Güncelleme : 28 Ekim 2023 Cumartesi 22:52

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen "Büyük Filistin Mitingi"nde açıklamalarda bulundu.

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından Atatürk Havalimanı’nda “Büyük Filistin Mitingi” düzenlendi. Mitinge katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşlara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

“Gazzeli mazlumlara umut olduğunuz için teşekkür ediyorum”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Her birinize Filistin davasına sahip çıktığınız için Gazzeli mazlumlara umut olduğunuz için şahsım milletim adına teşekkür ediyorum” sözleriyle başlayarak, “Bu toprakları bize vatan olarak bırakan ecdadın tüm şehitlerini, gazilerini, kahramanlarını rahmetle anıyorum. Anadolu Selçuklu devletinden Osmanlıya ve Cumhuriyete kadar vatan topraklarına hükümdarlık mührümüzü vurduğumuz devletlerimizin kurulmasında ve yaşatılmasında emeği geçenleri minnetle yad ediyorum. Coğrafyamızın semalarında bayrağımızın ilelebet dalgalanması, ezanlarımızın kıyamete kadar okunması için emek veren akıl ve alın teri döken herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

“Gazze için yüreğimizdeki yangını cümle aleme haykıracağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında “Bugün, burada öyle büyük bir milletsiniz ki, bunu farklı şekilde ortaya koydunuz. Öyle büyük bir millet ve devletiz ki, ne gücümüz ne derdimiz, ne mücadelemiz sadece kendi sınırlarımızda kaimdir. Yarın Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılının coşkusunu yaşarken bugün Gazze için yüreğimizdeki yangını cümle aleme haykıracağız. Ufkumuzun uzandığı her yerde kalplerini ve gözlerini bize çevirmiş kardeşlerimizin derdiyle dertlendiğimiz, gerektiğinde sınırlarımızı açtığımız kardeşlerimize yaptığımız gibi, Gazze için de bugün olduğu gibi kıyamdayız” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

“Bir asır önce bu millet ve bu ülke için Adana neyse Gazze'de oydu”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Netanyahu nasıl teröristse Hamas da teröristmiş. Yazıklar olsun. Hamas kimdir? Bundan bihaber olan talihsizler var ve onlara ülkemde oy atanların da şu anda iyi düşünmesi lazım. Bugün burada yaşadığımızı, tarih bize yaşatmasın inşallah. Kırım’dan Karabağ’a, Bosna’dan Kerkük’e, Filistin’den Türkmenistan’a, Afganistan’dan Çeçenistan’a pek çok coğrafya için biz gözyaşı döktük. Ömrümüz boşuna geçmedi. Bugün birileri Gazze’yi uzakta çok uzakta görüyor ve ne yazık ki bunu açıkça söylüyor. Bir asır önce bu millet ve bu ülke için Adana neyse Gazze'de oydu. Edirne neyse Üsküp'ün, Kırklareli ne ise Selanik’in, Mardin neyse Musul’un, Gaziantep neyse Halep'in o olduğu gibi Gazze de vatan toprağının parçasıydı. Nereden nereye geldik. Çanakkale Şehitliğine yolunuz düştüğünde mezar taşlarının üstündeki isimlere ve şehirlere iyi bakın. Orada Balıkesirli ile Şanlıurfalının olduğu gibi Gazzeli ile Üsküplünün de yan yana yattığını göreceksiniz” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

“Biz mazlumlardan yanayız”

Türkiye’nin tarihi ile kültürü, coğrafyası ve medeniyeti ile büyük bir devlet olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye asla bitmeyecek büyük tehditlerin üzerinde olduğu bir ülkedir. Ülkemizin kuzeyinde, güneyinde, doğusunda, batısında yaşanan hiçbir hadisenin, çıkan hiçbir krizin kurulan hiçbir ittifakın Türkiye üzerine oynanan oyunlardan bağımsız olmadığını bilin. Hamas terör örgütü değil dedim ya, bundan İsrail çok büyük rahatsız oldu. Zaten başka bir şey beklemiyorduk. Bunu bildiğimiz için de açık ve net olarak ifade ettik. İsrailli yöneticilerin en üst seviyede dile getirdiği kavramların altını kazıyın. Hepsinin içinden ülkemiz topraklarını da kapsayan bir ihanet haritası çıkar. 1947’de Gazze, Filistin buralar ne idi bugün ne. İsrail sen buralara nasıl geldin? Nasıl girdin? Sen bir işgalcisin. Sen bir örgütsün. Türk milleti bunu biliyor. Batı sana borçlu ama Türkiye’nin sana borcu yok. Onun için bu kadar rahat konuşuyoruz. Türkiye sana borçlu olmadığı için Erdoğan böyle konuşuyor. Batının her ülkesi sana borçlu. Borçlu olduğu için de konuşamıyorlar. Seni ziyarete geliyorlar. Ziyarete gelerek senden adeta af diliyorlar. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz mazlumlardan yanayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

“Ukrayna-Rusya savaşında katledilen siviller için timsah gözyaşları dökenler bugün binlerce masum çocuğun ölümünü sessizce seyrediyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşımızda İstanbul’un işgali sırasında 1453’teki fethin rövanşı edasıyla hareket edenlerin kursaklarında kalan hevesleri var. Hatırlayın duvarlara 1453'ü yazanları unutmuyoruz değil mi? Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Ermenileri, Ege, Marmara ve Karadeniz’de Rumları kışkırtıp, milletimizi yok etmeye kalkanların modern versiyonları var. Karşımızda son iki asırdır bizi siyasi, sosyal, ekonomik olarak adeta dilim dilim doğrayanların kapanmamış hesapları var. Sizler de görüyorsunuz dün Ukrayna-Rusya savaşında katledilen siviller için timsah gözyaşları dökenler, bugün binlerce masum çocuğun ölümünü sessizce seyrediyor. Ukrayna’da ölenler için gözyaşı döktünüz de Gazze'de ölen bu yavrular için neden sesiniz çıkmıyor. Ey Batı size sesleniyorum; siz yeniden bir hilal-haçlı mücadelesi mi estirmek istiyorsunuz? Eğer böyle bir gayretin içerisindeyseniz biliniz ki, bu millet ölmedi, dimdik ayakta. Aynı şekilde, aynı kararlılıkla Libya'da, Karadağ'da neysek bilesiniz ki Ortadoğu'da da oyuz. Son 10 yıldır terörle mücadele adına ne yaptıysak, hangi başarıyı kazandıysak, bunlara rağmen gerçekleştirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

“Gazze'de yaşanan katliam topyekun Batı'nın eseridir”

“Bir gece ansızın gelebiliriz” şiarıyla çizdikleri yolda ilerlemeyi sürdüreceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanınız olarak biz milletimizi seviyoruz. Milletimize fedai can etmeye hazırız. Milletimizle beraber bu yolda ilerlemeye her an hazırız. Tarihte nasıl destanlar yazdıysak bu millet yeni destanlar yazmaya hazırdır. Bunlar dediğimizin kimler olduğunu biliyorsunuz değil mi? ABD'siyle, Avrupa'sıyla, iplerini onların tuttuğu tüm piyonlarıyla merhum Mehmet Akif’in tek dişi kalmış canavar diye tabir ettiği Batı'dan bahsediyorum. Gazze’deki katliamın da en büyük sorumlusu işte bu Batı’dır. Gazze'de yaşanan katliam topyekun Batı'nın eseridir. Çocuk katilleri verdikleri tam desteği demokrasi ve adalet gibi kavramlarla gizlemeye çalışmaları da ayrı bir komedidir. İsrail onlara rağmen adım atamaz. Atsa bile 3 gün içinde çöker. Biz bunları iyi tanırız. Batı'nın bu sinsi ve kirli taktiği deşifre olmuştur. Bunu en iyi biz biliyoruz. Biz Irak ve Suriye’nin kuzeyinde karşımıza çıkartılan ciğeri beş para etmez teröristlerin gerisinde kimlerin olduğunu gayet iyi biliyoruz. PKK'nın YPG'nin FETÖ'nün gerisinde kimler var biliyoruz. İsrail’de var. Para ise para, silah ise silah. Benim milletim de bunları gayet iyi bilmeli. Biz lafa gelince liberal, özgürlükçü kurum ve kişilerin gerçekte hangi gayelerle ülkemizin ayağına çelme taktığını gayet iyi biliyoruz. Aynı hakikatlere Gazze'de şahit oluyoruz. Batı dünyası Gazze’deki çocuk, kadın, mazlum katliamını meşrulaştırmak için siyasetçisinden medyasında seferber oldu” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

“İsrail biz de seni savaş suçlusu olarak dünyaya ilan edeceğiz”

İsrail’in savaş suçu işlediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail tam 22 gündür açıkça savaş suçu işliyor. İsrail biz de seni savaş suçlusu olarak dünyaya ilan edeceğiz. Bunun hazırlığı içerisindeyiz. Bunun çalışmasını yapıyoruz ve savaş suçlusu olarak İsrail’i dünyaya tanıtacağız. Batılı liderler bırakın buna tepki göstermeyi İsrail'e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor. Ey Batı ne kadar çocuk, kadın ve yaşlı ölmesi lazım ki siz ateşkesi ilan edin. Bu son tavrı ile batının günah defteri bir kez daha boyunu fersah fersah aşmıştır. Elbette her ülkenin kendini savunma hakkı varmış” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

“Gazze sadece hayata tutunma mücadelesi verenlerin değil hepimizin meselesidir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de savunma değil açık ve alçakça bir katliam yürütülmektedir. Gazze halkını bir silah gibi kullandıkları açıkla, susuzlukla, yakıtsızlıkla, sağlık hizmetlerini çökerterek topluca yok etme peşindeler. İşte bu geceyi yaşadık değil mi? Bu gece Gazze’nin hali neydi gördünüz değil mi? Her taraf karanlık hiçbir şey yok yiyecek bir şey yok, hastaneler karanlık ve düşünün anestezi kullanmadan ameliyat yapıyorlar. Operasyonlarını karanlıkta yapıyorlar. Ey dünya, bütün bu gerçekleri görüyorsunuz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri haykırıyor ama duymuyorsunuz sağır oldunuz. Bunlara asla kulak vermediniz. ‘Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz’ demiştim. Bunlar öldürmeyi iyi bilenler. Dün birbirlerini gırtlaklıyor. Yahudileri gaz odalarında topluca yok ediyor. Attıkları atom bombasıyla içindeki insanlarla birlikte şehirleri haritadan siliyorlardı. Şu anda aynı zihniyet bugün de Gazze’de, daha önce Karabağ’da, Bosna’da Irak’ta Suriye’de pek çok yerde bu zulümleri gördük. Vahşetin doğrudan failidir bunlar. İşte bunun için Gazze sadece hayata tutunma mücadelesi verenlerin değil hepimizin meselesidir. Bunu İslami ve insanı zeminin dışına çıkaranlara da bir çift sözüm var. Kendi küçük siyasi oyunlarını köhnemiş tarihi hesaplarını hastalıklı taassuplarını Gazze’deki mücadelenin önüne geçirenlere diyoruz ki ‘yapmayın’ Gazze’de öldürülen veya her an öldürülme tehdidi altında yaşayan masum çocukların, kadınların, erkeklerin vebaline girmeyin. Gazze’de işlenen insanlık ve savaş suçlarına ortak olmayın. Yakın geçmişte Irak’ta Suriye’de coğrafyamızın köşelerinde yaşananlardan ders alın. Filistin’in ünlü şairi ne diyor, ‘zalim düşmana bağırdım ey Filistin senin adına. Ölürsem böcekler vücudumu didik didik edin, karınca yuvasından kartal çıkmaz hiçbir vakit. Yalnız yılan çıkar zehirli yılanlardan. Gençliğin yüreğiyim her daim, yüreğiyim beyaz kanatlı atlıların’ Evet karınca yumurtasından kartal çıkmayacağı gibi batının vicdanından merhamet küçük hesaplarla hareket edenlerin heybesinden hayırlı neticeler asla sadır olmaz. Artık hangi kökene, hangi inanca, mezhebe sahip olursa olsun coğrafyamızdaki Türk toplumları olarak bir olmalı birlikte olmalı beraber hareket etmeliyiz. Aksi taktirde teker teker herkesin aynı akıbete duçar olması kaçınılmazdır. Bölge ülkelerinin ve adlarının tamamını birliğin rahmetinde buluşmaya ayrılığın azabından uzak kalmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

“Dün geceden beri yapılanlar tam anlamıyla bir cinnet halidir”

İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı saldırılardan bu yana şehit olan çocukların sayısı 3 bin 600’ü, şehitlerin tamamının sayısı da 7 bin 700’ü bulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e net mesaj: 'İsrail'i savaş suçlusu ilan edeceğiz'

“Şehit edilenler arasında 500 sağlık çalışanı, 25 gazeteci, 38 BM görevlisi de var. Yaralanan 19 bin 734 Gazzeli’nin sığındığı hastaneleri vuran bir vahşetle karşı karşıyayız. İnsanların alışveriş yaptığı pazar yerleri, okullar, sokaklar, ayakta kalan her türlü bina bu barbarlığın hedefidir. Kesintisiz süren bombardımanlarda 30 bin bina, 200 bini aşkın konut yerle yeksan oldu. Hiçbir Gazzeli’nin başını sokacak evi işini yürütecek dükkanı neredeyse kalmadı. Elektrik su kanalizasyon alt yapısı zaten tümüyle imha edildi. Dışarıdan yardım getirilmesine izin verilmediği için elektrikten gıdaya sağlık ve temizlik malzemesine kadar tüm insani ihtiyaçlar karşılanamaz halde. Dün geceden beri yapılanlar ise tam anlamıyla bir cinnet halidir. Tüm bu vahim tabloya rağmen Gazze halkının sergilediği vakur kararlı duruşu tarihe şanlı direniş destanı olarak yazılacaktır. İman ve azim öyle bir hasrettir ki atalarımızın değimiyle tekeden süt çıkartır. İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür. Sabır ve kararlılık öyle bir hasrettir ki aynı noktaya vuran su damlalarını yaptığı gibi mermeri bile deler. Filistin direnişi Gazze’deki son hadiselerle geçmişte yaşadığı sıkıntıları aşarak işte böyle bir cesaret ve aldanma hikayesine dönüşmüştür. Esasen bu ruh ve heyecan Filistin halkında hep vardı. Filistin halkının direniş kararlılığını yine şairin diliyle söyleyeceğim. ‘Dişlerimle savunacağım yurdumun her karış toprağını, dişlerimle. Başka yurt istemem onun yerine. Assalar damarlarımdan beni istemem yine. Buradayım hala aşkımın tutsağı evimin çevresinde yurdumun peşinde buradayım hala. Yıkamazlar beni, ne kadar çarmıh yükleseler omuzlarıma buradayım hala. Tutarak sizi, tutarak avuçlarımda dişlerimle savunacağım yurdumun her karış toprağını’ Gazzeli dişleriyle yurdunu savunmaya hazır. Biz de hazır mıyız? Bu millet yapar. Dün yaptı bugün de yapar. Bunlara hazırlıklı olmamız lazım” şeklinde konuştu.

Emre Baba - Güvenç Açaroğlu - Zehra Baykal

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Yolcu otobüsünde binlerce silah parçası ele geçirildi: 6 gözaltı Düzce’de yaklaşık 2 yıl süren teknik ve fiziki takibin ardından düzenlenen operasyonda, İstanbul’a sevkiyatı yapılmak üzere yolcu otobüsüne yüklenen 46 bin 655 adet silah parçası ele geçirildi. Aralarında tabanca gövdeleri, namlular ve torna tezgahının da bulunduğu malzemelerle yaklaşık 2 bin 100 tabanca üretilebileceği belirlenirken, olayla ilgili 6 şüpheli yakalandı. Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte faaliyet gösteren silah kaçakçılarına yönelik yaklaşık 23 aydır sürdürülen teknik ve fiziki takibin ardından operasyon için düğmeye bastı. Şüphelilerin Düzce’den İstanbul’a çok sayıda silah parçası sevkiyatı yapacağı bilgisi üzerine harekete geçen ekipler, şüphelilerden M.E.K.’ye ait Tokuşlar Mahallesi’ndeki iş yeri, otomobil ve yolcu otobüsünü takibe aldı. İş yerinden silah parçalarının koliler ve torbalar içerisinde otobüse yüklendiği tespit edildi. Otoyolda durdurulan araçlarda yapılan aramalarda, toplam 46 bin 655 silah parçası ele geçirildi. Ele geçirilen malzemeler arasında; 2 bin 115 tabanca alt gövdesi, 2 bin 100 üst kapak takımı, 2 bin 100 namlu, 2 bin 100 tabanca iğnesi, 2 bin emniyet mandalı, 2 bin 100 mekanizma yatağı, 2 bin 100 üst kapak tutucu, 2 bin 100 üst kapak düşürme mandalı, 2 bin 100 iğne kontrol pimi, 2 bin 100 arpacık, 2 bin 50 tetik tutucu, 2 bin 50 iğne tutucu gibi diğer tamamlayıcı parçalar ile 1 adet silah yapımında kullanılan çok amaçlı torna tezgahı yer aldı. Ayrıca, aramada 3 adet ruhsatsız tabanca ile bu silahlara ait çok sayıda fişek ele geçirildi. Ekipler, ele geçirilen malzemelerin birleştirilmesi durumunda yaklaşık 2 bin 100 adet ruhsatsız tabanca üretilebileceğini belirledi. Operasyon kapsamında şüpheliler M.E.K., A.Ö., M.C.Ö., İ.İ., D.D. ve otobüs şoförü Z.D. gözaltına alındı. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma devam ediyor.
İstanbul Topkapı Sarayı’nda bir ilk: Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi ziyarete açıldı Topkapı Sarayı’nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir işleve sahip olan Mabeyn Yolu, kapsamlı bir hazırlık sürecinin ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, "Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Burada yaklaşık ilk etapta 250 parça çiniyi sergiliyoruz" dedi. Topkapı Sarayı’nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir işleve sahip olan Mabeyn Yolu, çalışmaların tamamlanmasının ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Sergi, Milli Saraylar Başkanlığı tarafından ilk etapta basın mensuplarına tanıtıldı. Topkapı Sarayı’nın Harem bölümü ile Mabeyn’i birleştiren koridor, tarihi işlevine sadık kalınarak galeri düzeninde ele alındı. Tematik yerleşim sayesinde ziyaretçiler, saray mimarisindeki kullanım bağlamını ve çini üslubundaki değişimi adım adım takip edebilecek. Modern depolama, titiz tasnif ve belgelemeyle özenle düzenlendi Topkapı Sarayı çinilerinin önemli bir bölümü, 2018’e kadar Harem’de dağınık depolarda saklanıyordu. Milli Saraylar, 2 bini aşkın kasada muhafaza edilen çinileri, Aziziye yapılarında kurduğu iki depoya taşıyarak saklama alanını 700 metrekareye çıkardı. 2021’de kurulan Çini Restorasyon Atölyesi ile tasnif ve belgeleme çalışmaları başlatıldı. 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı, 800 farklı desen envantere alındı Çalışmalar kapsamında 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı, 800 farklı desen envantere alındı. Çini galerisi seçkisi de bu çalışmaların sonucunda oluşturuldu. Restorasyon ihtiyaçları için depolarda eşleşen parçaların tespiti ise sürdürülüyor. Eserler, 3 farklı yüzyıla ait çinilerden oluşuyor Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi; 16. yüzyılın İznik merkezli klasik üslubundan 17. yüzyıldaki dönüşüm ve çeşitlenmeye, 18. yüzyılda Avrupa etkilerinin belirginleştiği Kütahya üretimine uzanan çizgiyi bir arada sunuyor. Lale, karanfil, sümbül, hatâî gibi motifler ile dönemsel manzara ve figüratif sahneler, estetik evrim ve kültürel etkileşim perspektifiyle izlenebiliyor. "Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası" Galeriyle ile ilgili bilgi veren Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, çini koleksiyonun Milli Saraylar Başkanlığının önemli parçası olduğunu söyleyerek, "Burası görmüş olduğunuz gibi Topkapı Sarayı’nın gizemli kalmış köşelerinden bir tanesi. Aslında sarayın tarihi içerisinde çok önemli bir yeri var. Burası Mabeyn Yolu olarak bilinen padişahın özel kullandığı dairelerle, haremi birbirine bağlayan çok önemli bir koridor. Ama daha sonraki yüzyıllarda kullanım dışında kalmış. Ve uzun yıllar unutulmuş bir mekandı. Mabeyn ile ilgili restorasyon projelerimiz çerçevesinde bu ara geçiş güzergahını da mekanda bulunan çinilere de atıfta bulunmak amacıyla bir çini galerisi olarak düzenledik. Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Buradaki çinilerden kastımız dekoratif olarak mekanlarda kullanılmış olan çinileri kapsıyor" dedi. "İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor" Topkapı Sarayı’nın oldukça zengin bir çini koleksiyonuna sahip olduğunu söyleyen Yıldız, "Bilhassa inşa edildiği dönemlerde ve 16. yüzyıldaki yeniden yapılanmasında Türk çini sanatının en zirve dönemi olduğu düşünülürse, bu çeşitlilik daha iyi anlaşılabilir. Bu noktada İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor. Bununla birlikte daha sonraki yüzyıllarda devreye giren Kütahya çiniciliğini çok özel örnekleri de var. Bunlarla ilgili tabi daha sonraki yüzyıllarda kullanım gereği bazı mekanlardan kaldırılmış çiniler, depolarımızda bulunuyordu. Bu çinileri ziyaretçilerin görme şansı pek fazla bulunmuyordu. Bu galeride bu çinileri bir bütün halinde bir seçki halinde ziyaretçiyle buluşturmayı hedefledik. Çünkü sarayın tarihinin ve koleksiyonlarının bu önemli parçası görülmeden bu saraya bir bütün olarak anlamak çok mümkün olmayacaktı" şeklinde konuştu. "Burada Osman Gazi’den Sultan 2. Selim’e kadar yaşamış olan Osmanlı Sultanlarının isimlerinin olduğu çini eserleri var" Serginin galeri duvarlarında padişahların isimlerinin olduğu çinilerin olduğunu söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Yer olarak buranın seçilmesinin önemi de buradan kaynaklanıyor. Bu içinde bulunduğumuz Mabeyn Yolunda hemen kameraların arkasındaki duvarda görmüş olduğunuz uzun bir yazı dizisi var. Burada Osman Gazi’den Sultan İkinci Selim’e kadar yaşamış olan Osmanlı Sultanlarının isimleri bir bütün halinde dolayısıyla bir 16. yüzyıl çinisinde yazılmış olduğunu görüyoruz. Bütün bu boyutlarıyla ziyaretçilerimize özellikle harem bölümüyle mabeyni bir araya bağlayan bu önemli noktada böyle bir gazeleyi kazandırmış olmaktan dolayı fevkalade mutluyuz" ifadelerini kullandı. "Çalışmalar, bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldı" Mabeyn Yolundaki restorasyon çalışmalarının 3 yılda yapıldığını söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Restorasyon çalışmaları oldukça uzun sürüyor. Mabeyndeki padişah daireleriyle ilgili çalışmalarımızda sona geldik. Padişahın kullanmış olduğu Aynalı Oda, Valide Sultan Dairesi bunların hepsi yakın zamanda ziyarete hazır hale gelecek. Burayı haremle bağlayan bu içinde bulunmuş olduğumuz galeri haline dönüştürdüğümüz koridor ise bugünden itibaren ziyaretçi tarafından gezilebilecek. Çalışmaların bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldığını söyleyebilirim" dedi. Sergide ilk etapta 250 eser sergileniyor Açılışı gerçekleştirilen sergide 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar ait eserlerden ilk etapta 250 eserin sergilendiğini söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Belki eser sayısından önce özellikle giriş bölümünde Nahvin’in yazmış olduğu ve 19. yüzyıl çinilerine işlenen çok önemli bir kaside var. Bu koleksiyonumuzun çok müstesna bir parçasıdır. Bir bütün halinde burada sergileyebiliyoruz, çok sayıda çiniden oluşuyor. Burada yaklaşık ilk etapta biz 250 parça çiniyi sergiliyoruz. Çiniler yaklaşık söylemiş olduğum gibi 16. yüzyıl ve 19. yüzyıl arasını kapsıyor. Dolayısıyla 19. yüzyıla varması nedeniyle bunların içinde bir miktar saraya ithal çinilerin geldiği dönemi de kapsadığını düşünürsek aslında Osmanlı sarayında kullanılmış olan bir bütün çini geleneğini burada yerli olsun yabancı olsun göstermiş oluyoruz" ifadelerini kullandı. "Hatıralar Yolu": Kitabeler ve Panolar Serginin galeri duvarlarında Osman Gazi’den Sultan 2. Selim’e uzanan padişah adlarının sıralandığı iri yazılı çiniler bulunuyor. "Mihrabiye" motifli üç pano arasında görülen "Soffa-i ali" ve "Hamam-ı âli" ifadeleri, bu panoların vaktiyle Hünkâr Sofası ve Hünkâr Hamamı’ndan taşındığını düşündürüyor. Böylece Mâbeyn Yolu, bir sergileme alanının ötesinde, saray hafızasını taşıyan bir "hatıra galerisi" işlevi de üstleniyor. "Kaside-İ Münferice" Çinileri de galeride yer alacak Ziyaretçiler, Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi boyunca Kaside-i Münferice’den seçilmiş beyitlerin işlendiği çinileri de görebilecek. 11. yüzyılda Tunuslu şair İbnü’n Nahvi tarafından kaleme alınan kaside, her sıkıntının ardından bir ferahlığın geleceğini vurgulayan mesajıyla tanınıyor. Halk arasında "kurtuluş getiren" bir metin olarak ün kazanan kaside, yüzyıllar boyunca zor zamanlarda dua niyetiyle okunmuş. Osmanlı döneminde de sevilen kasidenin Türkçe tercümeleri arasında 18. yüzyıl şairi Ebubekir Kani’nin manzum çevirisi öne çıkıyor. Çini Sanat Galerisi, Topkapı Sarayı’nın kapalı olduğu salı hariç, haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Ziyaretçiler, Harem bölümünde yer alan Mabeyn Taşlığı’ndan Mabeyn Yolu’na girdikten sonra Topkapı Sarayı çinilerini ve Tekfur Sarayı’ndan günümüze ulaşan bazı çini örneklerini; bir sonraki bölümde ise "Kaside-i Münferice" çinilerini görebilecek. Galeri, Harem bölümü bileti ile gezilebilecek, ilave ücret ödemek gerekmeyecek.
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık kiliminin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek, "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi.