POLİTİKA - 10 Eylül 2023 Pazar 19:10 | Son Güncelleme : 10 Eylül 2023 Pazar 19:17

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "5 üyenin iki dudağının arasına dünyayı sıkıştırmayalım"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "5 üyenin iki dudağının arasına dünyayı sıkıştırmayalım"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Mademki dünya beşten büyüktür, burada hepsi de daimi üye olmak suretiyle bunun tadını alsın. 5 tane üyenin iki dudağının arasına dünyayı sıkıştırmayalım. Birleşmiş Milletler'de şu anda bulunan ülkeler, daimi-geçici ayrımına tabi olmadan, daimi üye olursa inanıyorum ki tüm dünya bundan mutluluk duyacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de düzenlenen 18'inci G20 Liderler Zirvesi'nin sona ermesinin ardından basın toplantısı düzenledi. Fas'ta meydana gelen depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha 6 ay önce asrın felaketini yaşamış bir ülke olarak tüm imkanlarımızla Faslı kardeşlerimize yardıma hazırız. 18’inci G20 Liderler Zirvesi'ni Hindistan'ın ev sahipliğinde tamamlamış bulunuyoruz. Bu vesileyle dönem başkanlığı görevini başarıyla icra eden Hindistan'ı, şahsım, milletim adına tebrik ediyorum. Şahsıma, eşime ve heyetime gösterdikleri misafirperverlik için Başbakan Sayın Modi başta olmak üzere emeği geçen herkese müteşekkirim" dedi.

Bu seneki zirvenin temasının "Tek Dünya, Tek Aile ve Tek Gelecek" olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve oturumlarının ilkinde gezegenin karşılaştığı çevre sorunlarını istişare ettiklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin kaybı ve üçlü gezegen krizinin etkisini daha fazla hissettirdiğini anlatarak, orman yangınlarından, sel felaketlerine, kuraklıktan ısınmaya kadar geniş bir yelpazede bunun yıkıcı sonuçlarını gördüklerini söyledi.

“2053 yılı net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda 2030 senesine kadarki emisyon azaltma hedefimizi iki katına çıkardık”

Türkiye'nin özellikle sera gazı salınımlarında sorumluluğunun oldukça düşük olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna rağmen Türkiye olarak dünyanın ve insanlığın ortak geleceğini ilgilendiren bu hayati meselede elini taşın altına koyduklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paris İklim Anlaşması'na “2053 net sıfır emisyon” ve “yeşil kalkınma” hedefleriyle en anlamlı katkıyı yapan ülkeler arasında olduklarını belirterek, "Hem yenilenebilir enerji hem de nükleer ve hidrojen yatırımlarında önemli adımlar atıyoruz. Yenilenebilir kurulu güç bakımından Avrupa 5'incisi dünya 12'ncisiyiz. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanlarında attığımız adımlar, yıllık 90 milyon ton karbon eş değeri sera gazı emisyonunu engelledi. '2053 yılı net sıfır emisyon' hedefimiz doğrultusunda 2030 senesine kadarki emisyon azaltma hedefimizi iki katına çıkardık. Çölleşme ve erozyonla mücadelede dünyanın lider ülkelerinden biriyiz. Geniş bir alanda hayata geçirdiğimiz projelerle daha yeşil, daha temiz, daha yaşanabilir bir Türkiye ve dünya için çalışıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde hayata geçirilen Sıfır Atık Projesinin bu süreçte bir dönüm noktası olduğunu anlatarak, "Dünya Ortak Evimiz" sloganıyla yürütülen projenin 3'ü Birleşmiş Milletler ofis ve programlarından olmak üzere 5 uluslararası ödüle layık görüldüğünü söyledi.

"Gelişmekte olan ülkelere finansman ve teknoloji transferinin arttırılmasına dikkat çektik"

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla Sıfır Atık Projesinin küresel bir harekete dönüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kararla 30 Mart 'Uluslararası Sıfır Atık Günü' olarak ilan edildi. Önerimiz sayesinde G20 bildirgesinde sıfır atık girişimlerinin önemine dikkat çekildi. Zirvenin ilk oturumunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki yük paylaşımının adil bir şekilde yapılmasının önemini vurguladık. Ayrıca gelişmekte olan ülkelere yönelik finansman ve teknoloji transferinin arttırılmasının ehemmiyetine dikkat çektik" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra da dünyanın korunması için çalışmaya devam edeceklerini dile getirerek, "Tek Aile başlıklı ikinci oturumda hiç kimsenin geride bırakılmaması, buradan hareketle küresel dayanışmayı güçlendirmeye yönelik çabalarımızı aktardık. Mülteciler ve yerinden edilmiş kişilerin kendi ülkelerine gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüşleri için yapılması gerekenleri ifade ettik" dedi.

“Bir tarafta 735 milyon kişi açlıkla mücadele ederken, diğer tarafta lüks, şatafat ve israf alıp başını gitmişse burada çok ciddi bir sorun var demektir"

"İnancımız, kültürümüz ve kökenimiz ne olursa olsun hepimiz 8 milyarlık büyük insanlık ailesinin birer ferdiyiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir parça ekmek ve su bulamadıkları için çocukların öldüğü, her yıl on binlerce umut yolcusunun çöllerde hayatını kaybettiği, denizlerimizin hızla devasa bir mülteci mezarlığına dönüştüğü, savaşlar ve çatışmalar dolayısıyla milyonların evlerini terk ettiği, onca retoriğe rağmen insan hayatının giderek değersizleştiği, ezcümle hemen yanı başımızda yürek parçalayıcı trajedilerin yaşandığı bir dünyada, hiçbirimiz kendimizi güvende hissedemeyiz. Bir tarafta 735 milyon kişi açlıkla mücadele ederken, diğer tarafta lüks, şatafat ve israf alıp başını gitmişse burada çok ciddi bir sorun var demektir" dedi.

"Türkiye olarak, biz bu adaletsizliklere itiraz ediyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen noktada Afrika'dan Asya'ya milyarlarca insanın bir avuç elitin keyfi ve refahı için çok kötü şartlarda çalıştığını ve ter döktüğünü kaydederek, "Bu ne adildir ne insanidir ne de vicdanidir. Sorunlarımızın sebebi kaynak kıtlığı değildir, merhamet eksikliğidir" dedi.

Türkiye olarak bu adaletsizliklere itiraz ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Milli gelire oranla dünyanın en fazla yardım yapan ülkesiyiz. Ülkemize sığınan 4 milyonu aşkın mazlum ve mağdura sahip çıkıyoruz. Suriye'nin kuzeyini terör örgütlerinden temizleyerek, bu bölgede kardeş ülkelerin desteğiyle kalıcı konutlar inşa ederek, eğitimden güvenliğe her alanda ihtiyaçları gidererek, insanları göçe zorlayan asıl nedenleri kaynağında ortadan kaldırıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdiye kadar 600 bine yakın Suriyelinin güvenli, gönüllü, insan onuruna yakışan bir şekilde vatanına geri döndüğünü, projelerinin hayata geçmesiyle de bu sayının daha da artacağını dile getirdi.

"33 milyon ton tahıl uluslararası piyasalara ulaştırıldı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1,5 yıldır devam eden ve yüz binlerce insanın canına mal olan Rusya-Ukrayna Savaşı’nı sonlandırmak için yoğun çaba harcadıklarını söyledi. Tarafları aynı masa etrafında toplayan İstanbul sürecinden, esir takaslarına ve Karadeniz Girişimi'ne kadar pek çok diplomatik hamleye imza attıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karadeniz Girişimi çerçevesinde, 33 milyon ton tahıl uluslararası piyasalara ulaştırıldı. Girişim sayesinde gıda krizinin daha fazla derinleşmesinin önüne geçtik. Şahsi temaslarımız sonucunda, girişim 3 kez uzatıldı. Hafta başında, pazartesi günü Sayın Putin'in daveti üzerine Soçi'ye yaptığım ziyarette bu meseleyi kendisiyle bir kez daha enine boynuna konuştuk” dedi.

"Karadeniz'de sükuneti bozacak her türlü adımdan uzak durulması gerektiği kanaatindeyiz"

sya-Katar ve Türkiye olarak gıda sıkıntısı çeken Afrika ülkelerine yönelik 1 milyon ton tahılın işlenerek, ulaştırılmasına önem verdiklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "El ele vererek bunu gerçekleştireceğiz. Tahıl meselesinde Rusya'yı dışlayan bir sürecin sürdürülebilir olma ihtimali çok düşüktür. Karadeniz'de sükuneti bozacak, bölgede gerilimi tırmandıracak her türlü adımdan uzak durulması gerektiği kanaatindeyiz. Bugüne kadar Montrö'yü titizlikle uygulayarak ve taraflarla sürekli diyalog hâlinde kalarak, böyle bir duruma mahal vermedik. Küresel gıda güvenliğine katkı için yakın zamanda Gıda Güvenliği Çalışma Grubu'nu toplayacağız. Gerek Rusya gerek Ukrayna gerekse Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumla yakın temas içinde olmayı sürdüreceğiz. Zirve bildirgesinde ülkemizin tüm bu çabalarından hakkıyla bahsedildi" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede ayrıca Afrika Birliği'nin G20'ye daimi üyelik talebinin Türkiye'nin de güçlü desteğiyle karara bağlandığını ifade ederek, "Afrika Birliği'nin şahsında tüm Afrikalı kardeşlerimizin G20 üyeliğinin hayırlı olmasını diliyor, kendilerine aramıza hoş geldiniz diyorum" ifadelerini kullandı.

"Müslümanları ve mültecileri hedef alan saldırılar tahammül sınırlarını aştı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "tek dünya, tek aile ve tek gelecek" idealine en büyük zararı tıpkı bir veba gibi yayılan İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının verdiğini belirtti. Müslümanları ve mültecileri hedef alan saldırıların kimi Batı ülkelerinde artık tahammül sınırlarını aştığını, bazı yerlerde de nefret furyasına dönüştüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Demokrasi ve insan hakları savunuculuğu yapan ülkelerin çoğu bu barbarlık karşısında maalesef üç maymunu oynamaktır. Polis koruması altında Kur'an-ı Kerim yakılması fikir özgürlüğü değil, çok açık bir provokasyondur, nefret suçudur. Hiç kimse bizden buna sessiz ve tepkisiz kalmamızı bekleyemez. İnsanlığın ortak geleceği adına İslam düşmanlığının yükseldiği tüm ülkelerin, bu konuda artık daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuatla ilgili bir açık varsa giderilmelidir. Kanun gerekiyorsa süratle yapılmalıdır. Uluslararası camianın sorumlu bir üyesi olarak, 'Dost acı söyler' prensibinden hareketle hakikatleri tüm açıklığıyla söylemeyi görev biliyoruz. Bununla birlikte başta Birleşmiş Milletler olmak üzere üyesi bulunduğumuz platformlarda bu konuyu gündeme getiriyoruz" dedi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 15 Mart 'ın "İslamofobi ile Mücadele Uluslararası Günü" olarak kabul edilmesine katkı sağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerek İnsan Hakları Konseyinin gerekse Genel Kurulun, Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılarla ilgili kararları bu minvalde önemlidir. Kimi ülkelerin, bu eylemler karşısında çeşitli idari ve hukuki tedbirler aldığını görüyor, bundan da memnuniyet duyuyoruz. Ülkemizin teklif ve gayretleriyle, kutsal kitaplara saldırı G20 bildirisinde de kınanmıştır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani değerleri savunan, insan hak ve hürriyetlerine önem veren, farklı inanç mensuplarının barış içinde yaşayabileceğine inanan herkesi, Türkiye'nin çabalarına destek vermeye çağırdığını ifade etti.

"Hindistan ile başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda ciddi bir potansiyele sahibiz"

umhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl MIKTA'nın 10. kuruluş yıl dönümünün idrak edildiğini belirterek, "Endonezya'nın dönem başkanlığında liderler olarak, MIKTA'nın son 10 yılını ve geleceğe dair planlarımızı gözden geçirdik. Ziyaretim çerçevesinde Sayın Hindistan Başbakanı Modi ile ikili bir görüşmemiz oldu. Güney Asya'daki en büyük ticaret ortağımız olan Hindistan ile başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda ciddi bir potansiyele sahibiz" dedi.

Özellikle seçim belirsizliğinin geride kalmasıyla birlikte bu potansiyeli en üst seviyede hayata geçirebilecek imkâna kavuşulduğuna inandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yüzde 90'ları bulan rekor katılımla gerçekleşen 14-28 Mayıs seçimleri, hem Türk demokrasisinin gücünü hem de milletimizin iktidarımıza olan güvenini teyit etti. Attığımız her adımla bu güveni daha da perçinliyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba günü kamuoyuyla paylaştıkları Orta Vadeli Program'ın hem içeride hem yurt dışında takdirle karşılandığını gördüklerini ifade ederek, "Dünya Bankası tarafından yapılan açıklama, Türkiye ekonomisine duyulan güvenin bir tezahürüdür. Dünya Bankası Grubu 17 milyar dolarlık yatırım paketinin üzerine, 18 milyar dolarlık yeni bir yatırım paketi daha ekledi. Böylece bankanın, Türkiye'de önümüzdeki 3 yıl içinde planladığı yatırımların büyüklüğü 35 milyar dolara ulaşacak. Ülkemize yönelik önyargılar kırıldıkça, Dünya Bankası'na yeni kurumlar eklenecektir. Ekonomimizdeki başarılarla birlikte uluslararası yatırımların daha da arttığını hep birlikte göreceğiz" dedi.

Bir taraftan 6 Şubat depremlerinin yaralarını süratle sararken, diğer taraftan da Türkiye Yüzyılı hedeflerinden asla kopmayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinin, diğer hususların yanında, büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğinin daha iyi anlaşılmasına vesile olduğu kanaatine vardığını söyledi.
Zirvenin ev sahibi Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin yanı sıra iki günlük zirve boyunca pek çok ikili görüşme gerçekleştirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda Japonya Başbakanı Kişida Fumio, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı ve Abu Dabi Emiri Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakanı Olaf Scholz, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz El Suud, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Dünya Bankası Başkanı Ajay Banga ile son derece verimli görüşmeleri olduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gün boyunca gerçekleştirdikleri tüm istişarelerin hayırlı olmasını temenni etti. Hindistan Dönem Başkanlığına teşekkürlerini sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevi devralan Brezilya'ya da başarılar diledi.

"Süratle bu projeyi hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz"

Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru ile ilgili soruya, “Her şeyden önce bu koridorla ilgili çalışmamızda, Körfez ülkeleri buna dâhil, Irak buna dâhil ve Türkiye üzerinden böyle bir hattın açılmasıyla Körfezi, Basra'dan Avrupa'ya bağlayan bir koridor oluşacak. Bu koridorla ilgili özellikle de Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Türkiye burada hassas davranıyoruz ve süratle de bu projeyi hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz. Şu an itibarıyla Dışişleri Bakanlarımız, Ulaştırma Bakanlarımız müşterek bir çalışmanın içerisine girerek, bunu birkaç ay içerisinde uygulamaya geçirmenin gayreti içinde olacağız" cevabını verdi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağırlıklı olarak Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin yarınlarına yönelik ne gibi adımlar atılacağının üzerinde durduklarını, siyasi, ekonomik, kültürel birçok konuyu aralarında görüştüklerini aktardı.

"Bölgeyi sükunete davet etmekten başka çaremiz yok"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermenistan-Azerbaycan sınırındaki son duruma ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine ise, "Bununla ilgili bugün Sayın İlham Aliyev'le de görüşme yaptım. Bu görüşmeden sonra da yarın büyük ihtimalle Sayın Paşinyan'la da (Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan) bir görüşmem olacak. Bölgeyi sükûnete davet etmekten başka çaremiz yok. Fakat burada özellikle Hankendi'de, Karabağ'da şu anda atılan bu adımlar, doğru adımlar değil. Bunu kabullenmek, mümkün de değil. Nitekim, Avrupa Birliği üyesi ülkeler de bunu kabullenmiyor. Charles Michel'le de (AB Konseyi Başkanı) yaptığım görüşmede gördüm ki onlar da bu gelişmelere olumlu yaklaşmıyorlar. Tabii biz de buna olumlu bakmıyoruz. Nitekim yarın yapacağımız görüşmede, Sayın Paşinyan'a da bu konuda uyarı yapmalarını ve kesinlikle böyle bir seçimi kabullenmenin mümkün olmadığını onlara da ifade edeceğiz. Şu ana kadar görüştüğümüz tüm dost, Batılı ülkeler vesaire böyle bir seçimi kabullenmiyorlar. 'Bu olacak bir iş değil. Kabul edilebilecek bir seçim değil' diyorlar” açıklamasında bulundu.

"Fakirlikle mücadelede özellikle Afrika ülkelerine yönelik adımlarımızı atmaya devam edeceğiz"

Rusya'dan tahıl sevkiyatına yönelik eleştirilerle ilgili gelen bir soruya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Doğrusu ben bu eleştirilere katılmıyorum. Çünkü 33 milyon ton, Rusya şu ana kadar Karadeniz koridorundan tahıl ithali yaptı. Fakat burada bir gerçek var, bunun yüzde 44'ünü Batı aldı, yüzde 14'ü bize geldi. Bunun yüzde 14'ü Afrika ülkelerine gitti. Sayın Putin'in buradaki ısrarı, 'Batı bize verdiği sözleri tutmadı' diyor. 'Biz ücretsiz olarak bilabedel bu tahılı verelim. Türkiye olarak siz bunu una çevirin. Katar'ı da yanımıza alalım. Bu şekilde fakir Afrika ülkelerine biz bu tahılı gönderelim' diyor. Sayın Putin'in en son pazartesi günü yaptığımız görüşmede de ısrarla üzerinde durduğu, 'Fakir ülkelere bu tahılı göndermeye ben varım bilabedel' Biz de aynı şekilde düşünüyoruz. Katar aynı şekilde düşünüyor. Bu şekilde bu süreci işletmekten yanayız. Bu konuda Sayın Putin şimdilik 1 milyon tonu kabullendi. Burada da Sayın Lavrov'la yaptığım görüşmede yine ifade ettim, 'Bunu, 1 milyon tonu bu şekilde bırakmayalım. Yeniden bunu arttırmanın gayreti içerisinde olalım. Çünkü gerçekten fakir Afrika ülkeleri buraya bakıyor. Acaba Rusya'dan ne kadar tahıl gelir?' 'Bunun üzerinde düşünelim.' dediler. Biz de telefon diplomasisiyle de olsa çalışmaya devam edeceğiz. Dışişleri Bakanım aynı şekilde bu süreci takip edecek. Çünkü biz fakirlikle mücadelede özellikle Afrika ülkelerine yönelik bu adımlarımızı atmaya devam edeceğiz" cevabının verdi.

"Tahıl koridorunun yeniden işlevsel hale gelmesinde ümitsiz değilim, yine bu süreç başlayabilir"

Soçi ziyareti hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Putin'in tahıl anlaşması için iki isteğinden bahsetmiştiniz. Bununla ilgili olarak BM'nin çalışma yürüteceğini ifade ettiniz. Söz konusu çalışmalara ilişkin Sayın Guterres ile burada görüşme imkanınız oldu mu. Tahıl koridorunun geleceğini nasıl görüyorsunuz?" sorusu üzerine, "Tahıl koridorunun yeniden işlevsel hale gelmesinde ümitsiz değilim, yine bu süreç başlayabilir. Ancak Guterres'in bir mektubu var. Kendisinden bu mektubu güncelleyen ikinci bir mektubun gönderilmesi noktasında bir talebimiz olacak. Gerek sigorta gerekse swiftle ilgili konuları güncellemesiyle burada yeni bir gelişme olabilir. Bunun da takipçisi olacağız" dedi.

Afrika Birliği'nin G20'ye üye olduğunun hatırlatılması ve "Bunu adil dünya için bir adım olarak değerlendiriyor musunuz?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğrusu bu gelişmeler bana göre olumlu, güzel bir gelişme. Hele hele Afrika'nın buraya bu şekilde üye olması bu süreci daha da bana göre canlandırdı diye düşünüyorum. Bu konuyla ilgili olarak kabul büyük bir alkışla karşılık buldu. Bu da tabii bizi ayrıca heyecanlandırdı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonraki süreçte ilgili ülkelerin Afrika'yla olan münasebetlerini çok daha dikkatli, çok daha hassas yürüteceğini düşündüğünü belirterek, temennilerinin ise ilişkileri daha da canlı hâle getirmek ve bu süreci canlı tutmak olduğunu ifade etti.

Biden'la F-16 teması

Zirvede, ABD Başkanı Joe Biden ile F-16'yla ilgili bir teması olup olmadığı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Biden'la bir görüşmemiz ayaküstü de olsa oldu. Orada F-16 konusunu da görüştük. Tabii F-16 konusunda maalesef dostlar işi alıyorlar, götürüyorlar, 'İsveç de İsveç' diyorlar. Şimdi bu şekilde yaklaşım bizi ciddi manada üzmektedir. Böyle dendiği zaman benim vereceğim bir cevap var. Siz her şeyde kongre kongre diyorsunuz. Benim de kongrem var. Benim kongrem neresi? Türkiye Büyük Millet Meclisi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden bu tür bir karar geçmediği sürece benim 'evet' demem mümkün değil. Tek başıma karar verecek noktada değilim. Meclisimden geçmesi lazım. İsveç'in üzerine düşen görevleri yerine getirmesi lazım. O da üstüne düşen görevleri yerine getirmediği sürece tabii ki ben Meclisimin vereceği kararı beklemek durumundayım" dedi.

Putin ve Xi'nin zirveye katılmaması

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in zirveye katılmaması hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İkili görüşmelerde bu konu gündeme geldi mi? İki liderin yokluğu zirveye nasıl yansıdı? Sizce gelecek G20 Zirvesi'nde bu iki lideri görebilecek miyiz?" şeklindeki soruyu da her iki lideri de temsilen Dışişleri Bakanlarının zirvede bulunduğu yanıtını verdi.

Çin Başbakanı Li Qiang ve Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüşmediğini ama Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la uzun uzadıya bir görüşme yaptığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Konuyla ilgili gerek Rusya'nın buradaki duruşuyla ilgili zaten pazartesi günü Soçi'de de görüşmelerimiz olmuştu. Burada da bu görüşmeleri yaptık. Tabii ki Xi Jinping'in de burada olması isabetli olurdu ama kendilerini temsilen başbakanı gönderdiler. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bizler bulunacağız. Orada birçok liderler şüphesiz ki yine bulunacak. Onlardan da gelenlerle orada görüşmelerimiz muhakkak etraflıca olacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetin boşluk kabul etmeyeceğini, kendilerinin siyasette bu boşluklara fırsat vermeyeceklerini dile getirdi.

"(Türkiye-BAE) Şu anda ilişkilerimiz güçlü bir konumdadır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gelinen aşamada Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? BAE, Orta Doğu, Avrupa ve Hindistan arasındaki ekonomik koridorun geliştirilmesine nasıl katkıda bulundu?" sorusu üzerine, özellikle Orta Doğu'yla ilgili koridor çalışmasında BAE dâhil, Suudi Arabistan, Irak, Türkiye birlikte bu çalışmayı yürüteceklerini dile getirdi. Bunun için de zaman kaybına tahammülleri olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hızla bunu devam ettireceklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Körfez seyahatinde 50 milyar doların üzerinde tutarı olan 13 anlaşma imzaladıklarını anımsatarak, "Bu 13 anlaşmayla özellikle Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye arasındaki iş birliği çok daha güçlü bir noktaya taşındı, çok daha farklı bir konuma geldi. Burada da Muhammed Bin Zayed'le yine etraflıca bir ikili görüşmemiz oldu. Bundan sonraki süreçte de bu görüşmelerimizi gerek bakan arkadaşlarımız, gerekse şahsım devam ettireceğiz. Şu anda ilişkilerimiz güçlü bir konumdadır" ifadelerini kullandı.

“Depremzedelerin bir an önce konutlarına kavuşabilmesi için çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde devam ettiriyoruz”

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerdeki son durumla ilgili soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öncelikle deprem bölgesine yönelik depremzedelerin bir an önce konutlarına kavuşabilmesi için çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde devam ettiriyoruz ve hedefimiz köy evleri, normal konutlar, bunları 1 yıl ile 2 yıl içerisinde tamamlamak. Şu anda ilgili Bakan arkadaşım ekipleriyle TOKİ, bu çalışmaları sürdürüyor. Dikey mimari değil daha çok yatay mimariyle bu konutları yapacağız" ifadelerini kullandı.

Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru'na ilişkin gelen soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, "'Tek Kuşak Tek Yol', biliyorsunuz Çin'in bir projesiydi. Bu projeyi Çin takip ediyor, devam ediyor ama diğeri ise daha çok Körfez ülkelerinin sahiplendiği, bizim de içinde olduğumuz, Türkiye, Irak, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, hep birlikte attığımız bir adım. Temenni ediyorum ki bütün bunlar tarihteki İpek Yolu'yla koordineli bir adım. En güzel şekilde bunun neticesini almak için kararlı olmamız lazım, çalışmamız lazım. Gerek altyapı gerek üstyapı çalışmalarını da sürdürmemiz gerekiyor. Bunları yaptığımız takdirde kısa zamanda netice alacağımıza inanıyorum" dedi.

Ev sahibi ülke Hindistan'ın Başbakanı Narendra Modi'nin Rusya-Ukrayna Savaşı'nda barışı sağlama adına attığı adımlara ilişkin soruyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin gayretinin karşılığını alacağını, Modi'nin de kendisine göre bu alanda attığı bazı adımların olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de bu alanda attığı adımların olduğunu hatırlatarak, "Pazartesi günü Soçi'de olduğumu söyledim ve Soçi'de heyetler arası görüşmeler yaptık, Sayın Putin'le benim ikili görüşmem oldu. Bütün bunların hepsi acaba Rusya ile Ukrayna arasındaki bu savaşı nasıl durdururuz? Nasıl buna noktayı koyarız ve bölgeyi bir barış bölgesi hâline yeniden getiririz? Derdimiz bu” ifadelerini kullandı.

"Bizi 50 yıldır AB üyesi ülkeler hep oyalamıştır"

Gazetecilerin AB'ye katılımla ilgili Türkiye'nin perspektifinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu an Michel ile neyi görüşeceksin? AB'yi görüşeceksin. Görüştük ama Sayın Michel'in tek başına karar verme yetkisi yok. O da tabii bütün AB üyesi ülkelerle görüşerek bir karar vermenin gayreti içerisinde. Bizi 50 yıldır AB üyesi ülkeler hep oyalamıştır, bugün de oyalıyorlar, hala oyalamaya devam ediyorlar. Oyalasalar da oyalamasalar da Türkiye Türkiye'dir, biz yolumuza devam ederiz" dedi.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oleg Nikolenko'nun G20 Sonuç Bildirgesi’nden memnun olmadığını söylediğinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onu yine kendisine sormak lazım. Biz gurur duyulacak bir deklarasyon olduğuna inandık ve altına imzalarımızı koyduk, hayırlı olsun" dedi.

"5 üyenin iki dudağının arasına dünyayı sıkıştırmayalım"

Hindistan'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki (BMGK) hedefiyle ilgili gelen soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hindistan gibi bir ülkenin orada bulunmasından iftihar ederiz ama biliyorsunuz dünya 5'ten büyüktür. ‘Dünya 5'ten büyüktür’ derken burada sadece ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa, 5 ülke olsun istemiyoruz. Şu anda gerek daimi üyeler gerekse geçici üyeler, madem ki bunlar 5+15, biz diyoruz ki tamamı burada daimi üye olsun, dönüşümlü olsun ve dünyada şu anda mevcut Birleşmiş Milletler'deki 195 üyenin hepsini daimi üye yapacak hale gelelim, dönüşümlü olarak. Mademki dünya beşten büyüktür, burada hepsi de daimi üye olmak suretiyle bunun tadını alsın. 5 tane üyenin iki dudağının arasına dünyayı sıkıştırmayalım. Birleşmiş Milletler'de şu anda bulunan ülkeler, daimi-geçici ayrımına tabi olmadan, daimi üye olursa inanıyorum ki tüm dünya bundan mutluluk duyacaktır" dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri KAYÜ’de ‘Devfest 2024 Kayseri’ etkinliği düzenlendi Kayseri Üniversitesi’nde Bilişim Öğrenci Kulübü ve Geliştirici Öğrenciler Kulübü tarafından ‘Devfest 2024 Kayseri’ etkinliği gerçekleştirildi. Üniversitenin 15 Temmuz Yerleşkesi’ndeki Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe; Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, alanında uzman davetli konuşmacılar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa etkinliğin selamlama konuşmasında, öğrenciler tarafından öğrencilere yönelik düzenlenen bu tür etkinliklerin önemine vurgu yaptı ve etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Rektör Karamustafa konuşmasında şunları kaydetti; "Yapay zekâ, dijitalleşme ve büyük veri konuları hayatımızın her noktasında bulunmaktadır. Savunma sanayiinden eğitime, sağlık sektörüne, hatta kendi sektörü olan yazılım sektörüne; yazılım sektörünü geliştirmek için de bu konulara hakim olmak, iyi öğrenmek gerekiyor. Bu çerçevede, Kayseri Üniversitesi olarak bizler de gerek Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulumuzun programları, gerekse yeni faaliyete geçireceğimiz Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültemizin bölümleri ile bu alanda ülkemizin nitelikli insan kaynağını yetiştirilmesine katkı sağlamayı amaçlamaktayız. Bugün dünyada iktisadi ve teknolojik olarak söz sahibi ülkelere baktığımızda, bu alanlarda kuvvetli bilgi birikimi olan ülkeler olduğunu görüyoruz. Biz de ülkemizin bu alanda daha da fazla söz sahibi olabilmesi, yükselen bir değer olarak bulunduğumuz coğrafyada daha da güçlü olabilmesi, sizlerin bu konudaki yetkinlik ve yeterliliğinizin daha da üst düzeyde olabilmesine bağlı olduğunun farkındayız, bunun için gayret ediyoruz. Ben bu etkinliğin güzel ve faydalı bir etkinlik olmasını diliyor, katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.” Farklı sektörlerden alanlarında bilgi birikimine sahip sekiz davetli konuşmacının bilgi ve tecrübesini paylaştığı etkinlik gün boyu sürdü.
Ankara "Kadın Emeği Pazarı" Başkentlilerle buluştu Ankara Büyükşehir Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlediği Kadın Emeği Pazarı ile kadınların el emeği ürünlerini Başkentlilerle buluşturdu. Ankara Büyükşehir Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı koordinasyonunda, kadın emeğini görünür kılmak ve desteklemek amacıyla “Kadın Emeği Pazarı” Başkentlilerle buluştu. Antares AVM’de ziyaretçilerini ağırlamaya başlayan pazarda, kadınların el emeğiyle hazırladığı takıdan tekstil ürünlerine, hediyelik eşyalardan oyuncaklara kadar birbirinden özel ürünler sergileniyor. Hem kadın üreticilere destek olmak hem de farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen etkinlik, Başkentlilerden yoğun ilgi görüyor. “Kadın güçlendikçe toplumun da güçleneceğini düşünüyoruz” Etkinlik hakkında bilgi veren Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Kadın ve Aile Şube Müdürü Özlem Süreyya Karaman, “Kadına karşı şiddete dur demenin bir yolu da kadına ekonomik anlamda imkan tanınmasıdır. Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak kadının güçlenmesini çok önemsiyoruz. Kadın güçlendikçe toplumun da güçleneceğini düşünüyoruz. Özellikle bireysel el emeği ürünler yapan kadın girişimcilerimize stant desteği sağlıyoruz” ifadelerini kullandı. Kadın Emeği Pazarı’nda stant açan girişimci kadınlardan biri olan Ela Toku, hem emeklerinin değer görmesinden hem de ek gelir elde edebilme fırsatından duydukları memnuniyeti şu sözlerle dile getirdi: “Ankara Büyükşehir Belediyesinin ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ kapsamında kurulan ‘Kadın Emeği Pazarı’nda stant açabilme şansı buldum. Öğrenciyim ve bu benim için bir ek gelir kaynağı. Kendi yaptığım ürünleri satışa sunuyorum ve yeni insanlar tanıyorum bu gerçekten çok güzel.”
Yalova Yalova merkezli 3 ilde silahlı suç örgütü operasyonu: 6 tutuklama Yalova merkezli 3 ilde İpekler-Baysallar isimli silahlı suç örgütüne yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 15 kişiden 6’sı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Alınan bilgiye göre, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Yalova Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte birçok defa suça karışan İpekler-Baysallar suç örgütüne yönelik 12 Aralık 2023 tarihinde günümüze kadar teknik takip ve planlı çalışmalar gerçekleştirdi. Elebaşılığını halen tutuklu bulunan E.İ. ile Ü.B.’nin yaptıkları silahlı suç örgütünün üye kadrosunun suç eylemlerinin tespit ve deşifre edilmesi amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda Yalova, İstanbul, Diyarbakır illerinde eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. Operasyonda H.İ., Ü.B., M.T.K., V.B.B., Y.G., M.T., E.E., M.Ü., S.B., O.A.K., Ö.S., N.Ö., M.K., H.C.M. ve E.S. olmak üzere toplam 15 şüpheli gözaltına alındı. Yapılan aramalarda 26 adet çeşitli marka ve çaplarda tabanca, 591 adet çeşitli çaplarda fişek, kılıç, 34 kilo esrar, 28 gram skunk, 3,76 gram kokain ele geçirildi. 6 tutuklama Polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen suç örgütü elebaşı Ü.B. ile H.İ., O.A.K., Ö.S., M.K. ve M.T.K. olmak üzere toplam 6 zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer şüpheliler ise adli kontrolle serbest bırakıldı. Tutuklu sayısı 11’e çıktı Öte yandan, İpekler-Baysallar suç örgütüne yönelik geçtiğimiz yıl yapılan operasyonda örgütün diğer elebaşı E.İ., ile M.S., F.U., M.S.İ., Ş.O. olmak üzere toplam 5 kişi tutuklanmıştı. Böylelikle yapılan ikinci operasyon sonucu örgütteki tutuklu sayısı 11’e yükseldi. İşlemedikleri suç kalmadı Öte yandan örgütün bugüne kadar "İşyeri Kurşunlama", "Yağma", "Silahlı Tehdit", "6136 Sayılı Ateşli Silahlar Kanununa Muhalefet", "Uyuşturucu Madde Ticareti - Kullanma", "Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma", "Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Düşürülmesi", "Araç Kundaklama", "Silahla Kasten Yaralama", "Suç Üstlenme", "Yalan Beyanda Bulunmak" gibi suçlara karıştığı bildirildi. Örgütün vatandaşa korku, panik oluşturarak sindirmeye çalıştıkları, esnaflara baskı yaparak maddi menfaat sağladıkları, sosyal medya hesaplarında silahlı video ve fotoğraf paylaşarak suç çevresinde üstünlük kurmaya çalıştığı ve genç yaşta suça meyilli şahısları etraflarında topladığı bildirildi.
Balıkesir Balıkesir’de yere çöp atana ceza Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde, Belediye Meclisinin 07.11.2024 tarihli kararı ile yere çöp atan vatandaşlara ceza yazılması gündeme geldi. “Çöp atma, sokağına sahip çık” adı verilen proje, Ali Çetınkaya Caddesi’nde gerçekleştirilen çöp toplama kampanyası ile hayata geçirildi. Burhaniye Belediyesi Çevre, Trafik ve Sağlık Komisyonu’nun önerisiyle hayata geçirilen proje, ilçede çevre temizliği konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Ali Çetinkaya Caddesi’nde düzenlenen etkinliğe Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, Belediye Başkan Yardımcıları Oktay Erbalaban ve Ayten Tuna ile birlikte belediye meclis üyeleri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Öğrenciler ellerinde çevrece pankartlar taşıdı. Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, etkinliğin sonunda, “Çöp atma, sokağına sahip çık!” sloganıyla uygulanacak proje hakkında bilgi verirken, temiz bir çevrenin önemine dikkat çekti ve vatandaşları duyarlı olmaya davet etti. Başkan Deveciler, önümüzdeki günlerde, kolluk kuvvetleri ve zabıta ekipleri tarafından gerekli denetimlerin titizlikle gerçekleştirileceğini anlatırken, yere çöp veya izmarit atan vatandaşlar hakkında ise ilgili mevzuat çerçevesinde uyarıya rağmen çöp kaldırılmaz ise cezai işlem uygulanacağını söyledi. Projeyi başlattıklarını anlatan Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, "Çöp atma sokağına sahip çık projesini hayata geçiriyoruz. Bunu emniyetle birlikte kaymakamlığımız ile birlikte yapıyoruz. Kabahatler Kanunu’na göre belediyemizin ceza yazma yetkisi var. Tabii vatandaşlar bunu atacağı ve cezada vatandaşa yazılacağı için bunun kimlik sorgulaması lazım. Kimlik sorgulamasına zabıta kanunu yetki vermiyor. Kimlik sorgulamasını polise emniyete yetki veriyor. Onun için kaymakamlıkla birlikte emniyetimizle birlikte zabıtamızla iş birliği ile bu projeyi hayata geçirdik. İnşallah bugün başlattık. Bu projemize bütün vatandaşlarımız uyar. Uyacağını da ümit ediyorum. Amacımız ceza yazmak, cezai müeyyide uygulamak değil. İlçemizin sokaklarını temiz tutmak çevreye sahip çıkmaktır. Vatandaşlarımıza ceza yazmak istemediğimizi de burada söylüyorum. Ama ceza yazacağımız için de vatandaşların bu projeye sahip çıkıp sokaklarımızı temiz tutması lazım. Teşekkür ediyorum” dedi. Etkinliğe katılan Özge Çelen de, “Burhaniye Belediyesinin çöp toplama projesini takdir ediyorum. Umarım bu istikrar sağlanır. Dünyada ve ülkede bu problem. Çöp atık, geri dönüşüm, bütün problemler çözülür umarım. Bu projenin istikrarını diliyorum. İnsanları duyarlı olmaya çağırıyorum çevre konusunda” dedi. Mine Çelen ise, “Bunun istikrarlı bir şekilde devam etmesi inşallah mümkün olur. Ben yıllardır söylerim. Cezai işlem olmalı bu işe. Sen evinde nasıl atmıyorsan, sokağımızda evimiz olmalı. Başka türlü olmaz. Kişinin kendinin ayıbıdır bu” diye konuştu.