EKONOMİ - 26 Nisan 2023 Çarşamba 10:40

CDP’nin 2022 yılı Türkiye sonuçları ve lider şirketler açıklandı

A
A
A
CDP’nin 2022 yılı Türkiye sonuçları ve lider şirketler açıklandı

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun 2010 yılından bu yana Türkiye çalışmalarını üstlendiği CDP’nin 2022 yılı İklim Değişikliği ve Su Programı Türkiye sonuçları ve lider şirketler, 25 Nisan’da yapılan ‘CDP Türkiye 13. İklim Değişikliği Konferansı ve Ödül Töreni’ ile açıklandı.

Türkiye çalışmalarını Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun üstlendiği dünyanın en büyük çevre raporlama platformlarından olan CDP’nin 2022 yılı Türkiye Sonuçları, CDP Türkiye 13. İklim Değişikliği Konferansı ve Ödül Töreni ile açıklandı. Garanti BBVA’nın ana sponsorluğunda Türkiye faaliyetlerini gerçekleştiren CDP Türkiye’nin 2022 yılına ait analizlerini ve bulgularını içeren ‘İklim Değişikliği & Su Programı 2022 Türkiye Sonuçları Raporu’ ve CDP’nin Global Derecelendirme Metodolojisine göre belirlenen CDP Global ve CDP Türkiye Liderleri etkinlik sırasında kamuoyu ile paylaşıldı.

Açıklanan sonuçlara göre, Türkiye’de raporlama yapan şirketlerin yüzde 95’i iklimle ilgili riskleri tanımlarken, bu risklerin işletmeleri üzerinde önemli bir finansal veya stratejik etki potansiyeli olduğuna dikkat çekiyor. Şirketlerin yüzde 96’sı iklim kaynaklı potansiyel fırsatları belirlemiş durumda; ancak, iklimle alakalı tanımlanan toplam risk miktarı (576), raporlanan fırsatların (208) neredeyse 3 katı.

Türkiye’de CDP aracılığı ile yapılan raporlamalara göre, iklim risklerinin potansiyel finansal etkisi, bu risklere müdahale etmek için gereken maliyetten çok daha fazla. 2022 senesinde, ülkemizde, şirketler tarafından belirlenen risklerin toplam finansal etkisi 24 milyar dolar (9 katı) civarındayken, şirketler bu risklere karşı tedbir almak için 2.6 milyar dolar gerektiğini raporladı. Türkiye’de şirketler tarafından en fazla raporlanan risk faktörü, karbon fiyatlandırma mekanizmaları oldu.

CDP’nin 2022 yılı Türkiye sonuçları ve lider şirketler açıklandı

İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik raporlamasının evrimi

CDP’nin bu seneki konferansı ‘İklim Değişikliği Raporlamasının Evrimi: Gönüllü Raporlamadan Zorunlu Raporlamaya Doğru’ teması ile gerçekleştirildi. Konferansta, tüm dünyada yaygınlaşmaya başlayan ve Türkiye’de çok daha etkin bir şekilde uygulanması planlanan zorunlu sürdürülebilirlik raporlaması konusu ele alındı. Yıllardır şirketlere gönüllü raporlama yapabilecekleri bir platform sunan CDP, bu amacını genişleterek zorunlu raporlama konusunda da şirketlere destek olmaya devam edeceğini gösterdi.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Işıl Akdemir Evlioğlu, “Uzun yıllardır iş birliği içinde olduğumuz CDP Türkiye’nin her geçen yıl güçlenerek büyüyen etki alanına 2022 sonuçları ile bir kez daha şahit olduk. Biz de banka olarak 2009 yılından bu yana CDP İklim Değişikliği, 2015 yılından beri de CDP Su Programı’na şeffaf şekilde raporlama yapıyoruz” dedi.

Konferansın ana konuşmacılarından olan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS) Vakfı/ ISSB Strateji Direktörü Mardi McBrien, tüm dünyada sürdürülebilirlik raporlaması kapsamında yapılan çalışmalara ve yakın zamanda hayata geçecek yeni uygulamalara değindi. McBrien konuşmasında şu değerlendirmeyi yaptı: “ISSB olarak bizim rolümüz, sürdürülebilirlik raporlamaları için küresel bir temelin sağlanması adına standartlar geliştirmektir. Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcıların şirketleri etkileyen sürdürülebilirlik riskleri ve fırsatları hakkında yüksek kaliteli bilgiye sahip olmasını ve bunların dünya genelinde karşılaştırılabilir olmasını istiyoruz. Standartların nihai hale getirilmesinin yanı sıra, bu standartların benimsenmesini ve uygulanmasını sağlamak, güçlendirmek ve geliştirmek için çalışıyoruz. Küresel bir raporlama standardının özellikle gelişmekte olan ekonomilerde bilgiyi iyileştirme ve böylece gerekli yatırımlar için finansmanı artırma potansiyeli olduğunu düşünüyor ve bu nedenle bölgesel standart belirleyiciler ve ilgili yerel paydaşlarla yakın bir şekilde çalışmanın önemine inanıyoruz.”

Konferansın diğer ana konuşmacısı Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Kamu Gözetimi Başkan Yardımcısı Murat Yünlü ise konunun Türkiye özelinde gelişimini ve gelecek öngörülerini aktardı. Yünlü konuşmasında, “Şirketlerin faaliyetlerini dünyaya ve topluma karşı daha sorumlu ve duyarlı olarak yürüten işletmeler hâline gelmeleri ancak sürdürülebilirliğe ilişkin açıklamaların, finansal bilgilerle aynı titizlik, kalite ve küresel karşılaştırılabilirlikte açıklanmasıyla sağlanabilir. Bu doğrultuda Kurumumuz; uygulamada birliği ve sürdürülebilirliğe ilişkin raporlamaların uluslararası alanda geçerliliğini sağlamak üzere Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirleyip yayımlamak, uygulama kapsamını belirlemek, güvence denetimlerini üstlenecek denetçileri yetkilendirmek ve söz konusu denetimlerin gözetimini yapmak suretiyle sürdürülebilirlik konusunda nitelikli adımlar atacaktır” dedi.

Paris Anlaşması’nın koyduğu hedefler Türkiye’deki şirketlerin gündeminde

CDP İklim Değişikliği & Su Programı 2022 Türkiye Raporu’nun sonuçlarını açıklayan Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu / CDP Türkiye Projeler Yöneticisi Mirhan Köroğlu Göğüş, Türkiye’de emisyon azaltım hedeflerini Paris Anlaşması ile uyumlu olacak şekilde belirleyen şirket sayısında önemli bir artış olduğunu belirtti. Göğüş, “2022 senesinde, Türkiye’de 29 şirket Bilim Temelli Hedef (SBT) belirledi. Bunlardan 8 tanesinin hedefleri Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından onaylandı. Bu sayı 2020 senesinde sadece 1 idi” dedi.

Türkiye’de 2030 yılı ve sonrasını kapsayan, daha uzun vadeli hedefler belirleyen şirketlerin sayısında da artış kaydedildiğini belirten Göğüş, bu durumun, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak ve küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırmak adına büyük önem taşıdığını belirtti. Göğüş, “Ülkemizde belirlenen hedefler, kapsadıkları zaman dilimi açısından gittikçe daha azimli hale geliyor. 2030 yılı ve sonrası için mutlak emisyon azaltım hedefi koyan şirket yüzdesi son iki yıl içerisinde neredeyse dört kat arttı. Bu değişim, son yıllarda daha çok şirketin, iklim değişikliği ile mücadelenin aciliyetini kavradığını ve bu amaçla daha azimli hedefler koyduklarını gösteriyor” şeklinde konuştu.

‘Gönüllü raporlamadan zorunlu raporlamaya doğru’ paneli

Konferans kapsamında düzenlenen ‘İklim Değişikliği Raporlamasının Evrimi: Gönüllü Raporlamadan Zorunlu Raporlamaya Doğru’ başlıklı panelin moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Ata Can Bertay yaptı. Panele; CDP Kurumsal İlişkiler Kıdemli Yöneticisi Ji Yeon Kim, Cambridge Sürdürülebilirlik Liderliği Enstitüsü Sürdürülebilir Yönetim Danışma Kurulu Üyesi Simon C.Y. Wong ve Deloitte Orta Avrupa Sürdürülebilirlik Hizmetleri Direktörü Tomasz Gasinski konuşmacı olarak katıldı.

Panelde Ji Yeon Kim, CDP’nin bu zamana kadar şirketlerin zorunlu sürdürülebilirlik raporlamasına geçişe hazırlıklı olması adına verdiği katkıya ve önüm üzdeki dönemde standartlaşmaya başlayacak sürdürülebilirlik raporlaması zorunluluklarının CDP soru setlerine nasıl entegre edileceğine değindi. Simon C.Y. Wong, şirketlerin zorunlu iklim raporlaması karşısında nasıl bir yönetim stratejisi izlemesi gerektiğine ve muhtemel yasal sorumluluklar konusuna odaklanırken, Tomasz Gasinski de mevzuata dayalı raporlamanın şirketler üzerindeki olası etkilerine ve hâlihazırda gönüllü raporlama yapan şirketlerin bundan nasıl fayda sağlayabileceğine dair bilgiler verdi.

Ödül töreni

Türkiye’den Global A listesine girme başarısı gösteren şirket sayısı bu yıl şimdiye kadarki en yüksek düzeye ulaştı. Tüm dünyada, İklim Değişikliği Programı kapsamında A notunu alan 297 Global A şirketinin 4’ü, Su Güvenliği Programı kapsamında ise 107 Global A şirketinin 6’sı Türkiye’den. Aydem Yenilenebilir Enerji, Arçelik, Brisa, Carrefoursa, Garanti BBVA, Kordsa, Mavi Giyim, Tekfen, T. Halk Bankası olmak üzere Türkiye'den toplam 9 şirket Global A listesine girerek dünya liderleri arasında yerini aldı. Aydem Yenilenebilir Enerji, hem Su Güvenliği hem de İklim Değişikliği Programı kapsamında A listesinde yer almayı başardı.

Türkiye’den 21 şirket İklim Değişikliği ve Su Güvenliği programlarından A- notunu alarak Türkiye Lideri kategorisinde yer aldı. Bu yıl ilk kez rekor sayıda (18) şirket de CDP Tedarikçi İlişkileri Derecelendirmesi (SER) kategorisinde A notunu alarak SER liderleri arasında yer aldı.

Ödül töreninin açılış konuşmasını gerçekleştiren CDP Türkiye Direktörü Melsa Ararat konuşmasında lider şirketlerin sayısındaki artışa değindi. Ararat, “Küresel finansal kurumlar, sürdürülebilir ve dayanıklı bir ekonomiyi destekleyen yatırım kararlarının alınmasında CDP’nin derecelendirme notlarını yaygın olarak kullanmaktalar. Türkiye’de de portföy yönetim şirketlerinin yatırım yapılabilir endekslere dayanan yatırım fonları kurarken CDP notlarını temel almaya başlamalarından büyük memnuniyet duyuyoruz. CDP Türkiye, CDP’nin küresel düşünce liderliğini, Türkiye’nin kurumsal yapısının gerçeklerine uyarlayan bir kanal olmaya devam edecektir.” dedi.

Etkinlik kapsamında CDP Global A Liderleri olan şirketlerin CEO’larının mesajlarını içeren video gösteriminden sonra, tüm şirketlere ödülleri takdim edildi. CDP Türkiye ödülleri bu sene de üç boyutlu yazıcıyla ve tamamen doğada çözünebilir malzemeyle üretildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir KADEM kadına yönelik şiddete dikkat çekti Eskişehir KADEM İl Temsilcisi Mehtap Özkaya, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ile ilgili yaptığı konuşmada televizyon dizilerinin kadına yönelik şiddet üzerindeki etkisini vurguladı. Eskişehir KADEM İl Temsilcisi Mehtap Özkaya, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ile ilgili yaptığı konuşmada bu yıl ki sloganlarının “şiddete seyirci kalma” olduğunu söyledi. Özkaya, geçtiğimiz yıl en çok izlenen 14 yerli yapım diziyi kadına yönelik şiddet bağlamında değerlendirdiklerini söyledi. İncelemeye konu olan 14 dizide toplam 327 bölümde 3 bin 13 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit ettiklerini dile getiren Özkaya, “25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü vesilesiyle bir aradayız. Tüm dünyada kadınlar özel ve kamusal alanda farklı şiddet türlerine maruz kalıyorlar. Bu gerçeğe dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak adına 25 Kasım önemli bir gündür. Bu yıl ki hazırladığımız kampanyamızın sloganı ise “şiddete seyirci kalma”. Bu sloganla vermeyi hedeflediğimiz mesajlar var. Medyada geçen kadına yönelik şiddet konusu bizimde uzun zamandır gündemimizde yer alıyor. Medyada kadına yönelik şiddet ve izleyici farkındalığı, yerli diziler üzerinde inceleme başlıklı önemli araştırmayı hayata geçirdik. Bu araştırmada geçtiğimiz yıl en çok izlenen 14 yerli yapım diziyi kadına yönelik şiddet bağlamında inceledik. Bu araştırmada dizilerde işlenen şiddet türlerini, bu türlerin oranlarını, yaygınlığını, izleyicilerin dizilerdeki kadına yönelik şiddete dair farkındalığını ve şiddet sahnelerinden etkilenme durumlarını ölçtük. İncelemeye konu olan 14 dizide toplam 327 bölümde 3 bin 13 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit ettik. En çok karşılaşılan şiddet türlerine baktığımızda ise yüzde 51 oranında psikolojik, yüzde 24 sözlü, yüzde 11 çok boyutlu ve karmaşık, yüzde 8 fiziksel şiddet tespit ettik. Kadına yönelik şiddetin bütün türleri diziler aracılığıyla evimize sızıyor. Bu sebeple bizler kampanya boyunca “şiddete seyirci kalma” diyerek televizyon dizilerindeki kadına yönelik şiddet ve türlerine, etkilerine dikkat çekip sizlerle paylaşacağız. Kampanyamızın kadına yönelik şiddete karşı bireysel ve toplumsal farkındalık oluşmasını diliyor, hepinize duyarlılığınızdan dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş Deprem sonrası felç kalan Mehmet, hayallerini gerçekleştirmek istiyor Kahramanmaraş’ta depremden sağ kurtulan ancak omurilik felci teşhisi konulup yürüyemeyen 22 yaşındaki Mehmet, yeniden ayağa kalkıp vatani görevini yapmak istiyor. Kahramanmaraş’ta yaşayan 22 yaşındaki Mehmet Fatih Güngör, 6 Şubat depremleri sırasında bir tekstil fabrikasında çalışırken enkaz altında kalarak ağır yaralandı. Çeşitli hastanelerde tedavi gören Mehmet’e, omurilik felci teşhisi konuldu. Belinden aşağısı tutmadığı için yürüyemeyen gencin birçok hayalide yarım kaldı. Askerlik ve evlilik hayali yarım kaldı Hayatı boyunca vatani görevini yapmayı, otomobil kullanmayı ve evlenip yuva kurmayı hayal eden Mehmet, şimdi ise yeniden ayağa kalkabilmek için hayırseverlerin ve yetkililerin desteklerini bekliyor. “Ameliyattan sonra ayaklarımı hissetmedim” İhlas Haber Ajansı’na konuşan Mehmet Fatih Güngör, depremden sonra enkazda kaldığını ve 15 dakika içerisinde kurtulduğunu anlatarak, “Deprem sırasında iş yerinde çalışıyordum ve o anda duvar üzerime düştü. 15 dakika sonra beni kurtardılar, hastanelere gittim, çevre illerdeki hastanelere de gittim. Şuanda gelişmeler var. Enkaz altındayken kaburgam akciğerime batmış ve delik oluşmuş. Ankara’da onun tedavisi yapıldı, omurilik ve ortopedi ameliyatı oldum. Bir gün sonra kendime geldiğimde ayaklarımı hissetmediğimin farkına vardım” dedi. “Hayallerimi gerçekleştirmek istiyorum” Adana’da bir doktorun tedavisi ile sağlığına kavuşabileceğini belirten Güngör, “Adana’da bir doktor bulduk ancak seans başı 70 bin lira ücreti var. Omuriliğe kök hücre tedavisi yapıyormuş. En az 2 iğne vurulmam lazımmış ve daha sonra gelişim görebilecekmişim. Gelişim sonrası daha farklı bir tedavi uygulayacağını söyledi. Eski sağlığıma tam kavuşmayabilirim ama kendi işlerimi halledebileceğimi öğrendim. Hayallerim var. Askere gitmek istiyorum, hayat kurmak ve tekrardan çalışmak istiyorum. Araba sürmek istiyorum. Cumhurbaşkanımıza ve yetkililer hayırseverlerin yardım etmesini bekliyorum” diye konuştu.
Manisa Akhisar Emniyeti’nden geniş kapsamlı asayiş uygulaması Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ve Akhisar İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, ilçe genelinde geniş çaplı asayiş uygulaması gerçekleştirdi. Uygulamada, kurallara uymayan araç sürücüleri ile çeşitli eğlence merkezlerine para cezası kesilirken, üzerinde uyuşturucu madde bulunan şahıslar hakkında adli işlem başlatıldı. Manisa İl Emniyet Müdürlüğü; Akhisar ilçesi genelinde dün 20.00-00.00 saatleri arasında, Asayiş, KOM, TEM, Narkotik, Güvenlik Şube Müdürlüğü ve Akhisar İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı 38 ekip, 195 personel ile asayiş uygulaması yaptı. Uygulamada, bin 212 şahıs sorgulanırken, 556 araç da denetlendi. 43 araç sürücüsüne 186 bin 54 TL para cezası uygulandı ve 11 araç trafikten men edildi. 16 umuma açık istirahat ve eğlence yerinin kontrol edildiği uygulamada; 2 şahsa Kabahatler Kanunu 36/1 maddesine göre 1 bin 954 TL idari para cezası, 1 iş yerine ruhsat dışı konsomatris çalıştırmaktan, 1 iş yerine kapalı alanda sigara içmekten,1 iş yerine de ruhsatı olmadan canlı müzik yayını yapmaktan tutanak tutuldu. Denetlemelerde, 1 adet kurusıkı tabanca ele geçirilirken, 1 şahsa 5279 sayılı kanuna göre 8 bin 323 TL idari işlem uygulandı. Yine aynı uygulamada, 36 adet sentetik uyuşturucu madde, 1,6 gram esrar maddesi, 0,35 gram metamfetamin maddesi, 1 adet Akhisar İlçe Emniyet Müdürlüğü asayiş kanalını dinleyebilen el telsizi ele geçirilirken, 1 şahsa haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan, 2 şahsa alkollü araç kullanmaktan, 8 şahsa TCK 191 (Kullanmak için Uyuşturucu Madde Bulundurmak) suçundan adli işlem yapıldı. Manisa İl Emniyet Müdürlüğü, Manisa halkının huzur ve güvenliği için suç ve suçlularla mücadelenin aralıksız devam edeceği vurguladı.
İstanbul Ticaret Bakanı Bolat: "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama kararı alması çok önemli bir adım" Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’nda katılan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) birkaç gün önce İsrail’in soykırımının baş mimarları olan kişileri tutuklama kararı alarak suçlu ilan etmesi çok önemli bir adımdı. Filistin’de, Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’daki vahşi katliamın ve soykırımın son bulması noktasında cesaretlendirici olmuştur” dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’na katıldı. Beylikdüzü’nde bir otelde düzenlenen etkinlikte iki ülke arasındaki stratejik ortaklık ve ekonomik iş birliği konuları ele alındı. Foruma Bakan Bolat’ın yanı sıra Uluslararası İş Forumu Başkanı Erol Yarar, Cezayir İktisat Eski Bakanı Prof. Dr. Abdelkader Sammari, Cezayir Ankara Büyükelçisi Ammar Bellani, Müteahhitler ve Sanayiciler Kulübü Başkanı Rashid Bouhamid ve çok sayıda sektör paydaşları katıldı. “Bu yılın ilk yarısı itibariyle milli gelirimizi tam 5 katı artırarak, 230 milyar dolardan 1,2 trilyon dolara yükselttik” Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu’nda konuşan Ömer Bolat, "Cezayir-Türkiye Karma Ekonomik Komisyon 12. Dönem Toplantısı da geçtiğimiz Mayıs ayında Ankara’da yapılmıştı. İki ülke liderleri ve hükümetleri arasında çok büyük bir yakınlık var ve yakın ilişkilerimiz devam etmektedir. 22 yıldan bu yana Türkiye Cumhuriyeti olarak ekonomide çok büyük atılımlar ve başarılar kaydettik. Milli gelirimizi tam 5 katı artırarak, 230 milyar dolardan 1,2 trilyon dolara yükselttik, bu yılın ilk yarısı itibariyle. Kişi başına milli gelirimizi yine 22 yılda 3 bin 600 dolardan 13 bin 300 dolara yükselttik. Bu yılın sonunda inşallah 14 bin 500-15 bin dolar civarında kişi başı milli gelire ulaşacağız. Mal ihracatlarımızı 7.5 kat arttırarak 36 milyar dolardan 262 milyar dolara, hizmetler ihracatımızı da yine 7.5 kat artışla 14 milyar dolardan 112 milyar dolara yükselttik. Bugün Türkiye 340 milyar dolar mal ithalatı, 260 milyar dolar mal ihracatı ile 600 milyar dolar civarında bir toplam dış ticarete sahiptir. Milli gelirimizin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturmaktadır. Dış yatırımlarda da, 2002’ye kadar 14 milyar dolar yabancı doğrudan yatırım gelmişken Türkiye’ye, bu rakam son 22 yılda 269 milyar doları aşmıştır. Bunları reformlarla, doğru politikalarla, siyasi ve ekonomik istikrarı koruyarak, hep yurt içi ve yurt dışı yatırımları, istihdamı ve ihracatı arttırmaya çalışarak başardık" dedi. “Cezayir bizim Afrika’daki ikinci büyük dış ticaret ortağımızdır” Cezayir ile yürütülen ticari ilişkilere değinen Bakan Bolat, "Cezayir bizim Afrika’daki ikinci büyük dış ticaret ortağımızdır. Birinci sırada Mısır, ikinci sırada Cezayir yer alıyor. Ancak Cezayir, Türkiye yatırımları için birinci ülkedir Afrika’da. Bin 500 Türk firması 6 milyar dolarlık yatırımlarla Cezayir’de yatırım, üretim, istihdam ve ihracat peşinde koşmaktadırlar. Bunu yaparlarken de Türkiye ile ticarette de köprü rolü oynamaktadırlar. Müteahhitlik bir başka başarı hikayemizdir. Türkiye’nin dünyada 2002’ye kadar 50 milyar dolarlık müteahhitlik hizmetleri varken, son 22 yılda buna 472 milyar dolar daha ilave oldu. 522 milyar dolara yükseldik,137 ülkede 12 bin 330 proje ile. Ve Afrika’da en büyük müteahhitlik hizmetlerini Cezayir’de gerçekleştirdik. 700’e yakın proje ve 33 milyar dolarlık müteahhitlik hizmetlerini gerçekleştirdik. Cezayir’de dış ticaret bakanımızla beraber bu tercihli ticaret anlaşması müzakerelerini hızlandıracağız. Bu ticaret diplomasisi çabalarımız, dünyayla maksimum ekonomik iş birliği çabalarımız, siyasi istikrar ve yurt dışı ilişkilerde kazan-kazan, birlikte güçlenmek, birlikte büyümek hedefleri doğrultusunda hızlı adımlarla yol alıyoruz. İslam ülkeleri ile dış ticaret anlaşmalarımız 22 yılda tam 11 kat yükseldi. 10,8 milyar dolardan 2023 yılında 130 milyar dolara artış gerçekleştirmiş olduk” ifadelerini kullandı. “UCM heyetini yürekten tebrik ediyoruz” Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni tutuklama kararı alması çok önemli bir adım olduğunu söyleyen Bakan Bolat, "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) birkaç gün önce İsrail’in soykırımının baş mimarları olan kişileri tutuklama kararı alarak suçlu ilan etmesi çok önemli bir adımdı. Filistin’de, Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’daki vahşi katliamın ve soykırımın son bulması noktasında cesaretlendirici olmuştur. Suçların cezasız kalmayacağı ve adaletin ahirete kalmadan bu dünyada da tecelli edeceği noktasında yüreklere su serpmiştir. UCM heyetini yürekten tebrik ediyoruz. Türkiye olarak gerçekten dünyada tek başımıza da olsak, İsrail ile ihracat ve ithalatı 6 ay önce durdurma kararı almıştık ve bu kararımızı uygulamaktayız. Ama Filistin ekonomisine ayakta kalması için Filistin’in istediği ticaret noktasında da onlara gerek ihracatta gerek ithalatta destek vermekteyiz. Ve Gazze’dekiler başta olmak üzere kardeşlerimize 85 bin ton gıda ve sağlık yardımları, hijyen yardımları konusunda öncülük ediyoruz, etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.