GÜNDEM - 10 Mart 2016 Perşembe 09:19

Çocuklarını haczeden babalardan 'mağduriyet birliği'

A
A
A
Çocuklarını haczeden babalardan 'mağduriyet birliği'

Eşlerinden boşandıktan sonra çocuklarını ancak icra ile haczederek görebilen babalar, Babasız Bırakılan Çocuklar, Çocuksuz Babalar Derneği adıyla İzmir’de yeni bir oluşuma imza attı. İki oğlunu icra ile haczeden baba İbrahim Aksoy’un Down sendromlu oğlu Berkay, “Ben babayım, ziyaretçi değil” yazılı tişörtü ile “Babamı görmeyeli çok olmuştu. Bugün yanında olmak istiyorum” dedi.

Eşlerinden boşandıktan sonra çocuklarının velayeti eski eşlerine verilen babaların çoğu, mahkemelerin verdiği “görüş günü” kararını uygulayamıyor. Mahkemelerin verdiği süre zarfını gözeterek çocuklarını görmek isteyen babalar, eski eşlerinin çocuklarını göstermemesi nedeniyle mağdur olabiliyor. Evlatlarını ayda iki kez ya da haftada bir kez görmeye razı olan babalar, bunu başaramayınca çocuklarını icra yolu ile haczederek görebiliyor. İcra işlemleri sırasında pek çok bürokratik sorunla karşılaşan babalar, hem her “görüş gününde” maddi bir külfetin altına giriyor, hem de tüm bu çabaya rağmen yine de çocuklarını göremeyebiliyor. Uzun yıllar çocuklarını haczederek gören babalar, diğer mağdur babalara maddi ve manevi destek vermek amacıyla yeni bir dernek kurdu. Babasız Bırakılan Çocuklar, Çocuksuz Babalar Derneği hakkında açıklama yapan babalar, yanlarında sadece çocuklarının fotoğraflarını getirebilirken, 6 yıldır çocuklarını icra ile gören İbrahim Aksoy ise iki oğluyla birlikte geldi. Down sendromlu oğlunun üstünde “Ben babayım, ziyaretçi değil” yazılı tişört bulunan baba Aksoy, çocuklarının “Sadece babamızın yanında olmak istiyoruz” sözleri üzerine gözyaşı döktü.

“BİZ BABAYIZ”
Kendisinin de mağdur babalardan biri olduğunu söyleyen İbrahim Aksoy, “2009 yılındaki boşanma sürecinde birçok sorun yaşadım. Bu sorun sadece benim sorunum değil, toplumun sorunu. İki evladım var. Mahkeme daha başlamadan, çocukları görüşümü kısıtlayan bir karar alındı. Çocuklarımı ayda iki defa görme izni verildi. Bu mahkeme kararına uymaya çalıştım ancak bu sefer eski eşim mahkeme kararını uygulamaktan kaçındı. Çocuklarımızı ancak icra yoluyla haczederek görebileceğimizi gördük. İcra işlemlerine başladık ancak bu süreç, oldukça bürokratik ve maddi külfeti olan bir süreç. Tüm işlemleri yaptırsanız dahi çocukları göremeyebiliyorsunuz. Biz baba olmaya çalışırken, baba olmamızı engelleyen bambaşka bir dünya var. Biz babayız. Baba olmak, ayda iki defa çocuğu görmek midir? Bu hak mıdır, adalet midir? İki ayda bir zaten göremiyoruz. Görmeye çalıştığımız zaman önümüze engeller çıkıyor” dedi.

“DÜN HACZETTİM, BUGÜN TESLİM EDECEĞİM”
Aksoy, en büyük sorunlarının 6284 Sayılı Kanun olduğunu belirterek şunları söyledi:
“6284 Sayılı Kanuna istinaden ‘rahatsız oluyoruz’ dendiği zaman bittiniz. 6 ay yaklaşamıyorsunuz. Bu kanun anneler tarafından çocuklarımızı görmemizin engellenmesi için kullanılıyor. Eski eşimizi görmeyelim, yaklaşmayalım ama çocuklarımızın günahı nedir? Çocukların hakları neden ihlal ediliyor? Çocuklar artık ruhen de bozulmaya başlıyor. Çocuk babası onu terk etti diye düşünüyor. Bu da ayrı bir yıkım. Daha gelişim aşamasında üst üste darbe alıyor. 2010 yılından beri çocuklarımızı haczederek görebiliyorum. Dün sabah çocuklarımı haczederek aldım, bu akşam teslim edeceğim”

“ÇOCUK İÇİN YIKIM”
Çocukların haciz yolu ile babalarını görmelerinin onlar için de büyük yıkım oluşturduğunu ifade eden Aksoy, şunları söyledi: “Çocuklar haczedilirken orada olmuyorum ama bu hoş bir durum değil. Ben eski eşimin kapısına asla çıkmıyorum. Bu bir yıkım. Çocuğunuza, bir yabancıdan daha uzak oluyorsunuz. Siz benim çocuğumun yanına gidip sevebilirsiniz, onları ziyaret edebilirsiniz ama ben bunu yaptığım zaman suçlu konumunda oluyorum. Çocuklarımı haczetmem için işlemleri yapmam nedeniyle iş yerimden her ay iki defa izin almak durumundayım. İşyerinden izin alamayan baba çocuğundan mahrum kalıyor. İşlemlerin her aşamasında problem çıkabiliyor.”

“NİCE ARKADAŞIMIZ İNTİHAR ETTİ”
Sorunları kendi açılarından ziyade çocuklar açısından değerlendirdiklerini kaydeden Aksoy, sözlerine şöyle devam etti:
“Biz, ‘babayız, bizim de hakkımız var’ diyerek yola çıktık. Avrupa İnsanları ve Çocuk Hakları Sözleşmelerinde her şey zaten açık şekilde belirtiliyor. Anne ve babanın çocuk üzerindeki hakları eşittir. Çocuklarımızın hakları, Anayasa ve uluslar arası sözleşmelerle belirtilmiş. Biz kurduğumuz dernekle diğer babalara yardım etmek, onlara çözüm bulmak için kurduk. Nice arkadaşımız bu durum yüzünden psikolojisi bozularak intihar etti. İcra ile çocuğunu görebilecek olduğunu bilmeyen, hukuki süreci bilmeyen babalar var. Parası olmayan babalar var. Biz bu babalara maddi manevi destek olmak için çalışmaya başladık. Bireysel mücadele bir yere kadar ama güç birliği yaparak daha iyi sonuç alabileceğimizi gördük.”

“BABAMIN EN ÇOK KENDİSİNİ ÖZLÜYORUM”
Aksoy’un küçük oğlu Kaan Aksoy uzun aradan sonra gördüğü babası için “Babamız çok iyi. Bizi seviyor. Babamı bugünden önce en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Bugün babamın sadece yanında kalmak istiyorum. Babamın en çok kendisini özlüyorum” derken, Aksoy’un büyük oğlu Down sendromlu Berkay Aksoy ise “Bugün babamla vakit geçirmek istiyorum. Babam bizi göremediği için üzülüyor. Babamı görmeyeli çok olmuştu. Bugün yanında olmak istiyorum” diye konuştu. Çocuklarının bu sözlerine dayanamayan baba Aksoy, onlara sarılarak gözyaşı döktü.

“EŞYALARI BİLE İKİNCİSİ YOKSA HACZEDEMİYORSUNUZ”
İnsanların, bir eşyayı bile ikincisi yoksa haczedemediğini söyleyen mağdur babalardan Mustafa Tokat da, şöyle konuştu: “Biz çocuklarımızı haczediyoruz. Ben eşimden ayrıldım ve baba-evlat bağını koruyabilmek için Trabzon’dan İzmir’e geldim. Temmuz ayından bu yana iki kızımı bir kez bile göremedim. Okuluna gitsem suç, sokağından geçsem suç, telefonla arasam suç. Çünkü 6284 Sayılı Kanun var. Hiçbir suçumuz olmamasına rağmen kadının beyanı ile rahatsız etmekle suçlanıyoruz. Biz babayız. Kurduğumuz derneğin kötü bir amacı yok. Cinsiyet ayrımcılığı gütmüyoruz. Tek amacımız insan ve çocuk haklarını gözetmek. Kimsenin hakkı yenmesin. Biz ziyaretçi değiliz. Biz de çocuklarımızı anneler kadar hak ediyoruz. Ben de babasız büyüdüm ve bunun acısını yaşadım. 9 aydır çocuklarımın fotoğraflarıyla uyuyorum. Biz babalar olarak ikinci sınıf insan muamelesi görüyoruz.” Mağdur babalar, dernek bünyesinde şimdiden yaklaşık 200 mağdur babanın bulunduğunu belirtti. 

CEREN ATMACA - SİNAN YENİÇERİ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Başkan Çerçioğlu: “Vatandaşlarımızın yanındayız” Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Aydın Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ne (ASKİ) bağlı ekipler, kent genelinde etkili olan yağışlı hava nedeniyle teyakkuza geçti. Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ ekipleri, vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Kent genelinde etkili olan yağışlı hava nedeniyle harekete geçen ekipler, yaşanabilecek olumsuzluklara karşı önlem alıyor. Tüm ilçelerde hazır durumda bekleyen ekipler, yağışlı havanın afetsiz geçmesi için gerekli çalışmaları yürütüyor. Kırsaldan kente kadar Aydın’ın tüm mahallelerinde teyakkuza geçen Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ ekipleri, mesai mefhumu gözetmeksizin vatandaşların yanında oluyor. Başkan Çerçioğlu: “Ekiplerimiz teyakkuzda bekliyor” Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, yaşanabilecek olumsuzluklara karşı Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ ekipleri tarafından çalışmaların sürdürüldüğünü belirterek, "Kentimiz genelinde etkili olan yağışlar nedeniyle herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aydın Büyükşehir Belediyemize ve ASKİ’ye bağlı ekipler ilimizi etkisi altına alan yağışlı havanın afetsiz geçmesi için gerekli tüm çalışmaları yapıyor, teyakkuzda bekliyor. Vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. İstek, talep ve ihbarlar için 444 40 09 numaralı Aydın Büyükşehir Belediyesi Hızlı Çözüm Merkezi’nin de günün her saatinde Aydınlıların hizmetinde olduğu ifade edildi.
Sivas Trendyol Süper Lig: Sivasspor: 0- Samsunspor: 0 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Sivasspor, sahasında Samsunspor ile karşılaşıyor. Müsabakanın ilk yarısı golsüz eşitlikle tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 4. dakikada sağ kanatta rakibinden topu kazanan Emrah Başsan, ceza sahasına ilerledi. Emrah Başsan’ın sol ayağıyla yaptığı vuruşta kaleci Okan Kocuk topu çeldi. 12. dakikada sağ kanatta topla buluşan Muja, ceza sahasında vuruşunu yaparken, kaleci Ali Şaşal Vural’ın kurtardığı meşin yuvarlak oyun alanına döndü. 32. dakikada Sivasspor ceza sahası önünde topla buluşan Holse, sol ayağıyla vuruşunu yaptı. Kaleci Ali Şaşal Vural soluna uzanarak topun hakimi oldu. 34. dakikada Sivasspor ceza sahası önünde boşta kalan topa Dimata vurdu. Kaleye yönelen top Uğur Çiftçi’nin müdahalesi sonrası kornere çıktı. 45+3. dakikada ceza yayı önünden kazanılan serbest vuruşta Rey Manaj topun başına geçti. Manaj’ın sert şutunda baraja da çarpan meşin yuvarlak kaleci Okan’ın müdahalesiyle kornere çıktı. Hakemler: Ali Şansalan, Ali Can Alp, Bersan Duran Sivasspor: Ali Şaşal Vural, Murat Paluli, Sonko, Camara, Uğur Çiftçi, Moutoussammyy, Charisis, Emrah Başsan, Pritchard, Rodrigues, Rey Manaj, Yedekler: Nikolic, Özkan Yiğiter, Menig, Emre Gökay, Alaaddin Okumuş, Oğuzhan Aksoy, Bekir Böke, Emirhan Başyiğit, Koita, Ziya Erdal Teknik Direktör: Ömer Erdoğan Samsunspor: Okan Kocuk, Zeki Yavru, Satka, Van Drongelen, Marc Bola, Bennaser, Ntcham, Muja, Holse, Dimata, Mouandilmadji Yedekler: Halil Yeral, Celil Yüksel, Soner Aydoğdu, Tait, Schindler, Laura, Soner Gönül, Ercan Kara, Yunus Emre Çift, Bedirhan Çetin Teknik Direktör: Thomas Reis Sarı kartlar: Muja, Van Drongelen (Samsunspor)
Konya Bakan Yerlikaya: "Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, asayiş suçlarından terör örgütlerine, organize suç şebekelerinden zehir tacirlerine ve siber saldırganlara kadar Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergilediklerini söyledi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Konya’da Selçuklu Kongre Merkezinde düzenlenen AK Parti Selçuklu 8. Olağan İlçe Kongresine katıldı. Burada konuşan Bakan Yerlikaya, doğduğu, havasını soluduğu, çocukluğunu yaşadığı Selçuklu’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. "Cumhurbaşkanımızın, AK Parti’mizin, AK kadrolarının eseridir" Salonun milletin iradesinin, cesaretinin ve kararlılığının buluştuğu bir mekan olduğunu belirten Bakan Yerlikaya, "Bizler, her kongrede yenilenen, her seçimde güçlenen ve her daim milletimizin hizmetinde olan, büyük bir davanın mensuplarıyız. Cumhurbaşkanımız, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde başladığımız bu kutlu yürüyüşte 22 yılı geride bıraktık. ‘Durmak yok, yola devam’ diyerek çıktığımız bu yolda, her zaman milletimize hizmet etmeyi şiar edindik. Bizim davamız; yılmadan, yorulmadan, milletin emanetine sahip çıkma, mazlumların yanında, zalimlerin karşısında olma davasıdır. Bugün Türkiye, bölgesinde ve dünyada söz sahibi bir ülkeyse; mazlumların sesi ve vicdanıysa, bu Cumhurbaşkanımızın, AK Parti’mizin, AK kadrolarının eseridir" dedi. "Türkiye, barışın ve kardeşliğin teminatıdır" Türkiye’nin her alanda büyüdüğünün altını çizen Bakan Yerlikaya, "Bugün Türkiye her alanda büyüdü ve güçlendi. Eğitimde, sağlıkta, sanayide, ekonomide, güvenlikte ve pek çok alanda güçlü adımlar attık. Ekonomide büyümenin ve kalkınmanın önünü açtık. Yerli üretimi güçlendirdik. Böylece; yerli kaynaklarla büyüyen bir ekonomiye sahip olduk. Hamdolsun artık kendi teknolojisini kendisi üreten, dışa bağımlı olmayan, gücünü kendi kaynaklarından alan bir ülkeyiz. Uluslararası arenada, güçlü bir diplomasi iklimini tesis ettik. Sadece bölgesinde değil, uluslararası alanda sözü muteber bir güç olduk. Nerede yardım eli bekleyen bir mazlum varsa, onlara elimizi uzattık. Filistin davasını davamız bildik. Suriye’deki kardeşlerimize kol kanat gererek, tüm dünyaya insanlık dersi verdik. Somali’den Filistin’e, Karabağ’dan Arakan’a, Libya’dan Suriye’ye kadar nerede bir mazlum varsa; Türkiye olarak orada olduk. Gazze vicdanımızdır dedik. Suriye yüreğimizdir dedik. Türkiye’nin dostluğunu baş göz üstüne koyanlar kazanır; kaybetmek isteyenler Türkiye’nin karşısında durur dedik. İşte Baas rejimi, işte Esed. Ne oldu sonları? Sednaya Hapishanesinde, insanlık onurunun nasıl ayaklar altına alındığına, nasıl işkenceler yapıldığına şimdi tüm dünya şahitlik ediyor. Ama Cumhurbaşkanımız, yıllardır uyarmadı mı? Birleşmiş Milletler’i, Avrupa Birliğini, uluslararası kuruluşları uyarmadı mı? Vicdanı olanlara, kalp taşıyanlara seslenmedi mi? Herkes gördü, Türkiye’nin büyüklüğünün, sadece ülke sınırlarıyla sınırlı olmadığını. Türkiye, barışın ve kardeşliğin teminatıdır. Türkiye, adaletin ve merhametin timsalidir" ifadelerini kullandı. "Bu yıl 9 Aralık tarihine kadar 124 bin 325 Suriyeli kardeşimiz geri döndü" Güven ortamı sağlandıktan sonra mültecilerin geri dönüşlerinin hızlandığını belirten Bakan Yerlikaya, "Bu yıl 9 Aralık tarihine kadar 124 bin 325 Suriyeli kardeşimiz, ‘Gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli’ bir şekilde vatanlarına geri döndü. 2024 yılında, gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşlerde ay ortalaması 11 bindi. Suriye’nin özgürlüğüne kavuşmasından sonra vatanına dönen Suriyelilerin sayısı da artmaktadır. Göç yönetiminde temel kılavuzumuz; insan hakları ve hürriyetlerdir. Medeniyet değerlerimize bağlı kalıyor, Kamu düzenini ve güvenliğini her daim ön planda tutuyoruz" dedi. "Dağ kadrolarını bitirme noktasına geldik" İç güvenlikte de çalışmaların sürdüğünü ifade eden Bakan Yerlikaya, "İç güvenlikte ise, asayiş suçlarından terör örgütlerine, organize suç şebekelerinden, zehir tacirlerine ve siber saldırganlara kadar Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz. Son terörist etkisiz hale gelinceye kadar, son organize suç şebekesi çökertilinceye kadar, son uyuşturucu taciri adalete teslim edilinceye kadar, tüm gücümüzle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İçişleri Bakanlığı olarak; bizler de başta polisimiz, jandarmamız, sahil güvenliğimiz olmak üzere; 623 bin personelimizle milletimizin emrindeyiz. Bugün Türkiye, terörle mücadelede tarihinin en başarılı dönemini yaşamaktadır. PKK’nın inlerine girdik. Şehir yapılanmalarını çökerttik. Dağ kadrolarını bitirme noktasına geldik. Bu yılın ilk 11 ayında, bölücü terör örgütüne yönelik düzenlediğimiz operasyonlarla 779 teröristi etkisiz hale getirdik. Bu kabine dönemimizde bu sayı bin 381. 15 Temmuz hain darbe girişiminin baş sorumlusu, FETÖ elebaşının ölümden sonra da; bu hain terör örgütüne yönelik yürüttüğümüz mücadelede hiçbir gevşemeye mahal vermedik. Terörün ismi farklı olsa da amacı aynıdır, beslendiği yer aynıdır. Bu yılın ilk 11 ayında; FETÖ, DEAŞ ve diğer terör örgütlerine yönelik yaptığımız operasyonlar sonucu bin 894 şahıs tutuklandı. Bu kabine dönemimizde ise tutuklanan şahıs sayısı 3 bin 552 oldu" şeklinde konuştu. Bakan Yerlikaya son olarak, "Huzurun anahtarı asayişten geçer. Önleyicilik gücümüzü ne kadar artırırsak, olay sayılarını o kadar azaltırız. İşte biz de buna odaklandık. Yani suçta önleyiciliğe. Personel sayımızı artırdık, araç sayılarımızı artırdık. Böylece gece ve gündüz ekip sayılarımız arttı. Sonuçta bu yılın ilk 11 ayında, ‘Kişilere karşı işlenen suçlarda’ olay sayısını azalttık. Aydınlatma oranımızı yüzde 98’e çıkardık" diye konuştu. AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı ise, “Bugün Selçuklu ilçemizin olağan 8. kongresini gerçekleştiriyoruz. Katılan herkese çok teşekkür ederiz. 2001’de ilk kuruluşta çıktığımız heyecanla devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da kongrenin hayırlı olmasını dileyerek, “Uzun süre Selçuklu İlçe Teşkilatında görev yapmış biri olarak teşkilat mensuplarımıza teşekkür ediyorum. Teşkilat işi zordur. Teşkilat işi dava adamlığı gerektirir” dedi. Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, kongreye gelen herkese teşekkür ederek, hayırlara vesile olmasını diledi. Kongreye Bakan Yerlikaya’nın yanı sıra, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Konya Milletvekilleri, AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, merkez ilçe belediye başkanları ve partililer katıldı.
Karabük Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Türkiye 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" Karabük’te AK Parti 8. Olağan İl Kongresi’ne katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" dedi. Bakan Tekin, partisinin Karabük Yeni Şehir Spor Salonu’nda düzenlenen 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Kongreye; Grup Başkan Vekili Leyla Şahin Usta, AK Parti Karabük milletvekilleri Cem Şahin Ali Keskinkılıç, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, İl Başkanı Fatih Salt ve parti teşkilatı katıldı. Bakan Tekin, konuşmasının başında İl Başkanı Salt’a Ak davaya hizmet vermiş herkese plaket vermesinden dolayı teşekkür ederek, AK Parti’yi farklı kılan şeyin bu olduğunu belirtti. AK Parti’yi farklı kılan şeyin kardeşlik hukuku, vefa duygusuyla hareket etmek olduğunu, bundan dolayı 22 yılda, 80 yılda yapılanlar kadar hizmet yaptıklarını ifade eden Bakan Tekin, "Buna sahip olduğumuz için bütün bunları başarabildik. Ben İl Başkanımıza teşekkür ediyorum. Allah kendisinden razı olsun. Bu türden davranan siyasetçilerimizin sayısını arttırsın. AK Parti bu kadar icraatı yaparken, bu kadar işi yaparken bunun arkasındaki motivasyon unsuru ne? Onun arkasındaki motivasyon unsuru şu, AK Parti’yi ve bizim yaptığımız hizmetleri kamuoyunda farklı kılan şey şu; milletvekili, il başkanı, mahalle temsilcisi, ilçe başkanı, sahanın problemini alıyor, en tepedeki Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar ulaştırıyor" dedi. Sahanın en ücra köşesindeki kişinin derdiyle dertlenen bir Cumhurbaşkanı olduğunu aktaran Bakan Tekin, "Onların ne hissettiğini hisseden bir Cumhurbaşkanımız var ve onun sayesinde de bütün bu hizmetleri yapabiliyoruz. Ne yaptık? 22 yılda ne yaptık? Çabuk unutuyoruz. Çabuk unuttuğumuz için ben size bir hususu hatırlatayım. Hatırlayın 1990’lı yılları hatırlayın. Çok farklı şeyler söylemeye gerek yok. Sadece bir rakam vereyim size. 1990 ile 2002 arasında Türkiye’de 11 tane hükümet değişti. Size soruyorum; 11 tane hükümetin değiştiği bir dönemde, 11 defa hükümet değişikliğinin yaşandığı bir dönemde şu icraatlar yapılabilir miydi? Bu 1990’lı yılları sadece şöyle gözünüzün önüne getirin. Şöyle bir düşünün. Türkiye’de güvenlik alanında, terör alanında neler vardı? Her gün sabahleyin bir terör olayıyla karşı karşıyaydık. Haberleri açtığımızda içimizin cız ettiği, şehitlerimizin olduğu, terörist vakalarının olduğu bir güne uyanıyorduk. 1990’lı yılları böyle geçtik" diye konuştu. "Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" Ekonomiyle ilgili o yıllarda her gün banka iflasları ile karşı karşıya olunduğunu hatırlatan Tekin, şunları kaydetti: "Bunlar çok eski değil arkadaşlar. 1990-2000’li yıllarda yaşadık. Gecelik repo faizlerinin yüzde 7000’lere ulaştığı bir Türkiye’yi yaşadık hep beraber. Bu ülkede esnaf, enflasyon sebebiyle isyan etme noktasına gelmiştir. Bakın çok üzüldüğüm bir olayı anlatayım size. Yurt dışı bir ülkede bir akademisyenle konuşurken cebinden bir para çıkardı. Türkiye’deki bizim kullandığımız kağıtlara, üzerindeki sıfırları sayarak Türkiye’yle ve Türkiye’deki ekonomisiyle tırnak içinde dalga geçtiği bir Türkiye’yi yaşadık. Şu an çok şükür Türkiye her alanda dünyada örnek gösterilen bir ülke haline dönüştü. Ulaşımdan sağlığa kadar her alanda bunları yaşadık. Sadece bir şey söyleyeyim size. Sağlık konusunda eski Türkiye neredeydi, yeni Türkiye nerede sorusunun cevabını almak istiyorsanız Aşık Mahsuni Şerif’in ’Doktor Bey’ türküsünü açın dinleyin. Diyor ki, ’geldik daha sabahtan kaldık akşama. Yarına sıra mümkün mü doktor bey’ diye başlayan bir türkü. Bakın Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı. Bunları nasıl yaptık biliyor musunuz arkadaşlar? Bunu biz yapmadık. Bunu Cumhurbaşkanımız da tek başına yapmadı. Bunu işte konuşmamın başında çizdiğim teşkilat ruhuyla, teşkilat şuuruyla hareket eden siz yaptınız. AK Parti’nin tabanı yaptı. Ben o yüzden Türkiye’yi bu noktaya getirdiğiniz için AK Parti tabanına, Türkiye’de demokrasi gönüllüsü AK Partililere, hepinize teşekkür ediyorum. Allah razı olsun." Cumhuriyet’in 100. yılına yazılan mektupları okudu 2001-2002 yılında öğretmen ve öğrenciler tarafından Cumhuriyet’in 100. yılına yazılan mektupları okuyan Yusuf Tekin, "Eğitimle ilgili ilgili de biz anlatınca muhalefet ikna olmuyor. Biz anlatınca muhalefet karşımıza bambaşka argümanlar getiriyorlar. Ben anlatmayayım, başkaları anlatsın. Kim anlatsın? 2001-2002 yılında başlayan bir proje. Dönemin Başbakanı Sayın Bülent Ecevit’in başlattığı bir proje. Projenin adı ne? ’Cumhuriyetin yüzüncü yılına mektuplar’. Sayın Başbakan şöyle bir proje başlatıyor. Diyor ki; ’Cumhuriyet’in 100. yılı yaklaşıyor. Cumhuriyet’in 100. yılında iş başında olan hükümete mektuplar yazsın vatandaş. PTT de koordine etsin, vakti zamanı geldiğinde 100. yıl olduğunda PTT bu mektupları ilgili bakanlara ulaştırsın.’ Ne zaman yapılmış bu? 2001-2002 yılında, yani AK Parti iktidarından önce. Ben de hasbelkader 100. yılda Milli Eğitim Bakanı olunca PTT bu projenin mektuplarını 2023 yılı 29 Ekim haftasında bize ulaştırdı. Ne diyorlar biliyor musunuz bana mektup yazanlar, yani dönemin Milli Eğitim Bakanına mektup yazanlar; öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, müfettişlerimiz, okul yöneticilerimiz mektuplar yazmışlar. Mesela bir öğretmenimiz diyor ki, bakın altını çizerek söylüyorum, bunu söyleyen bir öğretmen. ’Allah’ım’ diyor ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında 40 kişilik sınıflarda ders anlatabilirim’ diyor. Bakın ben söylersem muhalefet anlamıyor ama o dönem öğretmenimiz bunu söylüyor. Niye? Diyor ki, ’76, 72 kişilik sınıflarda ders anlatıyorum.’ Şu an Türkiye’de derslik başına düşen öğrenci sayısı ilkokullar, ortaokullar ve ortaöğretim kurumlarımız açısından düşündüğümüzde 16 ile 24 arasında. Bakın nereden nereye getirdik Türkiye’yi? Aynı şey öğretmen başına düşen öğrenci sayısı açısından da geçerli. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, ’Allah’ım’ diyor ’İnşallah bir gün Cumhuriyet’in 100. yılında, koridorlarında farelerin cirit atmadığı bir okulda öğretmenlik yaparım.’ Bakın dün Karabük’e geldik. Buradaki okul yatırımlarımızı gezdik. Ben diyorum ki, ’birinci sınıf iş kalitesiyle okullar yapıyoruz.’ Muhalefet beni Meclis kürsüsünde eleştiriyor. Buyurun burada inşaatı devam eden ya da bu yıl eğitim öğretime açtığımızda okullarımızı gelsinler ziyaret etsinler. 2002’den önce neredeydik, 2023’te neredeyiz? Bu sorunun cevabını buyursunlar alsın. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında çocuklarımız tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için okulun dışına çıkmazlar. İnşallah çocuklarımız okulun içerisinde ihtiyaçlarını giderebilir.’ Şu an Türkiye’de yaptığımız okulların tamamı bu statüde, gerçekten çocuklarımızın ihtiyaçlarını giderecek nitelikte. Bir başka öğrencimiz diyor ki, öğrencimiz mektup yazmış. Diyor ki, ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında ben başörtüsüyle üniversitede ya da lisede eğitim öğretim hayatıma devam edebilirim’ diyor. Kaldı mı böyle bir problemi arkadaşlar? Kalmadı. Bu kimin sayesinde? Sizin sayenizde. Sizin bize verdiğiniz destekler sayesinde. O yüzden ben hepinize çok teşekkür ediyorum. Siz bize destek olmasaydınız, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza oylarınızla, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza dualarınızla destek olmasaydınız bu yaptığımız şeylerden hiçbirini yapamazdık, beceremezdik" ifadelerine yer verdi.
Manisa Şehzadeler Belediyesi’nden yaşlı ve engelli vatandaşlara evde temizlik hizmeti Şehzadeler Belediyesi, 65 yaş üstü, engelli ve tek başına yaşayan vatandaşlara evde temizlik ve küçük tamirat hizmeti sunuyor. Proje, ihtiyaç sahiplerini tespit ederek her ay düzenli ziyaretlerle büyümeye devam edecek. Şehzadeler Belediyesi, sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini ekledi. İlçede yaşayan ihtiyaç sahibi yaşlı ve engelli vatandaşların hayatını kolaylaştırmak amacıyla başlatılan “Evde Temizlik Hizmeti” kapsamında, ekipler öncelikli olarak 65 yaş üstü, engelli ve yalnız yaşayan bireylerin kapısını çalıyor. Proje kapsamında, vatandaşların evlerine düzenli ziyaretler gerçekleştiriliyor. Temizlik hizmeti dışında, ufak çaplı tamirat işleri de ekipler tarafından tamamlanıyor. Ancak evinde temizlik yapabilecek bir yakını bulunan kişilere bu hizmet sunulmuyor. Belediye ekipleri, mevcut tespit listesindeki ihtiyaç sahiplerini ziyaret etmenin yanı sıra yeni ihtiyaç sahiplerini de belirleyerek projeyi genişletmeyi hedefliyor. Bu şekilde, daha fazla vatandaşa ulaşılması amaçlanıyor. Ekipler, her bir aileyi 1 aylık periyotlarla düzenli olarak ziyaret edecek. Şehzadeler Belediyesi, proje ile yaşlı ve engelli bireylerin hayat kalitesini artırmayı, onların kendilerini daha güvende hissetmesini sağlamayı amaçlıyor. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, proje ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yaşlılarımız ve engelli vatandaşlarımız bizim baş tacımız. Onların yaşamını kolaylaştırmak ve ihtiyaçlarını karşılamak adına tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Bu proje, hem gönüllere dokunacak hem de sosyal belediyecilik anlayışımızı daha ileriye taşıyacaktır. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaşmak için çalışmalarımızı genişleterek sürdüreceğiz”