SAĞLIK - 08 Ocak 2015 Perşembe 10:38

Çocuklarda göz muayenelerini ihmal etmeyin

A
A
A
Çocuklarda göz muayenelerini ihmal etmeyin

Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Emrah Altıparmak, çocuklarda göz muayenesinin ihmal edilmemesi konusunda uyardı.


Uzman Dr. Altıparmak, tüm yeni doğan çocukların doğumdan sonra en kısa sürede çocuk hekimi, aile hekimi veya göz hekimi tarafından değerlendirilmesi ve gözde sağlıklı bir kırmızı refle varlığı tespit edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu refle gözün arka duvarını kaplayan retina (ağ) tabakanın yansımasıdır ve görülmesi sağlıklı bir göz için ilk önemli ipucudur. Yeni doğan bir bebekte kırmızı reflenin alınamaması gözde katarakt, kornea (saydam) veya retina tabakasında doğuştan var olan bir bozukluk anlamına gelebilir. Bu durumda hastanın bir göz hekimi tarafından mutlaka detaylı olarak değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca riskli bebekler, ki bunların içinde prematüre doğanlar, ailede çocukluk çağında katarakt, glokom (göz tansiyonu yüksekliği), retinoblastom öyküsü olanlar, gözde titreme (nistagmus) olanlar ile gecikmiş nörolojik gelişimi bulunanlar da yine göz hekimi tarafından doğumdan sonraki en kısa süre içinde görülmelidir” dedi.

İLK YAŞ İÇİNDEKİ GÖZ MUAYENESİNDE NELERE BAKILIR?
“Bebeklerin ilk yaş muayenelerinde gözde kırmızı refle varlığı teyit edilir” diyen Uzman Dr. Altıparmak şunları kaydetti:
“Çocuğun gelişimi ile uyumlu göz teması kurup kuramadığına, göz takibinin olup olmadığına bakılır. Göz hareketlerinde kısıtlılık veya şaşılık bulgusu varsa bunun tedavisi planlanır. Göz bebeklerinin eşit olup olmadığı, ışığa verdiği yanıtın normal olup olmadığı değerlendirilir. İlk yaş çocukluk çağı kataraktının tespit ve tedavi edilmesi için kritik bir dönemdir. Bu dönemde başlanacak tedavi ile derin göz tembelliği önlenebilir. Bu yaş grubu bebeklerde gözde sulanma sık görülür. Bunun nedeni genellikle gözyaşı kanallarında doğuştan gelen darlık ve tıkanıklıktır. İlk yaş içinde masaj ile gözyaşı kanal tıkanıklıkları büyük oranda çözümlenebilir ancak yapılmadığı veya geç yapıldığı takdirde cerrahi girişim gerekebilir. Gözde sulanma, ışığa hassasiyet, kornea tabakasında bulanıklık doğuştan gelen glokom bulgusu olabileceğinden üzerinde mutlaka durulmalıdır. Bu yaş grubunda sıkça görülen bir başka bulgu da kapaklara, hatta alına dek uzanabilen damarsal ağ bozulmalarıdır (hemanjiyom). Bunlar ilk yaş içinde hızlı büyüme gösterebilir ve göz kapağında düşüklüğe sebep olup, göz tembelliğine neden olabilir ancak genel seyri ileri yaşlarda kendi kendine gerileme yönündedir. Yine bu yaş grubu bebeklerde göz numarası muayenesi özellikle gözün iç kaslarını geçici olarak durduran damlalarla (ki bunlar aynı zamanda göz bebeğini büyüten damlalardır) yapılmalıdır. Bebeklerde göz numarası sıfır olmayıp, çoğunlukla hipermetrop ve astigmat bileşenlerden oluşur. Bu numaraların varlığı gözün ve beynin sağlıklı gelişimi için koordine edilmiştir. Önemli olan normal aralık kabul edilen rakamların üstünde göz numarası olup olmaması veya mevcut numaraların çocuğun çevresindeki dünyayı algılamasına engel olup olmamasıdır.”

3 YAŞ GÖZ MUAYENESİNDE NELERE BAKILIR?
3 yaşın çocukların muayenede uyum gösterdikleri ve görme keskinliğinin anlaşılabildiği ilk dönem olarak kabul edilebileceğini vurgulayan Dr. Altıparmak, “Çocuk artık duygu ve düşüncelerini ifade edebilmekte, çevresi ile sağlıklı bir iletişim kurabilmekte ve çevresinde olanları merak etmektedir. Çocuğa uygun görme eşelleri ile çocuğun görme düzeyi tespit edilebilir. Yine bu yaş grubunda göz hareketlerinin dengeli olup olmadığına, çocuğun göz numaralarının normal sınırlarda olup olmadığına (tercihan göz damlaları kullanılarak yapılan muayene ile) bakılır. Çocuğun uyumuna göre farklı eşeller kullanılarak renk körlüğü olup olmaması da ilk olarak bu yaşta değerlendirilebilir” ifadesini kullandı.

6 YAŞ GÖZ MUAYENESİNDE NELERE BAKILIR?
6 yaşındaki çocuğun ilkokula başladığına dikkat çeken Altıparmak şunları kaydetti:
“Bu noktaya kadar farkedilmemiş bir az görme nedeni, sıklıkla çocuğun öğretmenleri tarafından farkedilecek ve çocuk muayeneye yönlendirilecektir. Nadiren de çocuğun okuldaki başarısızlığının tahtayı ve öğretmenini az görmesi olduğu geç farkedilecek, bu da okula başlama yaşındaki çocuğun okul ile ilgili olumsuz duygulanıma girmesine neden olacaktır. Bu bakımdan bu yaş grubu çocuklarda görme keskinliğinin ve her iki gözün görmeye dengeli katılımının teyidi çok önemlidir. Göz hareketlerinin sağlıklı olup olmaması, dengeli bakış bu yaşta mutlaka tespit edilmektedir. Yine bu yaş grubunda çocuklarda sessiz de seyredebilecek olan üveit (göz içi iltihaplanması) benzeri rahatsızlıkların taranması amaçlanır. Genel öneri, bu muayenenin sağlıklı çocuklarda periyodik olarak yılda bir, en geç iki yılda bir tekrarlanmasıdır. Bu yaşta ortaya çıkan kırma kusurları (miyop, hipermetropi astigmatizma) veya göz tembelliği gibi durumların takibi hastalığın durumuna göre daha sık tekrarlanabilir.”

10 YAŞ GÖZ MUAYENESİNDE NELERE BAKILIR?
10 yaşındaki çocukların eğitiminde ikinci basamağın başlangıcı ile örtüştüğünü belirten Altıparmak, “Bu yaş grubu miyopi ve astigmatizma gibi kusurların daha sık ortaya çıktığı, bu nedenle de mutlaka muayenenin tekrarlanması gerektiği yaşlar olarak ifade edilebilir. Ergenlik çağının da başlangıcı ile bu yaş grubunda duygusal durum değişir. İlk gençlik döneminin başındaki bu çocuklarda gözlük kullanmaya başlamakta, gözlüğü kabul etmekte sorunlar oluşabilir. Önemli olan sağlıklı göz numarasının tespiti ve çocuğun eğitim hayatının etkilenmemesini sağlayacak göz numarasının bulunabilmesidir. Çocuk ile sağlıklı bir iletişim kurularak uygun gözlüklerin takılması sağlanabilir. Yine bu dönemde mevcut refraksiyon kusurlarının çocuğun büyümesinin hızlanması ile birlikte hızlı artışlar gösterdiği izlenebilir. Bu nedenle özellikle kırma kusuru nedeniyle gözlük kullananların daha sık muayene olması gerekebilir” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Polisten kaçan alkollü sürücü kaza yapınca yakalandı Karabük’te polisin "dur" ihtarına uymayıp otomobiliyle kaçan ehliyetsiz ve 1.85 promil alkollü sürücü kaza yapınca yakalandı. Hürriyet Mahallesi Melisa Caddesi’nde 78 ABL 583 plakalı otomobilin sürücüsü M.E.Y. (19), yolda zikzak çizince polis ekiplerin "dur" ihtarına uymayarak kaçtı. Buradan Karabük-Yenice kara yolu üzerinde devam eden kovalamaca sonucu sürücü, direksiyon hakimiyetini kaybederek önce kaldırıma ardından köprü ayağına çarptı. Çarpmanın etkisi ile otomobilin motoru yerinden fırlayarak koptu. Kazada sürücü M.E.Y ve yanındaki Z.C.K. (18) yaralanırken, kaza sonrası polise direnenince ekipler biber gazı sıkarak etkisiz hale getirdi. Bu sırada ihbar üzerine kaza yerine sağlık ve çok sayıda polis ekipleri sevk edildi. Olay yerinde ilk müdahaleleri yapılan yaralılardan otomobil sürücüsü M.E.Y, önce alkolmetreyi üflemek istemeyince ambulansa bindi. Bir süre sonra ambulanstan geri inen ve yüzüne yediği biber gazından dolayı zor anlar yaşayan sürücü polisle pazarlık yapmaya başladı. Trafik ekiplerin alkolmetreyi üflememesi durumunda cezaların katlanarak artacağı söylenen sürücü M.E.Y, 5 ay önce ehliyetini alkollü araç kullanmaktan dolayı alındığını belirterek, ’Alkolmetreyi üflersem mi daha çok yararıma" diye sormasının üzerine polisin üflemezsen cezan daha çok katlanır demesiyle alkometreyi üfledi. Yapılan ölçümde sürücünün 1.85 promil alkollü olduğu tespit edildi. Ambulanslarla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan yaralıların genel durumlarının ise iyi olduğu öğrenildi. 1,85 promil alkollü sürücüye, tarafik ekiplerince Karayolları Trafik Kanunu’nun "dur ikazına uymamak", "sürücü belgesiz araç kullanmak" ve "alkollü araç kullanmak" gibi 6 maddeden toplam 51 bin 948 lira idari para cezası kesildi. Sürücü hakkında ayrıca "trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek" suçundan da adli işlem başlatıldı. Diğer yandan kazanın meydana geldiği yerde bulunan Soğuksu KYK kız yurdundaki öğrencilerde yurdun bolkonuna çıkarak yaşananları film gibi izledi.