GÜNDEM - 27 Kasım 2022 Pazar 20:55

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir'

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir. Siyasette küslük olmaz." dedi.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Mısır ilişkilerinde güzel gelişmelerin olacağına inandığını belirterek, "Bizim körfez ülkeleriyle olan küslüğümüzü menfaate çevirmek isteyenler oldu. Tabi bunlar giderilince oyunlar bozuldu. İşte bunların içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri. İşte bizim Birleşik Arap Emirlikleri'yle münasebetlerimiz gayet iyi bir konumda. Daha da iyi olacak inşallah. Bu tabi malum bazı çevreleri rahatsız ediyoruz. Bundan sonraki süreçte nasıl Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir. Siyasette küslük olmaz." dedi.

Konya'da katıldığı toplu açılış töreni ve bir dizi programa katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gençlik Buluşmaları'nda gençlerle bir araya geldi. Gençlerle yapılan röportajların yer aldığı video gösterimi izleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, programının açılışında yaptığı konuşmada, "Konya’da miting bugünkü buluşmamız, çok daha farklıydı. Her şeyden önce Mevlana Meydanı farklı daha da genişlemiş Mevlana Meydanı'na giriş zaten çok çok farklıydı. Her gelişimde çok daha farklı bir hal aldığını görüyoruz. Yani Konya’ya bir el dokunuyor. Konya garip değil. Sağ olsun bugüne kadar tüm belediye başkan arkadaşlarım gerçekten çok büyük hizmet verdiler. Bizler zaten merkezi yönetim olarak, iktidar olarak hiçbir zaman kendi haline bırakmadık. Şu an itibari ile bizim 20 yıllık iktidar süremiz de Konya’ya yaptığımız toplam kamu yatırım olarak 80 milyar. Bunun içinde alt yapı yatırımları var, üst yapı yatırımları var tabi buna belediyenin yaptığı yatırımları katmıyorum. Bunlar sadece bizim Ankara merkezi yönetim olarak yaptığımız yatırımlardır. Gerek eğitim de yaptığımız yatırımlar. 4 üniversite Konya’da bunlar bizimle oldu ve bunun yanında sağlıkta yaptığımız yatırımlar, ulaşımda zaten yapılan yatırımlar büyük. Ankara’dan Konya’ya ister karadan gel, ister havadan gel, istersen raylı sistemle gel hepsi var mı? Var. Bunlar daha önce yok muydu? Niye yoktu? Niye yapmadılar? Bizden önce de bu ülkeyi yönetenler vardı. Onlar niye yapmadılar? Adamların derdi yoktu ama biz dertliyiz. Dertli olduğumuz için de adımlar attık. Ve düşünün artık İstanbul’dan Konya’ya veya Ankara’dan Konya’ya gelmek artık problem değil. Konfor arttı sıkıntı diye bir şey kalmadı. Gençlik bunları bilmesi lazım, çünkü 20 yıl önce olanları şimdi siz bilmiyorsunuz. 20 yıl önce öyle bir şey var mıydı? Yoktu. Şimdi tabi bunlar olunca gençlik, 20 yıl önce ne vardı, bunun farkında değil. Alt yapıda ne vardı? Bugün mesela bir viyadük açılışı yaptık, 166 metre yükseklik. Birileri bunları anlamaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ana muhalefete tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapılan yatırımları hatırlatarak, “Hastaneler, kamuya özel ortak alan mı bilmiyorlar, ben ne yapayım. Mesele zaten nedir yönetimde benim alanım ekonomi. Yönetimde asıl olan bir, insanı yönetmektir, iki parayı yönetmektir, üç bunlarla beraber proje üretmektir. Bu kamu özel işbirliğidir. Para senin kasandan çıkmayacak. Nereden çıkacak? Para işadamı ve yatırımcıdan... Yatırımcı ben parayı bulacağım sen de bana şu işi ver der. Onun ihalesini yapalım 10 senelik mi, 15 senelik mi, 20 senelik mi, şeklinde ister. Mesela bizim İstanbul’da da havalimanı dünyanın en önde gelen havalimanlarından bir tanesi ve sözleşme bitiş tarihi 2041’e kadar şu andaki işletmeciler burayı yürütecek. Ama bizim buraya cebimizden 1 kuruş para çıkmadı. Parayı onlar getirdi, onlar yaptı ve şu anda dünyanın ilk üç havalimanları arasında bunlar. Bize aynı zamanda buradan da belli bir ücret ödemesi de yapıyorlar. Kafa bu kafa Ama onlar ne yapıyor? Sakın buraya kimse gelmesin, dışardan kimse gelmesin, eğer bu ihalelere falan girerseniz ondan sonra parayı falan alamazsınız diyorlar. Ya bir ülkenin ana muhalefeti böyle konuşur mu? Bunları söyler mi? Yani yol yapana söylüyor, hastane yapana söylüyor, 'sakın bu işlere bulaşmayın aksi taktirde bunun altında kalırsınız' diyorlar. Tabi onu dinleyen ve onu dinleyecek bir iktidar yok. Biz işimize bakıyoruz. Ve adamlara lakap da takmışlar 'beşli çete' diyorlar. Bunu söylediğin zaman ülkede yabancı sermaye yatırma girer mi? Girmez. Bütün bunlara rağmen şu andaki iktidara girişimciler, yerli ve yabancı güvendiği için inandığı için giriyor. İşte İstanbul havalimanı böyle yapıldı. Ve Covid döneminde dünyada bütün havalimanları stop, ama bizimki sürekli çalıştı” ifadelerini kullandı.

"Artvin Yusufeli Barajı ve hidroelektrik santralini milli bütçeden yaptık"

Geçtiğimiz günlerde açılışı yapılan Artvin Yusufeli Barajı hakkında gençlere bilgi veren Erdoğan, “Artvin Yusufeli Barajı ve hidroelektrik santralini milli bütçeden yaptık. Dışarıda para almadık ama yerli mühendis, işçi, müteahhit firma aynı şekilde onlarla yaptık. Fakat öyle bir yerde baraj yapıldı ki, böyle dağların arasında teleferik sistemi ile dağları birbirine bağlayarak tüneller deliniyor ve bütün bu delinen tüneller ve bu tüneller Yusufeli ilçesini farklı bir yere taşıyoruz. Farklı bir yere taşırken baraj oradaki yapılan konutların, bir denizi haline geliyor. Yani şimdi bir yalı düşünün nereye bakıyor? Denize burada da nereye bakıyor? Baraja. Bu şekilde bir imkan ve şu anda Çarşamba günü açılışını yaptık ve senede oradan bize 5 milyar geri dönüş olacak. Bu ne demek? 7 senede bu baraj kendini finanse edecek, maliyeti 35 milyar liraya mahal ettik biz burayı. Fakat bu kadar zor koşullarda üretilen bir yatırım ki, nasip olursa bu yılın Mayıs veya Haziran’ında barajın su dolumu bitecek. Bir taraftan enerji üretimi, bir taraftan da su noktasında sıkıntıların giderilmesine kadar her şey ‘iş bilenin kılıç kuşananın’. Yani lafla bu iş olmuyor hamdolsun. Şimdi oradan bakıyorsunuz en üst yerde Yusufeli Barajı onun altına bakıyorsunuz, Artvin var, onun altında Borçka Barajı var onun altında Muratlı Barajı var. Bütün dünyada eşi benzeri yoktur ama Türkiye’de bir barajlar sistemi var. Artvin’in böyle bir zenginliği var, güzelliği var ve bir de dünya kadar yol yaptık. Neşet Ertaş’ın dediği gibi 'aşk ile koşan yorulmaz'” şeklinde konuştu.

"Bütün büyükşehirlerde en az bir tane Şehir Hastanesi kurma hedefimiz var"

Gençlere seslenen Erdoğan, “Bu milletin tarihi farklı biz öyle bir tarih yazmışız ki, o tarihi yazan bu milletin torunları olarak sizlerde bizi geçeceksiniz. Bizi geçtiğiniz zaman görevimizi yaptık deyin eğer bizi geçemezseniz, kusura bakmayın o zaman görevinizi yapmış olamazsınız. Çünkü her gün biraz daha ileri diyeceksek bu böyle olacak. Ve bunu siz yapacak güçtesiniz. İşte Şanlıurfa’yı Adıyaman’a bağladık. Eskiden orada çile vardı şimdi bitti. Bunlar sürekli aynı hızla devam ediyor. Devam edecek. İşte sağlıkta Şehir Hastanelerimiz ayrı bir güç, ayrı bir imkan. Eskiden parası olanların gittiği yer neresiydi Amerika’ydı ve parası olduğu için gidiyordu ama şimdi artık biz ambulans uçağımızı gönderiyoruz. Almanya’da neredeyse ölüme mahkum edilmiş hastamızı Hollanda’da aynı şekilde onları ambulans uçağımızla oradan alıp ülkemize getiriyoruz ve burada hastanelerimizde tedavilerini yaptırır hale geldik. Bunlarla gurur duyacaksınız, bunlarla öğreneceksiniz artık bizim elimizde bu imkanlarımız var. Dolayısıyla geleceğimizi emanet edeceğimiz bir gençlik olarak sizden bu başarıyı göstereceğinize inanıyorum. Bizim şimdi fiziki imkanlarımız gayet iyi. Ama bizim fiziki imkanlardan öte hekimlere ihtiyacımız var doktorlara ihtiyacımız var bu sayıyı ne kadar arttırırsak başarı yüzdemiz de inanıyorum ki o kadar artacak. Çünkü bir imkan var, fiziki imkanlar yerinde öyleyse ben tıp profesörlerine söylüyorum; hocam bak biz üzerimize düşeni siyasetçi olarak yaptık en modern hastaneler artık biz de, kusura bakmayın artık siz yetiştireceksiniz öğrencileri ve göğsümüzü gere gere bizim doktorumuz da var diyeceğiz. Her geçen gün bu noktada gençliğin müracaatı ve buradaki cazibe çok daha fazlasıyla artıyor. İnşallah kısa zamanda bu Şehir Hastanelerimizde süratle bütün büyükşehirlerde en az bir tane Şehir Hastanesi kurma hedefimiz var. İnşallah durmak yok yola devam diyoruz ve bu hedefimizi başaracağız. Tabii birileri her ne kadar gençlerimizi çantada keklik olarak bakıyor olsa da ama onları da gençlerimiz inşallah, önümüzdeki Haziranda gereken cevabı verecekler” diye konuştu.

"6'lı masa şu an gündemi meşgul etmenin gayreti içerisindeler"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmasının ardından gençlerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilerden Ayşe Kaya'nın "6'lı masanın aday çıkaramamasını merak ediyoruz. Sizce 6'lı masa bir önce ortak bir aday çıkarabilecek mi? Yoksa çıkaramadan dağılacak mı?" sorusu üzerine "Tabi er veya geç Yüksek Seçim Kurulunun seçim takvimi çalışmaya başladığı andan itibaren mecburen adaylarını açıklayacaklar. Ne zaman? Yüksek Seçim Kurulu seçim takvimini açıkladığı zaman. Şu an onlar gündemi meşgul etmenin gayreti içerisindeler. Gündemi nasıl meşgul ederiz işte böyle; ‘işte hadi sen bir yemek hazırla sana gelelim, komşu sen bir yemek hazırla sana gelelim' şu ana kadar yaptıkları bu. Bundan sonra son toplantıyı da malum yapmışlardı ama şimdi bir başka yemek verecek bir masa çıkar mı bilemiyorum" dedi.

"Bundan sonraki süreçte nasıl Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir"

Öğrencilerden Derya Olgaç da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "siyasette küslük olmaz" sözünü hatırlatarak, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasının Yunanistan'da ve içeriden de çok fazla rahatsızlık duyanların olduğunu söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasette küslük olmaz meselesi tabi yarın hangi ülkeyle gelişmeler ne gösterir ayrı bir konu. Fakat tabi Yunanistan rahat durmuyor. Sürekli üzerime üzerimize ileri geri konuşuyor, geliyor falan. Bir de Avrupa Birliği'nde bunlar çok çok farklı kampanyalar yürütüyorlar. Yani bu seçimlerden sonraki süreçte yeni bir dönem açılacak. Bizim tabi burada Sayın Sisi ile yaptığımız görüşmede Türkiye Mısır ilişkilerinde olayın liderler seviyesinde tartışılmasından öte ben kendisine onu da söyledim. Bizim Mısır halkıyla olan ilişkilerimiz farklı tarih orda var. Tabi son dönemde 9 yıllık bir süreç içerisinde bir sıkıntı yaşadık. Tabi o akşam özellikle de Katar Emirinin araya girişiyle bu adımı attık ve o sıkıntıyı aştıktan sonra da bir yarım saat 45 dakika kadar biz Sayın Sisi ile orada dar kapsamlı bir görüşme yaptık. Dedik ki, şimdi alt düzeyde bakanlarımız gidiş gelişleri başlatsınlar ondan sonra da biz bu görüşmelerimizi genişletelim, geliştirelim. Bütün derdimiz sizlerle Türkiye arasındaki bu kırgınlığı dargınlığı gidermek ve Akdeniz de Türkiye Mısır arasında böyle bir sıkıntı yaşanmaması gerekir. Tabi çok farklı bazı şeyler daha aramızda orada konuştuk. Daha sonra aldığım bilgi haberler çerçevesinde kendisi de bu görüşmeden çok çok mutlu olmuş, aynı mutluluk temennisini biz de ilettik. Şimdi süreç başladı. İnşallah bakanlarımızla bu süreç devam edecek daha sonra da bir araya gelmek suretiyle inşallah Akdeniz’de çünkü Mısır halkıyla Türk halkının birbiriyle olan bağlantıları çok farklı. Gücü bizim başkalarına kaptırmamız gerekir. Yani işte Yunanistan’ın buralara ulaşması olacak iş değil. Onun için güzel gelişmeler olacak diye inanıyorum. İşte bir arada biliyorsunuz, bizim körfez ülkeleriyle olan küslüğümüzü menfaate çevirmek isteyenler oldu. Tabi bunlar giderilince oyunlar bozuldu. İşte bunların içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri. İşte bizim Birleşik Arap Emirlikleriyle münasebetlerimiz gayet iyi bir konumda. Daha da iyi olacak inşallah. Bu tabi malum bazı çevreleri rahatsız ediyoruz. Bundan sonraki süreçte nasıl Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir. Siyasette küslük olmaz" dedi.

Ahmet Ataş - İbrahim Yetkin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Yolcu otobüsünde binlerce silah parçası ele geçirildi: 6 gözaltı Düzce’de yaklaşık 2 yıl süren teknik ve fiziki takibin ardından düzenlenen operasyonda, İstanbul’a sevkiyatı yapılmak üzere yolcu otobüsüne yüklenen 46 bin 655 adet silah parçası ele geçirildi. Aralarında tabanca gövdeleri, namlular ve torna tezgahının da bulunduğu malzemelerle yaklaşık 2 bin 100 tabanca üretilebileceği belirlenirken, olayla ilgili 6 şüpheli yakalandı. Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte faaliyet gösteren silah kaçakçılarına yönelik yaklaşık 23 aydır sürdürülen teknik ve fiziki takibin ardından operasyon için düğmeye bastı. Şüphelilerin Düzce’den İstanbul’a çok sayıda silah parçası sevkiyatı yapacağı bilgisi üzerine harekete geçen ekipler, şüphelilerden M.E.K.’ye ait Tokuşlar Mahallesi’ndeki iş yeri, otomobil ve yolcu otobüsünü takibe aldı. İş yerinden silah parçalarının koliler ve torbalar içerisinde otobüse yüklendiği tespit edildi. Otoyolda durdurulan araçlarda yapılan aramalarda, toplam 46 bin 655 silah parçası ele geçirildi. Ele geçirilen malzemeler arasında; 2 bin 115 tabanca alt gövdesi, 2 bin 100 üst kapak takımı, 2 bin 100 namlu, 2 bin 100 tabanca iğnesi, 2 bin emniyet mandalı, 2 bin 100 mekanizma yatağı, 2 bin 100 üst kapak tutucu, 2 bin 100 üst kapak düşürme mandalı, 2 bin 100 iğne kontrol pimi, 2 bin 100 arpacık, 2 bin 50 tetik tutucu, 2 bin 50 iğne tutucu gibi diğer tamamlayıcı parçalar ile 1 adet silah yapımında kullanılan çok amaçlı torna tezgahı yer aldı. Ayrıca, aramada 3 adet ruhsatsız tabanca ile bu silahlara ait çok sayıda fişek ele geçirildi. Ekipler, ele geçirilen malzemelerin birleştirilmesi durumunda yaklaşık 2 bin 100 adet ruhsatsız tabanca üretilebileceğini belirledi. Operasyon kapsamında şüpheliler M.E.K., A.Ö., M.C.Ö., İ.İ., D.D. ve otobüs şoförü Z.D. gözaltına alındı. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma devam ediyor.
İstanbul Topkapı Sarayı’nda bir ilk: Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi ziyarete açıldı Topkapı Sarayı’nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir işleve sahip olan Mabeyn Yolu, kapsamlı bir hazırlık sürecinin ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, "Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Burada yaklaşık ilk etapta 250 parça çiniyi sergiliyoruz" dedi. Topkapı Sarayı’nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir işleve sahip olan Mabeyn Yolu, çalışmaların tamamlanmasının ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Sergi, Milli Saraylar Başkanlığı tarafından ilk etapta basın mensuplarına tanıtıldı. Topkapı Sarayı’nın Harem bölümü ile Mabeyn’i birleştiren koridor, tarihi işlevine sadık kalınarak galeri düzeninde ele alındı. Tematik yerleşim sayesinde ziyaretçiler, saray mimarisindeki kullanım bağlamını ve çini üslubundaki değişimi adım adım takip edebilecek. Modern depolama, titiz tasnif ve belgelemeyle özenle düzenlendi Topkapı Sarayı çinilerinin önemli bir bölümü, 2018’e kadar Harem’de dağınık depolarda saklanıyordu. Milli Saraylar, 2 bini aşkın kasada muhafaza edilen çinileri, Aziziye yapılarında kurduğu iki depoya taşıyarak saklama alanını 700 metrekareye çıkardı. 2021’de kurulan Çini Restorasyon Atölyesi ile tasnif ve belgeleme çalışmaları başlatıldı. 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı, 800 farklı desen envantere alındı Çalışmalar kapsamında 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı, 800 farklı desen envantere alındı. Çini galerisi seçkisi de bu çalışmaların sonucunda oluşturuldu. Restorasyon ihtiyaçları için depolarda eşleşen parçaların tespiti ise sürdürülüyor. Eserler, 3 farklı yüzyıla ait çinilerden oluşuyor Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi; 16. yüzyılın İznik merkezli klasik üslubundan 17. yüzyıldaki dönüşüm ve çeşitlenmeye, 18. yüzyılda Avrupa etkilerinin belirginleştiği Kütahya üretimine uzanan çizgiyi bir arada sunuyor. Lale, karanfil, sümbül, hatâî gibi motifler ile dönemsel manzara ve figüratif sahneler, estetik evrim ve kültürel etkileşim perspektifiyle izlenebiliyor. "Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası" Galeriyle ile ilgili bilgi veren Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, çini koleksiyonun Milli Saraylar Başkanlığının önemli parçası olduğunu söyleyerek, "Burası görmüş olduğunuz gibi Topkapı Sarayı’nın gizemli kalmış köşelerinden bir tanesi. Aslında sarayın tarihi içerisinde çok önemli bir yeri var. Burası Mabeyn Yolu olarak bilinen padişahın özel kullandığı dairelerle, haremi birbirine bağlayan çok önemli bir koridor. Ama daha sonraki yüzyıllarda kullanım dışında kalmış. Ve uzun yıllar unutulmuş bir mekandı. Mabeyn ile ilgili restorasyon projelerimiz çerçevesinde bu ara geçiş güzergahını da mekanda bulunan çinilere de atıfta bulunmak amacıyla bir çini galerisi olarak düzenledik. Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Buradaki çinilerden kastımız dekoratif olarak mekanlarda kullanılmış olan çinileri kapsıyor" dedi. "İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor" Topkapı Sarayı’nın oldukça zengin bir çini koleksiyonuna sahip olduğunu söyleyen Yıldız, "Bilhassa inşa edildiği dönemlerde ve 16. yüzyıldaki yeniden yapılanmasında Türk çini sanatının en zirve dönemi olduğu düşünülürse, bu çeşitlilik daha iyi anlaşılabilir. Bu noktada İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor. Bununla birlikte daha sonraki yüzyıllarda devreye giren Kütahya çiniciliğini çok özel örnekleri de var. Bunlarla ilgili tabi daha sonraki yüzyıllarda kullanım gereği bazı mekanlardan kaldırılmış çiniler, depolarımızda bulunuyordu. Bu çinileri ziyaretçilerin görme şansı pek fazla bulunmuyordu. Bu galeride bu çinileri bir bütün halinde bir seçki halinde ziyaretçiyle buluşturmayı hedefledik. Çünkü sarayın tarihinin ve koleksiyonlarının bu önemli parçası görülmeden bu saraya bir bütün olarak anlamak çok mümkün olmayacaktı" şeklinde konuştu. "Burada Osman Gazi’den Sultan 2. Selim’e kadar yaşamış olan Osmanlı Sultanlarının isimlerinin olduğu çini eserleri var" Serginin galeri duvarlarında padişahların isimlerinin olduğu çinilerin olduğunu söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Yer olarak buranın seçilmesinin önemi de buradan kaynaklanıyor. Bu içinde bulunduğumuz Mabeyn Yolunda hemen kameraların arkasındaki duvarda görmüş olduğunuz uzun bir yazı dizisi var. Burada Osman Gazi’den Sultan İkinci Selim’e kadar yaşamış olan Osmanlı Sultanlarının isimleri bir bütün halinde dolayısıyla bir 16. yüzyıl çinisinde yazılmış olduğunu görüyoruz. Bütün bu boyutlarıyla ziyaretçilerimize özellikle harem bölümüyle mabeyni bir araya bağlayan bu önemli noktada böyle bir gazeleyi kazandırmış olmaktan dolayı fevkalade mutluyuz" ifadelerini kullandı. "Çalışmalar, bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldı" Mabeyn Yolundaki restorasyon çalışmalarının 3 yılda yapıldığını söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Restorasyon çalışmaları oldukça uzun sürüyor. Mabeyndeki padişah daireleriyle ilgili çalışmalarımızda sona geldik. Padişahın kullanmış olduğu Aynalı Oda, Valide Sultan Dairesi bunların hepsi yakın zamanda ziyarete hazır hale gelecek. Burayı haremle bağlayan bu içinde bulunmuş olduğumuz galeri haline dönüştürdüğümüz koridor ise bugünden itibaren ziyaretçi tarafından gezilebilecek. Çalışmaların bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldığını söyleyebilirim" dedi. Sergide ilk etapta 250 eser sergileniyor Açılışı gerçekleştirilen sergide 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar ait eserlerden ilk etapta 250 eserin sergilendiğini söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Belki eser sayısından önce özellikle giriş bölümünde Nahvin’in yazmış olduğu ve 19. yüzyıl çinilerine işlenen çok önemli bir kaside var. Bu koleksiyonumuzun çok müstesna bir parçasıdır. Bir bütün halinde burada sergileyebiliyoruz, çok sayıda çiniden oluşuyor. Burada yaklaşık ilk etapta biz 250 parça çiniyi sergiliyoruz. Çiniler yaklaşık söylemiş olduğum gibi 16. yüzyıl ve 19. yüzyıl arasını kapsıyor. Dolayısıyla 19. yüzyıla varması nedeniyle bunların içinde bir miktar saraya ithal çinilerin geldiği dönemi de kapsadığını düşünürsek aslında Osmanlı sarayında kullanılmış olan bir bütün çini geleneğini burada yerli olsun yabancı olsun göstermiş oluyoruz" ifadelerini kullandı. "Hatıralar Yolu": Kitabeler ve Panolar Serginin galeri duvarlarında Osman Gazi’den Sultan 2. Selim’e uzanan padişah adlarının sıralandığı iri yazılı çiniler bulunuyor. "Mihrabiye" motifli üç pano arasında görülen "Soffa-i ali" ve "Hamam-ı âli" ifadeleri, bu panoların vaktiyle Hünkâr Sofası ve Hünkâr Hamamı’ndan taşındığını düşündürüyor. Böylece Mâbeyn Yolu, bir sergileme alanının ötesinde, saray hafızasını taşıyan bir "hatıra galerisi" işlevi de üstleniyor. "Kaside-İ Münferice" Çinileri de galeride yer alacak Ziyaretçiler, Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi boyunca Kaside-i Münferice’den seçilmiş beyitlerin işlendiği çinileri de görebilecek. 11. yüzyılda Tunuslu şair İbnü’n Nahvi tarafından kaleme alınan kaside, her sıkıntının ardından bir ferahlığın geleceğini vurgulayan mesajıyla tanınıyor. Halk arasında "kurtuluş getiren" bir metin olarak ün kazanan kaside, yüzyıllar boyunca zor zamanlarda dua niyetiyle okunmuş. Osmanlı döneminde de sevilen kasidenin Türkçe tercümeleri arasında 18. yüzyıl şairi Ebubekir Kani’nin manzum çevirisi öne çıkıyor. Çini Sanat Galerisi, Topkapı Sarayı’nın kapalı olduğu salı hariç, haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Ziyaretçiler, Harem bölümünde yer alan Mabeyn Taşlığı’ndan Mabeyn Yolu’na girdikten sonra Topkapı Sarayı çinilerini ve Tekfur Sarayı’ndan günümüze ulaşan bazı çini örneklerini; bir sonraki bölümde ise "Kaside-i Münferice" çinilerini görebilecek. Galeri, Harem bölümü bileti ile gezilebilecek, ilave ücret ödemek gerekmeyecek.
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık kiliminin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek, "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi.