POLİTİKA - 16 Eylül 2014 Salı 13:37

Bütçe hedefi tutacak mı ?

A
A
A
Bütçe hedefi tutacak mı ?

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 'Bütçe noktasında bu sene hedeflerimizi tutturacağız. Zor bir yıl, öngörmediğimiz birçok şok yaşadık' dedi.

Maliye Bakanı Şimşek, Torba Kanun’un Maliye Bakanlığını ilgilendiren maddelerine ilişkin bilgilendirmede bulunmak üzere bir basın toplantısı düzenledi. Vergi Denetim Kurul (VDK) Başkanlığında gerçekleşen toplantıda Şimşek, gazetecilerin sorularını da cevapladı. Kredi derecelendirme kuruluşlarına ilişkin daha önce görüşlerini söylediğini hatırlatan Bakan Şimşek, “Biz kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ekonomisine yüzeysel değil, hakikaten çok kapsamlı bir şekilde analiz ederek bakmalarını ve bunu yaparken de bir takım diğer sahiklerle bu değerlendirmelerini yapmamalarını doğru buluyoruz ama biz uluslararası piyasalardan borç alan bir ülkeyiz. Tabi ki kredi derecelendirme kuruluşlarının görüşleri önemli. Dolayısıyla bu çerçevede ben inanıyorum ki Türkiye’nin temelleri sağlam, bazı kırılganlık alanlarımız var. Her şey mükemmel değil ama genel olarak baktığınız zaman bugün dünyada kamu maliyesi alanında en güçlü ülkelerden bir tanesi biziz. Borcun milli gelire oranının net olarak veya brüt olarak, oran düzeyi olarak en düşük ülkelerden bir tanesi Türkiye’dir. Bankacılık sektörünün en sağlam olduğu ülkelerden bir tanesi Türkiye’dir. Hane halkı borçluluk oranlarının nispeten düşük olduğu ülkelerden bir tanesi Türkiye’dir. Şimdi tabi ki bir cari açık var ama cari açıkta da önemli bir daralma var. Yani cari açıkta bir azalma var” diye konuştu.

“EĞER BAŞKA TÜRLÜ MÜLAHAZALAR OLMAZSA BEN TÜRKİYE’NİN KREDİ NOTUNDA BU NOKTADA BİR DEĞİŞİKLİK ÖNGÖRMÜYORUM”

“Önümüzde bir tek yeni bir sorun var. O da enflasyonun yükseliyor olması” diyen Şimşek, şunları söyledi:

“Görebildiğim kadarıyla aldığımız tedbirler sayesinde, Merkez Bankamızın duruşu sayesinde şimdi önemli ölçüde çekirdek enflasyondaki artış duruldu. Bu çok önemli. Bir takım şoklar var bizim kontrol edemediğimiz. Mesela gıda fiyatları bir şoktur. Kuraklık var, ayrıca jeopolitik gerginliklerin getirdiği ilave gıda talebi var. Bunu takdir etmek lazım. Kurla ilgili bir etki söz konusu ama sonuçta şuanda bizim için şuanda cari açık ve enflasyon çok önemli hususlardır. Biz enflasyonu mutlaka önce 5 ile 7 aralığına, daha sonra orta uzun vadede yüzde 5’in altına mutlaka indirmeliyiz. Bu Türkiye’de yüksek sürdürülebilir büyümenin ön koşuludur. Cari açıkta bizim büyümemiz için bir hız limitidir. Mutlaka bunu daha yönetilebilir düzeylere çekmemiz lazım. O nedenledir ki 2011’den bu yana biz ciddi bir şekilde tedbir aldık. Yapısal reform yapıyoruz ama takdir edersiniz ki yapısal dönüşüm zaman alıyor. Onun için bu tür konularda açık ve net olarak söylüyorum. Samimi bir analiz, Türkiye’nin kredi notuyla ilgili bir riski son derece düşük olarak değerlendirir. Eğer başka türlü mülahazalar olmazsa ben Türkiye’nin kredi notunda bu noktada bir değişiklik öngörmüyorum.”

İcra ile ilgili soruya Şimşek, “Orada ne kadar erken başvuru, ne kadar taksitlendirme yapılırsa bu yöndeki kolaylıklar hızlı bir şekilde devreye girer” yanıtını verdi.

“BİZİM KALICI OLARAK TÜRKİYE’DE BÜYÜMEYİ, İSTİHDAMI, YATIRIMLARI VE DOLAYISIYLA REFAHI DESTEKLEMEMİZ LAZIM”

2015 bütçesi için alınması gereken önlemlerle ilgili soru üzerine Bakan Şimşek, şunları kaydetti:

“2015 bütçesi henüz çalışmalarımızı bitirmedik. Sayın Başbakan Yardımcımız Ali Babacan’ın başkanlığında şuanda harıl harıl biz orta vadeli program, yani 2015-2017 programını, orta vadeli mali planı çalışıyoruz. Onun üzerine bütçeyi inşa ediyoruz. Bütçe noktasında bu sene hedeflerimizi tutturacağız. Zor bir yıl, öngörmediğimiz birçok şok yaşadık. AB öngörülenden daha düşük büyümeyle karşı karşıya. Bizi doğrudan dolaylı olarak etkileyen Irak’taki kaos, Ortadoğu’daki gelişmeler, yine kuzeyde önemli ticaret ortağımız olan Rusya ile ilgili gelişmeler. Bütün bunlara rağmen, bütün bu şoklara rağmen, iki seçime rağmen, bir mahalli seçim, bir de Cumhurbaşkanlığı seçimi, bütün bunlara rağmen böyle bir yılda Türkiye bütçe hedeflerini tutturacağım diyor. Bundan daha yüksek bir kredibilete kaynağını ben öngöremiyorum. O nedenledir ki Türkiye bugün yüksek enflasyona rağmen çok düşük faizle yoluna devam edebiliyor. Bütün bu çalışmaların sonucunda tedbir ihtiyacı varsa tedbirleri de alırız. Biz popülizm tuzağına düşmeyiz. Çünkü bu millet için, bu memleket için doğrusu budur. Öbür türlü hem kendimizi hem vatandaşlarımızı kandırmış oluruz. Bizim kalıcı olarak Türkiye’de büyümeyi, istihdamı, yatırımları ve dolayısıyla refahı desteklememiz lazım. Bunun da kuralı düşük enflasyon, düşük borç, düşük faiz ve istikrardır. Sihirli bir tek formül vardır. O da reformdur. Küresel şoklara bir miktar daha dayanıklıysak bu son dönemlerde son 11-12 yılda yaptığımız yapısal reformlar sayesindedir.”

Şimdi daha çok reform yapma zamanı olduğunu vurgulayan Şimşek, “Ekonomiyi ilgilendiren 25 alanda dönüşüm, değişim programlarına çalışıyoruz. Bin 200’ün üzerinde spesifik tedbir var. Bu tedbirlerin tamamını takvime bağlayacağız. Türkiye tekrar yeni baştan güçlü bir çıkışın arifesindedir. Biz bu reformları, adımları peyderpey önümüzdeki yıllarda alacağız. 2018’e kadar, 2019’a kadar Türkiye’nin yapısal dönüşümünü ikinci, üçüncü nesil reformlarla tamamlamış olmayı ümit ediyoruz” şeklinde konuştu.

“BUNDAN SONRA MALİYE AYAĞINDA NE CEZADA, NE PARANIN ASLINDA, NE DE VADE FARKINDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Şimşek, “Vatandaşlar ve mükelleflerimizden istirhamım tabi bu bir kolaylık. Meclisimizin sağladığı bir kolaylık. Bu kolaylıktan yararlansınlar. Bu türden artık beklentilerini de sınırlı tutsunlar. Bundan sonra maliye ayağında ne cezada, ne paranın aslında, ne de vade farkından vazgeçmeyeceğiz. Bundan sonra bu anlamda bir af olmayacak” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun OMÜ Rektör Yardımcı Kurnaz: "Samsun 2024 yılında yaklaşık 30 bin yabancı sağlık turistine ev sahipliği yaptı" Samsun’da düzenlenen Sağlık Turizmi Paneli’nde konuşan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çetin Kurnaz, "2024 yılında ülkemiz, 2 milyona yakın sağlık turistini misafir etmiş. Samsun özelinde konuşacak olursak, ilimiz 2024 yılında yaklaşık 30 bin yabancı sağlık turistine ev sahipliği yapmış, bu rakamlarla Türkiye genelinde önemli bir yer edinmiştir" dedi. OMÜ Uzaktan Eğitim Merkezi’nde Sağlı Turizmi Paneli yapıldı. Panelde birçok panelist on-line ve yüz yüze kendi alanları ile ilgili bilgi verdi. Panele on-line olarak bağlanan Prof. Dr. Hakan Hakeri "tıp hukuku", Behlül Ünver "sağlık turizmi destekleri", Dr. Ezgi Canpolat ise "sağlık turizmi" ile ilgili konuşma yaptı. Panelin ikinci bölümünde salonda konuşan OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çetin Kurnaz, "Günümüzde sağlık turizminin ortaya çıkışının en temel sebeplerinden biri, bireylerin sağlık hizmetlerine daha kaliteli, daha hızlı ve daha ekonomik koşullarda ulaşma arayışıdır. Birçok ülkede hastalar, kendi ülkelerinde ulaşamadıkları ya da çok uzun süre bekledikleri tedavilere başka ülkelerde daha uygun şartlarda ulaşabilmektedirler. Özellikle Avrupa ve Amerika gibi bölgelerde bu durum ciddi bir soruna dönüşmüş durumdadır. Örneğin Kanada’da bir hastanın sağlık hizmetine erişim süresi ortalama 2,5 ay, İngiltere’de ise bu süre yaklaşık 18 haftadır. Dünyada 2024’te insanlar sağlık anlamında bir ülkeden başka bir ülkeye gitmek için yaklaşık 100 milyar dolar harcamış. Bu tutar 2028’de 125 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir. Bu küresel tablo içerisinde Türkiye, sağlık alanındaki güçlü altyapısı, yüksek kalitedeki hizmet anlayışı, alanında uzman sağlık profesyonelleri ve rekabetçi fiyat politikasıyla öne çıkmakta; her yıl milyonlarca hastayı ağırlamaktadır. 2024 yılında ülkemiz, 2 milyona yakın sağlık turistini misafir etmiş. Samsun özelinde konuşacak olursak, ilimiz 2024 yılında yaklaşık 30 bin yabancı sağlık turistine ev sahipliği yapmış, bu rakamlarla Türkiye genelinde önemli bir yer edinmiştir. Samsun’da hali hazırda 61 sağlık tesisi sağlık turizmi yetki belgesi ile hizmet vermektedir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak bu vizyonun önemli bir paydaşı olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bizler Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak yalnızca tedavi değil, aynı zamanda konfor, güven, etik değerler ve akademik güvenceli sağlık hizmeti sunmayı amaçlıyoruz. Sağlık turizminde Türkiye’yi global ölçekte bir cazibe merkezi haline getirme vizyonuna katkı sağlamak için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Çok güzel bir şey yapabiliriz ama bunu sunamıyorsanız bir şey ifade etmiyor" FBM Tıp Merkezinden Prof. Dr. Hayati Akbaş, "Bu sağlık turizminin en önemli ayaklarından bir tanesi de kendinizi ifade etmek ve tanıtmaktır. Benim kendimi tanıtmam yetmez, ben kendi yaşadığım yeri de tanıtmam lazım dedim. Türkiye’nin Miami’si bir slogan oluşturdum. Samsun’u paylaşmaya başladım. Attığım her videoyu minimum 100 bin, maksimum 100 milyon kişi izledi. Şunu demek istiyorum; biz sağlık turizmi yapıyorsak, öncelikle işimize hakim olacağız. İşimizi severek yapacağız. Ne kadar iyi yaptığımızı, o yaptığımız işi göstermemiz lazım. Benim motivasyonum hiçbir zaman para olmadı. Ben Samsun üzerinden, Türkiye’yi dünyaya tanıtacağım. Tanıtım olmadan turizm olmaz. Sizi kimse bilmek zorunda değil. Çok güzel bir şey yapabiliriz ama bunu sunamıyorsanız bir şey ifade etmiyor. Sağlık turizmi yaparken Türkiye’ye ne kazandırıyoruz? Birincisi para kazandırıyoruz. İkinci Türkiye aşığı oluyor" şeklinde konuştu. İnsanların Samsun’u tercih etme sebepleri OMÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yetkin Bulut, "Neden insanlar Samsun’u tercih ediyor? İlk sırada hekimlerimiz çok iyi. İkinci sırada uygun bir maliyetimiz var. Üçüncü sırada tıbbi anlamda güvenilir hekim son derece önemli. Bir diğeri ise Samsun yaşanabilir bir şehir. Sahil şehri, liman kenti olması, şehir içi ulaşımın kolay olması hakikaten önemli. Zincirin tüm halkalarının aynı pay etrafında toparlanması lazım ki biz burada söz sahibi olabilelim" ifadelerini kullandı. "Bir masanın etrafında onları oturtturmak bir başarıdır" Sivil toplum örgütlerinin ve sağlık turizm derneklerinin öneminden bahseden Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Prof. Dr. Fatih Özkan, "Türkiye’de 170 bin civarında sivil toplum örgütü var. Hepimiz bir meslek sahibiyiz. Bu yapı içerisinde bulunduğumuz zaman kendi sorunlarımızı bir arada yaşayabileceğiz. Sağlık turizmi hem Sağlık Bakanlığı ile ilgili hem Turizm Bakanlığı ile ilgili bir şeydir. 2 tane büyük paydaşı bir araya getirmek istiyorsanız, sağlık turizmi dernekleri bunu yapabilirler. Özel sektör hem dosttur hem de rakiptirler. Bir masanın etrafında onları oturtturmak bir başarıdır. Bunu yapacak olan Sivil toplum örgütlerinin o toplayıcı gücüdür" ifadelerini kullandı. Panelde Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürü Süleyman Demirtaş da bir konuşma yaptı. Panel toplum fotoğraf çekimi ile sona erdi.