GÜNDEM - 09 Mayıs 2022 Pazartesi 20:17

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bizden sonraki nesillere hak ettikleri Türkiye'yi bırakacağız'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bizden sonraki nesillere hak ettikleri Türkiye'yi bırakacağız'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin salgın ve savaş gibi gelişmelerin tetiklediği küresel üretim ve lojistik sistemindeki yeni arayışların merkezi durumunda olduğunu kaydeden Erdoğan şunları söyledi:
"2. Dünya Savaşı'nın ardından kurulan küresel yönetim ve güvenlik sistemi kökünden sarsılırken; biz sahip olduğumuz tarihi birikimi, siyasi, ekonomik ve askeri reformlarla canlandırdık. Artık her alanda kendi ayaklarının üstünde durabilen, bununla kalmayıp tüm dostlarına ve kardeşlerine destek verebilen bir Türkiye var. Yıllardır sürekli dile getirdiğimiz büyük ve güçlü Türkiye ‘nin inşasını adım adım yürütüyoruz. Hiçbir iç ve dış hadisenin, hiçbir açık ve gizli oyunun bizi bu hedeften uzaklaştırmasına izin vermiyoruz.
Bu mücadelede ülke ve milletçe ödediğimiz bedelleri, güvenli ve müreffeh geleceğimizin karşılığı olarak görüyoruz. Gelişmiş ülkelerin bile çaresiz kaldığı sınamaları, Türkiye'nin en az kayıpla ve en fazla kazançla geride bırakması elbette birilerinde rahatsızlığa yol açıyor."

“FETÖ ihanet çetesini canımızı ortaya koyarak milletimizle birlikte tepeledik”

Türkiye'nin önünün yıllarca siyasi, istikrarsızlıkla, suni ekonomik krizlerle, terör örgütleriyle, vesayet arayışlarıyla, darbelerle, evrensel kavramların arkasına gizlenmiş sinsi projelerle kesildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim dönemimizde de benzer senaryolar, farklı görünümler ve yöntemlerle hep sahnelendi. Bir yandan demokrasi ve kalkınma reformlarımızı kararlılıkla hayata geçirirken diğer yandan da milletimizle birlikte bu kirli oyunları bozarak bu günlere geldik. Eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye'nin ayağındaki geri kalmışlık zincirlerini milletimizle birlikte parçalayıp attık. Hak ve özgürlük alanlarını genişleterek ülkemizi vesayetin boyunduruğundan milletimizle birlikte kurtardık. Diklenmeden dik durarak, egemenliğimizi hiçe sayan uluslararası baskıları milletimizle birlikte göğüsledik. Sokaklarımızı kana ve ateşe boğma gayretlerini dirayetli tavrımızla, milletimizle birlikte akamete uğrattık. Ülkenin bağrına yerleştirilmiş bir bomba olan FETÖ ihanet çetesini canımızı ortaya koyarak milletimizle birlikte tepeledik. Bölücü terör örgütünün kanlı pençelerini askerlerimizin ve güvenliğimizin ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesiyle milletimizle birlikte söküp attık. Sınırlarıma dayanan tacizleri sınır ötesi harekatlarla milletimizle beraber püskürttük. Her alçak hamlenin bir parçasını oluşturan ve ekonomimizi hedef alan niyetleri aldığımız tedbirlerle milletimizle beraber bozduk" açıklamasında bulundu.

“Bizden sonraki nesillere hak ettikleri Türkiye'yi bırakacağız”

Sınır ötesi operasyonlarla önemli mesafeler alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınırlarımıza dayanan tacizleri yaptığımız sınır ötesi harekatlarla milletimizle birlikte püskürtür her alçak hamlenin bir parçasını oluşturan ve ekonomimizi hedef alan niyetleri aldığımız tedbirlerle milletimizle birlikte mücadele ettik. Bugünkü ve bundan sonraki tüm sınamaları da yine 85 milyon hep birlikte aşarak bizden sonraki nesillere hak ettikleri Türkiye'yi bırakacağız. Hedeflerimize ulaşmamız a bir el uzatımı mesafe kaldığı bu kritik aşamada Vatandaşlarımızın hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntılar sebebiyle zor günler geçirdiğini biliyoruz. Bilhassa dar gelirli insanlarımızın alın güçlerinde ki düşüşün farkındayız. Bir yandan enflasyonu dinleyecek tedbirleri alırken diğer yandan da ücretlerde yaptığımız artışlarla alım gücündeki gerilemeyi telafi etmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede yılbaşında asgari ücretten işçi, memur ve emekli maaşlarına kadar geniş bir alanda ciddi artışlar yaptık. Temmuz ayında yapılacak enflasyon farkı artışları ve diğer düzenlemelerle dar gelirlilerin alım gücünü biraz daha yerleştireceğiz. Haziran ayı itibarıyla başvuruları başlayacak Aile Destek programı gibi yeni uygulamalarla da insanımızı sahipsiz bırakmıyoruz. Çeşitli başlıklar altında sadece geçtiğimiz ay milletimizin farklı kesimlerine sağladığımız sosyal desteklerin toplam tutarı 5,3 milyar liradır. Elektrik tüketim desteği için geçtiğimiz yıl yaklaşık 2,5 milyon haneye 2,5 milyar lirayı aşkın kaynak tahsis ettik. Doğalgaz tüketim desteği olarak da son 2 ayda 114 milyon lirayı aşkın bir kaynağı vatandaşlarımıza aktardık. Her iki desteğin de çerçevesini genişletecek çalışmaları sürdürüyoruz" dedi.

“Bazı ürünlerdeki fiyat artışları ne enerji fiyatlarındaki yükselişlerinde, ne döviz kuruyla ne enflasyonla izah edilmeyecek seviyelerdedir”

Ekonomi programının merkezinde istihdamı korumak ve geliştirmek olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Çalışmak isteyen hiçbir insanımızın işsizlik sebebiyle ailesi ve çevresinin karşısında boynunu bükük dolaşmasına yol açmayacak bir anlayışla ekonomiyi yönetiyoruz. Hamdolsun bu sayede üretim tarafında oldukça iyi bir yerdeyiz. Ülkemizde eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, tarımdan spora, tüm alanlarda Cumhuriyet tarihinin en iyi seviyesine çıkartmak için yaptığımız yatırımların meyvelerini toplama vaktidir. Bugün Türkiye enerji hariç dış ticaret fazlası veren, yani ihracatı ithalatını geçen bir ülke durumuna gelmiştir. Ancak enerji fiyatlarında 10 kata varan artışlar, sadece dış ticaret görünümünüzü bozmakta kalmıyor, ürün maliyetlerinde de ciddi artışlara yol açıyor. Bununla birlikte bazı ürünlerdeki fiyat artışları ne enerji fiyatlarındaki yükselişlerinde, ne döviz kuruyla ne enflasyonla izah edilmeyecek seviyelerdedir. Hep söylediğim gibi, izahı mümkün olmayan sırf aç gözlülükten, fırsatçılıktan, tamahkârlıktan kaynaklanan fiyat artışları hukuk değil ahlak meseledir."

“Stokçuluk ve fiyatları etkilemeyle ilgili cezaları da yeniden düzenliyoruz. Bu tür suçlara verilen cezaları caydırıcılık temelinde yükseltiyoruz”

Üretim ve satış tekelinin söz konusu olduğu ürün ve hizmetlerdeki dengesiz fiyatlamalara karşı mücadele edildiğini bildiren Erdoğan, "Denetimleri, sıkılaştırdık. Üretici ve tüketici arasındaki ilişkiyi en sağlıklı zemine oturtma amacıyla hazırladığımız hal, perakende ve elektronik ticaret kanunlarıyla ilgili çalışmalar bitmek üzeredir. Stokçuluk ve fiyatları etkilemeyle ilgili cezaları da yeniden düzenliyoruz. Bu tür suçlara verilen cezaları caydırıcılık temelinde yükseltiyoruz. Ayrıca, üretim maliyetlerini dengeleyerek arsa arttırmaya e ve böylece fiyatları istikrara kavuşturmaya yönelik hazırlıklar yürütüyoruz. Türkiye'yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyütme politikamızın başarıya ulaşacağından asla şüphe etmiyoruz. Sabırla, azimle, inançla yürüdüğümüz bu yolun sonu ülkemizin selametine, milletimizin refahına, insanımızın huzuruna çıkmaktadır. Yeter ki bu zor günleri birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkarak geride bırakalım. Yeter ki kendimize güvenerek, umudumuzu canlı tutarak vizyonumuzu genişleterek, daha çok çalışalım, daha üretelim, daha çok mücadele edelim. İşte o zaman aydınlık bir geleceğin bizi beklediğini hep birlikte göreceğiz. Bu ülkenin her hak ve özgürlük talebini nasıl biz karşıladıysak, her eksiğini nasıl biz tamamladıysak, her hayalini nasıl biz gerçeğe dönüştürdüysek, asırlık meselelerini nasıl biz hal yoluna koyduysak halihazırdaki sıkıntıları da yine biz çözeriz. Bunun için gereken her türlü donanıma ve kararlığa sahibiz. Siyasetteki 40 yılı aşkın tecrübemize ülke yönetimindeki 30yıla yaklaşan birikimimize güveniyoruz. Ülkemizin potansiyeline ve 85 milyon vatandaşımıza gücüne, itimadımızla inşallah bu mücadeleyi de zaferle taçlandıracağız. Yalanlarla, çarpıtmalarla, iftiralarla, dışardan yazılmış senaryolara dayalı siyaset ve toplum mühendislikleri ile Türkiye'yi yönlendirme devri artık bitmiştir. Milli iradenin üstünlüğüne teslim olmayan hiç kimsenin bu ülkede yetki ve sorumluluk sahibi olamayacağı gerçeğine inşallah 2023’te bir kez daha hep birlikte şahitlik edeceğiz" dedi.

“Çip krizi sebebiyle küresel tedarik imkanı zorlaşan pasaport üretimini ülkemizde gerçekleştirecek altyapıyı kurduk”

Uzun süredir hazırlıkları yürütülen yerli ve milli pasaport üretimine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çip krizi sebebiyle küresel tedarik imkanı zorlaşan pasaport üretimini ülkemizde gerçekleştirecek altyapıyı kurduk. Dünyanın en güvenli pasaportlarından biri olan yeni pasaportumuzun sayfaları Topkapı sarayı ile başlayıp birinci meclis binası ile sona eriyor ve tam ortasında da Ayasofya Cami'si bulunuyor. Ağustos ayı itibariyle vatandaşlarımıza verilmeye başlanacak yeni pasaportumuzun da ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.

“Türkiye bin yıllık tarihi boyunca çeşitli coğrafyalardan insanlara ev sahipliği yaptı”

Türkiye'nin bin yıllık tarihi boyunca çeşitli coğrafyalardan insanlara ev sahipliği yaptığını söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:
"Özellikle son 150 yılda Kafkasya’dan Balkanlar’a dört bir yanda başı dara düşen hayatı ve geleceği tehdit altına giren tüm kardeşlerimiz, yönünü Anadolu'ya çevirmiştir. Bu topraklarda yaşayanlar da canını ve onurunu kurtarmak için gelen hiç kimseyi el görmemiş, dışlamamış, ötekileştirmemiş, hele hele husumet asla beslememiştir. Hep birlikte vatanımızı ezanımızı, bayrağımızı, istiklalimizi ve istikbalimizi korumak, ülkemizi geliştirmek, devletimizi güçlendirmek, milletimizi kalkındırmak için çalıştık, çabaladık. Her durumda vatanımız uğrunda canımızı vermekten kaçınmadık, kol kola şehadete yürüdük. Koyun koyuna aynı mezarda yattık.
Sık sık dile getirdiğimiz gibi bizim devletimizin sınırları başkadır. Milletimizin gönül sınırları bambaşkadır. Devletimizin sınırları Doğu’dan Batıya, Edirne'den Kars’a kuzeyden Güneye, Sinop'tan Hatay’a uzanır. Milletimizin gönül sınırları ise merhale merhale Avrupa’dan Asya'nın en uçlarına Sibirya'dan Afrika derinliklerine okyanusu aşıp bir uçtan diğerine, Amerika’ya kadar uzanan genişliğe sahiptir. Bilhassa tarih ve medeniyet birlikteliğimizin olduğu coğrafyalardaki kardeşlerimizle gerçekten çok hasbi, çok yakın bağlarımızın olduğunu kimse inkar edemez. Resmi sınırlarımız kimi ile bir asrı aşkın süredir, kimiyle daha fazladır farklı da olsa hiçbir zaman bu kardeşlerimizle aramızdaki gönül bağını koparmadık. 1. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele’nin ardından yeni devletimiz Türkiye Cumhuriyetini kurduğumuzda gönül coğrafyamızın her yerinden milyonlarca insan Anadolu’ya geldi. Farklı kökenlere sahip kardeşlerimiz Anadolu’nun çeşitli yerlerinde kendilerine yeni bir hayat kurdular. Öyle ki, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki nüfusumuzun neredeyse yarısı sınırlarımız dışından gelen insanlardan oluşuyordu. Cumhuriyet dönemi boyunca da Balkanlar’dan Kafkaslara kadar her yerde başı dara düşen kardeşlerimize kapılarımız açık oldu. Çeşitli tarihlerde eski Yugoslavya topraklarından Bulgaristan’dan Romanya’dan Doğu Türkistan’dan İran’dan Afganistan'da , Kosova’dan milyonlarca aile ülkemize sığındı."

“Suriye'nin kuzeyinde briket evleri yapıyoruz, inşallah bunların inşası devam ediyor”

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal ne diyor? Biz bunların hepsini tekrar Suriye’ye süreceğiz. Geldikleri yere göndereceğiz. Bunları yapamayacaksın. Bunları yapmaya hiç birinizin de gücü yetmez. Zira biz, ensar kültürüyle yetişmişiz. Biz muhacir kültürünün ne olduğunu çok iyi biliriz. Bu toraklarda verilen mücadelenin ne olduğunu gayet iyi biliriz. 3 milyon 700 bin Suriyeli bizim kardeşimizdir. Biz bu kardeşlerimize sahip çıktık, çıkıyoruz. Sahip çıkacağız Bay Kemal. Senin ortakların varsın PKK terör örgütünün mensupları olsun, sen onlarla beraber Ankara’dan İstanbul’a yine yürümeye devam et. Biz bu kardeşlerimizle ensar kültürü, muhacir kültürü içerisinde yolumuza devam edeceğiz. Asla taviz de vermeyeceğiz. Çünkü biz şuna inanıyoruz. Ancak inananlar kardeştir. Kardeşliğimizi koruyacağız. Körfez Savaşı başladığında Irak’tan ülkemize gelen 1 milyon kişinin tamamına yakını savaşın ardından evlerine geri döndü. Suriye’deki iç karışıklıkların ardından yaklaşık 4 milyon kişi ülkemize geldi. Suriye'nin kuzeyinde briket evleri yapıyoruz. İnşallah bunların inşası devam ediyor. Mümkün olduğunca fazla yapmaya da gayret edeceğiz. Çatışmaların halen devam ettiği, terör örgütlerinin saldırılarını sürdürdüğü, siyasi birliğin ve toprak bütünlüğünün henüz sağlanamadığı Suriye'nin istikrara kavuşması için her türlü gayreti gösteriyoruz. Bugüne kadar ülkemize gelen Suriyelilerden 500 bini sınırlarımıza bitişik bölgelerde güvenli hale getirdiğimiz bölgelere dönüş yaptı. Uluslararası yardım kuruluşlarının desteği ile 4 milyon kişinin de İdlib başta olmak üzere bulundukları yerde kalmalarını sağlıyoruz. Buna rağmen İdlib’teki gerilimin ve diğer bölgelerdeki güvensiz ortamın sürmesi ülkemizdeki Suriyeli sayısının belirgin şekilde azalmasının önüne geçti. Antalya’da 2015 yılında yapılan G20 zirvesine katılan liderlere Suriyeli sığınmacılar için bu ülkenin topraklarında süratle 1 milyon kişinin iskanını sağlayacak şehirler inşa edilmesi teklifinde bulunmuştuk. Maalesef, özellikle de Batı ülkeleri sığınmacıları kendi sınırlarından uzak tutmak için yaptıkları harcamanın çok azıyla hayata geçirilebilecek bu projeye gereken desteği vermediler" dedi.

“Amacımız halen ülkemizde yaşayan 1 milyon Suriyelinin tüm insani şartlara sahip bu şehirlere geri dönüşünü temin etmektir”

"Türkiye bu yükün büyük bir bölümünü hem kendi sınırları içinde hem de Suriye topraklarında üstlenmek durumunda kaldı" diyen Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl, sivil toplum kuruluşlarının desteği ile Suriye topraklarında gerçekten çok zor şartlarda yaşayan insanlar için 100 bin briket ev yapma projesini başlattık. Bu proje kapsamında 57 bin briket evi tamamladık. 20 bini ile ilgili çalışmalar sürüyor. Kalan 23 bin evi de en kısa sürede yapacağız. Bu sayıyı daha da artırmamız mümkün olabilir. 2015 yılındaki asıl projemizi hayata geçirecek yeni bir adım daha atıyoruz. Uluslararası yardım kuruluşlarının finansmanı ile Suriye topraklarında 13 ayrı yerde okuluyla, hastanesiyle, sanayisi ile, tarımıyla gereken tüm altyapıya sahip 200 bin konut inşa edilmesini inşallah sağlıyoruz. Amacımız halen ülkemizde yaşayan 1 milyon Suriyelinin tüm insani şartlara sahip bu şehirlere geri dönüşünü temin etmektir. Kurumlarımızın yaptığı çalışmalar bu geri dönüş için 1 milyondan fazla sığınmacının gönüllü olduğunu göstermektedir. Böylece tüm dünyanın adeta sırtını döndüğü, görmezden geldiği, vicdanını kapattığı bir trajedinin çözümünde önemli bir merhaleyi daha Türkiye öncülüğünde tamamlamayı hedefliyoruz. Çalışmamalar ilerledikçe sürecin ayrıntılarıyla bilgiyi kamuoyuyla paylaşacağız. Rabbim kimseyi vatansız, yurtsuz, evsiz bırakmasın. Canıyla, malıyla, onuruyla sınamasın. Kimse ülkesini, evini, işini, ailesini, bağlarını, sebepsiz yere terk edip bir bilinmeze doğru yola çıkmaz. Böyle bir mecburiyetle karşı karşıya kalanlara biz kucağımızı açtık. Bizim insani, vicdani ve tarihi görevimizdir. Bu ahlaki vazifeyi hakkıyla yerine getirmiş olarak dünyanın karşısına huzuru kalple çıkıyoruz. Bilindiği gibi Suriye’deki çatışmalar rejimin sivillere yönelik vahşi saldırıları yanında Batı ülkelerinin muhalifleri, teşviki ve desteklemesiyle başladı. Bu destek sürdürülmüş olsaydı, ülke kısa bir süre içinde yeniden güvenli ve istikrarlı hale gelebilirdi. Ancak bir süre sonra Batı ülkeleri desteklerini Suriye halkı yerine bu ülkede üstlenmiş terör örgütlerine yönlendirdi. Tırlarca terör örgütüne silah, mühimmat, araç gereç gönderdiler. Bunları hep birlikte yaşadık, Suriye topraklarını kana ve ateşe boyayan bu strateji değişikliğinin ardından bölge, proje ürünü envaı çeşit terör örgütünün cirit attığı Türkiye için de ciddi tehditler içeren bir bataklık haline dönüştü. Fırat Kalkanı ile, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatları ile süren operasyon bütün bu operasyonlarımızın en başta gelen sebebi budur” dedi.

“Tüm yabancıların oturma ve çalışma düzenlerini belirli kurallara bağladık. Kurallara uymayanları da derhal geldikleri yerlere gönderiyoruz”

“Suriye’de rejimin zulmüne karşı çıkmanın yanı sıra PKK’sından DEAŞ’ına kadar terör örgütleriyle en etkin mücadeleyi Türkiye yürütmüştür, yürütmektedir” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Harekatlarımız sayesinde hem sınırlarımızı saldırılara karşı korunaklı hale getirdik hem de Suriye içinde insanların huzurla yaşayabilecekleri güvenli alanlar oluşturduk. Ülkemiz içindeki Suriyeli sığınmacılar ile, diğer statülerde yaşayan yabancıları da yakından takip ediyoruz. Hangi ülkeden gelirse gelsin, tüm yabancıların oturma ve çalışma düzenlerini belirli kurallara bağladık. Kurallara uymayanları da derhal geldikleri yerlere gönderiyoruz. Bu şekilde sınır dışı edilen Suriyeli sayısı 20 bini bulmuştur. Diğer ülke vatandaşlarından sınır dışı edilenlerin sayısı da 21 bin kişiyi geçmiştir. Afganistan başta olmak üzere istikrarsızlığın ve çatışmaların yaşandığı her yerde benzer tablolar ortaya çıkmaktadır. Yıllardır geri kalmışlığın, açlığın, sefaletin pençesinde bize yönelik bir insan akışı mevcuttur. Nitekim çeşitli yollarla sınırlarımıza giren ve ülkelerine geri gönderdiğimiz düzensiz göçmen sayısı 2016 yılından bugüne kadar 320 bini aşmıştır. Türkiye topraklarına yönelen düzensiz göçmenlerin önemli bir bölümünün hedefi buradan Avrupa’ya geçmektir. Ukrayna krizi öncesi, son 7 yılda AB ülkelerine ulaşan çoğu Suriye ve Irak kökenli sığınmacı sayısı 1 milyon olarak ifade ediliyordu. Özellikle savaşın başlamasıyla Ukrayna’dan komşu ülkelere ve oradan da bir kısmı Avrupa topraklarına geçen kişi sayısı 4 milyonu aştı. Ülkemize gelen Ukraynalı sayısı da 100 bine yaklaştı. Görüldüğü gibi sığınmacı sorunu sadece bize mahsus, bizim ülkemize mahsus değildir. Tüm dünyanın meselesidir. Bu akına en çok muhatap olan devlet olmamıza rağmen krizi insani duyarlılıklara halel getirmeden yönetmeyi başarabilen ender ülkelerin başında geliyoruz. Sığınmacı düşmanlığı üzerinden kendilerine siyasi pozisyon sağlamaya çalışanların önce bu gerçekleri görmeleri gerekiyor. Daha önemlisi bu politikanın en ön saflarında yer alanların dedelerinin de canlarını ve onurlarını kurtarmak için Anadolu topraklarına sığınanlar arasında yer aldığını asla unutmamaları şarttır. Dün onların dedelerini nasıl bağrımıza basmışsak, bugün de çaresizlik içinde bize sığınanlara aynı şekilde davranıyoruz. Bu aziz millete tek parti CHP’ sinin yaşattığı Boraltan Köprüsü faciasını bir daha biz tekrarlatmayacağız Mazlumları katillere teslim etmedik, etmeyeceğiz. Suriyelilere ve ya diğer ülkelerden gelen yabancılara, kendi vatandaşlarımızda farklı hiçbir imkan sağlanmamakta, ekstra hiçbir kaynak tahsis edilmemektedir. Fitnecilerin yalan, yanlış, çarpıtma üzerine kurulu, nefret kampanyaları hiçbir zaman vatandaşımızın kalbini bulandırmasın, kafasını karıştırmasın. Gönüllü dönüşler için gereken imkanları sağladıkça ülkemizdeki Suriyeli sayısının makul düzeylere gerileyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Aynı yaklaşım diğer yerlerden ülkemize gelen yabancılar için de geçerlidir. Bu ülkeye katkı sağlayan , bu milletin inancına, diline, kültürüne, saygı duyarak topraklarımızda hayatını sürdüren hiç kimse ile sorunumuz, sıkıntımız yoktur. Olmayacaktır. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri boyunca bin yıldır bu topraklarda birlikte yaşama kültürü hakimdir. Bu kadim kültür ülkemizde asla batıdaki gibi ırkçılık ve yabancı düşmanlığı hastalığının kök salmasına izin vermez. Türkiye'yi böyle bir çarpıklık üzerinden karıştırmak isteyenlerin kimin değirmenine su taşıdığı izaha gerek olmayacak kadar açıktır. Biz 2023 hedeflerimizden 2053 vizyonumuzdan asla şaşmadan yolumuza devam edeceğiz. Küresel ekonomideki, dalgalanmaların durulmasına paralel şekilde yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı konularını da ülkemizin gündeminden çıkartmaya devam edeceğiz."

“Tüm gençlerimizi Temmuz ayına kadar sürecek gençlik kampları başvurularına katılmaya özellikle davet ediyorum”

Gençlere çağrıda bulunan Erdoğan, “Gençlik ve Spor Bakanlığımızın düzenlediği Gençlik Kamplarının başvuruları bugün itibariyle başladı. Daha önce 12 - 22 yaş aralığını kapsayan bu kamplardan yararlanma sınırını gençlerimizden gelen talepler doğrultusunda 25 yaşa yükselttik. Bu yıl yaklaşık 200 bin gencimiz bu kamplarda ağırlanarak kendilerine spordan kültür faaliyetlerine kadar uzanan geniş bir yelpazede hizmetler verilecektir. Tüm gençlerimizi Temmuz ayına kadar sürecek gençlik kampları başvurularına katılmaya özellikle davet ediyorum” dedi.

Cumartesi günü Rize, Artvin Havalimanı’nın açılışının yapılacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada 5 tane deniz üzerine kurulu havalimanı vardır bunların ikisi bizdedir. Birisi Ordu Giresun Havalimanıdır. İkincisi de Rize Artvin Havalimanı olacaktır. Bu açılış töreninde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Kardeşim de bizimle beraber olacak. Birlikte bu açılışı gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı.

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Trendyol Süper Lig: Kayserispor: 1 - Fenerbahçe: 3 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Kayserispor, sahasında Fenerbahçe ile karşılaşıyor. Mücadelenin ilk yarısını sarı-lacivertliler 3-1’lik skorla önde tamamladı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 5. dakikada Kostic’in, Gökhan ile girdiği ikili mücadelede yerde kalmasının ardından hakem Direnç Tonusluoğlu penaltı noktasını gösterdi. 7. dakikada penaltıda topun başına geçen Tadic’in vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu 0-1 14. dakikada Hasan Ali Kaldırım’ın ortasında ceza sahası içinde iyi yükselen Bahoken’in kafa vuruşunda meşin yuvarlak dışarı gitti. 15. dakikada Fred’in pasında topla buluşan ceza sahası içinde topla buluşan Oğuz Aydın’ın yerden vuruşunda meşin yuvarlak ağlara gitti. 0-2 24. dakikada ceza sahası içerisinde oluşan karambolün ardından topla buluşan Fred’in vuruşunu kaleci Bilal meşin yuvarlağı kornere çeldi. 26. dakikada Mert Hakan Yandaş’ın sağ kanattan yerden pasında ceza sahası içinde Oğuz Aydın, düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi. 0-3 44. dakikada Cardoso’nun ceza sahası içine ortasında kale önünde Djiku ters vuruşunda meşin yuvarlak ağlara gitti. 1-3 Hakemler: Direnç Tonusluoğlu, Samet Çiçek, Murat Altan Kayserispor: Bilal, Gökhan, Kolovetsios, Carol, Hasan Ali Kaldırım, Bourabia, Kartal, Baran Ali, Cardoso, Ramazan, Bahoken Yedekler: Onurcan, Şamil, Ali Karimi, Nazon, Uzodimma, Arif, Boa Morte, Nurettin, Ackah, Talha Teknik Direktör: Sinan Kaloğlu Fenerbahçe: Livakovic, Osayi Samuel, Samet Akaydin, Djiku, Kostic, Fred, Amrabat, Tadic, Mert Hakan Yandaş, Oğuz Aydın, En-Nesyri Yedekler: İrfan Can Eğribayat, İsmail Yüksek, Dzeko, Mert Müldür, İrfan Can Kahveci, Levent Mercan, Cenk Tosun, Bartu, Becao, Szymanski Teknik Direktör: Jose Morinho Goller: Tadic (dk. 7 pen.), Oğuz Aydın (dk. 15, dk. 26), (Fenerbahçe), Djiku (dk. 44 k.k.) (Kayserispor) Sarı kartlar: Ramazan, Baran Ali (Kayserispor), Djiku (Fenerbahçe)
Erzurum Milli Eğitim Müdürü Yıldız’dan Öğretmenler Günü mesajı; “Ben de iyi ki öğretmenim” Erzurum İl Millî Eğitim Müdürü Yakup Yıldız, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bur kutlama mesajı yayınladı. Yıldız mesajında şu ifadelere yer verdi; “Nesillerin ilham kaynağı, geleceğin mimarı olan değerli öğretmen arkadaşlarım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" ünvanının verilişinin 96. yıl dönümü olan bu anlamlı günde "Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır." özdeyişiyle öğretmeni ve öğretmenliği yücelten Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal ve şehit öğretmenlerimiz başta olmak üzere; "Zil çalacak... Sizler derslere gireceksiniz bir bir - Zil çalacak, ziller çalacak benim için, - Duyacağım evlerden, kırlardan, denizlerden; - Ta içimden birisi gidecek uça ese... - Ama ben, ben artık gidemeyeceğim. - Zil çalacak... Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir - Zil çalacak, ziller çalacak benim için, - Duyacağım iskelelerden, istasyonlardan bütün; - Ta içimden birisi koşacak ardınızdan... - Ama ben, ben artık gelemeyeceğim. - Sonra bir gün bir zil çalacak yine - Hiç kimseler kimsecikler duymayacak, - Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz... - Ta içimden birisi kalacak oralarda - Ben gideceğim." diyerek içlenseler de her zaman ter ü taze hatıralarla gönüllerimizde dipdiri yaşattığımız tüm öğretmenlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Bugün yemin ederek büyük bir heyecan ve aşkla göreve başlayan öğretmen arkadaşlarımıza "evinize, ailenize hoş geldiniz!" derken; emekli olan değerli öğretmenlerimize de yıllar boyu özverili hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyor, bundan sonraki yaşamlarında sağlık, mutluluk, esenlik ve uzun ömürler diliyorum. Ülkemizin ve insanlığın geleceğinin emanet edileceği genç nesillerin "okuyan, anlayan, araştıran, düşünen, soran, sorgulayan, bilimi ve teknolojiyi yararlı bir şekilde kullanan, millî ve manevî değerlerine bağlı" bireyler olarak yetişmeleri için kırmadan, kızmadan, kendilerine bahşedilen özel ve güçlü bir sabırla insan yetiştiren ve tüm zorluklar arasında "İyi ki öğretmenim" diyen koca yürekli öğretmenlerimin Öğretmenler Günü’nü kutluyor; ülkemin eğitim ağacının dalında onlar gibi bir yaprak olmaktan duyduğum gururu bir kez daha tekrar ediyorum. Ben de iyi ki öğretmenim.”
Ankara MHP, Öğretmenler Günü’nü ‘Fedakarlığın Sesi: Depremde Öğretmen Olmak’ temalı programla kutladı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü çerçevesinde Fedakarlığın Sesi: Depremde Öğretmen Olmak’ program düzenlendi. Türk milliyetçiliği ve Türk demokrasi tarihi başta olmak üzere birçok alanda eğitim veren MHP Siyaset ve Liderlik Okulu tarafından MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin katılımıyla 24 Kasım Öğretmenler Günü çerçevesine ‘Fedakarlığın Sesi: Depremde Öğretmen Olmak’ program düzenlendi. Program çerçevesinde deprem bölgesinde çalışan öğretmenlerin yaptığı fedakarlıklar ve çalışma şartlarının zorluğu gibi konulara değinildi. Program çerçevesinde bir açılış konuşması gerçekleştiren MHP Genel Başkan Yardımcısı Zühal Topcu, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin eğitim alanında da çok büyük hasarlara yol açtığını söyledi. Topçu, Depremin üstünden yaklaşık 2 sene geçmesine rağmen vefakarlıklarını, vatan sevgilerini ve ülkeleri için yaptıklarıyla hafızalara derin izler çizen öğretmenlerin emeklerini şükranlar ve minnetler anmak için biz de bu yılın Öğretmenler Günü temasını ‘Fedakarlığın Sesi: Depremde Öğretmen Olmak’ olarak belirlediklerini açıkladı. “Tüm öğretmenlerimiz bizim için kutsaldır” Türkiye’de Milli Eğitin Bakanlığı’na bağlı eğitim tesislerinin yaklaşık yüzde 21’inin depremin yaşandığı 11 ilde yer aldığını bilgisini paylaşan Topcu, "Hatay’da 377, Kahramanmaraş’ta 278, Adıyaman’da 137, Gaziantep’te 98, Osmaniye’de 31, Şanlıurfa ve Adana’da 16, Malatya’da ise 7 öğretmen, bu felaket, yedi şehirde 960 öğretmenimizi aramızdan, çocuklarından, eğitim camiasından aldı ve şehit olarak kutsal makamlara defnedildiler. Üniversitelerimizde de durum çok acı vericiydi. Depremde 1605 üniversite öğrencimiz vefat etmiştir. Bunlardan 121’i uluslararası öğrenciydi. Toplam 1609 öğrencimiz de hastanelerde tedavi edilmişlerdir. Ailesinde deprem nedeniyle vefat bulunan öğrenci sayısı ise 21 bin 341’dir. Evi hasar gören öğrenci sayısı ise 102 bin 916’dır. 960 personelimiz vefat etmiştir. Görevi başındayken kaybettiğimiz öğretmenlerimizin acısı henüz dinmiş değildir. Hangi birisini söyleyelim, hangi birisinin isminden bahsedelim? Tüm öğretmenlerimiz bizim için kutsaldır. Onların birinin adını bile eksik söylemek bize acı verir. Burada, ismini paylaşamadığımız aziz deprem şehitlerimiz bizleri affetsin” açıklamasında bulundu. Bütün öğretmenlerin gününü kutlayan Topcu, "Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin vatan toprağının her yerinde haykırdığı ’Derdiniz derdimizdir ve memleketimizin dertleriyle hemhal olduğumuz gibi sizlerin sorunlarına çözüm getirmek de bizim boynumuzun borcudur.’ ifadesinin arkasında olduğunu bilmenizi isteriz" ifadelerini kullandı. Programda, Türk Eğitim-Sen tarafından getirilen ve 11 deprem ilinde çalışan öğretmene MHP Lideri Bahçeli tarafından plaket takdim edildi. Bahçeli, öğretmenlere verdikleri destek ve gösterdikleri cesaretten dolayı da teşekkür etti.