GÜNDEM - 03 Temmuz 2023 Pazartesi 18:40 | Son Güncelleme : 07 Temmuz 2023 Cuma 15:46

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Memur ve emeklilere verilen söz tutulacak

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Memur ve emeklilere verilen söz tutulacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Enflasyon oranlarının belli olmasıyla birlikte biz de memur ve emeklilerimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete sesleniş konuşması yaptı. "İslam dünyası olarak Kurban Bayramı'na ulaşmanın heyecanını yaşarken İsveç’in başkenti Stokholm’da mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yönelik gerçekleştirilen alçakça saldırı hepimizi öfkelendirmiştir" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2 milyar Müslüman'ın hissiyatını hiçe sayan bu sapkınlığın bırakın fikir özgürlüğünü, en temel insani değerlerle bağdaşması mümkün değildir. Bunlar İslam düşmanlığından beslenen nefret suçlarıdır. Bu nefret suçunun polis korumasında işlenebilmesi çok daha vahimdir. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde insanların kurallarına yönelik saldırılar, düşünce hürriyeti olarak nitelenemez. Nasıl kiliseyi veya bir başka inancın mabedini ateşe vermek özgürlük değilse Kur’an-ı Kerim mushafı yakma diye bir özgürlük olamaz. Bizim nazarımızda, camilerimizi hedef alan eylemler ile kutsal kitabımıza yapılan rezil saldırılar arasında hiçbir fark yoktur. Bu gerçeği aslında nefret suçlarına imza atanlar kadar buna izin verenler göz yumanlarda çok iyi bilir. Söz konusu kendi güvenlikleri olunca hiçbir hak, hukuk, ilke tanımayanlar sıra Müslümanların haklarına gelince bizden fikir özgürlüğünü hatırlıyorlar. Bu zihniyetin elinde fikir hürriyeti İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının tüm biçimlerini meşrulaştıran bir araç konumundadır" dedi.

"Bu saldırıları batıda hızla yayılan İslam ve Müslüman düşmanlığı hastalığının yeni tezahürleri olarak görüyoruz"

"Stockholm’de Kurban Bayramı'nın ilk günü hem de bir cami önünde gerçekleştirilen menfur eyleme münferit bir hadise gözüyle bakamayız" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bu saldırıları batıda hızla yayılan İslam ve Müslüman düşmanlığı hastalığının yeni tezahürleri olarak görüyoruz. Batı dünyası özellikle bu hastalıkla mücadele noktasında hiçbir adım atmıyor. 4 yıl önce Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrinde bir camide ibadet eden 51 Müslüman'ın şehit edildiği terör eyleminden hala ders alınmıyor. Neo-nazi örgütler çoğu zaman devlet içindeki uzantılarının da desteğiyle palazlanmaya devam ediyor. Aşırı sağcıların işlediği nefret suçlarının kaydı çoğu zaman hiç tutulmuyor. Failler ya yakalanıyor ya da ön kapısından mahkeme salonlarının arka kapısından ellerini, kollarını sallayarak çıkıyor. Günümüzde Müslümanlar için inançlarını özgürce yaşamak, dillerini sokakta, özgürce konuşmak, dinlerinin emrettiği şekilde giyinmek, çalışmak, sosyal hayatta var olmak giderek zorlaşmaktadır. Irkçı terör saldırıları sadece Müslümanlara değil Musevilere, Afrikalılara, Asya kökenlilere, Romanlara ve göçmenlere de yönelmektedir” dedi.

"Yüzlerce kişinin ölümü Titanik gemisini görmeye giden beş zengin kadar gündem olmadı"

Mora Yarımadası açıklarında batan gemi faciasına ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önceki hafta Mora Yarımadası açıklarında batan ve yüzlerce mülteciye mezar olan gemi faciasında buna bir kez daha şahit olduk. İnsanları kurtarmak adına ciddi hiçbir emek harcanmadığı gibi yüzlerce kişinin ölümü Titanik gemisini görmeye giden beş zengin kadar gündem olmadı. Bu mazlumlar da her yıl Akdeniz'in sularında kaybolan binlerce can gibi kısa sürede unutulup gitti” diye konuştu.

"Pek çok batı ülkesinde ayrımcılık, toplumsal bir norm haline gelmiştir"

Fransa’da yaşanan şiddet olaylarına ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
“Beyaz adamın üstünlüğüne dayanan sömürgeci kibirli ve gayri insani zihniyetin varlığını halen devam ettirdiğini işaretidir. Pek çok batı ülkesinde ayrımcılık, toplumsal bir norm haline gelmiştir. Özellikle sömürgeci, geçmişiyle bilinen ülkelerde kültürel ırkçılık, kurumsal ırkçılığa dönüşmüştür. Fransa'da başlayan kısa sürede diğer ülkelere yayılan olayların kökünde işte bu zihniyetin inşa ettiği sosyal mimari vardır. sistematik şekilde baskı gören kamusal hayatların dışına itilen varoşlarda gettolarda mahkum edilen göçmenlerin çoğu Müslümanlardır. Şiddet maalesef şiddeti doğurmuş ve bugünkü hadiseleri tetiklemiştir. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de rüzgar ekenler fırtına biçmektedir. Kamu malına zarar verilmesini sokakların yakılıp yıkılmasını, mağazaların yağmalanmasını elbette tasvip etmiyoruz. Sokak olayları meşru bir hak arama metodu olamaz. Ancak bu sosyal patlamadan otoritelerin de ders çıkarması gerektiği açıktır. Benzer vakalar ülkemizde yaşandığında bizlere hak, hukuk ve demokrasi dersi verenlerin meydanlarda kamp kurup yirmi dört saat canlı yayın yapanların bugün derin bir sessizliğe bürünmesi ayrıca manidardır. Dışişleri Bakanlığımız özellikle bugünlerde Fransa'ya gidecek olan veya orada yaşayan vatandaşlarımıza gereken uyarılarda bulundu. Büyükelçiliklerimiz ve konsolosluklarımız her zaman vatandaşlarımızın yanındadır. Biz de ilgili birimlerimize süreci yakından takip ediyoruz. Endişeyle karşıladığımız son hadiselerin daha fazla kan akmadan şiddet sarmalı daha fazla büyümeden bir an önce sona ermesini diliyoruz. Bu olayların göçmenlere ve Müslümanlara yönelik yeni bir baskı yıldırma sindirme furyasına yol açmasından da kaygı duyuyoruz. Daha çok kısıtlama daha çok daha fazla ötekileştirmeye, adaletsizliğin daha fazla derinleştirmesine sebep olacaktır. Bu da gelecekte daha vahim olayların fitilini ateşleyecektir. Biz yüz binlerce vatandaşımızın yaşadığı hiçbir ülkenin böyle bir girdaba sürüklenmesini istemeyiz. Hele hele ırkçı nefretin insanımızı hedef almasına izin veremeyiz."
Türklerin İslam düşmanlığından en çok mağdur olan, en çok bedel ödeyen toplumun kesimlerinden biri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Solingen'de katledilen vatandaşlarımızın acısı halen tazedir. 'Dönerci cinayetleri' denilerek üzeri kapatılmak istenen katliamlarda yüreği yanan yine bizim insanlarımızdı. Mescitleri, dernekleri, iş yerleri saldırıya uğrayan bizim kardeşlerimizdir. Terör örgütlerinin önü açılırken, polis şiddetine maruz bırakılan bizim sivil toplum kuruluşlarımızdır. Yurt dışında 7 milyon vatandaşı bulunan ülkemiz için Türk ve Müslüman düşmanlığı dış politika meselesinden öte, bir milli güvenlik sorunudur” dedi.

"Bel altı vuruşlarla mesafe alacaklarını düşünenlerin ne bizi ne Türkiye'yi ne de Türk milletini tanımadıkları aşikardır"

Fransa'daki sokak olaylarının tüm boyutlarıyla titizlikle incelendiğini, Stockholm'de bir caminin önünde Kur'an-ı Kerim yakılmasının tepki gösterildiğini vurgulayan Erdoğan şu sözleri kullandı:

"İslam İşbirliği Teşkilatı da bu konuda hemen harekete geçti. Terör örgütleriyle ve İslam düşmanlığıyla kararlı mücadelenin kırmızı çizgimiz olduğunu açıkça ifade ettik. Teröre destek vererek, teröristlere alan açarak sokakları, caddeleri, şehrin en merkezi meydanlarını teröristlere tahsis ederek Türkiye'nin dostluğunun kazanılmayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekiyor. Muhataplarımız bu gerçeği ne kadar kısa sürede içselleştirirse süreç o derece sağlıklı işleyecektir. Ülkemizin duruşu, beklentileri, bizlere verilen taahhütler bellidir. Biz geçen sene neyi savunuyorsak bugün de aynı ilkeleri savunuyoruz. Oyalama taktikleriyle vakit kaybetmek yerine verilen sözlerin tutulmasının daha akılcı, daha faydalı ve devlet ciddiyetine yakışır bir yöntem olacağına inanıyoruz. Bel altı vuruşlarla mesafe alacaklarını düşünenlerin ne bizi ne Türkiye'yi ne de Türk milletini tanımadıkları aşikardır. Buradan kendilerine ince eleyip sık dokumalarını, ev ödevlerini daha iyi yapmalarını tavsiye ediyorum. Bizim tehdit siyasetine de tahrik siyasetine de aba altında sopa gösterme kurnazlığına da teslim olmayacağımızı tüm dünya bilir, bilmelidir. Biz birilerinden ülkelerinin isimlerini değiştirmesini değil, sadece altına imza attıkları hususlara sadık kalmalarını istiyoruz, binlerce vatandaşımızın canına kasteden bölücü örgüt mensuplarını ve FETÖ'cü alçakları himaye etmemelerini bekliyoruz. Türkiye olarak, bunlar sağlanana kadar geri adım atmayacağımızın bilinmesini istiyoruz."

"Sıfır ve ikinci el araç fiyatlarında oluşan balonu da yakından takip ediyoruz"

Uluslararası alandan Türkiye'ye verilen sözlerin takipçisi olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir önceki kabine toplantılarımızda çiftçilerimizden gençlerimize toplumumuzun çeşitli kesimlerine yönelik müjdelerimizi paylaştık. Ardından 2023 yılının ikinci yarısında brüt asgari ücret tutarını 13 bin 414 liraya, net asgari ücret tutarını ise 11 bin 402 liraya yükselttik. Böylece asgari ücrete yüzde 34 gibi enflasyonun üzerinde refah payını da içeren zam yaptık. Son 21 yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz halkımızı enflasyona ezdirmeme prensibimize bugün de sahip çıkıyoruz. Özellikle toplumumuzun kırılgan kesimlerini hayat pahalılığının etkilerinden korumaya çalışıyoruz. Fahiş kira artışlarına karşı geçen sene devreye aldığımız üst sınır uygulaması bu tedbirlerden biriydi. Konut kira sözleşmelerinde artırım oranını yüzde 25 ile sınırlandırmıştık. Temmuz ayında yenilenecek konut kira sözleşmeleri için de aynı sınır uygulanmaya devam edecektir. Sıfır ve ikinci el araç fiyatlarında oluşan balonu da yakından takip ediyoruz. Ekonomik şartlardan ziyade açgözlülükten kaynaklanan bu meselenin üzerine gideceğiz. Ticaret Bakanlığımız denetimlerini daha da sıklaştıracak. Stokçuluk ve fırsatçılık yapanlara asla müsaade edilmeyecek. Milletin canını yakanlardan hukuk ve serbest piyasa kuralları içerisinde muhakkak hesap soracağız. Seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla birlikte dost ve kardeşlerimiz başta olmak üzere uluslararası yatırımcıların ülkemize yönelik ilgisi yükseldi. Son 21 yılda yaklaşık 255 milyar dolar doğrudan yatırım çeken Türkiye'nin salgın sonrasında yıldızının daha da parladığını görüyoruz. Rekabetçi, yenilikçi, girişimci dostu bir iş ve yatırım ortamıyla bu ilgiyi ve pozitif havayı ekonomimiz için fırsata çevirmekte kararlıyız" şeklinde konuştu.

"Yıl sonu hedefimiz olan 265 milyar dolara ulaşacağımız kanaatindeyim"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11-12 Temmuz'da Vilnius'ta gerçekleştirilecek NATO Liderler Zirvesi'ni müteakiben yurt dışı ziyaret ve kabul trafiğini yoğunlaştıracaklarını vurguladı. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla Türkiye'yi büyütme hedeflerine sıkı sıkıya bağlı olduklarını aktaran Erdoğan şunları kaydetti:
"9 günlük bayram tatiline rağmen dış ticaret rakamlarında güzel haberler gelmeye devam ediyor. Yıl sonu hedefimiz olan 265 milyar dolara ulaşacağımız kanaatindeyim. Ekonomi politikalarımızın odağında 85 milyonun her bir ferdinin aşını, işini, huzurunu ve refahını büyütmek vardır. 21 yıllık kazanımlarımızdan aldığımız güçle Türkiye ekonomisini istikrar, güven, sürdürülebilirlik sütunları üzerinde yükselteceğiz.”
Türkiye'nin Suriye krizinin olumsuz etkilerini en fazla hisseden ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Sadece depremin ekonomimize maliyeti 104 milyar doları buluyor. Seçim gündeminin iş dünyamızın tüm kesimlerini yorduğunu biliyoruz ama 28 Mayıs gecesi itibarıyla en zor dönemi geride bıraktığımıza da inanıyoruz. 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerini de suhuletle atlattıktan sonra Türkiye 100 yılı menzilini artık koşar adımlarla gideceğiz” dedi.

"Yangınlara müdahale süremizi 10 dakikaya kadar düşürdük"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü Kabine Toplantısı'nda bu maratonda güçlerine güç katacak çok önemli kararlar aldıklarını belirterek, "Yaz mevsimiyle birlikte artan yangın tehdidine karşı yeşil vatanımız olan ormanlarımızı korumaya büyük önem veriyoruz. Geçmiş tecrübelerin ışığında yangınlara müdahale kapasitemizi bu sene daha da güçlendirdik. Yangınlara müdahale süremizi 10 dakikaya kadar düşürdük. Orman teşkilatımız 89 hava aracı, çeşitli özelliklerde 4 bin 799 araçtan oluşan kara filosu ve 22 bin orman kahramanı işçisi ile göreve her zaman hazırdır. Milletimizin de desteğiyle bu yaz dönemini ciğerlerimiz yanmadan atlatalım istiyoruz. Bir kez daha tüm vatandaşlarımızı yeşil vatanımıza sahip çıkmaya davet ediyorum."

"Memur ve emeklilerimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz"

Memur maaşlarına yapılacak zam miktarıyla ilgili süreci başladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "5 Temmuz Çarşamba günü 6 aylık enflasyon oranlarımız netleşmiş olacaktır. Enflasyon oranlarının belli olmasıyla birlikte biz de memur ve emeklilerimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz. Tatile girmeden evvel Meclis onayı gerektiren tüm hususları parlamentomuzun takdirine sunacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet olarak ihtiyaç sahiplerinin her daim yanında olduklarına dikkati çekerek, 2002'de başlattıkları Türkiye Aile Destek Programı'ndan şimdiye kadar 3,7 milyon kişinin yararlandığını söyledi. Erdoğan, "Program kapsamında şimdiye kadar ailelerimize toplam 35 milyar liralık destek ödemesinde bulunduk. Türkiye Aile Destek Programı'nı bu sene de devam ettirme kararı aldık. Aldığımız kararların milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Avrupa oyunlarındaki başarılarıyla Türkiye'ye ikinci bayramı yaşatan tüm sporcuları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Farklı kategorilerde 38 madalya kazanan sporcularımız, özellikle kadın sporcularımız bizleri gerçekten gururlandırmışlardır. Avrupa Altın Ligi Şampiyonu olan Türkiye A Milli Erkek Voleybol Takımımızı tekrar kutluyorum. Balkan Matematik Olimpiyatlarında Türkiye'ye 3 altın ve 3 gümüş madalya getiren gençlerimizin tek tek gözlerinden öpüyorum" diye konuştu.

Mehmet Kalay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kerem Yavaş: “Maalesef ilk iç saha mağlubiyetimizi aldık” Eyüpspor Teknik Sorumlusu Kerem Yavaş, Çaykur Rizespor mağlubiyeti sonrası, kendilerine yakışmayan 2 gol yediklerini dile getirerek, “Maalesef ilk iç saha mağlubiyetimizi aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Eyüpspor, Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu’nda ağırladığı Çaykur Rizespor’a 2-1 mağlup oldu. Süper Lig’deki ilk iç saha mağlubiyetini alan Eyüpspor’da Teknik Sorumlu Kerem Yavaş, karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında mücadeleyi değerlendirdi. Beklediği gibi kıyasıya bir mücadele olduğunu dile getiren Yavaş, “Bugün değerli bir ekiple oynadık. Rizespor, sezon başında iyi bir yapılanmayla lige başlayan bir takım. Ligin başında istedikleri sonuçları alamasalar da son haftalardaki performanslarıyla karşımıza formda bir takım olarak çıktılar. Saha içerisinde temaslı oyunu tercih eden bir rakipti. Bugünkü hava şartlarının da etkisiyle mücadeleye dayalı bir oyun gerçekleşti. Maçın ilk devresinde buna iyi karşılık verdik ve oyun kontrolü bizdeydi. Golü de bulduk. İkinci devrede maalesef ilk başlarda oyunun kontrolü bizde olsa da fazla üretken olamadık. Sonrasında bize yakışmayan 2 gol gördük kalemizde. İlk golde Umut Meraş’ın sakatlık yaşamasına rağmen topu dışarı atmayınca kaptırılan topla gol yedik. İkinci golde de yine bize yakışmayan bir duran top organizasyonu sonucu yenik duruma düştük. Kendi sahamızda iyi gidiyorduk ve bunu devam ettirmek istiyorduk. Maalesef ilk iç saha mağlubiyetimizi aldık” diye konuştu. Maçın hakemi Ali Şansalan’ın yönetimi hakkında da konuşan Kerem Yavaş, “Hakem 3 tane sınırda olan oyuncumuza ufak faul olan pozisyonlarda kart göstererek cezalı duruma düşürüldü. Rakibimizde ise Akintola’nın ikinci sarı kartı görmesi ve oyun dışında kalması gerekiyordu. Oyun içinde terazi biraz doğruyu göstermedi gibi. Bu durum oyuncularımızın da oyundan düşmesine sebep oldu” şeklinde konuştu. “9 dakika uzatılan maç 7 dakika oynandı” Hedefledikleri futbolda topun oyun içinde daha çok kalması olduğunu vurgulayan Yavaş, “Biz Eyüpspor olarak elimizden geldiğince oyunumuzu geliştirmek istiyoruz. Bu durumda ilk hedefimiz de topun oyunda kalması. Bugün maç 9 dakika uzatılmasına rağmen bile 7 dakika oynandı. Stadyumda ve televizyon başındaki seyircilerin daha iyi mücadele izleyebilmeleri için bu işler doğru yapılması gerekiyor. Fakat bunların hiç biri bir bahane değil. Bugün galip gelen Çaykur Rizespor’u haklı galibiyetlerinden dolayı tebrik ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul İlhan Palut: “Deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz” Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, Eyüpspor galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada, iyi bir takıma karşı oynadıklarını söyleyerek, “Deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Çaykur Rizespor, deplasmanda karşılaştığı Eyüpspor’u 2-1 mağlup etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, “Maç öncesi değerlendirmelerimde de bu maçın seyirciler için keyifli bir mücadele olacağı yönündeydi. Pozitif futbol oynayan iki takımın mücadelesiydi. 3. bölgeye biz de rakibimiz de çok gitti. Maç içinde kıran kırana bir mücadele vardı. Biz, tüm oyuncularımızdan defansa katkı istedik. Önde baskı yaptık etkili olduk. Çok fazla toplar kazandık. Negatif olan yanlarımız da vardı ve bazı pozisyonlarda rakibimize pozisyonlar verdik. Eyüpspor iyi bir takım ve ne yapmak istediğini bilen bir takım. Arda Hoca’yı da kutluyorum. Böyle bir takıma karşı deplasmanda galip geldiğimiz için mutluyuz. Rakibimizi de sergiledikleri mücadeleden dolayı tebrik ediyorum” diye konuştu. "Yönetim kurulumuz bize her zaman destek verdi" Son haftalarda yakaladıkları başarılı grafik hakkında da konuşan İlhan Palut, “Fenerbahçe maçında yediğimiz gole kadar çok iyi bir Rizespor vardı. Sonrasında Galatasaray maçında, bunu takip eden ve sahadan mağlup olduğumuz maçlarda yeterince iyi değildik. Bu dönemde evet yıprandık. Rizespor camiasına zarar mı veriyoruz diye düşündüm. Bu süreçte başkanımız ve yönetim kurulumuz bize her zaman destek verdi. Çalışmaya ve çabalamaya devam ettik. Ve bugün iyi bir istatistik yakaladık diyebiliriz” şeklinde konuştu. Çaykur Rizespor’un bu süreçte kendine güvenmesini doğru bulduğunu aktaran Palut, “Ben de bu tarz süreçlerde antrenöre güvenip devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Belki de çok uzun süreli iyi performanslar gelecekken bazen 1-2 haftalık kötü sonuçlar sebebiyle kulüpler, teknik adamlarla yollarını ayırıyor. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Ardahan Kadın futbolunda Gürcistan ile dostluk maçı Kadınlar 3. Lig’de mücadele eden Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı, sınır komşusu Gürcistan’ın 2. Lig takımlarından Akhalgori Kadın Futbol Takımı ile dostluk maçı yaptı. Bayram havasında geçen futbol maçını konuk ekip 5-2 kazandı. Gürcistan temsilcisinin teklifiyle düzenlenen bu özel karşılaşmayla iki ülkenin futbol takımları arasında dostluk bağlarının güçlendirilmesi amaçlandı. Yeni sezon hazırlıklarına hız kesmeden devam eden Kura Gençlik Spor, bu maçla hem takımın performansını değerlendirme hem de genç oyuncularını uluslararası bir rakiple sahada görme fırsatı buldu. Gürcü Takımı ile birlikte Ardahan’a gelen Türkiye-Gürcistan Uluslararası Dostluk ve Dayanışma Derneği Başkanı Mikail Geliaşvili, ’’İki ülke arasında ilk defa kadın futbol takımları dostluk maçında karşılaştı. Bu karşılaşma ile dostluk köprüsü kurmak istiyoruz. Biz dünyada barış ve kardeşlik istiyoruz. Savaş istemiyoruz ve bu müsabaka tüm dünya barışı için bir adım olur" dedi. Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı Başkanı Ümit Sarıkaya ise dostluk maçında karşılaştıklarını söyleyerek, "Gürcistan 2. Ligi’nde mücadele eden Akhalgori Kadın Futbol Takımı’nın bizimle bir dostluk maçı talebi oldu. Biz de federasyon yetkilileri ile yaptığımız görüşmeler sonucunda bu karşılaşmanın oynanmasına karar verdik. Burada amaç dostluk ve kardeşlik, sonuç önemli değil" diye konuştu. 80. Yıl Şehir Stadyumu’nda Kura Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı ile Akhalgori Kadın Futbol Takımı arasında oynanan dostluk maçını konuk ekip 5-2’lik skorla kazandı.