Dağlık Karabağ’da Azerbaycan ordusu tarafında elde edilen zafer sonrası düzenlenen Zafer Geçit Töreni için Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, törenin ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile baş başa ve heyetlerarası görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından Türkiye ve Azerbaycan arasında bir dizi anlaşma imzalanırken, Erdoğan ve Aliyev ortak basın toplantısı için kameraların karşısına geçti.
“Böyle bir zafere tebrik etmek, mübarek olsun demek bizim de görevimizdir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu zaferin başta bu işin liderliğini yapan kardeşime, onun şahsında Azeri Türk kardeşlerime mübarek olmasını şahsım, heyetim, milletim adına diliyorum. 44 günlük bir savaş sonrasında ortaya çıkan netice Azerbaycan’daki kardeşlerimizi nasıl sevindirdiyse Türkiye’deki kardeşlerini de sevindirmiştir. Bu gerek şahsımızda gerek tüm milletimizin şahsında yaşanan bir sevinçti. Gerek hükümetimiz olarak gerekse parlamentonun büyük bir kısmı olarak bu sevinci beraber yaşadık.
Buna özellikle de yazılı görsel medyanın da büyük bir kısmı katıldı ve bu zaferi beraber kutladılar, mesajlarını bu istikamette verdiler. Şu anda bugün bu törenlere biz kardeşimin de daveti ile geldik ve caddedeki o heyecanı gördüğümüz zaman böyle bir zaferin neticesinde ancak coşku böyle olurdu. Bu şekilde olurdu. Bunu gördük. Böyle bir zafere tebrik etmek, mübarek olsun demek bizim de görevimizdir. Rabbim bundan sonraki süreci inşallah başarılarla dolu olarak devam ettirmeyi naip etsin” dedi.
“Bize de ulaşmak istedi ama doğrusu biz de dönmedik”
İlham Aliyev ile etraflıca görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün kardeşimle etraflıca görüştük. Karabağ niçin bugüne kadar sürüncemede kaldı, 30 sene niçin bu çile çektirildi. Bu Minsk Üçlüsü denilen üçlünün işi neydi? Bunların dünyanın en güçlü ülkeleriydi, Amerika, Fransa, Rusya... Neden neticelendirilemedi, neden oyalandı bu? Çok sonra olumlu mesajlar gelmeye başladı. Bunların başında Fransa, devamlı kardeşimi arıyordu, ondan neticeler elde etmeye çalışıyordu. Zaman zaman bize de ulaşmak istedi ama doğrusu biz de dönmedik.
Çünkü biliyorduk ki, dert başkaydı. Bunu da özellikle kardeşlerimiz ‘artık göbeğimizi keseceğiz’ dediler, adımı attılar, sonra da zaten iş yürümeye başladı. Biz burada Sayın Putin ile görüşmeler yaptık, işin diplomasi boyutunu Dışişleri Bakanım Mevlüt Bey yürüttü. İstihbarat boyutu, savunma boyutu yürütüldü. Bu çalışmalarla birlikte hava çok farklı gelişmeye başladı. Hele hele Sayın Putin’in yaklaşımlarını bir kenara koyamam, onun olumlu yaklaşımları da bu süreci olumlu istikamette götürmeye yardımcı oldu. Kardeşim, ‘Gerekirse altılı bir platform da oluşturabiliriz’ dedi.
Bunu Sayın Putin’de kabullendi. Rusya, Türkiye, Azerbaycan, İran, Gürcistan, eğer kabullenir, uyarlarsa Ermenistan’da bu platformun içinde yer alabilir. Böylece altılı platformla bir bölgesel barışı tesis edelim denildi. Bölgesel barışın bu bölgedeki ülkelere getireceği yükler vardı. Bu yüklerin alt yapı, üst yapı, siyasi, diplomatik yüklediği görevler vardı. Bugün de kardeşime söyledim, olumlu adımlar atıldığı taktirde bizde kapalı olan kapıları açarız. Biz de kapılarımızı Ermenistan’a kapatalım diye bir derdimiz yok, biz barışın adımlarını atmak istiyoruz. Kaldı ki, bizim Ermenistan halkına kinimiz yok, sıkıntı Ermenistan yönetimiyledir.
Benim ülkemde 100 bine yakın Ermeni vatandaşım var. Bunların içinde vatandaşlık hakkını elde edeni var, elde etmeyeni var. Onları da biz ülkemizde misafir ediyoruz. Bizim insanlara bir kinimiz yok. Maksat özellikle bu barışı hakim kılalım. Burada liderlikler çok önemli, kalkıp da sen Karabağ’ı kendi meclisinden geçirdiğin bir karar ile ‘burası artık devlettir ve biz burayı bu şekilde tanıdık’ deme hakkına sahip değilsin. Bunu Paşinyan bile kabul etmiyor, sen kalkıyorsun Macron olarak böyle bir şeyi meclisinden geçirmeye yöneliyorsun. Demek ki siyaseti öğrenememiş, devlet yönetimini de anlamamış, öğrenmemiş. Yarın bana kızacak, belki bu akşam kızacak. Öyle de olsa biz hakkı söylemek zorundayız” ifadelerini kullandı.
“Buraları bitir Şuşa’da beraber olalım inşallah dedik”
Azerbaycan’ın bundan sonra alt yapı ve üst yapı çalışmalarına başlayacağını söyleyen Erdoğan, “İnşallah yaz mevsimi ile beraber yapılan yeni yollardan, öğrendiğim kadarıyla inşallah yollar yapılacak, demiryolları yapılacak, bu kararı Sayın Başkan vermiş. Bütün bu yolar yapıldığı zaman hava değişecek. Buraları bitir Şuşa’da beraber olalım inşallah dedik. Şuşa bir tarih. Şuşa’yı o tarihi ile görmek bizler içinde bir aşk. Bunu da yaşayalım istedik. Bu kadar şehit ve gazilerimiz var. Şehitlerimiz bir şeye inanarak şehit oldular, şehitlerimiz ruhaniyetini bizim taltif etmemiz lazım.
Bugün gazilerimizi görünce ayrıca mutlu olduk. Bunlar boşuna gazi olmadılar. Bu gaziliğin altında yatan, bu gazilik Karabağ’ı gerçek sahibine kazandırmak içindi. Bu gaziler bunu verdikleri şehitlerle beraber başardılar. Bugün kardeşimle beraber alt yapı, üst yapılara yönelik çalışmalarımızı yaptık. Bütün bulundukları yerlerde ne var ne yok hepsini yakıp yıktılar, camileri yakıp yıktılar, bunlar kiliseleri de yakıp yıktılar. Bunları anlamak mümkün değil. Bakü’yü 20 yıl öncesinden bugüne getiren Azerbaycan yönetimi orayı da hiç gecikmeden çok farklı hale getirecektir. Bu güç İlham kardeşimde var. Bunu ispatladı. Yaz mevsiminde geldiğimizde Karabağ’ın değiştiğini göreceğiz. Bugün atılan imzalar bazı sembolik imzalardır atılacak daha çok imza var” dedi.
Derya Yetim